Öğretmenler Günü Kutlaması

DOĞUKAN

New member
Katılım
18 Eki 2008
Mesajlar
2,057
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
K.K.T.C.
24 Kasım > Öğretmenler Günü

Başta Ulu Önderimiz Atatürk olmak üzere, forumumuzda görevli öğretmen arkadaşlarımız ile içinde Atatürk ve Vatan sevgisi taşıyan tüm Türk Öğretmenlerinin gününü kutluyor, ellerinden öpüyorum.






 

ÇAĞATAY

Dost Üyeler
Katılım
27 Şub 2008
Mesajlar
473
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
"ADRİYATİK'DEN ÇİN SEDDİNE SAVAŞ NEREDE İSE ORADAY
Tüm öğretmenlerimin bu anlamlı günlerini kutlular hürmet ve saygılarımı sunarım.

"Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden mahrum bir millet, henüz bir millet adını alma yeteneğini kazanamamıştır."

M.K.ATATÜRK
 
Son düzenleme:

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
gul.gif


retmenlergntm7.gif


%C3%B6%C4%9Fretmenler%20g%C3%BCn%C3%BC.jpg



Ne Çoktular Ve Ne Kadar Çocuktular

Hiç göze gelmediler
Gözdesi de olmadılar kimsenin
Kimse farkına varmadı yalansız gözlerinin
Göz oldu mu yüreklerinin
Hiç anlamadılar
Oysa ne çoktular ne kadar çocuktular


Çözülemedi bakışlarındaki tarifsiz sevdalar
Kim dedi sevgimi
Büyüyünceye kadar cevapsızdılar
Oysa ne çoktular ne kadar çocuktular


Sarıydılar yada soluk benizli
Çoğunlukla karaya yakın bir esmer
Ve onlar genellikle burunlarını hiç silmezler
Derin iç çekişleri bundandır
Dünyanın kahrından değil
Çünkü umurlarında değil
Onların farkında olmayanlar
Oysa ne çoktular ne kadar çocuktular


Onlar çok ve çocuklar
Büyüyecek adam olacaklar
Önceleri öğretmen,ebe
Sonra doktor olmak isteyecekler
Bildiklerinden değil
En yakınlarında onları gördüler,
Hep onlar olmak istediler
Çalınmış geleceklerinden habersiz
Yarım yamalak düşlerde eridiler
Oysa ne çoktular ne kadar çocuktular


O güzelim yürekleri
Delikanlılık edebiyatıyla körelttiler
Okumanın erdeminden
İnsan gibi yaşamanın bilimden geçtiğinden
Haberleri olsun istemediler
Ne kadar parlarsa parlasın
Hep suskun kaldı o gözler
Oysa ne çoktular ne kadar çocuktular


Ahmed Ariften bu yana
Yolunu gözleyenlerin adı değişti
Hepsi o kadar
Kuşpalazı,boğmaca,karaçiçek,sıtma
Belki azaldı ama
Yeni nedenleriyle yürek enfaktı
Kanser filan hala kapıda
Çaresizlik dağlar aşırmakta
Yer yurt terk edildi
Gurbet artık sıla
Çalansa bildik değil başka bir hava
Kırıldılar farkında olmasanız da
Oysa ne çoktular ne kadar çocuktular


Onlar çok ve çocuklar
Gözlerinden dillerine dökülürse
Bir gün sorular
Sürdürebilecek miyiz aynı yalanı
Yoksa yine susturacak mıyız onları
Küçüldü dünya
Çoğu gitti azı kaldı
Geçici demişlerdi körlüğümüze
Biraz fazla uzadı
Oysa ne çoktular ne kadar çocuktular
Onlar çok ve çocuklar
Sesiz de kalsalar bizi bağışlamayacaklar
Mazeretlerimize inanmayacaklar
Yaşamımızda görünmedikleri her karenin
Hesabını soracaklar
Hazırlıklı olmak gerek
Çünkü onlar şimdilik
Çok ve çocuklar


Tayfun TALİPOĞLU
 

Kartal Gözü

Dost Üyeler
Katılım
6 Eki 2008
Mesajlar
1,388
Tepkime puanı
0
Puanları
0
geleceğimizi yetiştiren öğretmenlerimizin, baş öğretmenimize layık olması dileği ile tüm öğretmenlerin öğretmenler gününü kutlarım.

saygı ile,
 

Göktuğ

Halkla İlişkiler
Katılım
20 Şub 2008
Mesajlar
1,534
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
Anadolu
Müşerref Özdemirci ilk okul hocam Önder Güven Şerife Güven Orta okuldaki ülkücü hocalarım Lisedekileri unuttum halbu ki orada en küçük hatayı affetmeyen elinde haydar ile gezen bir hocam daha vardı hepsinden Allah razı olsun verdikleri emekleri için.
 

BAHAR

Dost Üyeler
Katılım
2 May 2008
Mesajlar
841
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
istanbul
Tüm eğitimci arkadaşların öğretmenler gününü kutluyor ve minnetlerimizi sunuyorum sevgilerimle....
 

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
ogretmenler-gunu6.jpg

24 Kasım Öğretmenler Günü Kutlu Olsun
Atatürk diyor ki “Dünyanın her yerinde öğretmenler toplumun en özverili ve en saygıdeğer öğeleridir.
”Yüzyılar öncesinde Diyojen, “Yeryüzünde öğretmenlikten daha şerefli bir meslek tanımıyorum.”demiştir.
Socrates ise öğretmenin ve öğretmenliğin önemini, “Dünyada her şeye değer biçilebilir,
ama öğretmenin eserine değer biçilemez.
Çünkü onun eseri hem her şeydir hem de hiçbir şeydir.” diye belirtmektedir.
Hz. Ali, öğretmenliğin paha biçilmez değerini en kısa ve etkili biçimde,
Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum.” diyerek ifade etmektedir.
Bu şekilde ünlüleri ve sözlerini çoğaltarak pekçok örnek sıralamak mümkün.

Öğretmen; yapıcı ve yaratıcıdır. İnsan haklarına saygılıdır.
Öğretmen özverili, çevreye güven ve inanç veren, içi insan sevgisiyle dolu bir kişidir.
Atatürk; "Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır." demekle öğretmene yüklediği sorumluluğu ve değeri anlatmıştır.
Öğretmenler sevgi dağıtır. İçimizi aydınlatır. Bizi doğruya yöneltir. Bilgili kişiler olmamız için çaba gösterir.
Dünyayı tanıtır. Öğretmen her alanda yeniliği, yenileşmeyi savunur. Gerçekleri anlatır.
Beceri ve yeteneklerimizin gelişmesine yardımcı olur. Kısaca analar doğurur, öğretmenler yetiştirir

Bir milletin milli, ahlâki ve kültürel yönden güçlü ve medeniyet bakımından kalkınmış olması öğretmenlerinin üstün çalışmalarına bağlıdır.
Milli birlik ve beraberliğimizin teminatı öğretmenlerdir.
Bizleri ham bir madde olarak ele alan öğretmenler, üzerimizde titiz, dikkatli ve sabırlı çalışmalar yaparak bizi şekillendirirler.
Duygularımıza, ruhumuza, fikirlerimize ve hayata bakışımıza en güzel desenleri verirler.
Bize doğruyu, güzeli, iyiyi, mertliği, milli duyguları ve Atatürk ilkelerine bağlılığı öğreten öğretmenlerimizdir.
Biz onların eseriyiz. Sıhhatini, nefesini, enerjisini, gençlik yıllarının hepsini bizim için harcar.

Tüm öğretmenlerimizin, öğretmenler gününü kutlar saygı ve sevgiyle ellerinden öperiz..




 

Türkkızı

Dost Üyeler
Katılım
12 Nis 2008
Mesajlar
236
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Türkiye/Antalya
%C3%B6%C4%9Fretmenler%20g%C3%BCn%C3%BC.jpg


%C3%96%C4%9Fretmenler%20G%C3%BCn%C3%BC.bmp



Tüm öğretmenlerimizin, öğretmenler gününü kutlar saygı ve sevgiyle ellerinden öperiz..



_big_1146127979.jpg

Alıntıdır​
 
Son düzenleme:

DEMİR

Beğ Yönetici
Katılım
18 Şub 2008
Mesajlar
374
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Tüm arkadaşlarımın tebrikleri ve güzel dilekleri için kendilerine; tüm meslektaşlarım adına teşekkür ediyorum.Allah başta ben olmak üzere tüm öğretmen arkadaşlarıma Başöğretmenimize layık bir meslek hayatı sürdürebilmeyi nasip etsin.
 

ARIKBUKA

Halkla İlişkiler
Katılım
18 Şub 2008
Mesajlar
920
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Başta Ulu Önder ATATÜRK olmak üzere,tüm şehit öğretmenlerin,meslek hayatını devam etttiren yada emekli olmuş tüm öğretmenlerin, eşimin, annemin, babamın, eşimin babasının ve ablamın öğretmenler gününü kutluyorum.Tamamına yakını öğretmen olan bir ailede yetişmiş olmanın haklı mutluluğu ile bu günüme gelmemde faydası olan tüm öğretmenlerimden Allah razı olsun.İyiki vardınız,varsınız, iyiki doğru yolu gösterdiniz.Saygı ile...


Öğretmenler yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.
K.Atatürk
 

DELİKURT

Dost Üyeler
Katılım
12 Haz 2008
Mesajlar
1,103
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Turan
Mustafa Kemal'in izinden yürüyen, yürüyecek genç dimağları, yeni Mustafaları yetiştiren sadece 24 Kasımlarda hatırlanan öğretmenlerim,

Güzel memleketimin dört bir yanında al bayrağı dalgalandıran, işlenmedik cevher bırakmayan, vatan uğrunda şehit olan öğretmenlerim,

İşçisinden çiftçisine,amirinden memuruna herkesin işine karıştığı öğretmenlerim,

Ayşelere fatmalara güneş olan, kendi hayatında mumu görmeyen öğretmenlerim,

Belki güneş değil ama vatanımın çocuklarına karanlıkta ateş böceği olmaya çalışan bir öğretmen olmak,sizin kutsal yolunuzda yolcu olmak nasib oldu banada.

Aydınlık günlerimizin kurucusu öğretmenlerime,aydınlık günlerde sağlık ve mutluluklar diliyorum.Bütün öğretmenlerimizin ellerinden öpüyorum.

ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN.



"Öğretmenler; Cumhuriyetin fedakâr öğretmen ve eğitimcileri,yeni nesli sizler yetiştireceksiniz. Ve yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin beceriniz ve fedakârlığınızın derecesiyle orantılı olacaktır. Cumhuriyet; fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek karakterli koruyucular ister. Yeni nesli, bu özellik ve kabiliyette yetiştirmek sizin elinizdedir. Sizin başarınız Cumhuriyetin başarısı olacaktır..."

"Bir milleti kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir!"


(M. Kemal ATATÜRK)

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]ÖĞRETMEN OLMAK İSTİYORUM

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Ben öğretmen olmak istiyorum.
Ben, şairimin mısralarında dil,
Genç kızımın gergefinde nakış nakış gül,
Aşığımın sazında tel,
öpülesi bir el olmak istiyorum:
Ben, öğretmen olmak istiyorum...
Ben çaresizliğin filizlendiği yerde ümit,
Korkunun mayalandığı yerde yürek,
Güçsüzlügün güçlendiği yerde bilek olmak istiyorum:
Ben, öğretmen olmak istiyorum...
Şu öksüz yavruya sımsıcak kucak,
Şu yetim çocuğa yanan bir ocak,
Çorak topraklara yağan yağmur,
Azgın sular bende,
Mehmed'imin elinde çağlar açan kılıç,
Doktorumun elinde derman saçan neşter,
Mimarımın, mühendisimin elinde pergel, cetvel:
Ben ana, ben baba,
Ben Fatih, ben İbni Sîna,
Ben Mimar Sinan olmak istiyorum:
Ben öğretmen olmak istiyorum...
Ben, ressamımın elinde firça, tuvalinde renk,
Bestekârımın en içli şarkısında nağme,
Hattatımın, nakkaşımın elinde kalem:
Ben Hoca Ali Rıza,
Ben Itri Leyla Hanım,
Ben Karahisarî olmak istiyorum:
Ben öğretmen olmak istiyorum...
Ben öğretmen olmak istiyorum
Vatan evladına Türklügü öğretmek için,
Ben öğretmen olmak istiyorum
İstiklal Marşı'mı gururla söyletmek için,
Ben öğretmen olmak istiyorum
Milletimi "muasır medeniyet seviyesine" yükseltmek için ..
Ben zehirli mantarların
Deve dikenlerinin,
Ayrık otlarının boy attığı verimsiz bir toprak değil
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]
Ben kırlarında elvan elvan çiçeklerin açtığı,
Dağlarında hür kuşların uçtuğu.
Pınarından susayanın içtiği,
Yollarından yiğitlerin geçtiği.
Çiftçisinin başak başak kardeşliği biçtiği
Bir vatan olmak istiyorum:
Ben öğretmen olmak istiyorum...
Ben Hakk'a yönelen alınlarda nur,
Vatan topraklarını çevreleyen sur,
Mehmetçiğin gögsünde "îman",
Gençliğimin damarında "asil kan";
Ben zulme eğilmeyen baş,
Ben Türklük için ağlayan gözlerde yaş,
Barışta güvercin, savaşta kartal olmak istiyorum;
Ben öğretmen olmak istiyorum...

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif] II
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif] Ben öğretmen olmasam diyorum!...
0 zaman kim öğretir güzel Türkçemi
Henüz anne diyen dillere,
Kim ögretir insanlığı duyguyu genç nesillere.
Kim öğretir büyüğünü saymayı.
Küçüğünü şefkat ile sevmeyi?
Ben öğretmen olmasam diyorum!
0 zaman su körpe fidan
Nasıl öğrenecek sert rüzgarlara göğüs germeyi,
Nasıl öğrenecek, çiçek açıp meyve vermeyi?
Su gelinlik kızım
Su bıyıkları yeni terleyen delikanlım
Kimden öğrenecek insan gibi sevilmeyi, sevmeyi,
Vatan için, millet için, bayrak için
Göz kırpmadan ölmeyi?
Ben öğretmen olmasam diyorum,
Kim dokuyacak kilimimi, halımı,
Kim işletecek madenimi, fabrikamı,
Kim alıp satacak ürettiğim malımı?
Ben öğretmen olmasam,
Kim yazıp okuyacak şiirimi, romanımı;
Kim yazıp okuyacak
Sıladan gurbete. gurbetten sılaya
Hasret taşıyan mektuplarımı?

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif] III
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif] Ben öğretmen olmalıyım diyorum
Çünkü vatanımı severim.
Çünkü bilirim vatan için ölmesini...
Alnımda şeref tacıdır
Tarihim, Cumhuriyetim, Türklüğüm...
Ben öğretmen olmalıyım diyorum;
Çünkü heyecan veriyor bana
Şu çeşme, şu kervansaray, şu cami, şu türbe;
Şu davul, şu zurna,
Şu halay, şu horon, şu bar, şu zeybek...
Bana heyecan veriyor
Anamın yazmasındaki oya, söylediği ninni, ağıt,
Tad alıyorum ekmeğimden, aşımdan
Gurur veriyor bana millî kültürüm...
Ben öğretmen olmalıyım diyorum;
Çünkü inaniyorum Allah'ıma,
İnaniyorum
"Beşikten mezara kadar oku" diyen Peygamberime,
İnaniyorum "Ne mutlu Türküm" diyen Atatürk" üme...
Ben öğretmen olmalıyım diyorum;
Çünkü biliyorum affetmesini,
Biliyorum asil duygularla insanları sevmesini
Ben öğretmen olmalıyım diyorum;
Çünkü inkar etmiyorum tarihimi
Hor görmüyorum geçmişimi,
Atalarım önümde en büyük rehber diyorum.
Çünkü ben özenmiyorum
İnsana, insanlığa saygı duymayan hiçbir fîkre,
Çünkü ben bel bağlamadım
örfüme, adetime, dînime ters düşen çirkinliklere...

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]IV
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]Sen öğretmen olmalısın kardeşim;
Sen namussun, vicdansın, adaletsin...
Sen müspet ilimsin kardeşim
Sen irfansın, inançsın geleceğimi aydınlatan...
Sen, buram buram tüten vatan sevgisi,
Sen, burcu burcu kokan Türklük duygususun.
Sen öğretmen olmalısın kardeşim,
Sen öğretmen olmalısın...
Biz öğretmen olmalıyız kardeşlerim;
Biz, görmeyenlere göz
Duymayanlara kulak,
Yürümeyenlere ayak olmalıyız...
Biz öğretmen olmalıyız kardeşlerim kızıyla, erkeğiyle
Layık olabilmek için
"Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır" diyen Ulu Önder Atatürk'e...
Biz, şairlerimizin mısralarında dil,
Genç kızlarımızın gergeflerinde nakış nakış gül,
Aşıklarımızın sazlarında tel,
öpülesi bir el olmalıyız:
Biz öğretmen olmalıyız.

[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]M.Nejat SEFERCİOĞLU
[FONT=Verdana, Arial, Helvetica, sans-serif]
 

DOĞUKAN

New member
Katılım
18 Eki 2008
Mesajlar
2,057
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
K.K.T.C.
Başöğretmen’in ilkelerinin izinde tam 80 yıl geçti


24 Kasım 1928 tarihinde açılan Millet Mektepleri’nin ve Atatürk’ün Başöğretmenliği kabul edişinin 80’inci yıldönümü... Her türlü fedakarlığa katlanarak Atatürk ilkeleri ışığında bir milletin geleceğini kurmak için didinen bütün öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü’nü en içten duygularla kutluyoruz.

Benim en büyük meziyetim öğretmenliğimdir

Eğitim emekçilerinin onur günü
Bugün Öğretmenler Günü. Millet Mektepleri’nin açılışı ve Atatürk’ün Başöğretmenliği kabulünün 80. yıldönümünde bir öğretmenler gününü daha kutlarken, tüm öğretmenleri saygı ve sevgiyle anıyoruz. Atatürk, “Öğretmenler, sizin başarınız, Cumhuriyetin başarısı olacaktır. Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister” diyerek bizi yetiştiren, eğiten ve öğreten geleceğimizin temel taşları olan çocuklarımızın gelişiminde ve eğitiminde büyük rol oynayan öğretmenlerimize verdiği değeri ifade etmiştir.

Angın’ı unutmadılar
Öğretmen kendisine teslim edilen insanı işleyerek onu topluma faydalı hale getiren kısaca ham maddesi insan olan bir sanatkardır. Bu bakımdan öğretmenlik mesleği kutsaldır ve önemlidir. Türkiye’nin ilk kadın öğretmenlerinden 94 yaşındaki Refet Angın, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü 2 yıldır tedavi gördüğü Türk Böbrek Vakfına bağlı İstanbul Özel Hizmet Hastanesinde kutlarken gençlere mesaj ileterek, “Atatürk’ü anlatsınlar. Atatürk kimdir, ne yapmıştır bunu iyi bilsinler” dedi. Gelibolu Sağlık Meslek Lisesi öğrencileri, Refet Angın’ı tedavi gördüğü hastanede ziyaret ederek, Öğretmenler Günü’nü kutladı.

Cumhuriyetin ilk kadın öğretmeni Refet Angın, 2 yıldır özel hastanede tedavi görüyor.

Eli öpülesi öğretmenler
Karagümrük’de zihinsel engelli çocuklara eğitim veren okulda görevli öğretmenler tek bir harf öğretebilmek için yıllarca uğraşıyor

Kendilerine emanet edilen çocukları eğitebilmek için olağanüstü çaba sarf eden, öğretmenler onlara tek bir harf öğretmek için bile sabırla uğraşıyor. Normal çocuklar için açılan okulların yanı sıra, zihinsel engelli çocukların eğitilmesi için de okullar açan Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu okullarından biri de İstanbul Karagümrük’de ERAM Fatih İlköğretim Okulu ve İş Okulu adıyla 190 öğrenciye evsahipliği yapıyor. Okul Müdürü Cuma Yılmaz, 1996-1997 eğitim yılında açılan okulun Hüseyin Derin Yarsuvat adlı hayırseverin yaptığı yardımla, 2000 yılında özel eğitime muhtaç çocuklara eğitim vermeye başladığını söyledi. Orta düzeyde zihinsel engelli çocuklara ilköğretim ve iş okulu olarak iki bölümde hizmet verdiklerini anlatan Cuma Yılmaz, “Bu çocukların tek başına kaldığında hayatlarını sürdürebilmeleri için gerekli becerileri kazandırıyoruz. İlköğretim bölümümüzde 7-14 yaş aralığındaki çocuklar, yabancı dil hariç normal okullardaki dersleri görüyor. Okula zeka düzeyi (IQ) 50-75 arasındaki çocukların kayıtlarını alıyoruz. Mezun olanlar normal liselere gidebiliyor ancak dersler ağır geliyor. 8. sınıftan diploması olanları iş okulumuza alıyoruz” dedi.

Fedakarlık istiyor
Yılmaz şöyle konuştu “Sınıf öğretmeni olarak üniversitelerin Zihinsel Engelli Sınıf Öğretmenliği Bölümü mezunlarını, tercih ediyoruz. Ancak yetmediği için hizmet içi eğitimden geçmiş öğretmenlerde görevlendiriyoruz. Burada çalışmak büyük fedakarlık ve gönüllülük istiyor. Her öğretmen burada öğretmenlik yapamaz”

Öğretip iş buluyorlar
Bir yılı hazırlık olmak üzere 4 yıllık İş Okulu’nda 2 gün kültür, 3 gün atölyelerde meslek eğitimi veriliyor. Seramik, mum yapımı, ağaç işleri, takı tasarımı ve tekstil bölümlerindeki öğrencilerden 15’i staj için atölye öğretmenleri tarafından işe yerleştirildi. 4 gün staj yapıp 1 gün okula gelen öğrenciler asgari ücretin 3’te 1’i oranında ücret alırken, sigortalarını devlet ödüyor.

‘Tuvaletiyle dahi ilgileniyoruz’
Öğretmen Ferda Çalışır, “Tuvaletini yapan, yapamayan, küfür eden, tüküren, saldıran çocuklar çıkabiliyor. Öncelikle bu davranışları ortadan kaldırma görevimiz var. Bazen bir arpa boyu bir kaç yılda zor alıyoruz. Ek ders ücretimiz yüzde 25. Diğer öğretmenler daha şanslı” diye konuştu. Öğrencilerin genelde yoksul aile çocukları olduğunu kaydeden Çalışır, okula kaynak bulmak için kapı kapı dolaşıp, sponsor aradıklarını, velilere de yardım ettiklerini söyleyerek, “Özel merkezlere hak tanınacağına bunu kendi bünyemizde yapsak, hem okul hem öğretmen kazanır. Çocuklar da daha iyi eğitilir” dedi.

İstanbul’da 3 okul var
ERAM Fatih İlköğretim Okulu ve İş Okulu dışında Kartal ve Şişli’de olmak üzere sadece 2 okul bulunuyor. ERAM’ın Müdürü Cuma Yılmaz, sınıfların 10’ar kişilik olduğunu ancak okul sayısının yetersiz olması nedeniyle ve başka gidecek okul olmadığı için bu sayıyı aşmak zorunda kaldıklarına dikkat çekerek, “Avcılar’dan, Bakırköy’den gelen öğrencilerimiz var”dedi. Devletin geçen yıl 10 bin YTL ödenek verdiğini ancak kendilerinin atölyelerden 14 bin YTL gelir elde ettiklerini söyleyen Yılmaz, “Mum atölyemiz için ucuz diye Denizli’den mal getiriyoruz” diye konuştu.

Gönüllü çiftten dev hizmet
Van’ın Yukarı Bakraçlı köyüne gönüllü olarak gelen ve 3 yıldır öğretmenlik yapan Hakan ve Arzu Mutlu çifti sayesinde okula giden kız sayısı erkek öğrencilerin sayısını geçti. Okulun bakımını yaptıklarını, tuvaletleri onardıklarını ve vatandaşların yardımıyla kanalizasyon döşediklerini anlatan Mutlu, “Her sınıfımıza bilgisayar kurduk, kitaplık oluşturduk. Yardım kuruluşları ile irtibata geçerek maddi durumu kötü olan öğrencilerimize kaban ve mont temin ettik” dedi. Arzu Mutlu ise köyde görev yapan ilk kadın öğretmen olduğunu belirterek, “Köye ilk geldiğimizde 20 kız, 35 erkek öğrenci eğitim görüyordu. Fakat şimdi 37 kız, 30 erkek öğrencimiz var. Kız öğrenci sayısı erkekleri geçti” dedi.

Tebeşir yerine kazma tutuyor
Amasya Ondokuz Mayıs Üniversitesinden mezun olan ancak öğretmenlik ataması yapılmayınca 2006 yılında Zonguldak’ta maden ocağına giren biyoloji öğretmeni, madende kazmacı olarak çalışıyor. Çalışma arkadaşlarının “hocam” diye hitap ettiği 28 yaşındaki Yakup Muzaffer, her öğretmenler gününde burukluk yaşıyor. 2001’de mezun olduktan sonra kendi branşında kadro olmadığı için atamasının gerçekleşmediğini ve 2-3 yıl vekil öğretmen olarak okullarda görev yaptığını belirten Muzaffer, “Babam emekli maden işçisiydi. TTK’de işbaşı yapacağımı öğrendiğinde buna karşı çıkmıştı. Babamın ’ben seni madenden kurtarmak için okutmuştum’ diye yakınışını hiç unutamıyorum. Ben işe başladıktan iki ay sonra babamın kanser olduğunu öğrendik. Kurtarmak için çok uğraştık ama geçen yıl kaybettik. Babamın hastalığı sürecinde ekonomik ihtiyaçlarımız arttığından ayrılmadığım işime artık alıştım” diye konuştu.

Hakan Mutlu, eşi Arzu ile birlikte ilk görev yerleri olan İzmir’den gönüllü olarak Van’ın Yukarı Bakraçlı köyüne gelmekten mutlu olduklarını belirterek, “Vatanımızın her yerinde seve seve çalışırız” diye konuştular.
 

DOĞUKAN

New member
Katılım
18 Eki 2008
Mesajlar
2,057
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
K.K.T.C.
KUTSAL ÖĞRETMEN

Bir seçkinler alayı, seçkin bir dünya
Kelebekler gibi ışıldayarak,
Aydınlatmada tüm dünyayı.
Dokunduğu her şeyi ulu çınarlara çevirmekte.
Gördüğüm, sevgiyle yoğrulmuş iyiliğini
Önüne gelen her küçük fidana aşılamakta.
Mızrağa benzer kavgacılığıyla,
Savaşmakta tüm kara cahillerle.
Dokunulmaz şeyleri tutan elleriyle,
Suladığı çiçekleri rengarenk açtırmakta.
Bir güneş gibi doğarak,
Tat veren bir boşluğun üzerine,
Tüm bilinmeyenleri yok etmekte.
Ve
Yok ettiği her karanlığın yerine de
Işıklı imajıyla insanı ululaştıran,
Mısralar yazdırmakta.
Kutsal Öğretmen…

(alıntı: Arzu Kök)
 

DOĞUKAN

New member
Katılım
18 Eki 2008
Mesajlar
2,057
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
K.K.T.C.
ÖĞRETMENLER GÜNÜ ÜZERİNE



Türk İnkılabı'nın reformları içinde bütünüyle eğitim seferberliğinin başlatıldığı 11 Kasım 1928 tarihinde Bakanlar Kurulu Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'e Millet Mektepleri Başöğretmenliği'ni verdiği gündür. Atatürk'ün Millet Mektepleri Baş Öğretmenliğini kabul ettiği 24 Kasım 1928 günü Öğretmenler Günü olarak Milli törenlerimiz arasına alınmıştır.

Yurdumuzda ilk kez 24 kasım 1981'de Öğretmenler Günü kutlanmaya başlanmıştır. Uygulama sonradan geliştirilerek 24-30 Kasım tarihleri arasındaki sürenind e Öğretmenler Haftası olarak kutlanması kararı alınmıştır.

Öğretmenlik mesleğinin ve öğretmenlerin önemini kavratmak, çalışan ve emekli olmuş, vefat ederek aramızdan ayrılan öğretmenlerimizin anılması için Öğretmenler Haftası'nın değerlendirilmesine çalışılmaktadır.

Öğretmenlerimize, devletin, toplumun, öğrencilerin ve sanatçıların , bilim adamlarımızın erdiği değeri belirtmek, onları onurlandırmak amacıyla bu hafta da çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir. Çeşitli haberleşme araç ve yöntemleriyle öğretmenlerimizi kutlamak, sevilip sayıldıklarını hissettirmek için yurdun her yerinde törenler yapılmaktadır.

Öğretmenleri ve öğretmenliği belirlenen bu hafta içindeki sürede toplumun gündeminde tutmak, geçlere öğretmenlik mesleğini tanıtmak ve sevdirmek açısından da ayrı yararlar sağlamaktadır.

Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk^ün eğitime çok büyük önem verdiğini hepimiz biliriz. Her zaman eğitime ve öğretmenlere gereken değeri ve önemi vermiştir. "Milletimizin gerçek benliğini bulabilmesi ancak eğitim ve öğretimle olur" demeside bunun en bariz örneğidir..

Savaş yıllarında (16.07.1921) Ankara'da ilk Eğitim Kurultayını toplamış ve öğretmenlere şöyle seslenmiştir;

Bayanlar, Baylar!

Genel savaşta, yenilgiye uğradık. Düşmanlarımız bunu fırsat bilerek ulusumuzu büsbütün yok etmek istediler. Buna karşı beliren ulusal şahlanış Ankara'da toparlandı. Bizi yaşatmamak isteyenlere karşı yaşamak hakkımızı savunmak üzere Türkiye Büyük Millet Meclisi, burada, Ankara'da toplandı. Bugün Ankara, ulusal Türkiye'nin ulusal eğitimini kuracak olan Türkiye Öğretmenler Kurultayı toplantısına da tek uygun yer olmakla övünmektedir.

Yüzyılların yüklettiği derin bir yönetim savsaklamasının devlet varlığında açtığı yaraları gidermeye uğraşacak çabaların en büyüğünü, eğitim yolunda bol bol harcamamız gerekmektedir. Gerçi bugün güçlerimizin bütün kaynağını ulusal sınırlarımız içindeki illerimize yayılmış bulunan düşmanlara karşı kullanmak zorundayız. Bugün için ülkenin aydınlanması uğruna ayrılabilecek şey, eğitimimizin geleceğine dayanak olacak bir temel kurmaya yeterli değildir. Ancak elverişli ve yeterli koşullarla araçları elde edinceye dek geçecek savaş günlerinde de tüm bir özenle işlenip çizilmiş bir ulusal eğitim izlencesi yapmaya, eldeki eğitim ve öğretim kuruluşlarımızı bugünden verimli bir çabayla çalıştıracak ilkeleri hazırlamaya bakmalıyız.

Şimdiye dek sürüp gelen okuma ve yetiştirme yanlışlıklarının ulusumuzun gerilemesinde en önemli nedenlerden biri olduğu kanısındayım. Onun için bir ulusal eğitim izlencesinden söz ederken eski çağdaki asılsız uydurmalardan, yaradılışımıza hiç de uymayan yabancı düşüncelerden, Doğu'dan ve Batı'dan gelebilen bütün etkilerden tümüyle uzak, ulusal kişiliğimiz ve tarihimizle uyumlu bir kültürü kastediyorum. Çünkü ulusal dehamızın tam olarak, gerçekten gelişmesi ancak böyle bir kültürle sağlanabilecektir. Rasgele bir yabancı kültürü benimsemek, şimdiye dek uygulanıp durulanan yabancı kültürlerin yıkıcı sonuçlarını yineletmekten başka işe yaramaz.

Kültürün, bu düşünce ekininin verimi, ekildiği yerin elverişliliğiyle orantılıdır. Bu yer de ulusun kişiliğidir. Çocuklarımız ve gençlerimiz yetiştirilirken onlara, varlıkları, hakları, birliktelikleriyle çatışan bütün yabancı ögelerle savaşmak gereği ve ulusal inançları bütün coşkunluğuyla her karşıt düşünceye karşı şiddetle savunmak zorunluluğu aşılanmış olmalıdır. Yeni kuşağın bütün iç dünyasına bu duyuşların, bu davranışların sindirilmesi büyük önem taşır. Bitmez, tükenmez korkunç bir savaş olarak belirip duran uluslar yaşamının felsefesi, bağımsız ve mutlu kalmak isteyen her ulus için bu duyuşları, bu davranışları bütün şiddetiyle koşul kılmaktadır. Ayrıntılarını uzmanlarına bırakmak istediğim bu konuya ilişkin genel görüşlerimi tamamlamak için yeni kuşağı silahlandırıp değerlendirecek özellikler arasında güçlü bir erdem tutkusundan, güçlü bir düzen ve disiplin sevgisinden de söz etmek zorunluluğu duyuyorum.

İşte biz, bu toplantınızdan yalnız çizilmiş eski yollarda nasıl yürüyüp gidileceğine ilişkin beylik düşünceler ileri sürüp dağılmayı değil belki bu ortaya koyduğum koşullar çerçevesinde yeni bir sanat ve bilim yolu bulup ulusa göstermek ve yeni kuşağı o yolda yürütmek için önder olmak gibi kutsal bir yararlılık bekliyoruz. Milli Eğitim Bakanlığı'nın halkı tanımış, çevreyi ve bütün yurdu anlayıp kavramış öğretmenlerle uzmanları bir araya getiren bir bilgi ve görgü kurultayını Ankara'da toplamayı düşünmüş olmasını ve bugünkü zor koşullara aldırmaksızın bu davranışında başarıya ulaşmış olmasını beğeniyle anarım.

Sizin önünüzde ve ulusun önünde ulusal eğitimimize ilişkin görüşlerimi söylemek olanağını bağışlamış olan bu toplantıdan yararlanarak gelecekteki gerçek kurtuluşumuzun yüce önderleri olan Türkiye kadın ve erkek öğretmenlerine ilişkin saygı duygularımı bir daha belirtmek isterim. Gelecek için hazırlanan yurt çocuklarına, hiçbir zorluk karşısında baş eğmeyerek sabırla, güvenle çalışmalarını ve yetişmekte olan çocukların büyüklerine de yavrularının okumalarını sağlamak için hiçbir fedakarlıktan çekinmemelerini öğütlerim.

Büyük tehlikeler önünde uyanmayı bilen ulusların ne kadar başarıyla direnici oldukları tarihten de bellidir. Silahıyla olduğu gibi beyniyle de savaşmak durumunda olan ulusumuzun, birincisinde gösterdiği gücü ikincisinde de göstereceğinden hiçbir zaman kuşkum olmamıştır.

Ulusumuzun öz kişiliği yeteneklerle doludur. Ancak bu yaratılıştan gelen uygunluğu geliştirmek sizlere düşüyor. Türk öğretmenlerine ulusal hükümetimizce, candan ve gönülden istendiği kadar iyi ve rahat yaşama koşullarının sağlanamamış olduğunu bilirim. Ancak ulusumuzu yetiştirmek gibi kutlu bir görevi benimsemiş olan yüce topluluğunuzun, bugünkü koşulları göz önünde bulundurarak her türlü zorluğu göze alarak bu yolda sarsılmadan yürüyeceğine de güvenim vardır. Göreviniz pek önemlidir, ulusun yaşamasıyla yakından ilgilidir. Bunda başarılı olmanızı Tanrı'dan dilerim."

Yaklaşık 11 ay sonra kazanılan zaferin ardından 27. 10. 1922 Bursa'da Toplanan İstanbul Öğretmenlerine seslenmiş ve şöyle demiştir:

"Bayanlar, Baylar!

İstanbul'dan geliyorsunuz. Hoş geldiniz. İstanbul'un ışık ocaklarını simgeleyen yüce topluluğunuz karşısında duyduğum keyif sonsuzdur. Yüreklerinizdeki duyguları, kafalarınızdaki düşünceleri doğrudan doğruya gözlerinizde ve alınlarınızda okumak benim için olağanüstü bir sevinç kaynağı oluyor. Şimdi karşınızda içime dolan en içten duyguyu, izninizi almış olarak, açıklayayım: İsterdim ki çocuk olayım ve sizin ders vermekle ışık saçan çevrenizde bulunayım; sizden feyz alayım, siz beni yetiştiresiniz. O zaman ulusum için daha yararlı olurdum. Ancak ne ki artık elde edilemeyecek bir isteğin karşısındayım. Bu isteğin yerine başka bir dilekte bulunacağım :

Bugünün çocuklarını yetiştiriniz. Onları ülkeye, ulusa yararlı insanlar yapınız. Bunu sizden bekliyorum, istiyorum.

Bayan öğretmenler, Bay öğretmenler!

Belki de eski deyişle "muallime" demediğim için beni ayıplıyorsunuzdur. Ben dilimizde ille dişiliği belirten yabancı ekler kullanmanın gerekli olmadığını sanıyorum. Evet, erkek, kadın öğretmenler: Bilirsiniz ki ulusumuz büyük bir yıkım geçirdi. Devletimiz bir çöküntüye uğradı. Varlığımızı yeryüzünden silmek yolunda birçok suçlar işlendi. Çok çalıştık, bugünkü başarıya ulaştık.

Bayanlar, Baylar!

Bir ulusu, uğradığı herhangi bir yıkımdan kurtarmakta, bir ulusu uyandırmakta, aydınların ne önemli bir görevi olduğu gözden kaçamaz. Diyebiliriz ki bugüne ulus aydınlarının, doğruluğu, namusu, ulusu ve yurdu sevip kollayan çabaları ve üstelik günlük çıkarları hiçe sayan yüce duygularıyla kavuşabilmişizdir. Ancak bugün ulaştığımız nokta, gerçek kurtuluş noktası değildir. Bu düşüncemi açıklayayım :

Bir ulusun yıkımlara uğraması demek, o ulusun güçsüz, bakımsız, hasta olması demektir. Bunun için, asıl kurtuluş toplumsal yapıdaki hastalığı bulmak ve iyileştirme yollarını aramakla elde edilir ve ancak bilimsel yol tutulmuş olursa sağlık gerçekleşebilir. Yoksa derme çatma önlemlerle hastalık hiç iyi edilemez bir duruma gelir. Bir toplumun eksikliği ne olabilir? Ulusu ulus yapan, ilerleten ve geliştiren güçler vardır: Düşünce güçleri, sosyal güçler… Düşünceler, anlamsız, yararsız, akla sığmaz saçmalarla dolu olursa o düşünceler hastalıklıdır. Bir de toplumsal yaşayış, akıldan mantıktan uzak, yararsız, zararlı birtakım görenek ve geleneklerle dopdolu olursa yaşama sayılamaz. İlerleyemez, gelişemez, inmeliler gibi olduğu yerde bocalar kalır. Ulusu ve ülkeyi kurtarmak isteyenler için coşkun sevgi, iyi niyet, günlük çıkarları hiçe saymak, evet pek gereklidir ancak, toplumdaki hastalığı görmek, onu iyileştirmek ve toplumu çağımızın gereklerine göre ilerletip yetiştirmek için bunlar yetmez. Bunların yanında bilgi gerektir, teknik gerektir. Bilginin, tekniğin çalışma ve oluşma çevresi okuldur. Bunun için okulları açmak ve artırmak gerektir. "Okul" adını hep birlikte saygı duyarak, kutlulayarak ayakta analım. Okul, genç beyinlere insanlığı saymayı, ulus ve ülkeyi sevmeyi, bağımsız yaşamayı öğretir. Bağımsızlık tehlikeye düştüğünde onu kurtarmak için tutulması gereken en doğru yolu belleten okuldur. Yurdu ve ulusu kurtarmaya çalışanların seçtiği yolda ve yürüyüşte birer namuslu uzman, birer onurlu bilge olmaları gerektir. Bunu sağlayan okuldur. Ancak böylelikle her türlü girişimi güzel sonuçlara ulaştırmak elimizde olabilir.

Bayanlar, Baylar!

Ülkemizin en bayındır, en alımlı, en güzel yerlerini üç buçuk yıl kirli ayaklarıyla çiğneyen düşmanı yenip atan zaferin gizi (sırrı) nerededir, bilir misiniz? Orduların yönetiminde çağdaş bilgi kurallarını kılavuz yapmaktadır. Ulusumuzu yetiştirmek için asıl olan okullarımızın, bilim kentimizin (üniversitemizin) kurulmasında hep bu yolu tutacağız. Evet, ulusumuzun, siyasal, toplumsal yaşamında da ulusumuzun düşünce eğitiminde de yol göstericimiz bilgi ve teknik olacaktır. Okulla, okulun verdiği bilgiyle Türk ulusu, Türk sanatı, Türk ekonomisi, Türk şiir ve edebiyatı, bütün ince güzellikleriyle belirip gelişecektir.

Bayanlar, Baylar!

Ülkemiz içinde uygar düşüncelerin, çağdaş ileriliklerin, süre yitirilmeksizin yayılması ve gelişmesi gereklidir. Bunun için bütün bilgi ve teknik insanları, bu uğurda çalışmayı bir namus borcu bilmelidirler. Öğretmenlerimiz, ozanlarımız, yazarlarımız, ulusa geçen yıkılış günlerini, bu yıkılışların gerçek nedenlerini anlatacaklar, söyleyecekler, bu kara günlerin geri dönmemesi için yeryüzünde uygar ve çağdaş bir Türkiye'nin varlığını tanımak istemeyenlere onu tanıtmak zorunda olduğumuzu anımsatacaklardır.

Bayanlar, Baylar!

Görülüyor ki en önemli ve verimli görevlerimiz öğretim ve eğitim işleridir. Bu işlerde ne yapıp yapıp başarıya ulaşmamız gerektir. Bir ulusun gerçek kurtuluşu ancak bu yoldadır. Bu zaferin sağlanması için hepimiz tek can, tek düşünce olarak belirli bir izlence (program) üzerinde çalışmamız gerektir. Bence bu izlenceden istenen ve beklenen iki şey vardır:

1) Toplum yaşayışımızın gereksinimlerine uygun düşmesi.

2) Çağımızın getirdiği ve gerektirdiği gerçeklere uygun düşmesi.


Gözlerimizi kapayıp herkesten ayrı ve dünyadan uzak yaşadığımızı düşünemeyiz. Ülkemizi bir sınır içine alıp dünyayla ilgisiz yaşayamayız. İleri ve uygar bir ulus olarak çağdaş uygarlık alanı ortasında yaşayacağız. Bu yaşamak da ancak bilgiyle, teknikle olur. Bilgi ve teknik neredeyse oradan alacağız ve ulusun her bir insanının kafasına koyacağız. Bilgi ve teknik için başka bağ, başka koşul yoktur. Akla uygun hiçbir nedene dayanmayan birtakım geleneklerin, inanışların korunmasında direnip duran ulusların ilerlemesi çok zor olur, belki hiç olmaz. İlerlemek yolunda bağları ve koşulları aşmayan uluslar çağa uygun, akla uygun bir yaşama içinde olamazlar. Genel yaşamda görüşü geniş olan ulusların ellerine düşüp onlara tutsak olmaktan kurtulamazlar! Bütün bu gerçeklerin ulusça iyi anlaşılması ve içe sindirilebilmesi için her şeyden önce bilgisizliği gidermek gerektir. Bunun için öğretim izlencemizin, eğitim davranışımızın temel taşı, bilgisizliği gidermek olmalıdır. Bu bilgisizlik giderilmedikçe yerimizde sayacağız. Yerinde duran bir şeyse geriye gidiyor demektir. Bir yandan genel bilgisizliği gidermeye çalışmakla birlikte öte yandan toplum yaşayışında herkese örnek olacak, verimli ve etkili olacak kimseler yetiştirmek gerektir. Bu da ilk ve orta öğretimin günlük yaşama uygun olmasıyla gerçekleşebilir. Toplumlar ancak bu yoldan işadamlarına, sanat adamlarına kavuşabilirler. Ulusal yeteneklerimizi geliştirecek, duygularımızı yükseltecek üstün insanları yetiştirmeyi de unutmayacağız. Çocuklarımızı bu öğretim aşamalarından geçirerek yetiştireceğiz. Kesin olarak bilmeliyiz ki iki ayrı parça olarak yaşayan uluslar zayıftır, hastadır. Çocuklarımıza ve gençlerimize uygulayacağımız öğretim ne olursa olsun, onları:

1) Milletine

2) Türkiye Devleti'ne

3) Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne düşman olanlarla savaşabilecek bilgiler ve araçlarla silahlandıracağız.


Özgürlüğünü ve bağımsızlığını korumak yolunda savaş vermeyi bilmeyen uluslar için yaşama hakkı yoktur. Bu uğurda savaş gereklidir.

Bayanlar, Baylar!

Açıkça söyleyeyim ki biz üç buçuk yıl öncesine değin cemaat durumunda yaşıyorduk. Bizi istedikleri gibi yönetiyorlardı. Dünya bizi, temsilcimiz ve yöneticimiz olanlara göre tanıyor ve değerlendiriyordu. Üç buçuk yıldır ulus olarak yaşıyoruz. Bunun elle tutulur, gözle görülür tanığı yönetimimizin biçimidir ki bunu yasalar "Büyük Millet Meclisi Hükümeti" diye adlandırmıştır. Bütün dünya bir gün bile unutmasın ki Türkiye devletinin biricik ve gerçek temsilcisi, yalnız ve ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir. Aşağılık çıkarları için, kendi kişiliklerini korumak için ülkenin bağımsızlığını ve ulusun özgürlüğünü düşmana peşkeş çekmekte sakınca görmeyen, bağımsızlığı yok edecek hükümlerle dolu Sevr Antlaşması'nı kabul etmekten çekinmeyen Sultanların bu davranışlarını, Türk ulusu artık bir daha görmeyecek, ancak tarihte okuyup ibret alacaktır.

Bayanlar, Baylar!

Ordularımızın kazandığı zafer, sizin eğitim ordularınızın zaferi için yer açtı, yol hazırladı. Gerçek zaferi siz kazanacak, siz koruyup sürdüreceksiniz, bunu başaracağınızdan kuşkum yok. Sarsılmaz bir inançla ben ve bütün arkadaşlarım, sizi gözeteceğiz. Sizin karşılaşacağınız bütün engelleri kıracağız. Son bir söz :

Sizin değerli bir topluluk olarak Bursa'ya gelmeniz, yalnız Bursa'yı değil, bütün Anadolu'daki kardeşlerinizi sevindirdi. İstanbul'dan getirdiğiniz selamları bütün ulusa ulaştıracağız. Ben de sizden dileyeceğim ki oradaki kardeşlerimize selamlarımızı götürünüz. İstanbul'un talihi, İstanbul'da yaşayan öz Türklerin gönlündeki, vicdanındaki isteklere denk olarak belirip parlayacaktır."



Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK kurultayda yaptığı bu konuşma ile eğitim ve öğretime verdiği önemi açıkca ifade etmektedir.

Ata'mızın Öğretmenler için söylediği bu sözünü yazmazssak olmaz;

""Öğretmenler, yeni nesil sizin eseriniz olacaktır""

(alıntıdır)
 

Dr.Yalnızefe

Dost Üyeler
Katılım
18 Şub 2008
Mesajlar
1,339
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Gerek bir hekim, gerekse de bir öğretim üyesi olarak öncelikle tüm öğretmenlerin bu güzel gününü kutlarım...
Yukarıda bu güzel günün anısına yapılan paylaşımlar için herkese de teşekkürü bir borç bilirim..
Saygılar ve sevgilerle...
 

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
24112008100543ogretmenler_gunu.jpg
Dünyanın her tarafında öğretmenler, insan topluluğunun en fedakar ve muhterem unsurlarıdır.
Bir millet irfan ordusuna malik olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlar zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin yaşayacak neticeleri vermesi, ancak irfan ordusuyla kaimdir.

Muallimler! Yeni nesli, Cumhuriyetin fedakar muallim ve mürebbilerini sizler yetiştireceksiniz. Ve yeni nesil sizin eseriniz olacaktır.

Eğitimdir ki bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da milleti esaret ve sefalete terk eder.
Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden mahrum bur millet, henüz bir millet adını alma yeteneğini kazanamamıştır.

Öğretmenler! Cumhuriyet sizden, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister.
Bir millet eğitim ordusuna sahip olmadıkça, savaş meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin, o zaferlerin kalıcı sonuçlar vermesi ancak eğitim ordusuyla mümkündür.
Öğretmenler; Cumhuriyetin fedakar öğretmen ve eğitimcileri, yeni nesli sizler yetiştireceksiniz. Ve yeni nesil sizin eseriniz olacaktır. Eserin kıymeti, sizin beceriniz ve fedakarlığınızın derecesiyle orantılı olacaktır. Cumhuriyet; fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek karakterli koruyucular ister. Yeni nesli, bu özellik ve kabiliyette yetiştirmek sizin elinizdedir...
Sizin başarınız Cumhuriyetin başarısı olacaktır.

&nbsp
 
Üst