TMT Derneği′nden Kıbrıs Türk Halkı′na Duyuru.

Her gün ara vermeden ortaya konan ve hepimizce bilinen Rum görüşleri karşısında yetkililerimizin sessizliği tercih etmeleri bizler İçin son derece üzüntü vericidir. Hala daha Rumlardan medet umarak siyaset yapmaya çalışanlara şaşmamak elde değildir.
Rum′un barış ve çözüm ister görüntüsü yaratmak için sergilediği tutum karşısında tepkisiz kalmanın haklı bir gerekçesi olamaz... Halkımızı daha fazla endişe ve belirsizlik içerisine sokmaya kimsenin hakkı olmamalıdır. Çünkü Rumların zihniyetinde en küçük bir değişiklik olmadığı apaçık ortadadır.
Bir yandan masada çözüm arayışı devam ederken diğer yandan Rumlar, Kıbrıs Türk halkına yıllarca zulmedip onların her türlü hak ve hukukunu gasp ettiklerini adeta inkar ederek kendilerine ait mülkiyet hakkının, uluslar arası hukuk kuralları ve Avrupa, sözleşmeleri ile teminat altına alındığını ve Türk tarafının buna saygı göstermesini ve Rumların mülklerine geri dönmesi olmazsa olmaz şartları olduğunu ifade etmekte ve meseleyi bireysel çözüme indirgemek istemektedirler.
Rum, kendi hak ve hukukuna saygı gösterilmesini beklerken, Türk halkının bunca yıl gasp edilen haklarının da güvence altına alınması gerektiğini her nedense kimse dikkate almak istememektedir.
Kıbrıs′ta kendilerinin ve Yunanistan′ın sebep olduğu bir savaş olmuştur. Bu savaşta mağlup olan onlardır. 21 Aralık 1963′te başlayıp 11 yıl süren Kıbrıs Türk halkını yok etme amaçlı kanlı saldırılarının neden olduğu feci sonuçların yarattığı yıkım ve kayıpları telafi etmesi gereken Rumlar ve Yunanlılar değil midir?
Haksız ve acımasızca Kıbrıs Türk halkına reva görülen uygulamalar unutturulmaya ve “sorun Türk Silahlı Kuvvetleri′nin Rum mülklerini işgal etmesiyle başlamıştır” şeklinde bir izlenim yaratılmaya çalışılmakta ve Rumların özel mülkiyet haklarını gündemde tutarak Türklerin özel mülkiyetten daha önemli olan yaşama haklarını görmezlikten geliyorlar. Kıbrıs′ın gerçekleri ile bağdaşmayan böylesi bir yaklaşımı haklı kılacak hiçbir gerekçe yoktur...
Kıbrıs Türk halkının Adadaki haklı ve meşru varlığı, kurmak zorunda bırakıldığı ve son seçeneği olan devleti, onları görmezlikten gelen gayri meşru terörist bir yönetimin temsilcisini muhatap kabul ederek görüşme masasında feda edilemez ve buna Kıbrıs Türk halkı ile Türk ulusu asla fırsat vermeyecektir.
Türk Ulusu ve Kıbrıs Türk halkı, her şeyi ile Türk olan Kıbrıs Adası için nice ağır bedeller ödemiştir, Ada′nın son elli yıl içerisinde yaşanan gerçekleri de dikkate alındığında, iki ayrı devlet, iki ayrı halk ve iki ayrı egemenlik esasında, anavatanın vazgeçilmez garantörlüğünde sağlanacak bir çözümü, Kıbrıs Türk halkı, en ideal ve yaşayabilir seçenek olarak görmektedir.
Bu düşüncelerle, müzakere masalarında daha fazla zaman kaybetmeye ve halkımızı, gerçekleşmesi mümkün olmayan vaat ve telkinlerle oyalamaya gerek olmadığını bir kez daha vurgulamakta yarar görüyoruz...

Cevap: TMT Derneği′nden Kıbrıs Türk Halkı′na Duyuru.

Türklerden birşey alınacaksa bu askeri yolla olmaz. Yukarıdaki gelişmelerde bunun bir örneği.

Cevap: TMT Derneği′nden Kıbrıs Türk Halkı′na Duyuru.

Kendi kendilerini avutuyorlar. Halk gerçeği gördüğü için bir beklentisi kalmadı.

Cevap: TMT Derneği′nden Kıbrıs Türk Halkı′na Duyuru.

Artık rüyalarında bile alamazlar:d

Cevap: TMT Derneği′nden Kıbrıs Türk Halkı′na Duyuru.

Gelecek planlarını açıkladı rum tarafı; müzakerelerdeki başarısızlığı Türk tarafına yaıkacağız diye.Talat ne verirse neyini verirse versin rum bu birlikteliğe yanaşmayacak.Çünkü herkesçe malum amaçları adada rum yönetiminde tek bir devlet oluşturmak.Atılan her adım boşa ve gereksiz.

Ya istiklal ya ölüm.​

Cevap: TMT Derneği′nden Kıbrıs Türk Halkı′na Duyuru.

Atılan her adım yapılan her görüşme rumu daha çok köşeye kıstırırmış da ab bm görecekmiş Kıbrıs Türklerinin ii niyetini pehhhh... Gördük hepsini Annan Planı zamanında rumlar hayır dedi halen gelse aynı plan yine hayır deriz diyorlar neden hayır deyecekler çünkü bu tavizleri bu planı kıbrıs Türk ü rahatca kabul etti anavatanının da istegiyle, o zaman napmalı ne de olsa Türkler ne desek evet deyecek o zaman işi yokuşa sürmeye devam tavizz koparmaya devam diye bakar rumlar olaya durum böle olunca da yapılan her görüşme bizi daha çok helen kıbrıs a götürüyor malesef...
Artık kesin şu maskaralıkları nolacaksa olsun artık madem istemezler bizi o zaman tanıtalım artık devletimizi tanınma isteyelim çagrılar yapalım milli politikamız devlet politikamız bu olsun.....