Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya Chrome kullanmalısınız.
Cevap: Mevlana'dan Hikayeler...
Adamın biri develerden birine sordu:
- "Ey izi mübarek eti helal deve nereden geliyorsun?" dedi.
Cevap veren deve şöyle dedi:
- "Sizin memlekette bulunana hamamdan geliyorum." dedi.
Adam güldü:
- "Evet
dedi söylediğinin doğruluğu dizinden belli." dedi.
* "Ainesi iştir kişini lafına bakılmaz."
Cevap: Mevlana'dan Hikayeler...
DİKEN DİKEN
Tatlı sözlü
fakat kötü huylu adam yol üzerine diken dikmeye başladı . Dikenler gün geçtikçe çoğalıp halkın ayağını kanatmakta
elbiseleri takılıp yırtılmaktaydı . Her kes :
-"Bunları mutlaka sökmelisin !..." derken
O' da :
-Evet
bir gün sökerim !... diyordu.
Vali de olaya muttali olmuş :
-Bunları sök
diye emir vermiş
lâkin O' nu da :
-"Tamam sökeceğim "
"yarın sökeceğim"
"bir gün sökerim" diye atlatıp duruyordu.
Bir müddet böyle idare etti. Bu zaman zarfında diktiği dikenler kökleşti
kuvvetlendi.
Vali bir gün :
-Ey sözünde durmayan!... Buraya gel
emrettiğimiz işi sürüncemede bırakma
hemen gereğini yap
dedi.
Adam da :
- Babacığım bir hayli gün var. Bu gün olmazsa yarın yaparım. Allah'ın günleri çuvala girmedi ya !... diye karşılık verdi. Bunun üzerine vali :
-Hayır
acele davran. İşi savsaklama. Sen hep yarın yaparım diyorsun ama
şunu bil ki ; gün geçtikçe dikenler büyüyüp kuvvetlenirken
diken sökecek olan ise ihtiyarlayıp
kuvvetten düşüp
âciz hâle geliyor .
Her kötü huyunu ; devamlı ayaklarını paralayan
başkalarını zarara uğratan bir diken bil. Onlardan gafilsen bari kendine verdiğin azabı bil!... Ya kökünden hallet bu işi bitir
ya da bu dikenleri gül fidanına çevir. Yarın yaparım deme
nice yarınlar geçti
âgah ol!... Gaflete düşme !... Niceye kadar duygu gözüyle bakacaksın ?... Duygu gözü attır . Binici ise Hak nûru. Binici olmadan at ne işe yarar?... Ata terbiye ver !... Kötü huylarını terk ettir. Bil ki atın gözü ottan
otlaktan başka yerde değildir. Hak nûru
duygu nûruna binerse ancak o zaman Hakk'a rağbet eder. Binicisi olmayan at yol gitmeyi ne bilir ?...
Mesnevi : 2.Cild - Sayfa : 94 -...- 105
__________________
Sakin bir nûn hıçkırığıyım hepi topu..Lâm Ra ! Şeddeli mim! Şeddeli sus...!
Cevap: Mevlana'dan Hikayeler...
Mevlana ve Simya
Hristiyan bir simyacı grubunu Sultan Veled
Konya'da karşılar.
Mevlana'nın simya ilminden faydalanmak istediklerini bildirirler.
Mevlana'nın huzuruna çıkarlar. Kırk günde maddeyi altın hale
getireceklerini anlatırlar.
Mevlana Hazretleri bir müddet düşünceye dalar ve yanında bulunan
sütunu (direk) "Hayy" diyerek sıvazlar. ve sütun altına dönüşür.
Tekrar; "Ya Hayy" diyerek altın olan sütunu eski haline döndürür ve konuklarına şunları söyler:
"Simya ile uğraşıp kırk günde altın yapmaya uğraşacağınıza
Hayy ile uğraşsaydınız
böyle bir anda olurdu." der.
Burhan Yılmaz'ın Bilinmeyen Mevlana adlı kitabından alınmıştır.
Cevap: Mevlana'dan Hikayeler...
Başın Hakkı İçin Olsun Ayrılık Fikrine Kapılma!
Ey güzel! Sana mat olanı
sen mat etme; ona lütuf ve riayetten başka bir şey yapma!
Bazı kusurlarda bulundu
terbiyesizlik etti ise
onları
lütfunla bağışla; cezasını vermeye kalkışma!..
Acımak vaktidir; ona acı
kin tutma! Kulunu belalara uğratıp da
yok etme!
Başının hakkı için olsun
ayrılık fikrine kapılma; buluşmaktan
kavuşmaktan başka bir şey düşünme!..
Topraktan yaratılmış olan kulunun toprağını yerlere saçma; ona
göklerden başka bir yeri durak olarak verme!
Önceden
onu
kendinden başkasına çekme; sonunda da
ona
kutluluktan başka bir şey verme!
Neye alıştı ise
lütfunla
onu
alıştığı şeye ulaştır! Onu
kendi başına bırakma; onu
manen beslemekten
yetiştirmekten bıkma
usanma!
Ben
senin meyhanende bulunanlara kulum
köleyim; bizi
meyhaneden soğutma
meyhaneye sırt çevirtme!
Biz kim oluyoruz ki
"Yapma
etme!" diyelim! Fakat
mademki dedik
bizim suçumuza bakma!
Cevap: Mevlana'dan Hikayeler...
BİR BİLENE SORMALI
Ömer zamanın da oruç ayı geldi. Birkaç kişi bir dağın tepesine koştu. Oruç ayının Hilalini görüp kutlulanmak onu hayra yormak istiyorlardı. Birisi “ Ey Ömer
işte hilal” dedi. Ömer gökyüzüne baktıysa da ayı göremedi. “ Bu ay senin hayalinden meydana geldi. Yoksa ben gökleri senden daha iyi görürüm. Tertemiz hilali nasıl olur da görmem? Elini sıvazla. Ondan sonra hilale bak!” dedi. Adam elini ıslayıp kaşını sıvazlayınca ayı göremedi. “ Padişahım ay yok görünmez oldu” dedi. Ömer dedi ki: “Evet kaşının kılı seni şüphelendirdi: yaydan sana bir ok attı” Onun yolunu bir eğri kıl kesti o yüzden ayı gördüm diye davaya kalkıştı. Bir eğri kıl gökyüzüne perde olursa bütün vücudun eğri olunca halin ne olur? Her Cüzü’nü doğrulara uyup doğrult. Ey doğru yola giden o eşikten baş çekme! Teraziyi terazi doğrulttuğu gibi terazinin değerini azaltan da yine terazidir.
Doğru olmayanlarla tartılan eksikliğe düşer aklı şaşar kalır. Yürü kafirlere karşı şiddetli ol; ağyarın dostluğuna toprak saç! Ağyarın başına kılıç kesil; kendine gel; tilkilik etme
aslan ol ki dostlar gayretleri yüzünden senden kesilmesinler! Çünkü dikenler
bu güle düşmandır. Ateşe üzerlik tohumu serper gibi kurtların başına ateş serp; çünkü o kurtlar Yusuf’un düşmanlarıdır. Kendine gel Şeytan sana “ babasının canı” der bu suretle o lain seni aldatır
Bu kara yüzlü babana da bu şeytanlığı yaptı Ademi’ de mat etti. Bu kuzgun satranç başın da çeviktir. Yarı uykulu gözle kuzgunu doğan görme! Çünkü o kadar çok oyunlar bilir ki boğazında bir çöp gibi kalakalır.! Onun çöpü boğazlarda durur. O çöp nedir? Mevki ve mal sevdası. Ey kararsız kışı mal çöpten ibarettir. Ama boğazındaysa Abıhayatı içirmez. Malini düzenbaz bir düşman çıkacak olsa bir yol keseni başka bir yol kesen dolandırmış demektir.
Bir hırsızcağız bir yılan oynatıcısının yılanını çaldı. Aptallığından onu ganimet saymaktaydı. Yılancı yılanın zehirlemesinden kurtuldu. Yılan da hırsızını ağlatıp inleterek öldürdü. Yılancı o ölü adamı görüp tanıdı “onu benim yılanın öldürdü
canından etti. Hırsızı bulayım da yılanımı ondan alayım diye dua edip duruyordum
Gönlüm yılanımı bulmayı istiyordu. Tanrıya şükrolsun ki o dua kabul edilmedi. Ben duamın kabul edilmeyişini ziyan sandım ama bana faydaymış dedi.” Nice dualar vardır ki ziyanın helak olmanın ta kendisidir. Pak tanı
onları kereminden kabul etmez.
Mesnevi'den Hikayeler
Cevap: Mevlana'dan Hikayeler...
Güzel sesli bir hafiz Kur'an okuyordu. Kulagına gelen bu güzel sesten etkilenen Hz. Mevlana da gözyaşıyla dinliyordu. Bu sırada elini ağzına kapayarak esneyen bir adam Mevlana'nın bu gözyaslarına bir mana veremeyerek sordu:
-Efendi Hazretleri niçin ağlıyorsunuz ağlanacak bir sey mi var ortada?
Mevlana esneyen adama anlayacagı dilden cevap verdi:
-Güzel sesli hafizlardan gelen Kuran sesi bana cennet kapısının açılışı sesi gibi geliyor da onun için...
Esnemeyen devam adam da başını sallayarak:
-Bana da cennet kapılarının açılış sesi gibi geliyor dedi. Mevlana küçük bir düzeltme yaptı:
- Aramızda ince bir fark var dedi. Senin duyduğun ses cennet kapısının açılıs sesi degil kapaniş sesi olmalıdır. Çünkü dedi açıış sesi gözyaşı döktürür
kapanış sesi ise uyku getirir...