Kakmacılık

Depresif Hayalet

New member
Katılım
20 Tem 2008
Mesajlar
232
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Ankara
Kakmacılık Oyulabilecek nitelikteki herhangi bir malzeme üzerine, istenilen şekillerde oyarak açılan yuvalara, diğer bir maddeden oyulan şeklin aynısından kesilmiş parçaların kakarak yerleştirilmesi işi. Oyulabilecek nitelikte olan malzeme; taş, tahta, mermer ve işlenmeye müsait bazı madenlerdir.

Taşın, tahtanın veya madenin bazı kısımlarını oyarak bu oyulan kısımlara daha kıymetli başka bir madenden veya maddeden oyulan şekle göre kesilmiş parçaların gömülmesi suretiyle kakma işi gerçekleştirilir. Bu işler tezyinat için yapılmaktadır.Mesela, adi bir taş oyulup mermer veya daha kıymetli bir madenden kesilmiş parçaları gömmek, abanoz üstüne sedef parçaları gömmek, ceviz tahtası üzerine fildişi veya kemik parçalarını desenli olarak keserek gömmek suretiyle yapılmış kakma işlerine pekçok yerde rastlanır.

Üzerinde kakma olan eserler, vazifelerine göre mimari yapılarda yer alırlar. Bir camide kapı kanatları, pencere kanatları, minber, kürsü, rahle gibi ahşap kısımlarda tahta üzerine sedef, fildişi, bağa kakma olarak görüldüğü gibi; yine minber, mihrap, kürsü ve duvarlarda mermer veya taş üzerine aynı maddenin diğer renkleri veya başka maddeler kakılarak yapılmış işler de görmek mümkündür.

Eskiden tabaka, çubuk, baston gibi bazı eşyalar hep kakma ile süslenirdi. Kakma çeşitlerine göre bunlara, altın, gümüş, sedef veya fildişi kakmalı denilirdi. Bıçak, kılıç, kama, kalkan ve tüfek gibi silahların da üzerine altın kakma ile süsler yapılırdı.

Pirinç veya gümüş üstüne açılan yuvalara altın veya gümüş tel ve çubuklar kakarak gömme suretiyle yapılan süsleme işlerine, “tel kakma” veya “Şam kakması” denilirdi. Şam’da maden üzerine altın ve gümüş tel kakma olarak çok güzel işler yapıldığı için, Şam kakması adıyla anıldı.

Bir madenin sathında açılan yuvalara eritilmiş bir madde dökülmek suretiyle yapılan kakmalar da vardır. Bu şekle “savat” denir.

Tarih boyunca Türkler'in kurdukları bütün devletlerde, saraylar, kamu binaları ve evler kakmacı ustalarının ellerinden çıkma ince bir işçilikle güzelleştirmiştir. Osmanlı Devleti zamanında kakmacılık en üst düzeyine ulaşmış, giriş kapıları, dolap kanatları, sedirler, çekmeceler, rahleler, beşikler, tabanca, kılıç ve kama gibi silahlar, fincan ve tabaklar üzerine göz kamaştırıcı kakmalar yapılmıştır. Günümüzde bu geleneksel sanatımızın bütün önemli örnekleri devlet eliyle koruma altına alınmış olup, bunların bir kısımda müzelerde sergilenmektedir.

ka1.jpg


21.jpg


turkislam03.jpg


s07.jpg


05-41.jpg


normal_suyuf-u_m_barek.jpg
 
Üst