Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya Chrome kullanmalısınız.
İLKER BAŞBUĞ TUTKLANDI !
SIRA KİMDE ?
Uzun zamandır yazı yazmıyordum. Daha doğrusu yazmak istemiyordum. Artık bıkmıştım bu duyarsızlığımızdan. Sanal ortam da efelenmelerimizden! Kendimiz söyleyip kendimiz duymamızdan bıkmıştım. Bizi bizden başka dinleyen yoktu. Bizde zaten biliyorduk kendimizi. Buna rağmen birileri de almış başını gidiyordu. O gidenlerin arkasından gelen kitlelerde her geçen gün daha da büyüyordu. Buda şunu gösteriyordu ki alan memnun, satan memnun! Duyarsız, umarsız bir halde kendi kabuğuma çekilmiş, dış dünyaya pencerelerimi kapatmıştım. Haber programlarını bile dilemiyordum. Televizyonda o dizi, bu dizi geziyor, kendimi bunlarla oyalamaya çalışıyordum.
Bu umursamaz halim, bu bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın felsefem, bu sabah televizyonu açtığımda tesadüfen dinlemek zorunda kaldığım bir haberle bitti. Bu haber Emekli Genel Kurmay Başkanı İlker Başbuğ’un tutuklanmasıydı. Birden bire beynimde ki uyuşukluk geçti. Yeniden yurdumun gerçeklerini görmeye başladım. Ne yazık ki bu gerçekler iç acıtıyordu. Öfkeden insanı kudurtuyordu.
Ne oluyordu yurdumda ve bizler nasıl bir uykuya yatmıştık. Çok af edersiniz. Teşbihte hata olmaz ayılar bile kış uykusuna yattıktan bir süre sonra uyanıp, hayata karışırlar. Peki, bizler ne zaman ellerimizden kayıp giden bu hayata karışacağız. Vatan topraklarımız ayaklarımızın altından çekiliyor biz ayağımızı kaldırıyoruz. Daha rahat çeksinler diye. Cumhuriyetin koruyucusu, sınırlarımızın bekçisi Ordumuz bitiriliyor, bizse dokunulmazlara da dokunuluyor artık, işte gerçek demokrasi bu diye gurur duyuyoruz. Kürtler özerklikten de vazgeçip, devlet olmak için Türkiye Cumhuriyeti Devletine posta koyuyor, demokrasi gereği neyse o yapılmalı diyoruz. Eş Başkanlığımızın gereği diyerek, adım adım komşularımızla sıcak savaşın içine doğru çekiliyoruz, buna da komşularımızla sıfır sorun gözüyle bakıyoruz. Oysa sorunların içinde kaybolmak üzere olduğumuzu göremiyoruz.
Bilim adamları, gazeteciler, yazarlar ve Ordu mensupları derken Ordunun en tepeside bu tutuklanmalardan nasibini aldı ve biz hala kış uykusuna devam ediyoruz. Oysa kaç tane yaz bahar geçti bu uykuya yatalı bizler. Neden uyanamıyoruz. Neden birlik ve beraberliğimizi sağlayamıyoruz.
İlker Başbuğ’un tutuklanmasını, “Vay canına koynumuzda yılan besliyormuşuz da haberimiz yokmuş!” diye karşılayanlar olduğu gibi, “ateş olmayan yerden duman çıkmaz” diye yorumlayanlarda vardı bu gün bizim arenamız olan sanal alemde. İşte bu kadar basitti bu olay. Bir Emekli Genel Kurmay Başkanı tutuklanacak, hem de çete kurma, terörist faaliyetlerde bulunma ve Hükümeti devirmeye teşebbüs suçlarından yargılanmak üzere tutuklanacak, yorumlar da böyle olacak.
Arkadaşlar, eğer Genel Kurmay Başkanı, çete kuruyorsa, demek ki bu çetenin mensupları da bizleriz. Yani Çetenin adı Türkiye Cumhuriyeti! Kurucuları da Atatürk ve silah arkadaşları! Cumhuriyete karşı çıkanların, Atatürkçü olmayı kendilerine hakaret sayanların çoğunlukta olduğu bir hükümet de bize göre çetedir o zaman. Fakat onların yaptırım gücü var. Bizim ise sanal alemde kahramanlık yapmak kadar bir gücümüz var.
Hala bekliyoruz, hala “ya sabır” diyoruz. İyi de bu bekleyiş nereye kadar sürecek? Bu sabrın sonu ne zaman selamet olacak.
06.01.2012
Ayla Berkin