Türk Ordusunun Evrensel Uygarlıklardaki Değeri

KÜLTEGİN

Genel Koordinatör
Katılım
18 Şub 2008
Mesajlar
1,731
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
Tanrı Dağlarında

Son zamanlarda Türk ordusunu karalama siyaseti güdülmektedir. Bu siyaseti yürütenler Türk Ordusunun zaman ve mekânda, Uygarlıklar dünyasındaki evrensel değerini bilmemektedirler. Şunu kuvvetle iddia edebiliriz ki, Türk ordusunun bu seçkin yerine tüm dünyada, başlangıçtan günümüze kadar kurulmuş ve yok olmuş en büyük ordular ve günümüzdeki en kudretli Amerikan ordusu dahil, hiç biri sahip olamamışlardır. Olamazlar da… Çünkü, onun değeri tarihin içinde, onun derinliklerinde oluşan Ön-Türk Evrensel Uygarlığının ayrılmaz bir parçası olarak gelmektedir. Sahip oldukları ileri seviyedeki düşünce kabiliyetleriyle Yazıyı bulan ilk siyasal kuruluşları oluşturan, Gök Kültü / Ateş Kültü inançlarıyla Tek tanrı kavramını kuramsallaştıran, varlık / yokluk kavramlarını inceleyen ve ondan bu şekilde çok kapsamlı varmış olan Ön-Ata Kültürü’nde doğmuştur.



Tarihteki Batı’da, krallar ve askerler okuma yazma bilmezler . Ancak rahip sınıfı okuma yazma sahibidirler. Ve bu üstünlükleriyle, derebeylikleri ve krallıkları etkileriyle istedikleri şekle sokmuşlardır. Ön-atlarımızda ise, okuyup yazma bilenler kumandanlar ve, İsız Uyubuz qul’lar(rahipler)dır.

.

Batı dünyası ve Batı’nın yazdığı Evrensel tarihe göre, İlk büyük tarihçi Herodot’tur. Dünya günümüze kadar bu yanılgı içinde yaşamıştır. Tarihsel gerçekler bu şerefin , ilk tarihçilere sahip olma şerefinin ,ön-Atlarımıza ait olduğunu gösterirler :

K.Mirşan’ın Üst Asya’da Uluğ-Kem vadisinde, Sülyek köyündeki kaya yazıtlarında bulduğu ve okuduğu Karargâh personeli yetiştirmek için verilen ders cümlesi, askerin okuyup yazma bildiğini uygarlık dünyasına haykıran, değeri henüz resmî(K.Mirşan Alfabetik yazı başlangıcı) araştırmacılarımız tarafından takdir edilmemiş olan bir görsel belgedir. Tarihini, yazı karakterine bakarak – şimdilik (– 7 / 6binler) olacağını düşünüyoruz.



Gelelim tarihçilere :

· Herodot İ.Ö.484/420 yıllarında yaşamıştır.

· İlk Türk tarihçisine gelince, Ordu Komutanı Bilge Atung Uquq İ.Ö 572 / 535 yıllarında yani,Herodot’tan 87 yıl önce…

· İkincisi ise, Ordu Komutanı Öngre-Binğabaşı İ.Ö 530/535, yani, 46 yıl önce doğmuşlardır.

Örneğin, Öngre- Binğabaşı’nın , Bilinmeyen ya da Bilinmek İstenmeyen geçmişteki Türk tarihine ışık tutan iki büyük yazıtını aşağıya alıyoruz TARİAT ve ŞİNE-USU



Yazıtların başlığı şöyledir :

ÖTÜMİN KÜNLİG BİTİG BïLGÜ BİTİNGÜÇÜ , ÖNGRE-BİNĞABAŞI

Geçmiş Günlere Ait Yazılı Belge, yazanı ÖNGRE-BİNĞABAŞI .



TARİAT yazıtı : Moğul Cumhuriyetinin Arxanğay aymağının TARİAT bölgesindeki Terhingol ırmağı vadisinde 1969 yılında bulunmuştur , Bir kaplumbağa heykelinin üstüne oturtulmuştur.T.Tekin tarafından Belleten, cilt XLVI sayı 184 , ekim 1982’de yayınlanmıştır

Bölüm 1 : Tengride Bolmış Ïl Ïtmiş,, Bïlge Qağan…Bu başlangıç cümlesinin anlamı şudur ;

· Tengride Bolmış , Tanrıda var olmuş, yani ezeldenberi var olan,

· Ïl = halk, Ïtmiş = kalkındırmış, Halkı kalkındırmış

· Bïlge…Bil/e, belde’ye, egemenlik’e demektirki, Bu kelime (bil)in, (bilgi)nin kökü olduğ sanılmış ve BİLGE – çok yanlış olaral bilgin anlamına kullanılmıştır. BİL/ge, Asya Türkçelerinde ,örneğin, Edirne/ge, İzmir/ge şeklinde kullanılmaktadır.

· Bïlge Qağan, Egemenliğe Qağan, Egemenliğin Qağanı demektir.

Cümleyi toplarsak :

· “Evren’in yaradılışından beri var olan halkı kalkındıran, Egemenliğin Qağanı” demektir.



Bölüm 2 : Türük Bil’in kuruluşunu anlatır. Birbirini devamı hâlindedir.Bu yazıt da Moğolistanın Mogoitsu ırmağı Şine Usu gölü yöresinde Finliler tarafından 1909’da bulunmuş Ve Ramstedt tarafından 1918’de yayımlanmıştır.18 bölümdür

· Resmî tarihin sırtını dönmüş olduğu bu Türük Egemenliği, İ.Ö. 879’da kurulmuş ve İ.S.580’de sona ermiş, 1450 yıllık 5 At-Oğ(hanedan)u içeren Türk tarih ve kültürünü ortaya koymuştur. Her iki yazıt K. Mirşan tarafından okunarak Anadolu Prototürkleri kitabında sunulmuştur.

· Batılılarca ileri sürülmüş olan Resmî Türk tarihi, Türük Bïl diye bir Qağanlığın varlığını bilmez, Bu egemenliğin İsadan sonraki döneminde örneğin, Gök Türk devletini yaratırlar. Ayrıca Bu ad gerekli Türkçeler bilinmediğinden -çünkü Türkçe 41 lehçeden oluşur, bunlardan , Anadolu Türkçe’si Türk Kültürü araştırmaları için asla yeterli değildir. Osmanlıca ise söz konusu bile olamaz.– önce GÖK-TÜRK diye okunmuş sonraları bu adın okunuşu KÖK TÜRK’e dönüştürülmüştür. Gerçek okunuş şekli ÖKÜK-TÜRÜK’tür ve Rabbânî Türk demektir. İşte burada karşımıza büyük bir târihî gerçek çıkar : Asyalı kardeşlerimiz, BİZ BÖYLE BİR TARİH YAŞAMADIK derler, resmî tarih ise.hâlâ, Gök-Türk devletinden söz eder..



Bu serinin 15’nci, TUTUQ BAŞ ( Çanakkale) seferi bölümü’nde İstanbul’da İlk kurulan devletin Ön-Türk Devleti olduğunu ve adının da :

· OY- URUM ATIN,

· Başkentin adının, yani İstanbul’un tarihteki ilk adının OY-OĞ olduğunu da öğrenmekteyiz…Bu yazılı belgeden sonra hâlâ BİZANS diye tutturmanın ne kadar boş olduğu meydandadır ; yeter ki Resmî Tarih bu yazılı belgelere sırtını dönmekten vazgeçsin.. Yazıtın, Makedonya ve Balkanları , yazıları ve ileri seviyedeki kültürleriyle yurt edinmelerinin Yunandan binlerce yıl önce olduğuyla ilgili bilgiler verdiğini bu kısa yazıda açıklayamayız.



Kimi süper entellerin ,“ Adriyatik’ten Çin’e kadar” diye alay konusu yaptıkları geniş sahada ,her şeyden önce ,Türk dil ve kültürüyle egemen olduğu Türük Bil’in

· topraklarını teftiş etmek,

· askerî teşkilât kurmak ve

· savaşlar nedeniyle, bu uçsuz bucaksız toprakları at üstünde dolaşarak tanıyan kimi komutanlar, gördüklerini, bildiklerini taşa vurdutmuşlar, böylece bir bölüm, Ön-ata tarihinin ve kültürünün evrensel uygarlıklarda aldığı yeri ebedîleştirmişlerdir



Türk ordusu, tarih boyunca aydın ve türdeş bir kitle olmak niteliğini daima korumuştur.

Günümüzde, çok yönlü bir okul vasfı yanında, Demokrasi, Bölünmez Ulus Devletin ve Lâikliğin koruyucu ve kollayıcısı olarak ulusal görevini sürdürmektedir.



Ülkemizi kargaşa içinde bırakmak isteyen Dış güçlerin yaptıkları,ordumuzu değersizlendirme kampanyasına ancak, vatan sevgisi açık eksiltmeye konulmuş, cehalet ve gaflet içinde yolunu şaşırmış olan kendi iş birlikçileri Inanmaktadır ya da, pespaye çıkarları uğruna inanmış olma rolünü, en ufak bir vicdan azabı duymadan oynamaktadırlar. …Binlerce yıldır dimdik ayakta duran Ordumuz sarsılmaz gücüyle sap sağlam yerinde ve görev başındadır.



ËBİN ËMÜ UQ ËS A

image004.jpg



Karagâhı yönetecek personelin okuyup yazma bilmeleri için ,üst Asyada ULUĞ-KEM vadisindeki SÜLYEK köyünün adını taşıyan yazıtların arasında bulunan bu yazıt “ Karargâh(personeli) yetiştirmek için verilen ders “ diye okunmaktadır.(K.Mirşan)



*( Evrensel Uygarlıkların Köken Kültürü 1A -1B, Halûk Tarcan)



Halûk Tarcan
 
Üst