Şimdi Senden Geriye Kocaman Bir Ayrılık Var

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
1demethuzunblogcucomgq7.jpg


Sahipsiz bir uçuruma düştü gözlerim
Aşkın yalnızlığına vurdum gecemi
Yine havada kan kokusu var.
Yine hüzün firarında yüreğim…
Uçurumlar özgürü bir failin günlüğünden düşüyorum.
Ve sayfa sayfa ölüyorum,
Sana yazılmış tozlu bir romanda
Beni ihbar ediyorsun ayrılığa,
Ayrılıksa kan kusturuyor,kelepçeli yalnızlığıma…

63351117ee2.gif

Kinim yeşeriyor sarı sayfalarda
Sisli bir kabus oluyorum.
Çatlayan bileklerim seni arıyor, dilim susuyor yine.
Olumsuz bir kent düşüyor yastığıma
Sen ölüm oluyorsun beynimin labirentlerinde.
Alnımda bir kavga duruyor ,kaşlarım ayrılığa çatılı,
Ben seni tüketiyorum ateş çemberi yaşamalarımda.
Ve tükenmişlik oluyorum ömrümün geri kalanında.
İçimde ölüyor bu şehrin insanları,
Ben yalın ayak kor taşıyorum kara kışlara.
Soğuğum sen ,gecem sen, yangınım sen …
Bir avuç kül savruluyor uzaklara,
Gözlerimde kan sonbahar kokularında.
Her hücremde bin intihar büyüyor.
Ve sen can çekişiyorsun kuytularımda.
Bense kayboluyorum…
alıntı
 

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
1demethuzunmx0.jpg

gittiniz
yıkıldı dilimin köprüsü,
konusamadım


elimi tuttugunuz gecede kaldı aklım
sesinizden dökülen nagmeler,
gözlerimden aktı
siir mi onarmıstı kırılan yüreklerimizi,
yoksa aska tutkulu iki günahkâr mıydık?


gittiniz,
içinden çıkamadıgım bir sessizlik düstü payıma

ıslandıgımız yagmur
dibini gördügümüz kadeh

kim bilir kaç intihar düstü yolumuza,
yürümeye devam ettik
siz mi yasınızı almıstınız,
yoksa yasam dolu olan ben miydim?


gittiniz,
devrik bir sızı kıvrıldı dudagıma

sevistigimiz sarkılar dogum yaparken,
yatagında nöbet tutardık çıplak kavusmaların
simdiyse bilmiyorum
kahkahanız mı ısıtırdı içimi,
yoksa kollarınızda müjdelenen bahar mı?


gittiniz,
isimsiz bir sehir oldum haritanızda

merhaba sevgilim
hosça kal yâlnızlık
daha kaç gece sürer bu heyecan diye,
düsünmeden sarıldım

nerdesiniz,
karanlıktan korktugumu nasıl bilmezsiniz?


ama gittiniz,
agır veda havası çaldı sokak ortasında


Pelin ONAY
 

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE

2849lagrimq110bc.jpg


htmlkod_11.gif


[FONT=Courier New, Courier, mono]GİTTİN BEN ARKADINADAN ÖYLECE BAKTIM
[FONT=Courier New, Courier, mono]OYSA SÖYLENECEK O KADAR ÇOK ŞEYİM VARDI Kİ
alıntı
 

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
[FONT=Courier New, Courier, mono]ÖMÜR DEDİĞİN NEDİRKİ, CAN DEDİĞİN KAÇ KURUŞLUK; BİR CANIMI GÖZLERİNE, BİR CANIMI SÖZLERİNE, YÜREĞİNE BİN CAN VERDİM, BİR CANIMDA HASRETİNE GİRMESİN...

divis11lc2.gif


Bir çığlık var yüreğimde senin için seslenen, bir engel var dizginlerimde senin için gerilen. Bir yarim olsaydı benim için üzülen, OLURMUYDU HİÇ ARDIMDAN SEVİNEN...


divis11lc2.gif

[FONT=Georgia, Arial, Helvetica, sans-serif]BAŞKASINA KENDİNDEN FAZLA DEĞER VERME
[FONT=Georgia, Arial, Helvetica, sans-serif]YA ONU KAYBEDERSİN,YADA KENDİNİ MAHVEDERSİN
[FONT=Georgia, Arial, Helvetica, sans-serif]TERKEDENDEN ALINACAK EN BÜYÜK İNTİKAM
[FONT=Georgia, Arial, Helvetica, sans-serif]ONA KUPKURU,SEVGİSİZ GÖZLERLE BAKMAKTIR


animdevider1asv1.gif


2537151.jpg


animdevider1asv1.gif


[FONT=Times New Roman, Times, serif]ÜZMESİN SENİ KARŞILIKSIZ SEVGİLER
[FONT=Times New Roman, Times, serif]BAĞRINA TAŞ BASARSIN ACILAR BİRGÜN DİNER
[FONT=Times New Roman, Times, serif]GİDEN GİTSİN ALDIRMA YANGINLARDA SÖNER
[FONT=Times New Roman, Times, serif]SAKIN ARKANA BAKMA KRALLAR ÖNDE GİDER



78801212ci5.gif


[FONT=Trebuchet MS, Arial, Helvetica, sans-serif]BELKİ ANLAMADIĞIM BalıntıaİR HİS,BELKİ SANA KIZAMADIĞIMIN BİR BELGESİ
[FONT=Trebuchet MS, Arial, Helvetica, sans-serif]BELKİDE SAMİMİYETİ YANLIŞ ZAMANDA YANLIŞ İNSANDA
[FONT=Trebuchet MS, Arial, Helvetica, sans-serif]ARAMANIN ÇARESİZ ANLATILIŞI İDİ

78801212ci5.gif
 

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
i1091009771110624pi.gif


[FONT=Georgia, Arial, Helvetica, sans-serif]O kadar da önemli değildir bırakıp gitmeler,
arkalarında doldurulması
mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.

[FONT=Georgia, Arial, Helvetica, sans-serif]
[FONT=Georgia, Arial, Helvetica, sans-serif]Dayanılması o kadar da zor değildir, büyük ayrılıklar bile,
en güzel yerde başlatılsaydı eğer.

Utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer

Yüz kızartıcı bir suç değildir hırsızlık,
çalınan birinin kalbiyse eğer.

Korkulacak bir yanı yoktur aşkların,
insan bütün derilerden soyunabilseydi eğer.

O kadar da yürek burkmazdı alışılmış bir ses,
hiçbir zaman duyulmasaydı eğer.

Daha çabuk unuturdu belki su sızdırmayan sarılmalar,
kara sevdayla sarıp sarmalanmasalardı eğer.

Belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine delice bakmasalardı eğer.

Çabuk unutulurdu ıslak bir öpücüğün yakıcı tadı belki de
kalp, göğüs kafesine o kadar yüklenmeseydi eğer.

Yerini başka şeyler alabilirdi uzun gece sohbetlerinin,
son sigara yudum yudum paylaşılmasaydı eğer.

Düşlere bile kar yağmazdı hiçbir zaman,
meydan savaşlarında korkular, aşkı ağır yaralamasaydı eğer.

Su gibi akıp geçerdi hiç geçmeyecekmiş gibi duran zaman,
beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer.

Rengi bile solardı düşlerdeki saçların zamanla,
tanımsız kokuları yastıklara yapışıp kalmasaydı eğer.

O büyük, o görkemli son, ölüm bile anlamını yitirirdi,
yaşanılası her şey yaşanmış olsaydı eğer.

O kadar da çekilmez olmazdı yalnızlıklar,
son umut ışığı da sönmemiş olsaydı eğer.

Bu kadar da ısıtmazdı belki de bahar güneşleri,
her kaybedişin ardından hayat yeniden başlamasaydı eğer.

Kahvaltıdan da önce sigaraya sarılmak şart olmazdı belki de,
dev bir özlem dalgası meydan okumasaydı eğer.

Anılarda kalırdı belki de zamanla ince bel,
namussuz çay bile ince belli bardaktan verilmeseydi eğer.

Uykusuzluklar yıkıp geçmezdi, kısacık kestirmelerin ardından,
dokunulası ipek ten bir o kadar uzakta olmasaydı eğer.

Issız bir yuva bile cennete dönüşebilirdi belki de,
sıcak bir gülüşle ısıtılsaydı eğer.

Yoksul düşmezdi yıllanmış şarap tadındaki şiirler böylesine,
kulağına okunacak biri olsaydı eğer.

İnanmak mümkün olmazdı her aşkın bağrında bir ayrılık gizlendiğine belki de,
kartvizitinde 'onca ayrılığın birinci dereceden failidir' denmeseydi eğer.

Gerçekten boynunu bükmezdi papatyalar,
ihanetinden onlar da payını almasaydı eğer.

Issızlığa teslim olmazdı sahiller,
Kendi belirsiz sahillerinde amaçsız gezintilerle avunmaya kalkmamış olsaydın eğer.

Sen gittikten sonra yalnız kalacağım.
Yalnız kalmaktan korkmuyorum da,
ya canım ellerini tutmak isterse...

Evet Sevgili,
Kim özlerdi avuç içlerinin ter kokusunu,
kim uzanmak isterdi ince parmaklarına,
mazilerinde görkemli bir yaşanmışlığa tanıklık etmiş olmasalardı eğer!!

[FONT=Georgia, Arial, Helvetica, sans-serif]
[FONT=Georgia, Arial, Helvetica, sans-serif]Can YÜCEL
 

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE

ÇEMBER ÇEVRİLİR
SU MUSLUKTAN İÇİLİR
AĞAÇLARA TIRMANILIRDI.
BEBEKLER BEZDEN,
SİLAHLAR TAHTADAN
RESİMLER KÖMÜR KARASINDAN YAPILIRDI.
KIZLARA NİNELERİNİN,
ERKEKLERE DEDELERİNİN ADLARI KONULUR
SAATLİ MAARİF TAKVİMİ OKUNURDU.
KOMŞUDA PİŞEN
BİZE......
BİZDE PİŞEN KOMŞUYA DÜŞERDİ.
GECELER AYAZ,SOKAKLAR KARANLIK
YILDIZLAR PARLAK OLURDU.
TURŞU,SALÇA,MANTI EVDE YAPILIR,
KARPUZ KUYUDA SOĞUTULURDU....
ERİK AĞACININ ÇİÇEĞİ
PENCERE CAMIMIZA YASLANIR,
GÜZ YAPRAKLARI BAHÇEMİZE DÜŞERDİ.
KARDAN ADAM YAPILIR,
EVLERDE SOBA YAKILIR,
KIŞ GECELERİNDE MASAL ANLATILIRDI...
MERDİVEN ÇIKILIR,AİDAT ÖDENMEZ
YÖNETİCİ SEÇİLMEZDİ...
EVLER BADANALI,
SOKAKLAR LAMBASIZ,
SOKAKLARDA GECE BEKÇİSİ OLURDU...
AJANS RADYODAN DİNLENİZ,
ÇİZGİ ROMAN OKUNUR,
DEFTERLERE KENAR SÜSÜ YAPILIRDI...
HAYAT
ARKASI YARIN GİBİYDİ
KESİNTİSİZ...
HER GÜN YAŞANACAK BİR ŞEY VARDI,
HERKES KENDİ DÜŞÜNÜ KURAR,
KENDİ HAYATINI OYNARDI...



ŞİMDİ!....
HERKES
YOĞUN
HERKES
YORGUN
VE
HERKES
TEK BAŞINA.....
 

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
Bugün Burada Cumartesi. . .

Gittiğin yer bakışların kadar uzak olmasa. .
Gelirdim. .
Dön, dön diyebilmek için. . .

Zalim yolların uzak sevdası.. Sevdana yanıyorum kaç zamandır.. Sen bilmediğim, görmediğim alemlerdeyken ıssızlığıma ağlıyorum. .
"Ne olur dön. ."
diyemeyişimde kırılıyor kelimelerim. Sana gelemeyişimde bağlanıyor dizlerim. .

Düşlerimden başka hiç bir yerde yoksun artık. Olsan görürdüm, bulsam sarılırdım sıkı sıkı.. Ondan uyanmak istemeyişim kabuslarıma. .

Ayrılık bu işte, sende sanki farklı mı zaman? . .
Bildiğin sonbahar bu aynı rüzgar, aynı hazan. . .

Ben buralarda düşman olmuşken zamana, günleri ay; ayları yıl sayıyorken adeta, senin dünyanda akıp gidiyor mu saatler? . .

Hep bildiğin, hep bıraktığın gibi buralar. Mevsim hep kış, hep sonbahar. Bulutlar sevinçleri değil, gözyaşlarını yağdırıyorlar üzerime. Rüzgarlar mutluluğun değil, hüzünlerin elleriyle dokunup geçiyorlar ruhumdan. . .

Şimdi yaralı olsada, o düşe anlam katan. .
Bizdik, bizdik ikimizdik. . .

Bizi sevda yerimizden vurdu hayat. Düşler karanlık, düşler yaralı.. Bütün hikayeler yokluğa, hiçliğe bırakmış sonunu. Artık sana dair cümlelerimin içinde hep acı var hep gözyaşı. . .


Bugün burada Cumartesi. .
Ben senin saçlarını. . Suçlar bakışlarını. .
Geveze susmalarını bile özledim. . .


Nasıl anlatsam bilmiyorum sana olan hasretimi. Seni sevdiğim gibi hasretini de seviyorum belki. Bu yüzden içimde bunca varsın hala.. O kadar çoğaltmışım ki içimde seni, kimselerin gücü yetmiyor çekip almaya. . .

Yüzümü ellerinin arasına alıp susuşların geliyor bazen aklıma.. Ben seninle susmaları da seviyormuşum oysa, hiç haberim olmamış. . .


Bugün oradada Cumartesi mi? . .
Sende beni benim gibi özledin mi? . .
Aynalardan kaçarken özlenmeyi beklemek. .
Ne kadar acı, ne kadar komik ve ne kadar bana ait. .
Değil mi? . .


Senin olduğun yerlerde karanlıklar kavuşuyor mu aydınlığa? Ben karanlığımda ufacık bir umut ışığı bile göremiyorum. Bir görsem koşacağım o ışığa. Bir yakalayabilsem onu güneş yapacağım dünyama. .Kendimden de kaçıyorum artık.. Yüreğimdeki sesleri işitmek istemiyorum. . .

Bunca özlediğimi biliyor musun seni? . . Keşke bilsen. . .

Sev beni tut bırakma, tutunamadım hayata. .
Yalnızlık tak etti oğlum çok uzakta. . .

Acıyı çıkar yüzümden gül. .
Gülmene al beni. . .
Korkuyorum sev beni. . .

Tutamadığım bir yaşam benimkisi. Ne ezelim var, ne de ebedim.. Ürkek adımlarımla yolumu bulmaya çalışırken bütün yolların sonu sensizliğe çıkıyor. .Korkularım bırakmıyor bir türlü yakamı. . .


Korkuyorum seversen geçer mi? . .

Bu şehir çılgın. .
Bu şehir artık bir deli. .
Bu şehir çıkmış çileden. .
Ben seni görmeyeli. . .
Çileden çıkmış herşey, ben seni görmeyeli. . .


Senin şehrinde denizler yok.. Oysa mavinin kokusu en çok sana yakışıyor. Sen gittin ama, buram buram deniz kokan tenini, soluduğum nefese bıraktın gittiğinde. .

Bense bir gün, ne zaman olacağını şimdi bilmediğim bir gün.. Bütün umutsuzluklarımı, hüzünlerimi, anlamsızlıklarımı, hiçliklerimi bu şehirde bırakıp, sadece senin sevdanı giyinip üzerime senin şehrine doğru yol alacağım. . .

İşte o gün, bambaşka bir güne uyanacak sevdam. . .

Herşey bitecek. . Acılarım. . Sancılarım. .Korkularım. .Gözyaşlarım. . .

ALINTI
 

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
15082008000911Lost_n_The_Stars_by_riotgothicgrrrl.jpg
Yıldızları topladım avucuma,
Sordum birer birer dünyayı neden sevdiklerini?
Kimi yalnızım tek dostum o dedi,
Kimi farklı birşey bulduğunu söyledi,
Kimide kaybemeyeceğim tek hazinedir dedi.
Baktım hepisi seviyor dünyayı,
Ben dedim kendi kendime ben seviyor muyum?
Düşündüm,derin bir hayale daldım...
Sevdiklerim geldi gözlerimin önüne,
Kırmayı düşünmediğim hayatta incitemediğim sevdiklerim,
Hemen arkasından nefret ettiğim karaktersiz insanlar ve tüm kötülükler...
Dedim bende sizin gibi sadece seyredeyim dünyayı..
Bazen bir dost bazen bir arkadaş bazen de yabancı olarak.
Yer verdiler bana aralarında,
Şimdi küçük bir yıldızım.
Seni ve tüm dünyayı seyreden...
 

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
Simsiyah bir geceye bulutlanıyorum. Boş-ver kaderimin elveda busesi; aşktı gelip geçti. Gerçeği yaşamakta siyah bir bulut gibisin; anla(t)makta ise söze gerek mi var…




“Sonsuza kadar… Hani ölsem de yine vazgeçmem ki-senden”




Hiçbir şey uzak değildi! Bak bu sözü hiç unutma ”Hani ölsem de vazgeçmem senden” yalan değil, sonsuza kadar… Seninleyim, sende…

Sonbaharın soysuz gününde çırpınıyorum… Güz mevsimi her şeyi düşürüyor; içimdeki güzelliğini artık hiç büyütemiyorum. Âmâsı var hayatımın, ufakta olsa yaşanmışlığın bir hatırası var; çirkinleşen çözümlerin harcanmışlığında kalsamda…

Sendeyim, kahrolsam da… Unutulsam da.



/..Şelaleden düşen harflerin çığlıkları gibisin,
Hani haykırsam suyla karışık, sevgimi…
Herkes görebilse içimdeki o güzelliğini../ yapamadım
Soysuz bir aşkın susuzluğunda kaldım işte!../



“Yenildim yüreğine… Kalakaldım bir sözünle/ yine de unutamadım…”


Yokluğun eskisi gibi acıtmıyor tenimi… Bak tenim dedim fark ettiysen yüreğim demedim. Bıraktığın yerde değilim; olursa hani vicdanın sızlarsa arama beni o yerde, inan sevgim, hüzünlerimi ektiğim yerde kaldı… Ve de senliğim!

Hiçbir şey uzak değildi! Ama her şey çok uzaktı, değil mi? Masallar geceleyin aklımıza gelirdi, tıpkı yakamoz gibi yansırdı… İçimizdeki aşk bizi bu sefer çok yanılttı!


“Sevildiğimi sanıyordum… Sevmek-sevilmek ayrı duygularmış, aldanmışım…”



Sessiz rüzgârların felaketindeyim. Savrulmuyorum, sadece her şeye saldırıyorum. İçimde bir o kadar birikmiş nefret varken, kusura bakma…

Çareler ölmüş elimde, neye yarar rüzgârların sessizliği. Günah olmuş tek doğrum; sevmişim-sevilmemişim…

—anla beni artık! Yalancı baharın koynunda büyütme çiçekleri; artık yeter güller kokmuyor eskisi gibi… Baksana, elimde berbat kokulu çiçeklerle hayalini yaşatmaya çalışıyorum.



…yüzüm, gözüm sen gibi; ya yüreğim?


Avuçlarımda umudumu tutuyorum. En çok ne üzüyor beni biliyor musun? Doğduğum günün soğukluğumu bilmem ama daha bir kez bile sevdiğim kadınla doğum-günümü kutlayamadım…

İçim acıyor desem çok mu acıklı olurum… Bak yine kasım ayı geliyor; korkuyorum doğum günün yaklaşıyor, kıyılıyorum… Neredesin sessiz fırtınanın gül yüreklisi, neredesin?




..Kalplerde son yangınız
İki yaralıyız şimdi ayrıyız
Biz seninle masum günahsız
Başkasında sürgün aşkımız..

alıntı!



Biliyordum,SENİ SEVİYORUM derken yeni bir alfabe keşfettiğimi,kimsenin okuma yazma bilmediği bir kentte...

&nbsp
 

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
Gidiyorum bütün aşklar yüreğimde
Gidiyorum kokun hala yüreğimde
Sana korkular bıraktım,
Bir de yeni başlangıçlar...
Bir kendim bir ben gidiyorum... "


Evet, belki de gitmek en iyisidir bazen... Yeni bir başlangıç, yeni bir sayfadır hayat sokaklarında...
Gitmek...
Arkanda sevdiklerini gözü yaşlı bırakıp gitmek...
Yüreğinde acılarla onlardan kopmak, için yana yana terk-i diyar etmek...!
Bazen istemezsin, ölümdür sana bu gidiş, ama mecbursundur.
En çok da bu koyar insana...! Parçalanan bir yürek, geride kalan anılar...
Bazen bıkarsın her şeyden, ne var ne yok bırakır gidersin, kaçarcasına...
Tek kurtuluşun, tek çıkış yolunun gitmek olduğunu düşünürsün...



Ve gitmek....
Süslü bir intihar ya da içi giyisilerden çok anılarla dolu bir valiz...



"GİDİŞLER ÇARE DEĞİLDİR YÜREĞİNDEKİNİ BİTİREMEDİKÇE...!!!"
Evet öyle...! Sana terk-i diyar ettiren gönüldeki her neyse o bitmediği sürece hayatın her karesinde karşına çıkıyor...
Bir lanet gibi bırakmıyor yakanı, zindan ediyor sana hayatı...!
İşte bu yüzden gidişler çare değildir hiç bir zaman....



"HAYATI SİL BAŞTAN YAŞAMAK" Peki içindeki illeti söküp atmak, herkesi, her şeyi unutmak...! bu nasıl olacak...?
Yok sayabilecek misin yaşananları? Yapabilecek misin?
Her şeyin içinde bir yerde mutlaka kalacağını bile bile gidebilecek misin? "KADERİMSE ÇEKERİM!" mi diyeceksin..?



Peki hazır mısın şimdi gitmeye? Ama dur şunu bir daha dinle;
"GİDİŞLER ÇARE DEĞİLDİR YÜREĞİNDEKİNİ BİTİREMEDİKÇE...!!!"




(alıntı..)

__________________
 
Üst