Mehmetçiğin Sevgilisine Mektubu

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
Mehmetçiğin, sevdiceğine mektubu


Merhaba sevgiyi gözlerinden öğrendiğim Gülpembem, bir tanem.
Mektubunda askerlik nasıl gidiyor, alışabildin mi diyorsun. Anladım ki sevdiceğim, askerlik yazılmıyormuş, askerlik anlatılamıyormuş.
Giriş kapısına sivil elbiselerimizi bıraktık.
Gömlek ceket değildi sadece bıraktığımız.
Biz memleketimizi bıraktık, eski alışkanlıklarımızı bıraktık ve bıraktık korkuyu ümitsizliği kapının diğer tarafına.
Ama bir seni bırakamadım kalbimden, bir seni unutamadım.
Alışıyorsun burada kara şişmeye, bulgur pilavına ama ben senin yokluğuna alışamadım. Bir türlü alışamadım sensizliğe.

Buralarda güneşten önce kalkarız biz. Sokakta bakkaldan, yolda şoförden önce.

Birlikte dolaştığımız o parkta sen rahatça dolaş, sıcak çayını usulca yudumla benim için ve gözlerini huzurla kapa geceleri yatağına yattığında. Rahat uyu bir tanem, biz buralardayız çünkü.

Geçenlerde kar yağdı diz boyu. Hava buz gibiydi sular dondu, güneş dondu, zaman dondu. Ama benim içim hasretinin ateşinden sımsıcaktı, üşümedim.
Özgürlük titreyen kanatlarında kuşların..
Kuşlarda üşüdü ama ben üşümedim.
İzine mehtap, teskereye şafak diyorlar.
En çok söylenen kelime şafak.
Şafak, özlemin mutluluğun habercisi.
Şafak yeniden başlamanın adı.

Paylaşmayı öğreniyorsun askerde.. Sabahları sıcak bir ekmeği, dertleri, kederi ve aynı kaderi paylaşıyorsun arkadaşınla. Yıldızlarla yalnızlığı paylaşıyorsun geceleri ama bir senin özlemini bir senin hasretini paylaşamıyorum. Seni çok ama çok özlüyorum. Açınca avcunu Mevla’ya bana da dua eder misin?
Şaçlarının telleriyle sabrımı örüyorum. Döneceğim Gülpembem seni çok seviyorum.

__________________
 
Üst