• Gönül bir mağara, Tebrizli Şems de bir dost. Bir dost için bu mağaranın îahmetine katlanmaya mecburum. • Ey Tebrizli Şems! Çağır beni, Sur’un üfürülmesi senin çağırmandır.
• Ey Tebriz şehrinin iftihar ettiği Şemseddin! Bu seferden bir kere daha geri dön! Allah aşkına gel, biz bir tek aşka, senin aşkına tutulmuşuz, o aşk ile oyalanmadayız.
• Tebrizli Şems bana, îskender gibi tac, taht, saltanat verdi de ben manalar ordusunun baş komutanı oldum.
• Ey Tebrizli mana padişahı Şemseddin! Sana bir tek aşık olarak ben yeterim. Toplantı günlerinde mum gibi yanar, meclisi nüurlandırırım. Nefisle savaş gününde ise demir gibi dayanır dururum.
• Fakat can, Tebriz’e Hakk’ın Şemseddin’ine giderse, sözlerimdeki bütün sırları sona erdirir.
• Ey Tebrizli Şems! Sana armağanım, gönül denizinin incileridir. Fakat tertemiz canından utanıyorum da onları deniz gibi gizlice getiriyorum.
• Tebrizli Şems’in verdiği bir şey var ya, işte, sen, benden onu iste, onu ara!
• Haydi yürü, Tebriz şehrine git! Bu hallerin açıklanmasını Şemseddin’den iste! Çünkü bütün bu hallere beni Şemseddin ulaştırdı.
• İstiyorum ki, bu hasta gönlüm Tebrizli Şems’in himmetiyle iyileşsin, sıhhat bulsun.
• Şems’in nuru, aşk mumlarını yaktı da binlerce ilahî sır malum oldu, anlaşıldı.
• Tebrizli Şems’in tılsımlarında, büyülerinde şaşılacak hazineler gizlendi.
• Ey Şems, sen olmadıkça sema’ haramdır. Çalgı da şeytan işidir ve taşlanmıştır.
• Sevgilim! Senin aşkının yoluna döşenmişim; basıp geçmen için yerlere serilmişim! Yanıyorum; ne olur ateşime su serp! Ey dünyadaki gizli ay, ey Tebrizli Şemseddin!..
Mevlana Celaleddin Rumi