OECD'nin Türkiye Ekonomisiyle İlgili Tespitleri

CANBULAT

-Otağ Hanı-
Katılım
21 Mar 2008
Mesajlar
4,111
Tepkime puanı
0
Puanları
36
Konum
Tanrı Dağları Yaylağım, Orhun Nehri Sulağım
OECD'nin Türkiye Ekonomisiyle İlgili Tespitleri


Geçtiğimiz günlerde Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) Türkiye'yle ilgili yayınladığı Rapor ilginç tespitleri ihtiva ediyor. Rapor'da; Türkiye'nin, mali istikrar ve ekonomik büyümeyi devam ettirebilmesi için yapısal reformlar ve kamu maliye politikasındaki disiplini sürdürmesi gerektiği vurgulanıyor.

OECD tarafından iki yılda bir yayımlanan Türkiye İnceleme Raporu'nda, "Kamu mali sektörünün güçlendirilmesi", "rekabet gücünün artırılması" ve "istihdamın artırılması" ile ilgili yapılacak reformlara yer verilmiş.

Raporda ayrıca, Türk ekonomisinin karşılaştığı yeni zorluklar, çözülmesi gereken sorunlar, büyüme stratejisindeki politika değişikleri, yeni zorluklara karşı para politikası, rekabet gibi konulara da değinilmiş.

Türkiye'nin önündeki yeni zorluklar olarak, "Kamu maliyesindeki kazanımların korunması, yüksek büyüme ile uyumlu bir kamu maliyesi politikasını yürütme, enflasyon düşürücü önlemlere devam etme, enflasyon hedefleme ile birlikte yapısal ve mali politikaların sürdürülmesi, kayıtlı istihdamı arttırarak, verimliliği de güçlendirme" olarak sıralanmış. Belirli aralıklarla ortaya çıkan makro ekonomik istikrarsızlıkların, Türkiye ekonomisinde istikrarlı büyümenin önünde hep engel oluşturduğu tespiti yapılmış.

Türkiye'nin, yatırımcıların güvenini sürekli olarak sağlayabilmesi açısından, bundan sonra, makro ekonomik istikrarı bozucu gelişmelerden sakınması ve sanki varmış gibi istikrarı korumasının önem taşıdığı belirtilmiş.

Ayrıca, Türkiye'nin, enflasyonu düşürebilmesi için yapısal reformlar ile kamu maliyesi disiplinine ağırlık vermesi gerektiği bildirilerek, istihdamın güçlendirilmesinin de verimlilik açısından önem taşıdığı kaydedilmiş.

Yapısal reformların sürdürülmesinin, Türkiye'nin dış koşullardaki gelişmelerden daha az etkilenmesine imkân vereceği ve özellikle de cari işlemler açığını azaltacağı vurgulanmış. İşte cari açığın düşürülmesi için bir teklif!

Raporda, Türkiye'nin sağlıklı bir gelir politikasıyla, istikrarlı bir harcama politikasını sürdürmesinin önemli olduğu da ifade edilmiş.
Bununla birlikte OECD'nin Ekonomi Departmanı Türkiye Masası Başekonomisti Rauf Gönenç'in açıkladığı Rapor'da, 2001 yılındaki ekonomik krizden sonra alınan önlemlere övgüler yağdırılması da ihmal edilmedi. Türkiye ekonomisinin büyüme performansı esasen 2000-2001 krizlerinden sonra hızlanan dış sermaye girişlerinin suni olarak şişirdiği geçici bir süreçtir. Zaten bu sürecin sonuna da gelinmektedir. Ancak Başekonomist Rauf Gönenç'in yaklaşımı bu durumun tam aksi yönündedir. Nitekim makroekonomik çerçevede sağlanan hakiki yenilenme ve bunun yarattığı nisbi güven ve mikroekonomik çerçevenin iç ve dış yatırımlara daha açık ve daha teşvik edici hale gelmesi yapısal hızlanmanın nedeni olarak gösteriliyor.
Ancak bu hızlanmanın 2007 ortasından itibaren de yavaşlamış olduğuna dikkat çekilmiştir. Ortaya çıkan büyümenin ise; OECD standartlarına göre zayıf olduğu vurgulanmıştır. Bu durum; büyümenin aşırı derecede iç talebe ve yetersiz derecede net dış talebe dayanmış olmasına ve bunun sonucunda ortaya çıkan dengesizliği düzeltecek rekabet gücünün bütünüyle kazanılmamış olmasına bağlanmıştır.
Türk ekonomisinin 2001 sonrasında dış ve iç piyasalarda çok daha düşük maliyetli ekonomilerin rekabetiyle karşı karşıya geldiği ve bunu, kendi başarısının da bir ceremesi olarak, daha güçlü bir Türk Lirası altında yaşağı ifade edilmiştir. Bu çift baskı altında ekonominin en zayıf ve verimliliği en düşük fakat çok işgücü istihdam eden sektörleri çok sıkıştırdığı belirtilmiştir. Her ne kadar modern ve yüksek verimli sektörlerin bu baskılardan bir zarar görmediği ve üretim, ihracat ve istihdamlarını artırmaya devam ettiği iddia edilse de bunun böyle olmadığı bu zaman kadar ki gelişmelerden anlaşılabilir.
Ayrıca, OECD Raporu'nda cari açık bir tehlike olarak değerlendirilmemiş. Türkiye ekonomisinin, eskisinden yüksek bir cari açığı, tam kapasite çalıştığı, rekabet gücünde geriye düşmediği, yüksek büyümeyi devam ettirdiği, yatırımlarını artırdığı takdirde kaldırabileceği ve sürdürebileceği ifade edilmiş. Ancak bir taraftan da cari açık için çözüm yolları gösterilmesi de ihmal edilmemiş. Son tahlilde ekonominin tekrar daha güçlü bir büyüme patikasına oturabilmesi için makroekonomik ve mikroekonomik çerçevesini güçlendirmeye devam etmesinin çok yararlı olacağı işaret edilerek, aslında büyümeyle ilgili bir sıkıntının olduğu itiraf edilmiştir.
 
Üst