TANRISEVDİ VE SADIKOĞLU
Yukarda bahsettiğim iki ismi gençlerimizin çoğunun bilmediğini, tanımadığını bir kez daha üzülerek gördüm.
Zaten, genç kuşağımızın geçmişimizle, bu topraklar üzerinde varlığımızı sürdürmek için verilen mücadeleyle yeterince ilgilendiklerine de tanık olmadım. Mutlu ve güven içinde yaşadıkları şu anda kendilerine bu yaşam ortamını hazırlayanları hiç ama hiç bilmediklerini, tanımak ve öğrenmek istemediklerini görmek ne büyük bahtsızlıktır!!
Kemal Tanrısevdi ve İsmail Sadıkoğlu, Burhan Nalbantoğlu ile birlikte Rumların ENOSİS-adayı Yunanistana ilhakı- girişimlerini anında sezen ve Kıbrıs Türkünün örgütlenmesini sağlayan ilk üç isimdir.
Kıbrıs Türk Mukavemetini EOKA ya ve Yunan Bizans oyunlarına, komplolarına karşı hazırlayan bu değerli mücadeleci kişileri ölüm yıldönümlerinde kabirleri başlarında anarken bile ne bir gencimizi, siyasi liderimizi, ne Gaziler derneğinden yetkilileri, ne de halka durmadan umut pompalamakta olanları görmemenin burukluğu içindeyim.
Bir kıyaslama yapmaya da gönlüm el vermiyor. Ama, EOKA cıların ölüm yıldönümlerinde, EOKA nın 1 Nisan 1955 de kanlı teror hareketine geçişlerini her yıl nasıl andıklarını gördükce üzüntüm daha da artıyor.
Bizler de unutmamalıyız. Bunu kin ve nefret saçmak, aşılamak için yapmıyorum. Geçmişimizi, tarihimizi iyi bilmemiz ve ona göre hareket etmemiz için yazıyorum.
EOKA ve Yunan oyunlarına karşı Kıbrıs Türk toplumunu uyaran, toparlayan ve hazırlayan Kemal Tanrısevdi, İsmail Sadıkoğlu, Burhan Nalbantoğlu nasıl unutulabilir? Yoksa onları gençlerimize tanıtan hiç mi birileri çıkmadı?
Bereket versin ki TMT Başkanı Yılmaz Bora, Mücahitler Derneği Başkanı Vural Türkmen gereken anma törenlerinde bilfiil yer aldı ve konuşmalarında bu fedakar insanların yaptıklarını dile getirdi.
Gözlerim Sayın Denktaşı da, Şehit ve Malül Gaziler derneği yetkililerini de aradı.. Siyasi liderleri de, eğitimcileri de... Ne yazık yoktular. Belki de rahtsızdılar veya çok daha önemli işleri vardı. Ya medyamıza ne demeli. Çok az ilgi gösterdi. Bir de Rum medyasına bakalım. EOKA ve mücadelesi için yaptıkları yayınlar, yazdıkları kitaplar bizimkilerle kıyaslanamaz. Biz sınıfta kalırız onların yanında. Amaç, nefret ve kin aşılamak değildir. Gençlere tarihimizi ve gerçek yaşananları duyurmak, öğretmektir.
Kara Çete, 15 Eylüh Hareketi, VOLKAN ve TMT nasıl ve ne maksatla kurulmuştu. VERDİĞİ MÜCADELE, KAYBEDİLEN CANLAR, VERİLEN ŞEHİTLER, TERKEDİLEN Türk köyleri ve toprakları halkımıza, gençliğimize anlatılmadan Kıbrısın geleceği şekillendirilemez.
Rum okul kitaplarında, Hristofyasın dediği Mitolojik, efsanevi kahramanlar ve uyduruk hikayelerle minnacık Rum çocuklarına nefret, kin ve Türk düşmanlığı aşılanmıyor da, benim gençlerime bu halkın çektikleri, yakın tarihimiz anlatılırsa, öğretilirse düşmanlık, kin ve nefret tohumu saçmak mı olur?
Kendimize gelelim. Tarihimizi, verilen mücadeleyi, yapılan fedakarlıkları, kaybedilen şehitleri,köyleri, malı mülkü hatırlayalım.
Rumla masada barış ve çözüm müzakereleri, pazarlıkları yaparken bunları ve bunlar uğruna canlarını verenleri hatırlayalım. Önlerinde saygı ile eğilelim. Rumlar EOKA nın ve gerillalarının hedefine ulaşıncaya kadar mücadeleyi sürdüreceklerini ilan ederlerken bizler de barış, güven ve çözüm için elimizden gelen katkıyı koyacağımızı ama ASLA geçmişimizi ve geleceğimizi Rum-Yuınan ikilisine teslim etmiyeceğimizi açıklıkla vurgulayalım.
Kemal Tanrısevdiye, İsmail Sadıkoğluna, Burhan Nalbantoğluna ve canlarını veren, sakat kalan kardeşlerimize gönül dolusu dualar edelim.
Onları unutmayalım.
03 Nisan 2009
Özcan Özcanhan