Vay Kahpeler Vay

Özcan Özcanhan

Onursal Üye
Katılım
9 Nis 2009
Mesajlar
62
Tepkime puanı
0
Puanları
0
VAY KAHPELER VAY

Kıbrıs Cumhuriyetinin nasıl kurulduğunu, nasıl garanti edildiğini, nasıl ve ne zaman iki kurucu ortağın ayrıldıklarını bilmiyorlar.

Yunananistan ile Kıbrıs Rumlarının Kıbrısı Yunanistan ile birleştirmek, yani bu toprakları Yunan adası haline getirmek girişimlerini, bu amaçla kan döktüklerini, öldüklerini, öldürdüklerini bilmiyorlar.

1955-58-63 ve 1974 de Kıbrıs adasında ne boyurtlarda şiddet yaşandığını, kaç kişinin göçe zorlandığını, kaç bin kişinin yaşamını yitirdiğini, Kıbrısın Cumhurbaşkanı Makariosun nasıl tahtından indirildiğini, kimler tarafından Elen Kıbrıs Cumhuriyeti ilan edildiğini, Nikos Samsunun nasıl Kıbrıs Cumhurbaşkanı ilan edildiğini de bilmiyorlar. Makariosun kurtulduktan sonra Birlemiş Milletlerde ağlayarak, ülkemi Yunan cuntası işgal ve istila etti dediğini, yardım çağırdığını da bilmiyorlar.

Kıbrısın bağımsızlığını, toprak bütünlüğünü, hiçbir ülkeye veya örgüte kısmen veya bütünü ile bağlanamayacağını, Kıbrıs coğrafyasında yaşamakta olan insanların hayatlarını, haklarını, geleceklerini kimlerin garanti altına aldıklarını da bilmiyorlar. Kıbrıs Cumhuriyetinin Avrupa Birliğine nasıl tam üye olarak kabul edildiğini de bilmiyorlar.

Kıbrıs Türk Geçici yönetiminin, Kıbrıs Türk yönetiminin, Kıbrıs Türk Otonom yönetiminin, Kıbrıs Türk Federe devletinin ve sonunda da Kuzay Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin nasıl ve ne zaman kurulduğunu da bilmiyorlar.

Vay kahpe BM, AB üyeleri, vay kahpe Amerika, Rusya, Çin, Almanya, Fransa, Suusi Arabistan, Libya ve vay dünya devletleri ile kahpe milletleri vay!!

Kıbrısla ilgili hiçbirşey bilmiyorsunuz. Kıbrıs Türklerinin şanlı varolma mücadelesini de bilmiyorsunuz.

Yıllarca Kıbrısta yaşananları bilmesi ve gerekeni yapması gereken garantör ülkelerin de neden zamanında harekete geçmediklerini de bilmiyorsunuz.

Vay kahpeler vay, vay hainler vay, vay Türk düşmanları vay!!

Oldu mu? Beğendiniz mi yazdıklarımı? Ne güzel değil mi?

Bütün dünya devletleri, milletleri, BM, AB ve diğer uluslararası kuruluşlar, örgütler, AİHM, ATAD Kıbrıs’la ilgili hiçbir şey bilmiyor, görmüyor, öğrenmiyor.

Bizim özeleştiri yapmaya cesaret edemeyen liderlerimiz, siyaset adamlarımız, derneklerimiz vs. her ne hal ise her zaman başkalarını suçlamayı, haksızlık ettiklerini, Türk düşmanı olduklarını iddia etmeyi marifet saydı ve sayıyor da.

Erasında gerçekleri görmeyen, bilmeyen, hata üstüne yaaşamsal hatalar yapan bizleriz. Kendi hatalarımız yüzünden dünyadan koptuk, izole edildik. Ama bunu kabule yanaşanımız yok. Başımıza her gelenin sorumluları başkalarıdır. Kendi kendimizi yönetemediğimizin, hazinemizi boşalttığımızın, yağmalamaların, ganimet furyasının, partizanlığın, kayırmacılığın, adaletsizliğin, işsizliğin, KTHY nın batışının, bankaların batışlarının, vergilerin, pahalılığın, ekonomik sıkıntıların, çıkmazların, bunalımların, siyasi ve maddi çıkarlar uğruna partiden partiye, kucaktan kucağa transferlerin, koltuk kapmacalarının da sorumluları hep başkalarıdır, hep yabancılardır, değil mi?

Vah, vah. Vah da ne vah!!

Neler yapmış bizlere bu adaletsiz dünyayı çevirenler!!
Utanmaz Merkel de kalkmış Rumları destekleyici, Türkleri eleştirici beyanatlar vermiş, açıklamalar yapmış, Türkiyeyi suçlamış. Ee, ben soruyorum, Merkelin ve Kıbrısta olup bitenleri bilenlerin ne yapmalarını bekliyordunuz? Alkış mı tutacaklardı, yaşasın KKTC mi diyeceklerdi, yaşasın garantör Türkiye, ne iyi etti de ada üzerinde ayrı bir devlet kurulmasını destekledi mi diyeceklerdi? Kıbrıs sorununun çözümlenmesi için Türklerin attığı bütün adımları, uygulamaları, fedakârlıkları, verdikleri tavizleri, kararlılıklarını kayıtsız şartsız destekliyor ve Rum tarafının olumsuz tutumunu kınıyoruz mu diyeceklerdi? Diyecek olsalardı, Türklerin haklılığına innanmış olsalardı, Rum Cumhuriyeti dediğimiz Kıbrıs Cumhuriyetini müeyyidelerle, cezalarla akıllandırırlardı. Hatta BM ve AB üyeliklerinden bile ihrac ederlerdi. Hristofyası Kıbrısın Cumhurbaşkanı olarak kabul etmez onunla her türlü temas ve ilişkiyi keserlerdi.

Yapmadılar ve yapmayacaklar da. Onların yaptıkları ve yapmaya devam edecekleri KKTC yi tanımamak, Türkiyeyi AB ye tam üye olarak kabul etmemek, her forumda, arenada, her toplantı da Türkiyeyi suçlamak, ona engeller çıkartmak, onu sıkıştırmaktır.

Bunları görüp de ona göre politikalar üretmek, özeleştiri yapmaktan çekinmemek, sürekli olarak başkalarını suçlamaktan vazgeçmek, kendi iç düzenimizi ayarlamak, sosyal, ekonomik ve siyasi barışı sağlamak başlıca hedeflerimiz olmalıdır. Aksi takdirde, kendi hatalarımızın ve Türkiye hükümetlerinin bir AB üyeliği adaylığı için işlediği gafların kurbanı olacağız. Bizler kendi kendimizi anlamayıp da yabancıların bizleri anlamasını, Kıbrıs sorununu bilmelerini, görmelerini, öğrenmelerini beklemek safdilliktir.

Dünyaya karşı meydan okumak, “one minute” diyerek efelenmeler ne Türkiyeyi ne de bizleri ileriye götürecektir.

Merkeli kınadık ha, alınız Almanya sözcüsünden gelen yanıtı ve bir daha düşününüz. Dünya devletleri ve kendi kendimizle barışık olmak mıdır yararlı, yoksa herkese karşı her yerde, her konuda efelenmek mi? Evet, haklı durumlarımızı savunalım, sıkıntılarımızı, çekincelerimizi anlatalım. Zaten bunca yıldır anlatamamış olmamız da başlı başına ciddi bir hata değil midir, ona bakalım. Ne dersiniz?
 
Üst