Arkadaşlar doğada hayatı idameye sıra gelince tabakta en bol olarak yiyebileceğimiz besinler arasında yılanlar vardır.
Şimdi yılanın yiyimini anlatayım;
Yakaladığımız yılanı öldürdükten sonra 8 cm kuyruk bölümünden 8 cm kafa bölümünden keseceğiz ve kanın iycene akmasını bekleyeceğiz.
Daha sonra derisini güzelce soyacağız.Yanlız dikkat edilmesi gerek nokta şu kanının akması ve kabuğunun et üzerinde hiç bir ufacık nokta bile soyulmamış olmaması gereekir.İstenmeyen olaylara yol açabilir.
Daha sonra köze yatırın afiyet olsun birazda tuz varsa ne mutlu o ana .
başını keser atarsınız sonra jiletle bir çentik açarsınız bouun bölgesinden diğer elinizle sıkıca tutup aşağı doğru sıyırdığınız zaman tıpkı kurban derisi gibi çıkar bu işlem sadece 3 dakika sürer...tadıda balık gibidir...
Ayrıca kafasını kestiğiniz yılana başka türlü bir zarar vermezseniz vücudundaki hücreler saatlerce canlı kalacağından vücudu kıpırdamaya devam edecektir... eskiler bunun gün batımına kadar sürdüğünü söylerlermiş...
Yılanların renkleri ve boyları çeşitlidir. Zehirli yılanların başları üçgen ve kuyrukları küt olur denilse de bu çok güvenilir bir bilgi değildir. Tıpkı deri rnklerinin parlaklığının zehirli olup olmadığı konusunda çok kesin bir bilgi veremeyeceği gibi. Türkiye’de bulunan yılanlar genellikle zehirsizdirler. Yılanlarda iki tür zehir bulunur ve bu zehirler iki farklı mekanizma ile insan vücuduna etki ederler. Birinci çeşit “nerotoksin” dir ve bu zehirler sinir sistemi ve iskelet kaslarına giden sinir uçlarında bozukluklar meydana getirir. (beyindeki solunum merkezi ile solunum kasları arasında tahribata sebep olur – solunumu durdurur ve ölümle sonuçlanır) İkinci çeşit; “Hemolytik toksin” yani kan parçalama özelliğine sahip zehirlerdir. Kan hücrelerine etki ederek hücrelerde parçalanma meydana getirirler. Türkiyede bulunan yılanlarda rastlanılabilen zehirler genellikle ikinci türdedir ve bu yılanların ölümle sonuçlanacak kadar güçlü zehirleri yoktur.
Yılanların saldırgan oldukları söylenir ama tam aksine insan gördükleri zaman genellikle kaçarlar. Kendisine zarar vermediğiniz sürece ondan da kolay kolay bir zarar görmezsiniz.
Tadı tavuk ile balık arasında diye tanımlanabilir ama alışılageldik bir tanımlama yapılamaz. Önce kafası kesilir, ardından bıçağın sivri ucu ile boynundan kuyruğuna kadar boylamasına bir kesik atarak ikiye ayırırsınız. İç organlarını çıkartırsınız (çünkü yılanların vücudunda bulunan tüm salgı bezleri zehirlidir ya da en azından çoğu zehir taşıyor olabilir) soymak kolaydır. üzerinde pul vs kalmaması gerekir. Tuz ile 5-10 dk arasında ovalamak et'in bir nebze de olsa yumuşamasını sağlar. Ama tadı tavuk ya da balığa benzediği için sakın kıvamının da benzeyeceğini zannetmeyin, sakız gibi çiğmenek zorundasınız. Yılan eti ateşin uzağında pişirilmelidir yoksa elinizde ip kalınlığında bir besin maddesi kalır.
Yılan etini bulmak için genellikle biraz meraklı olup, taş - kaya - kütük vb gibi arazide bulunan materyallerin altına bakmanız gerekecek. Özellikle çok sıcak havalarda kayaların gölge olan taraflarında ve tam kayanın dibinde kıvrılmış bir şekilde sieasta yaparlar.