Kanser Biyolojisi

Dr.Yalnızefe

Dost Üyeler
Katılım
18 Şub 2008
Mesajlar
1,339
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Vücudunuz milyarlarca hücreyi içeren canlı ve büyüyen bir sistemdir. Bu hücreler metabolizma, transportasyon (taşıma), salgı, üreme, ve lokomosyon (hareket edebilme gücü) gibi tüm vücut fonksiyonlarını yerine getirirler.
Büyüme ve gelişme yeni hücrelerin sayısındaki artmanın ve bunların değişik türden dokulara dönüşmesinin sonucu olarak ortaya çıkar. Yeni hücreler hücre bölünmesi (mitoz) süreci sırasında yaratılırlar. Değişik hücre çeşitleri, buna eşlik eden ve hücre farklılaşması denilen bir süreç ile meydana gelirler (farklılaşma hücrelerin özel fonksiyonlar (işlevler) kazandığı bir süreçtir). Hücre bölünmesi insanların normal büyüme olayı ile ortaya çıkar; hücre farklılaşması normal gelişim olayını olası kılar.


Ancak kanser ve kanser hücrelerinin biyolojisi farklıdır ve bu farklar kanserin anlaşılması açısından önemlidir

Temelde vücudumuzda üç değişik hücre çeşidi vardır: Statik hücreler (farklılaşmış hücreler), büyüyen hücreler (farklılaşmamış hücreler) ve yenileyen hücreler (bunlara stem=kaynak veya destek görevi gören hücreler de denir ve diğer türden hücreleri ortaya çıkarırlar). Örneğin kas ve sinir dokusu hücreleri statiktir (farklılaşmıştır), çünkü bunlar belli bir boyuta ulaştıktan sonra bölünme ve yeni hücreleri üretme yeteneklerini kaybederler. Bu hücreler oldukça farklılaşmıştır ve zarar görmesi veya kaybolması durumunda yerine yenisinin gelmesi mümkün olmaz. Çünkü yeniden üretilemezler.

Vücudun büyüyen (farklılaşmamış) hücreleri de, organ veya doku, normal yetişkin boyutuna ulaştığı zaman büyümeyi durdururlar. Ancak statik ve büyüyen hücreler arasında temel fark şudur: Eğer doku zarar görmüşse veya bir kısmı alınmışsa, büyüyen hücre yeniden harekete geçebilir ve büyüyebilir. Karaciğer, böbrek ve hormon salgılayan bezler bu türden hücreleri içeren organlardır. Eğer herhangi bir hastalık nedeniyle bu organların herhangi bir parçası zarar görecek olursa veya ameliyatla alınırsa, organ yeniden depolanmayı yapıp normal veya normale yakın fonksiyonuna kavuşana kadar geriye kalan hücreler bölünmeye ve büyümeye devam edebilirler.

Yenileyen (stem) hücreler ölür ve düzenli aralıklarla yenilenirler. Örneğin cilt, saç ve sindirim sistemi yolunun etrafını saran tabakayı yapan hücreler ile kan eskidikçe ve öldükçe yenilenen hücrelerdir. Bu eskime ve ölme normal süreç sırasında olabildiği gibi herhangi bir yaralanma veya hastalık ile de meydana gelebilir. Bu türde yenileyen hücreler ölen ve ölenlerin yerini almak için gelişen yeni hücreler arasında bir dengeyi korumak için dahili bir mekanizma tarafından kontrol edilirler.
 

Dr.Yalnızefe

Dost Üyeler
Katılım
18 Şub 2008
Mesajlar
1,339
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yenileyen hücrelerin büyümenin durması sinyallerine uyma yetenekleri, bu hücrelerin ani büyümelerini, kanser hücrelerinin kontrol altına alınmamış büyümelerinden farklı kılar. Diğer hücre türlerinin aksine, kanser hücrelerinde normal hücrelerde görülen büyümeyi durdurucu kontrol mekanizması yoktur.

Kanser hücreleri bir ölçüde kontrol altına alınmamış stem (yenileyen) hücrelere benzer. Bunlar farklılaşmış veya farklılaşmamış olabilir - ancak herhangi bir sınırlama olmaksızın bölünmeye devam ederler. Çoğalarak komşu hücrelerin yerini alırlar. Kanser hücrelerinin büyümesi besin maddelerini alarak, normal hücrelerin fonksiyonlarını ve büyümesini de etkiler.

Halk arasındaki inancın aksine, kanser hücreleri normal hücrelerden daha hızlı büyümezler. Ancak daha uzun süre yaşarlar ve daha hızlı bölünürler. Böylelikle büyüme sürecinde daha büyük kanser hücreleri oranını yaratırlar.

Büyümelerini ve olgunlaşmalarını düzenleyemeyen hücrelerin hepsi kanser hücresi değildir. Bazı hücreler hızla bölünür ve tümör denilen kütleleri oluştururlar. Ancak bunlar iyi huyludur. Çünkü bunlarda kötü huylu tümöre dönüşme eğiliminin diğer özellikleri yoktur.

Kanser hücrelerini oluşturan nedir?

İncelemelerden çıkan sonuçlara göre kanserlerin birçoğu hücredeki kromozomların yeniden düzenlenmesi ile birlikte görülür. Kansere neden olan temel biyolojik aşamalara ilişkin olarak yapılmakta olan bir araştırma normal bir hücrenin nasıl kanser hücresine dönüştüğünü açıklamakla işe başlamaktadır.

Genler, deosribonükleik asit (DNA) olarak bilinen kalıtımın temelini oluşturan ve gçrekli kimyasal "mavi kopyalar" olan geniş moleküllerin parçacıklarıdırlar. Genler tüm hücrelerin çekirdeğinde bulunurlar. Genlerinizdeki kimyasal komponentler dizgesi, vücudunuzdaki hücrelerin nasıl çalışacağını kontrol eden proteinlerin üretilmesi için mavi kopyalardır. Bu genler, her birimizi benzersiz yapar.

Onkojenler hücrelerin anormal bir şekilde bölünmesine neden olan özel gen çeşitleridir (onkos kelimesi kütle veya tümör için kullanılır, Yunancadan gelmektedir). Bir onkojenin normal bir biçimi (buna proto-onkojen denir) bizim genlerimizin normal tamamlayıcı bütünlüğünün bir parçasıdır. Proto-onkojenler tüm hücrelerimizde vardır. Normal hücrelerde pro-toonkojenlerin hücre bölünmesi ve hücre farklılaşmasını düzenlemelerinden dolayı sıkı bir kontrol altında olduğu görünür. Bunların ayrıca ameliyat gibi bir olaydan sonra yaralı vücut dokusunu onarmak için gerekli olan hücre büyümesini kontrol ettiği de görülür. Buna ek olarak bunlar organ gelişiminde de bir rol oynarlar.

Normal hücrelerde proto-onkojen fonksiyonunun sıkı bir kontrolü, kanseri ortaya çıkaran maddeler nedeniyle zayıflayabilir. Örneğin bir proto-onkojen, genetik uzmanlarının nokta değişimi (point mutation) dediği bir süreçle kansere neden olan bir gene (onkojen) dönüşebilirler. Bununla anlatılmak istenen şudur; bazı kanserler gen parçacıklarından birinin değişim veya dönüşüm gösterdiği noktada gelişirler. Diğer kanser hücrelerinde, proto-onkojenler DNA daki normal yerlerinden bir başka alana geçiş yapmış ve böylelikle kanser oluşturan (onkojenik) genlere dönüşmüş olabilirler. Bunun yanısıra bazı kanserleri harekete geçiren virüsler kendi onkojenlerini normal hücrelere enjekte edebilirler. Virüsler ile yerleşmiş bulunan yeni onkojenler normal hücre işlemleri (süreçleri) tarafından düzenlenemezler (kontrol edilemezler). Böylelikle hücreler kendi faaliyetlerini kontrol edebilme yeteneklerini kaybederler ve anormal bir şekilde bölünürler.

Tüm olaylarda, onkojenlerin direktifi ile yapılan proteinler oldukça büyük miktarlarda üretilirler. Sonuçta bu proteinler hücrenin anormal olarak büyümesine ve kansere neden olurlar.

Ancak onkojenler ve bunların protein ürünleri yalnızca bir hücrenin kansere dönüşme eğilimi için meydana gelmesi gereken bir dizi anormallik içerir. Kanser hücrelerinin birçoğunun çalışmalarını anlayabilmemiz ve bunların üremesini durdurma olanaklarımız ilkel düzeydedir. Ancak araştırmalar bizim kanser hakkındaki bilgilerimizi ve kanserin işlemesi hakkındaki bilgilerimizi artırmakta ve aynı zamanda hem kanıtlanmış bulunan, hem de deneysel aşamada olan değişik ve çok sayıda yaklaşımlar, sayısız yaşamı kurtarmaktadır.