Rezaletin Böylesi

Özcan Özcanhan

Onursal Üye
Katılım
9 Nis 2009
Mesajlar
62
Tepkime puanı
0
Puanları
0
REZALETİN BÖYLESİ

Kıbrıs Türkleri açısından bakıldığında bu günlerde yaşanan ERGENEKON gürültüsü rezaletin de ötesinde bir gelişmedir. Yıllarca gerçeklerle yüzleşmeyenlerin, yüzleşmeye, sorgulamaya, nedenler aramaya yanaşmayanların acizlikleri, korkaklıkları, alavereleri dalavereleridir.
Türkiye hükümetleri, askeri makamları, gizli örgütleri, istihbarat servisleri... işlerimize karışıyor diyen, diyebilecek olan çıkmadı. Sindi, sineye çekti. Şimdi kalkmışlar, “Denktaş şunu yaptı, Eroğlu bunu yaptı, susmak cinayetin ta kendisi olur...” diyenlere soruyorum ve Başkaları da neden sormalıdır diyorum. Rahmetli Dr. Küçükten çok kez işitmiştim.. Ona yapılanları ve Kıbrısta dönen, döndürülen bazı dolapların nasıl planlandığını duymuştum. Fakat, ayrıntılara girmeden işaret ettikleri bu gün yaşanmaktadır.
Liderimiz, Cumhurbaşkan Muavinimiz Dr. Fazil Küçük siyasetten ve makamından nasıl uzaklaştırılmıştı? Bunadı, yoruldu, yaptığını ettiğini bilmez, yerine genç dinamik lidere ihtiyac vardır iddialarını ortaya kimler atmıştı ?
Onun yerine Sayın Rauf Raif Denktaş nasıl getirilmişti? Kimler tarafından getirilmişti? Ve de Sayın Denktaşa da benzeri oyunları kimler oynamıştı. Ona da yaşlandı vs. demediler mi, ona bazı yakıştırmalar yapmadılar mı? Hem de onu “Ulu önder, kahraman Denktaş” ilan edenler tarafından. Onun için az mı şaiyalar kulaklara fısıldanmıştı? Onu da yemek için Dr. Derviş Eroğlunu piyasaya süren, daha sonraları onu da adaylıktan çektiren kimler di? Eroğlu durup dururken, kazanması muhtemel Cumhurbaşkanlığı adaylığından boşuna mı vaz geçmişti, arkamda bilmem şu kadar ajan dolaşıyor neden demişti...? Denktaşı ekarte edip Sayın Talatı o makama getirenler kimlerdir? Bütün bunları sormak zamanı çoktan geçmiştir. Ama, şu anda bir ERGENEKON iddiası ve şamatası çıkartılıyor.
REZALET.
Türkiyenin ve hükümetlerinin Kıbrısa ve Türk toplumunun yaşamına müdahalesi, maddi, manevi yardımları, siyasetine dahil olması şimdilerde mi oldu?
Ciddi belgeler geçmiş başbakanımızın eline!!!.
Belgelere, delillere gerek mi vardı yaşanılan geçmiş olayları sorgulamak, savcıları göreve çağırmak, suç duyurusunda bulunmak için?
Ülkemizde bombalar patladılmadı mı? Başbakanların, gazetecilerin, ticaret adamlarının ve diğerlerinin evlerinde, iş yerlerinde...
Cinayetler işlenmedi mi? Arabalar dolusu silah ve patlayıcı bulunmadı mı? Suikastler düzenlenmedi mi, planlanmadı mı?
Telefonlar dinlenmedi mi, tutuklamalar, sorgulamalar yapılmadı mı? Masum insanlar Rumcu, hain ilan edilmedi mi?
Soran sorgulayan, sesini yükselten oldu mu? Siyasiler, basın mensupları ne yaptı? Bir tek, Allahın Kulu Mustafa Akıncı ve bir de Alpay Durduran ve kaç kez bombalanan bir iki gazete ve gazete sahipleri mi görebilmişti olayları, gelecek olan tehlikeleri?
O zamanlar harekete geçmeyen iktidardakiler, şimdiki iktidarlar, liderler, sendikacılar ve sesini çıkartmayan halk önümüzdeki seçimlere birkaç gün kala neden bir güvensizlik, belirsizlik, korku ve dehşet deryasına çekilmek isteniyor?
ERGENEKON dedikleri Türkiyede ciddi araştırmalara ve soruşturmalara neden olan komploları meydana çıkartmak niyetiyle yapılmakta ise Kuzey Kıbrısa da uzanılması doğal değil midir? Madem ki sorgulanmaya alınanların, tutuklananların bazıları buralardan geçmiş, faal olmuş ve de başkanlarla, liderlerle, sendikacılarla, bazı kişilerle yakın dostlukları, ilişkileri olmuştur....
Sayın Denktaş da, Eroğlu da, Soyer de evvela ülkemizde yaşanmış olan ve takipsizlik nedeniyle failleri meçhullere yazılanlarla ilgili açıklama yapsınlar, soruşturma açtırsınlar, savcıları harekete geçirsinler, polis ve emniyet güçlerini sıkıştırsınlar...
Eğer, Türkiyede büyük bir komplo ve darbe girişimleri iddiaları saptanırsa burdakiler de mutlaka saptanmış olacaktır. Ancak, açıklanacaklar mı, gizli mi tutulacaklar?
Şeffaflıktan söz edenler varsınlar her şeyi 19 Nisan, seçimleri tarihine kadar halka anlatsınlar ve ondan sonra seçmenin ak oylarına başvursunlar.
Öyle yarım yamalak, tutarsız iddialarla, suçlamalarla, karşılıklı aldatıcı atışlar yapmakla bir yerlere varılamaz. Varılsa bile sonunda REZALETLER DİYARININ TAM ORTASINA VARILMIŞ OLUR. Olmaz mı?

11 Nisan 2009

Özcan Özcanhan


 
Üst