Osmanlı İdaresinde Kıbrıs (Nüfusu-Arazi Dağılımı ve Türk Vakıfları)

Tarık

Dost Üyeler
Katılım
2 Mar 2008
Mesajlar
12
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Türkiye
T A K D Đ M
Osmanlı Devleti, fethettiği her yerde Türk adalet ve idare sistemini
tesis etmek için bir takım tedbirler almıstır. Bunların basında ise
fethedilen yerin arazi ve nüfus sayımının yapılması, kanunlarının
düzenlenmesi ve vergi sisteminin ıslah edilmesi gelmektedir.
1571 yılında Kıbrıs'ın fethinden hemen sonra adada Osmanlı
hâkimiyetinin sağlanması, adanın senlendirilmesi ve ekonomik yönden
gelistirilmesi için gerekli tedbirler alınmaya baslanmıstır. Türklerin
1571 yılından itibaren adaya gelisleri ile beraber adalet tesis edilmis,
fetihle birlikte Kıbrıs'ın tüm yerli halkına basta dinî sahada olmak üzere
tam bir serbestîlik tanınmıs, Türklerle diğer toplumların siyasal ve
sosyal esitliğinin korunması için gayret sarfedilmistir.
Kıbrıs, Anadolu'nun bölünmez ve ayrılmaz bir parçası, adeta
Anadolu Türkleri'nin bir yavru vatanıdır. Anadolu ve Kıbrıs Türkleri,
maddî kültür unsurları bakımından da birbirlerinden ayrılmaz bir
bütündür.
Kıbrıs, son yüzyılda sadece üzerinde yasayanları değil, içinde
bulunduğu bölgeyi, hatta uluslararası sistemi etkileyen çok boyutlu
sorunların adası olmustur. Uluslararası alanda, Kıbrıs gerçeklerinin
anlasılamamıs ve anlatılamamıs olması, tek yanlı yaklasımlarla bütün
mesruluğunu yitirmis olan Güney Kıbrıs Rum yönetiminin hâlâ Kıbrıs
Cumhuriyeti Hükûmeti olarak kabul edilmesi, günümüzde Kıbrıs
sorununun kalıcı bir çözüme kavusturulamamasında en önemli etkendir.
Bu gerçek, bugün bütün anayasal ve demokratik kurumlarıyla bir siyasal
varlık olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ve Kıbrıs Türk halkının
uluslararası iliskilerde haksız ve adaletsiz bir ayırımcılığa tâbi
tutulmasına ve Kıbrıs'taki Türk varlığı ve gerçeklerin dünya kamuoyunca
anlasılamamasına sebep olmaktadır. Kuskusuz bu durumun temelinde
Kıbrıs'taki gerçeklerin yeterince bilinmemesi ile KKTC'nin tanınmaması
ve tanıtılmaması hususu yatmaktadır. Bu durumdan yararlanan
Rum-Yunan ikilisi de uluslararası alanda KKTC'nin ve Türkiye'nin
Kıbrıs'ta kalıcı çözümü sağlayacak bir antlasmadan ve barıstan yana
olmadığı iddialarıyla genis çaplı bir propaganda yürütmektedir.
Kıbrıs davasının bugün geldiği asamada temel sorun, adadaki
gerçeklerin tam ve doğru bir sekilde bilinmemesidir. Adadaki Türk
varlığını belgelerle, ilmî gerçeklere dayalı olarak anlatan, özellikle
Osmanlı Devleti tarafından Kıbrıs'a verilen önemi gözler önüne seren
yayınların, Kıbrıs gerçeklerinin bilinmesi açısından büyük faydaları
olacaktır.
Osmanlı Devleti döneminde Kıbrıs'ta yapılan arazi ve nüfus
sayımları ile ilgili TC Basbakanlık Devlet Arsivleri Genel Müdürlüğü
Osmanlı Arsivi Daire Baskanlığı'nda bulunan temettuât ve nüfus
defterleri ile KKTC Vakıflar Đdaresi Genel Müdürlüğü'nde bulunan
vakfiyeler üzerinde yapılan arastırmalar sonucu ortaya çıkan bilgiler,
Kıbrıs Türkleri'nin adanın gerçek sahipleri olduğunu bir kez daha ortaya
koymaktadır.
Kıbrıs davasının daha iyi anlasılabilmesi açısından bu belge ve
bilgilerin çok büyük önemi vardır. Böylece Kıbrıs davası milletlerarası
platformda ve ilim âleminde daha iyi anlasılacak, objektif kıstaslara
göre yeniden gözden geçirilecektir.
Bu vesile ile geçmisimize ısık tutacak olan ve Kıbrıs tarihi
açısından çok önemli bilgileri ihtiva eden belgeleri yayına hazırlayan TC
Basbakanlık Devlet Arsivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arsivi Daire
Baskanlığı uzmanlarına sonsuz tesekkür ederim.
Eserin Kıbrıs Türkleri ve Kıbrıs meselesi hakkında arastırma
yapacak olan ilim adamlarına yararlı olmasını temennî ediyorum.
Rauf DENKTAS
KKTC Cumhurbaskanı

Arkadaşlar bu metnin içinde bulunduğu kitabı: http://www.devletarsivleri.gov.tr/s...sivleri.gov.tr.ce/docs/Yayinlar/30_kibris.pdf adresinden temin edebilirsiniz...
 
Üst