Lefkoşa Belediyesinde Oynanan CTP Tuzağı Mı ?

Makbule ÖTÜKEN

Onursal Üye
Katılım
24 Kas 2008
Mesajlar
532
Tepkime puanı
0
Puanları
0
LEFKOŞA BELEDİYESİNDE OYNANAN CTP TUZAĞI MI?

CTP’nin amiral gemisi konumundaki, dış tanınmışlığı olan Lefkoşa Belediyesini kaybetmesini içine sindiremediğini daha öncede yazmıştım. Başkente sahip olmak, onun yerel yönetimine sahip olmak çok önemli. Neden? Yasama, yürütme ve yargı erki başkentte! Siyasetin, sosyal ve ekonomik organizmanın beyni de kalbi de orada. Tüm orta öğretim ve eğitim veren okullarımızla, varlığı verdiği çağdaş, kalifiye yüksek öğretimiyle gurur duyduğumuz, Avrupa’ da ki benzerleriyle yarışı başarıyla sürdüren iki özel Üniversite’miz de başkent Lefkoşa’da.

Lefkoşa Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin değişmez başkenti. Güney Kıbrıs ile iletişim sağlanan önemli gümrük kapılarının varlığıyla turist akışının giriş- çıkışlarının sağlandığı yegane kentimiz. Ledra Palace yoluyla; Batıyla, diplomasi trafiğinin sürdürüldüğü kentimiz. Sırf bu saydıklarım dahi Lefkoşa Türk Belediyesi’nin sorunlarını çözerek, geliştirerek, elde tutmak için önemli bir neden değil midir? Yanlış anlaşılmasın diğer kent ve belde belediyelerimiz de halkımıza verdikleri yerel hizmetlerle hayati öneme haizdir. Değerli okurlarım sizce de Lefkoşa Türk Belediyemiz önemli bir vazgeçilmezimiz değil midir?

O halde, iktidar ve/veya hükümet olmak için Başkent Belediyesinde de iktidar olmak gerekir. Bu asla bir mübalağa değildir.

Başkent Belediyesini; battı, çöktü diyerek ele geçirmek isteyenler aslında bunu çok iyi bilmekteler.

* * * * *


Cumhuriyet Meclisi’nde despotik tavırlı, akıl ve mantığını kontrol etmekte zaaf içinde kimi vekillerin olduğu bir Ana muhalefet partimiz var. Son yaşanan olayda Sn. Vekilin bu tavrını sokaktaki adam da da göremezsiniz. Parlamenter demokratik sisteme gönülden bağlı olan bir siyasi de de göremezsiniz.

Kişisel ilişkilerde olduğu gibi siyasi parti ilişkilerin de de; kabadayılığı değil kibarlığı, öfkeyi değil serin kanlı olmayı öne çıkarmak vazgeçilmez erdemlerdendir. Kıbrıs Tük Halkı, bu konuda dört dörtlüktür. Çünkü burası halkıyla bütünleşmiş bir devlettir. Bu anlamda halkımızın gerisinde kalanları halkımızla kınıyoruz.

Ülkemiz, görgü kurallarından uzak , yol yordam bilmeyen yasa, gelenek ve görenek tanımaz insanların yaşadığı, kök saldığı bir coğrafya hiç değildir!

* * * * *

Halkımız Ülkemizde; sendikalar, Sivil toplum örgütleri, yazılı ve görsel medya içinde çeteleşmeyi kışkırtanların var olduğunu bu uğraşların tırmandırılmak istendiğini bilmektedir.Bu uğraşların varlığı; Halkımızı gelecek için kaygılandırmaktadır.

Gazetelerindeki köşede; “çeteleşme”den ve bunun temizlenmesinden bahsedenlerin acaba kendileri de benzer özlem içinde midirler diyerek düşünmeden edemiyoruz.

Ülkede çeteleşme var mı? Vatan topraklarımızda yaşadılar mı yaşıyorlar mı? Bunu halkımızın gözlem ve yargısına bırakmak lazım.

Gerçek olan ise çetelerin ad, nam ve mesleklerinin ne olduğu pek de fark etmez. Bunlar peşinen KKTC’nin varlığına karşıdırlar. Onlar, 1955-56’larda başlayan süreçte; Rum’a ve İngiliz Sömürge yönetimine karşı milli mukavemet gösterenleri adeta düşman bellerler! Onlara bakarsanız; Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası’nın 13 maddesini Türkler aleyhine değiştirip, Türk ortağı devletten atan Makarios başkanlığındaki Rumlar değildir(!). Türkler ortaklık devletinden kendileri ayrılmışlardır(!). Akridas “Türkü imha” Planı’nın varlığını ve Kıbrıs Türk halkının son anda yok edilmekten kurtarıldığına da inanmazlar!

Mukavemet mücadele yıllarında Rum’a ve Sömürge İdaresine ajanlık yapan böyleleri; ya avukattı ya ‘sör’ ünvanı ile taltif edilmişlerdi. Bugün de isim ve meslekleri farklı olsa da kafa yapıları aynı ‘SÖR’ ler de var başkaca olanları da!

Bunlar, ABD AB’nin dümen suyundadırlar. Gaspçı Rum yönetimine hoşgörülü ve hatta itaatkardırlar. Bunlar hep halkımız aleyhine olmayı meslek edinirler. Türk Silahlı Kuvvetlerine tavır sergilerler. Türkiye Cumhuriyetine onun hükümetlerine ve buradaki mümtaz temsilcisi Büyükelçilerine de benzer tavır besler ve sergilerler.

Bir bakarsınız; Rusya’dır patronları. Bakarsınız; Amerika ve AB’dir. Patronlarının adları değişir ama Kıbrıs Türk Halkı aleyhine, siyasi, sosyal çeteler olarak hizmetleri zerre kadar değişmez. Sadakatsizlik genlerine işlemiştir adeta!

Bozguncudurlar! Halkın moralini bozma taktiklerinin en acımasızını kullanırlar! Tinyozlukta da üstlerine yoktur.

* * * * *

Şimdiler de Lefkoşa Belediyesi ve başkanı yerden yere vurulmakta.Lefkoşa Belediyesinde yanlış uygulama ve yasa dışı icraatların olduğu iddiaları var. Bunu tarafsız yargı organımız değerlendirecek.

Birileri LTB battı demekte! Çöktü demekte! Amma lakin Batık belediyenin de talibidirler! LTB’nin sorunlarına çözüm bulmak için canhıraş çalışırlar (!)…

İşte bu kandırmacadan hareket ederek 29 Mayıs 2012 Salı günü KTAMS’da bir toplantı olacağı duyurusu yapılır. Çağrının içeriği kadar amacı da son derece olumlu ve masumcadır. Nedir Toplantının içeriği? Lefkoşa Belediyesinin durumunu irdeleme. Olumsuzluğu düzeltici, çözüm önerileri üretme…BES başta olmak üzere LTB’nin 19 şube amiri, 3 müdür muavini ve müdürü bu masum toplantıda(!) yerlerini alırlar. Başka kimler vardır? CTP Belediye Meclis üyeleri ile DP ve TDP üyeleri oradadır. UBP’nin 12 Belediye Meclis Üyesinden 9’u da oradadır.

Toplantı önce çok munis ve kabul gören konuşmalarla başlar. Çalışanların maaşlarının düzenli ödenmesi, sosyal sigorta ve ihtiyat sandığı yatırımlarının vaktinde yatırılmayışı dile getirilir. Belediyeye alınan araç sayısının çokluğu eleştirilir. Belediyede mafyalaşmanın olduğu iddia edilir.

İş, üretilmek istenen çözüm önerilerine gelmiştir. Ortam birden elektriklenir. UBP Meclis üyelerinin şahsında UBP eleştirilir. Başbakan eleştirilir. Ne alakası varsa Cumhurbaşkanı eleştirilir. Bizi bu hale UBP getirdi. Gidecek denilir.

Hatırlatalım; LTB’ çalışanlarının büyük bir çoğunluğu CTP ve DP döneminde yerleşmiş kişiler.

Belediye Başkan Bulutoğluları, Başbakan Sn.İrsen Küçük ve Cumhurbaşkanı Sn Eroğlu’nun istifasını vermesini isterler! Onlarda çekip gidecek! Naraları atılır. UBP’li Meclis Üyeleri şaşırır kalırlar! Aralarında bir nala bir mıha vuranlar, ne şiş yansın ne kebap diyenlerde vardır Ne yazık!

Toplantı da ‘Bir metin hazırlayalım. Şube Amirleri, müdür muavinleri ve müdür olarak ; Biz Cemal Bulutoğulluları ile bundan böyle çalışmak istemiyoruz diye imza atalım denilir.’. CTP’li bir bayan belediye meclis üyesi ; ‘Hepimiz Belediye meclis Üyeliğinden istifa edelim. Bu konuda imza atalım der.’ DP’li üye şimdilik bu olayların dışında kalacağını ifade eden kısa bir değerlendirme yapar. CTP cenahı haykırıp höykürür. İlla istifa edilmeli LTB Başkanı da Belediye Meclisi düşmeli seçim yapılmalıdır.!

CTP erken seçim diyor . Ne gariptir ki, ardından da seçime hazır olmadıklarını ekliyor. UBP 2014’e kadar Seçim yok diyor da! Halkın çözüm bekleyen yakıcı sorunlarını ötelercesine yıl sonu yapılacak KURULTAY’a odaklanmış durumda!
 
Üst