Markos Kpriyanu Sorularımızı Yanıtladı

Özcan Özcanhan

Onursal Üye
Katılım
9 Nis 2009
Mesajlar
62
Tepkime puanı
0
Puanları
0
MARKOS KPRİYANU SORULARIMIZI YANITLADI

•Kıbrıs müzakerelerinde ilerleme var

•Hakem ve zaman sınırlaması istemeyiz

•Türkiyenin AB üyeliğine karşı değiliz, destekleriz

•Türkiye Kıbrıs Cumhuriyeti ile ilişkilerini normalleştirmiyor, limanlarını açmıyor, yükümlülüklerini yerine getirmiyor.

• 2009 sonuna veya 2010 başlarına çözüm prensiplerinde ve parametrelerinde anlaşma olabilir. Kıbrıs Cumhuriyeti Dışişleri Baklanı Markos Kipriyanu, İstanbuldaki uluslararası bir etkinliğe katılmıştı. Gitmezden önce , Rum Enformasyon Dairesi, aracılığı ile kendisine gönderdiğim soruları , biraz geç de olsa, yanıtladı. Sorularımı ve Bayan Doxa Psillura’dan e-mail ile gelen, Sayın Kipriyanu’nun cevaplarını aynen yayınlıyorum.

S: Sayın Bakan, Talat-Hristofias müzakerelerindeki yavaş ilerleyişten memnun musunuz?

C: Doğrudan müzakerelerdeki yavaş ilerleyişten tam da memnun değiliz. Tarafların birçok konuda anlaşmış olmasına rağmen, maalesef, temel bazı konularda yeterli görüş birliğine ulaşılamadığı görülmektedir. Fakat, unutmamalıyız ki bu son derece ciddi bir sorundur ve komplike bir süreçtir. Gayet tabiyi, bir çözüm bulunması için acele ediyoruz, ama esasın pahasına değil. Kasıtlı olarak gecikme yapılmıyor. İki liderin görüşmelerine ek olarak danışmanları da sık sık biraraya gelmekte ve liderlerin aldıkları sonuçları uygulamanın yolları üzerinde tartışmalar yapmaktadırlar. Zamanı ,kalıcı ve işlerlikli bir çözüm buluncaya dek, yapıcı biçimde, ihtiyaca göre, kullanmaya çalışıyoruz. Fakat, en erken zamanda çözüm istiyoruz. Geriye baktığımızda, bir yıllık çalışmalarda ilerleyiş sinyallerini görürüz. İki lider teyit etmişlerdir ki çözümün esası iki bölgeli, iki toplumlu, tek egemenliğe , uluslararası tek kimliğe, tek yruttaşlığa ve de BM prensiplerine, güvenlik Konseyi kararlarına uygun siyasi eşitliğe dayalı olacaktır. Geniş kapsamlı müzakerelere başlayalı liderler, olumlu bir atmosferde, 25 görüşme yapmışlardır. Yönetim, güç paylaşımı , mülk ve AB konularını kapsamışlardır.

S: Hükümetinizin, Türkiye-AB ilişkileri ve yeni başlıklar açılması ile ilgili pozisyonu nedir.?

C: Türkiye’nin AB süreci konusunda Kıbrısın pozisyonu açıktır. Türkiye’nin AB ye tam üye olarak katılmasını destekliyoruz. Ancak, tenzilde bulunmadan ve de Türkiye’nin AB ye karşı, Kıbrıs dahil, yükümlülüklerini yerine getirmesi gerekmektedir. Bu yerine getirilmesi gereken sorumlulukları, yükümlülükleri AB Konseyinin vardığı sonuçlarında, müzakere sürecinde ve 21 Eylül 2005 tarihli deklarasyonunda vardır. Bilindiği üzere, bu Sonbaharda Türkiyenin ilerleyişi hakkında bir değerlendirme yapılacaktır. Kıbrıs Cumhuriyetini ilgilendirdiği kadar, yine bizim pozisyonumuz bellidir, açıktır. Türkiye , üstlendiklerini yerine getirmelidir. Eğer o zamana kadar sorumluluklarını yerine getirmez ise bunun da yankıları, terslikleri olacaktır. Eskisi gibi “mütad iş” olmayacaktır. Hiçbir aday ülke , üyelik müzakerelerini “ ala kart” yönlendiremez. Yani, kendi ,isteklerini ve seçtiklerini karşılayamaz. Olabilecek tepki ve terslikleri, gerçekleri ve gelişmeleri dikkatle hesaplamak, çok iyi gözden geçirmek lazımdır. Tabiyidir ki, Türkiye bunlara bağlı olarak, iki lider arasındaki Kıbrıs müzakerelerini desteklemelidir, sadece sözde cemile etmemelidir.Bu da AB ye karşı bir yükümlülüğüdür.

S: Kıbrıs Cumhuriyeti, Türkiyenin limanlarını açmamakta ve Kıbrısla ilişkilerini iyileştirmemekte ısrar etmesinden sıkıntı çekiyor mu?

C: Kıbrıs Cumhuriyeti Aralık 2004 tarihli AB Konsey toplantısında Türkiyenin AB üyeliği sürecinin başlatılmasına onay vermiştir ve her zaman yapıcı pozisyonunu sürdürmüştür. , Halbuki, aradan yaklaşık beş yıl geçmiş olmasına rağmen, Türkiye Kıbrıs Cumhuriyetine karşı tek bir iyi niyet gösterininde bulunmamıştır. Bizim desteğimize karşın, Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyetinin birçok uluslararası ve yerel organizasyonlarda üyeliğini, AB nin karşı çıkmaması çağrılarına rağmen, veto etmiştir. İlaveten, Türkiye hala daha EK protokolü uygulamayı reddetmektedir. Yani, Kıbrıs gemilerine ve uçaklarına deniz ve hava limanlarını, açmamakta direnmektedir. Hava sahasını bile Kıbrıs Cumhuriyeti kullanamamaktadır. Kıbrıs Cumhuriyeti ile ilişkilerini, AB ye karşı yükümlülüklerini yerine gtirmesi gereğine rağmen, ilişkileri normalleştirmeyi reddediyor. Dahası da, Kıbrısla ilişkilerini geliştireceğine daha kötü duruma sokuyor. Yakın geçmişte, Türk savaş gemileri , Kıbrıs Cumhuriyetinin, AB üyesi ülkelerin tanınmış hakkı olan, kendi Ekonomik Bölgesinde Kıbrıs cumhuriyeti adına araştırma yapan gemileri taciz edici eylemleri olmuştur.

S: Kuzey Kıbrısta, yakın zamanda yapılacak genel seçimler, Kıbrıs müzakere sürecini olumlu veya olumsuz biçimde etkileyebilir mi?

C: İşgal bölgelerindeki gelişmelere lakayt kalamayız. Bizim isteğimiz, Kıbrıs Türk toplumunu Kıbrısın iki bölgeli, iki toplumlu bir federasyonda yeniden birleştirilmesine götürecek liderlerdir.

S: Sizce, Kıbrıs müzakereleri 2009 sonundan evvel veya 2010 başlarında bir ön anlaşma ile sonuçlanabilecek mi?

C: Zamanın çok önemli olduğunu takdir ediyoruz. Bütün konuların ele alınıp bir uzlaşmaya varılması için, yoğun biçimde çalışmaya kararlıyız. Fakat hakelemlik ve zaman sınırı olmamalıdır. Zorluklara rağmen süreci sonuna kadar götürmeye bağlıyız. İligili bütün taraflar gereken siyasi istekliliği gösterirlerse, mevcut momentumu yakalarlarsa, en azından, olabilecek bir çerçeve anlaşmasının temel prensiplerine ve parametrelerine 2009 veya 2010 başlarında ulaşılması mümkündür. Ve bu açıdan Türkiye’nin önemli rol oynaması gerekmektedir.

Yazar Özcan Özcanhan
24 Nisan 2009, Cuma
 
Üst