Kanser insan vücudunu oluşturan hücrelerin kontrolsüz ve amaç dışı çoğalması sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. İnsan vücudunda yaklaşık 100 trilyon hücre vardır. Bazı hücreler birkaç saat, bazıları birkaç günlük ömre sahiptir. Sinir hücresi gibi bazıları ise çok daha uzun ömürlü olup, bölünmezler.
Ancak hücreler genel olarak büyüyebilmek, ömür biten hücreleri yenilemek ya da yaralanan, hasarlanan hücreleri onarmak amacıyla, vücudumuz sürekli yeni hücreler üretmekte veya mevcut hücreleri tamir etmektedir. Hücrelerimizin içinde bulunan çekirdek gen adını verdiğimiz ve hücrelerin işlevlerine, neyi nasıl yapacaklarına ait bilgiyi taşıyan özel şifrelerdir.
Aynı şekilde ne kadar yaşayacakları, ne zaman bölünecekleri ve kardeş hücre oluşturacakları da bellidir. Dolayısıyla normal yaşantımız boyunca hücrelerimiz bu bilgi ve emirler doğrultusunda yaşamlarını devam ettirir, bölünmesi gerektiği zaman bölünür ve ölmesi gerektiği zaman da ölür. Bu işlemler son derece karmaşık kodlama, haberleşme ve disiplin ile sürdürülür.
Çok değişik nedenlerden dolayı (çevresel ya da vücuda ait) hücreler sahip oldukları bilgileri doğru kullanmaz, gerektiğinden daha fazla kullanır, yanlış haberleşir ve disiplini bozarsa anormal davranışlar sergileyen, görev anlayışı bozuk, amaca yönelik davranmayan, kontrolsüz çoğalan ve büyüyen hücreler ortaya çıkar. Bu duruma özetle kanser denir. Kanserin temel nedeni hücrelerin sahip olduğu bilgi kodlarını yanlış çözmesi, yanlış mesajlar algılaması ve disipline uymamasıdır. Böylece kansere anormal genlerin ya da anormalleşmiş genlerin neden olduğu söylenebilir.
Genleri anormalleştiren en önemli unsurlar olarak sigara, aşırı güneş ışığı, sağlıksız gıdalar, bazı tür mikroorganizmalar, bozulmuş çevresel faktörler (gıda katkıları, böcek ilaçları, kimyevi sanayi ürünleri, su kirliliğine neden olan kimyasallar vs.) ilk akla gelenlerdir. Bozulan genler hücreye yanlış bilgiler vermekte ve hücre de bu bilgi ve direktiflerin doğrultusunda yanlış işler yapmaktadır. Ölmesi gereken hücre ölmez, çoğalmaması gerektiği halde çoğalır ve işlerini yapmamaya/yanlış yapmaya ya da eksik/fazla yapmaya başlarlar. Bu kontrolsüz ve dengesiz hücreler bir süre sonra vücudun normal organ şekillerinin dışında bir kitle oluşturur ve tümör (şişlik) dediğimiz bir yapıyı meydana getirirler.
Bu tümörler oluştuğu yere göre bazen kendini hızla belli eder (deri, meme vb. Organ tömörleri) bazen de çok uzun süre belli etmeden büyüyebilirler (iç organ tümörleri). Doyumsuz diyebileceğimiz bu hücreler bazen biz daha hastalığı fark etmeden ilk oluştukları yerden başka yerlere göç edebilirler (metastaz) ve böylece vücuda yayılırlar. Bazen kişi bu başka yere göçen hücrelerin oluşturduğu rahatsızlığa kadar ilk kanser hücrelerinden hiç habersiz yaşayabilir.