Usulsüzlük Mü Hırsızlık Mı

Özcan Özcanhan · 7 Haz 2009

USULSÜZLÜK MÜ HIRSIZLIK MI

Yeni hükümet görevi resmen devralırkenden bir yaygaradır kopartıldı.
Hazine tam takır kuru bakır. Bütçe açığı ve diğer açıklar ile borçlar korkunç boyutlarda, sarsıcı ve inanılmaz dendi.
Bir tv programında eski Başbakan Soyeri izledim.
“ Burada raporlar, açıklamalar, meclis tutanakları elimde. Eroğlu hükümeti bunları bilmiyormuydu? Enkaz devralmışlar, borç devralmışlar, hazine boşaltılmışmış... Bunları mecliste tartışmadık mı, bu rakamları ve raporları okumadılar mı? Ama, seçim öncesi bütün bunları bildikleri halde, hükümet olduktan sonra gürültü koparmaya ve eski hükümeti suçlamaya başladılar. Tek bir yolsuzluk, usülsüzlük, gereksiz harcama yapıldıysa, hiç beklemesinler, 24 saat olmadan, Başsavcılığa suç duyurusunda bulunsunlar...” gibi ifadeler kullanarak Eroğlu hükümetine ve Hazineden, maliyeden sorumlu bakanına meydan okudu.
Buyurunuz Sayın Eroğlu. İşte size çağrı ve fırsat. Hem de Sayın Ferdi Sabit Soyerden.
Meclis Araştırma Komisyonu da kurdurunuz ve soruşturma, araştırma başlatınız, Başsavcılığı da harekete geçiriniz.
Hazineyi kimler, nasıl soydu, nerede, nasıl gereksiz harcamalar yaptı? Kadrolara yeni kadrolar ekleyen, kamu harcamalarına dağlar kadar yük yükleyen kimlerdir?
Yandaşlara kıyaklar hazırlayan, hazırladığı ve sağladığı iddia edilen maliye Bakanlığı yapan Ahmet Uzunu hesaba çekiniz. Zor mu, imkansız mı? O artık Bakan filan değildir mi denecek?
Ortada Elektrik, Sayıştay, yandaş medya, yakınlara dağıtılan milyarlar sırıtıp durmuyor mu?
Yalnız elektrik borçlarını ödemeyenler, aldıkları kredileri ödemeyenler hesaba çekilse !!!
Milyarları bulan ve tahsil edilmeyen miktarlar. Diğer yanda vergi kaçakcılığı, Sosyal Sigorta ve İhtiyat Sandığı primlerini ödemeyen işverenler ve çalışanlar... Sıralayalım mı? Sayfalar sığmaz.
Kimilerine göre yukarda bahsettiklerim, “devleti soymak, çalmak, hırsızlıktır, utanmazlıktır”.
Öyle olduğu kabul edilirse , bunları yapanların sorgulanması, yargı önüne çıkartılması gerekmez mi? Hükümet edenler göz yummuş ise, usülsüzlük yapmış ise onlar da hesap vermeye mecbur edilmeli değil mi?
Sayın Soyer, tv programında, Ahmet Uzunu müdafaa etti ve, “Salih Coşar hocam, Mehmet Bayram da maliye bakanlığı yaptılar. Onları da top ateşine tutmadılar mı. Mehmet Bayram da, Coşar da sık sık itham altında bırakılmadı mı” diyerek Ahmet Uzunun icraatını nerede ise akladı ve destekledi. Fakat, hata yapıldıysa, usülsüzlük, gereksiz harcama ve devleti zarara sokmak varsa buyursunlar hemen Başsavcılığa suç duyurusunda bulunsunlar” dedi.
Sayın Soyer ve Sayın Ahmet Uzun,
Edinilen bilgilere göre bazı medya kuruluşlarına trilyonlar dağıtılmadı mı? Sayın Ersin Tatara göre, ilgilenen bazı diğer kişilere göre, “inanılmaz boyutlarda, miktarlarda para dağıtıldı. Onunlada kalınmadı daha başka avantajlar da sağlandı”. Bunlar öz evlatlarınız, geriye kalanlar üvey evlatlarınız mıydı? Elektrik, telefon faturalarını ödemeyenler, çalışanlarının sosyal sigorta ve ihtiyat sandığı primlerini ödemeyenler, kurumlar, işverenler miydi, “yandaş” medya mıydı? Neden mertce açıklama yapılmıyor? Herkes şaibe altında bırakılıyor? Kimler devleti ve hazinesini harmanladıysa, yuttuklarını kussunlar.
Zavallı ,sıradan vatandaş geçimini zar zor sağlarken, elektrik ve su faturalarını gününde ödeyemedi diye cezalandırılırken, elektriği suyu kesilirken .. devletten nemalananlar, fiyakalı arabalarında herkese hava atarken , vergilerini gününde ödemek, faturalarını, borçlarını zamanında kapatmak mecburiyetinde değiller mi? Onlar imtiyazlılar, dokunulmazlıkları olanlar kategorisinde mi? Seçim öncesinde sürekli ikamet izni (Beyaz Kimlik kartı) dağıtılanlar ve insanlardan binlerce lira tahsil edenler söz konusu insanları aldatmadı mı? Bunun hesabını kim , kime soracak? O paracıklar da nereye gitti?
Dünkü yazısında Mehmet Davulcu kardeşim de vurguladı. Okuyan, ilgilenen, etkilenen yetkili, sorumlu kimse yok mu bu memlekette diye sorarak noktalıyorum.
Ancak, Eroğlu hükümetini, icraatlarını, yolsuzluklara, hırsızlıklara, usülsüzlüklere karşı ne gibi önlemler aldığını izlemeye ve sorgulamaya devam edeceğiz.
Yeni hükümetimiz harcamalarda kısıtlamaya gidecek mi, eşel mobili, 13 üncü maaşları, kazanılmış hakları ve maaşları kırpmayı mı gerçekleştirecek, gerçekleştirebilecek mi? Acaba, Eroğlu hükümeti Ankaranın isteklerine ve talimatlarına karşı dikilecek mi? Çok merak ediyor eski koalisyon ortakları da , halkımız da, kamu görevlileri ve emekliler de, sigortalardan yardım alanlar da.....
Devletten, iddia edildiği gibi, çalanlar, dolandıranlar, soyanlar, avantalar sağlayanlar teşhir edilerek, cezalandırılacak, yaptıklarının bedelini ödemeleri istenecek mi, halkın daha da büyük merak konusudur?
Halkın, seçmenin, hatta Ankaranın beklentileri mi olacak Eroğlu hükümetinin yönlendiricisi? Yakında belli olmalıdır.

03 Haziran 2009, Çarşamba
Yazar Özcan Özcanhan

CANBULAT · 7 Haz 2009

Cevap: Usulsüzlük Mü Hırsızlık Mı

Usulsüzlük mü, hırsızlık mı anlamam ama zamanında Türkiye'den 1.5 milyar dolar alıpta Lokmacı geçitini yapıp daha sonra ruma yaranmak ve şehitlerimizin kemiklerini sızlatmak için yıkılan ve sonuçta bu parayı da çöpe atan bir Cumhurbaşkanımız var.

Umarim bu iki harita elimizdekilerin degerini ogretir bizlere.

Vedat Kuşaklı · 11 Haz 2009

Cevap: Usulsüzlük Mü Hırsızlık Mı

Bu yazı ve hakkındaki yorumlar hakikatlerin başka bir yönünün çıplak bir aynası olmuş.Evet! Araştırma komisyonu tahkikatları,savcıların harekete geçmesi,sorumluların bedel ödemesi şart.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti;her bir Türk Devleti gibi kanla,canla kuruldu.

Ara

Usulsüzlük Mü Hırsızlık Mı

Özcan Özcanhan

Onursal Üye

CANBULAT

-Otağ Hanı-

Vedat Kuşaklı

Onursal Üye