Hayati İdame(Hayatta Kalma)

Gök Yeleli Bozkurt

New member
Katılım
29 Nis 2008
Mesajlar
1,947
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Bozkurtlardan Birine Sorun
Düşman tehlikesinin bulunmadığı veya çok az bulunduğu veya doğa koşullarının insan yaşyasaklı kelime elverişli olmadığı bir bölgede görev alan ya da kendini böylr bir ortamda bulan her askerin düşman eline geçmeden hayatta kalabilme mücadelesi vermesini gerektiren bir sorumluluktur. Buna yaşama savaşı ya da vahşi yaşam da denir.
Hayatta Kalabilmek için mücadele edilmesi gereken etmenler :

Acı:

Acı yaralandığınızı size haber veren vücudunuzun kullandığı bir ikaz sistemidir. Acı kendi başına zararlı değildir. Fakat sizi rahatsız eder. Eğer zihninizi diğer olaylara konsantre edebilirseniz acıyı fark etmeyebilirsiniz.Bunun için sizi konsantre edebilecek şeyleri hayal edin evinize dönmek , çocukalrınıza kavuşmak, yada herkesin gözünün sizin üstünüzde olduğunu düşünün vss..


Soğuk:

Üşüme etkinliğinizi, düşünme kabiliyetinizi,birşey yapma arzunuzu azaltır. Bu
nedenle üşümemeye dikkat edin. Soğuk kan akışını yavaşlatır ve bunun sonucu olarak da uykunuz gelir. Soğuğun bu etkisi tehlikelidir. Acele olarak barınacak bir yer aramalısın ve soğuğun hayatta kalma isteğinizi azaltmasan önce kendinizi ısıtacak bir ateş yakmalısınız.Bunun için mühimmatlarından yararlan ...

Sıcak:

Halsizlik, sıcağa alışamamış olmanın etkisinin temel belirtisidir. Bununla beraber aşırı sıcaklığa alışmalısın. Kan dolaşımınızın, nefes alıp vermenizin kalbinizin çalışmasının ve ter bezlerinin sıcak iklimine alışması için 2 ila 6 gün geçmesi gerekir. Sıcak iklimlerde güneş ışığı direkt olarak geldiğinden başınızı örtmelisiniz.

Susuzluk:

Hayatta kalabilmenin iki ciddi probleminden birisi susuzluk ve diğeri de su kaybıdır. Aşırı derecede olmasa bile susuzluk sizin düşünme yeteneğinizi olumsuz yönde etkileyebilir. Kafi miktarda su varsa özellikle yemek yerken bol miktarda su için. Eğer suyunuz az ise yediğiniz yemeği azaltın.

Açlık:

Çok fazla açlık hayatta kalabilme arzunuzu, moralinizi,davranışlarınızı etkileyebilir. Eğer bu koşullar değişmez ise açlık ve iyi beslenmeme aşağıdaki belirtilere sebep olur:
Kilo kaybı,halsizlik, ayakta dururken baş dönmesi,gözlerin kararması,kalp atışının yavaşlaması, soğuğa karşı hassasiyetin artması ve susuzluğun artması.

Yorgunluk:

Yorgunluk, sizin zihinsel yeteneğinizi azaltır, sizi dikkatsiz yapar ve size umursamazlık hissini verir. Ümitsizliğe kapılma;yorgunluğa, zihinsel bitkinliğe,umutsuzluğa, amaçsızlığa, doyumsuzluğa, hayal kırıklığına ve can sıkıntısına ssebep olabilir. Ümitsizliğe kapılma sonucu meydana gelen yorgunluğun giderilmesinin tek yolu elbetteki istirahat etmektir. Zihinsel bitkinlikle ortaya çıkan yorgunluk,başkalarıyla konuşmakla, değişik bir uğraşla ve hareketlerle yenilebilir.

Can Sıkıntısı:

Tekerrür ve yeknesaklık ( tekrar ve yalnızlık ) can sıkıntısının iki kaynağıdır. Can sıkıntısı ile birlikte ilgi görmeme, duygusal gerginlik veyahut kederlenmeye neden olur. Can sıkıntınızı yenmek için hayatta kalabilmeye olan ihtiyacınızı daima aklınızda tutmalısınız.Bunun için motive olacak şeyler düşünün ...

Yalnızlık:

Sabır tüketici ve tehdit edici şartlar altında tek başına yaşamak üzüntü ve yalnızlık hissinin ortaya çıkmasına neden olabilir. Kendi kendine yeterli olma, bu duyguları yenmede önemli yer tutar.

Tüm hayatınız boyunca kendi kendinize yeterli olmayı geliştirmişsinizdir.

Yeni problemlerin nasıl yenileceği, yeni çevreye nasıl uyum sağlanacağını,tek başına nasıl rahat edileceğini öğrenmişsinizdir. Bunlara ek olarak sizin askeri eğitiminiz, karşılaşabileceğiniz durumlar ve problemler hakkında size bilgi sağlar.
Kendi kendinize uygulama yapmakla, yapılması gereken işin gerği olan yeteneklerinizi geliştirebilir ve kendi kendinize yeterli olabilirsiniz. Bunun için günlük yaşamınızda size çeşitli fırsatlar çıkabilir. Kendi kendinize karar verin ve kendinize güvenin, yeni durumlar yaratın ve yeni olasılıkları çözün.

Kişisel Yetenekler:

Kişilik hayatta kalabilmede önemli bir rol oynar. Gerçekte kişilik hayatta kalabilmede tehlikelerden , havadan, araziden veya olağanüstü güç durumun özelliğinden daha fazla etkindir. Hayatta kalabilmek için en önemli kişisel nitelikler aşağıda belirtilmiştir:

Kendi kendine karar verebilmek,

Eldeki imkanlardan yararlanabilmek,

Tek başına yaşayabilmek,

Durumlara uyum sağlayabilmek;değersiz şeylerden işe yarar şeyler yapabilmek,

Sakin ve soğukkanlı olmak, kendini salıvermemek,

En iyisini ümit etmek, fakat en beteri için hazırlıklı bulunmak

Sabırlı olmaktır

Her insanın kendini motive edeceği bir konu yada düşüncesi vardır .

Bu eğitimle verilemez !!!

Ama en iyi motivasyon bence aldığınız sorumluluk ve borçlu olduğunuz vatan görevini yarıda bırakmamaktır .


GIZLEME VE SU TEMINI

Özellikle gunduz verilen silâhli mucâdelede husûsen kirsalda, yerine gore
meskûn yerlerde kesintisiz devam eden savasta inisiyatifi elde bulundurmak
icin bilinmesi ve uygulanmasi gereken mevzûlardan biridir “ortu ve gizleme”.

ORTU

Dusmanin hem atesinden, hem de gozunden korunma imkâni veren, tabiî veya
sun’î yerlerdir. Hendekler, cukurlar, tumsekler, kaya, magara vb.. dogal ortu
imkâni verirken; avci yuvalari, duvarlar, irtibat hendekleri vs. ise sun’î ortu
unsurlaridir. ortu imkânlari yatik mermi yollu silâhlara karsi (tufek, tabanca)
tam koruma saglarken, dik mermi yollu silâhlara karsi (havan, top, hava
saldirisi)
her zaman yeterli ve etkili koruma imkâni vermezler.

Arâzîde kucuk bir cikinti yahud acilan 15 cm. derinlikteki bir mevzi bile,
kisiyi
parca tesirlerinden bir hayli korur. Arâzîde mevcud ortu ve gizleme imkânlarinin

aranip bulunmasi ve bunlardan istifâde huy haline getirilmelidir. Yanisira,
gozetleme ve ilerleme konularindaki yeterlilikle birlestirildiginde, dusmana
karsi etkinlik saglanmis olur.


GIZLEMENIN PRENSIPLERI

A- Gereksiz hareketlerden sakinmak. Hareket dikkati celbeder. Yer, mevzi
degistirmek
gerekirse, gizli ve gorulmeyen bir yoldan ilerlemek lâzimdir.

B- Mevcud gizlemeden faydalanmak. Arkada kalan zemin (agac, cali, ot, yapi,
bina,
renkler, bicimler) kendisine uyuldugu takdirde gizlemeye yardimci olur. Golgeler

de (tam golgede kalmak kaydiyla) gizlemeye yardimcidir.

C- Yatarak gozetleme yapmak. Yatmakla hedef kucultulmus olur. Gozden ve atesten
korunmak kolaylasir.

D- Acikta parlak nesneler birakmamak. Isigin parlak herhangi bir yuzeyden
parlamasi
dikkat ceker. cok uzaklardan parlama secilebilir. Donatim, silâh ve her turlu
arac-gerecin (gozluk, saat, acik renk cilt) parlamamasina dikkat edilir.

E- Esyanin muntazam biciminin degistirilmesi.

F- Ses disiplini. Gereksiz konusmalar, oksuruk, hapsirik, techizât ve donanimdan

cikan sallanma-carpma sesleri dusman kesif ve dinleme postalarinin kulagindan
kacmaz. Hapsirmamak icin burun parmaklar arasinda sikilir. Yine de oksuruk,
hapsirik olursa agiz dirsekten katli kolun iciyle kapatilir. Mataralar vb. ya
tam dolu olur,
yahud tamamen bos. Bicak vb. kilifin ucundan iple vucuda tesbit edilir,
baglanir.
Silâhlar onceden kurulmus ve emniyete alinmis olmalidir.

G- Isik disiplini. Gece karanliginda ates bir yana, sigara atesinin bile hava
durumuna bagli olarak 5-10 km.’den ciplak gozle secilebildigi asla hatirdan
cikarilmamalidir.

H- cop disiplini. Yenilen-icilen hicbir sey (izmarit, kibrit copu dahil)
ortaliga atilmaz, birakilmaz. Ya uygun bicimde gomulur yahut beraberinde
goturulur.

I- Kisinin izdusumu havaya dusmemeli. Yani uzaktan bakildiginda arkada hava,
gokyuzu fon teskil edecek bicimde kisi ortalikta olmamali. (Tepe, sirt ustunde
yuruyen kisinin kabak gibi gorunmesi gibi!)
 

Gök Yeleli Bozkurt

New member
Katılım
29 Nis 2008
Mesajlar
1,947
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Bozkurtlardan Birine Sorun
MEVZI SECIMI VE GIZLENMESI:

Kisi kendisine luzûmlu ates sahasini temin eden bir yeri secer. Sonra bu yeri
dusmanin bulup dogrudan, kolayca ates edemeyecegi, etse bile etkileyemeyecegi
bir hâle getirir. Mevziini (cukur olabilir) arâzîye uyacak sekle sokar. Bu
amacla mevzi cukuru ufka siluet dusmeyecek bir yerde secilir,kazilir. uzeri
gizleme agi, ot, dal gibi arâzî yapi ve rengine uyum gosterecek dogal ya da
sun’î malzeme ile ortulerek gizlenir. Gizleme husûsiyetleri olan dogal yerler
de secilebilir. Donatim ve silâh cukur (mevzî) icine konur. copler gomulur,
atilmaz.

Mevzîlerde;

1- Mumkun oldugunca yatarak gozetleme yapilir. Hedef kucultulmus ve
dinlenilmis olunur.
2- Bir cismin uzerinden degil, yan tarafindan gozetleme ve ates,
bas ve vucudun gizlenmesini saglar.
3- Golge icinde kalarak gizlenme temin edilir.
4- Bir sutre gerisinde iken sutrenin uzerinden degil, sag veya sol
yanindan gozetleme yapilir, ates edilir.
5- Tek agac, yol kavsagi gibi goze carpan, tarifi kolay, dusman
atesine kolayca maruz kalinabilecek yerlerden sakinmak gerekir.
6- Mevziye giris-cikisi temin eden guvenli yollar bulunmasi gerekir.

SUN’I GIZLEME (KAMUFLAJ):

Kisinin kendisini, techîzât ve silâhini dusmandan gizlemek amaciyla sekil,
renk ve durumunu sun’î malzemelerin de yardimiyla degistirmesidir. Bu tarz
gizleme ciplak gozle hava yahut karadan yapilan gozetlemeden koruyabilir.
Elektronik gorme cihazlarina karsi etkili degildir. (Termal kameralar o
rganizmalarin yaydiklari isi enerjisini algilayan ve goruntuye cevirerek
ekrana yansitan cihazlardir. Isi yayan her turlu canliyi karanlikta cihaza
gore belli bir menzil dâhilinde goruntuleyebilirler. Seyyar yahud tank vb.’de
sabit bulunabilirler).

Kitinin Kamuflajy: Acykta kalan cilt kisimlari isigi yansitmak sûretiyle
parlak goruntuleri ile dikkat celbederler. Yansimaya mâni olmak icin yuz,
el-kollar, boyun gibi acikta kalan tum alanlar boyanarak kamufle edilirler.
Bu amacla hazir kamuflaj boyalari, lamba-kazan isi, odun komuru, karbon kâgidi,
camur kullanilabilir. Yuzdeki burun sirti, elmacik kemikleri, alin gibi
parlakligi ziyâde, cikintili kisimlar boyanarak gizleme temin edilir. Boyama
genis, duz ve muntazam hatlarla yapilmamalidir. Kiyafetlerin de uygun olmalari
gerekir. Uygunluk arâzî ve iklim sartlarina goredir suphesiz. (Lekeli, bereli,
renkli askerî kiyafet gibi... Soluk arâzîde soluk renkli elbise gibi...)

cuval parcalari, ot ve kumasla ortulmus aglar asiri kullanilmadikca dusmanin
dikkatini cekmez. Toprak, yapraklar ve otlar uygun malzemelerdir. Arâzîye,
ortama uygun standart bir kiyafete sahib degilse kisi, uzerindekini sartlara
uydurmaya gayret eder. Eldeki malzemeden gerekirse kiyafet hazirlar. Boyamalar,
ilâveler yapar. collerde tabiî rengine uyan bir cuval, ormanlik alanda
yesil-siyah
renkli bir cuval-kumas, koyu renkli bir arâzîde ise ceviz yapragi, sogan kabugu
kaynatilarak elde edilen boyaya batirilip kurutulan kiyâfet ve cuvallar
kullanilabilir. Karli bolgelerde beyaz renkli cuval, carsaf, kilif vb. elbise
olarak kullanilabilir.

Techizâtin Kamuflaji: Arâziye uymasi gerekli gorulen techizâtin renk ve
bicimi degistirilmeye calisilir. Silâh ve kiyafetin uyumlu olmasi gerekir.
Basligin boyanarak yahut dal, bez, pacavra ilâve edilerek kamuflaji saglanir.
Silâhin isleyen kisimlari hâric parlayan yerleri isle karartilarak, camur vb.
ile boyanarak, kumas-ip vb. ile sarilarak kamuflaji saglanir. ustte tasinan su
kabi, canta, kemer (tokalari), bicak vs.’nin arâzîye uyumu saglanir. Usûl geregi

kullanilan arac ve yapilarin da kamufle edilmeleri gerekir. Araclar bu maksatla
alaca boyanirlar. Camlarin uzerleri bezle ortulur. Lambalar, farlar bezlerle
kapatilir. Gerekirse cadir seklinde gerilen gizleme aglari altina cekilerek hava

gozetlemelerine karsi korunurlar.

Sis (dogal, sun’î) gizleme temin eder. Karanlik ve yagis da boyledir. Gece gorus

durbunleri gecenin gizleyiciligini azaltmistir. Gece ve gunduz sis gizleme
temini
icin kullanilabilir; sis, gece gorus durbununden de gizler.


ARAZIDE SU TEMINI

Suyun varligi vucutta metabolik isleyisin devami icin zarûrîdir. Ortalama
eriskinde
gunluk ihtiyac 2 lt. kadardir. Su kaybinin arttigi durumlarda (atesli
hastaliklar,
kusma, ishal, asiri terleme gibi...) gunluk ihtiyac da artar. Organik isleyisin
devami icin dengelerin muhâfazasi gerekir. Dolayisiyla eksileni yerine koymak
icâb
eder.

Arâzînin su rezervleri;

1- Soguk Bolgelerde: Kar ve buz eritilip temizlenmek sûretiyle kullanilir. Kar
ve
buzu eritmeden yememeli. Vucut isisini dusurerek susuzlugun artmasina neden
olur.
Kar ve buz meydana geldikleri sudan daha temiz degildir. Deniz buzu tuzludur,
suyu
tuzundan arindirilmadan kullanilmamalidir.

2- Denizde: Deniz suyu tuzlu iken icilmez. Yagmur suyu tente ya da sâir su
gecirmeyen
malzeme yardimi ile veya kaplarda toplanir ve kullanilir.

3- Sâhillerde (Toprak-Kumluk Alanda): Tuzlu suyun sizip toplanmasi icin yeterli
derinlikte cukur acin. Tas toplayin. Ates yakip taslari ateste kizdirin. Kizgin
taslari su dolu cukura atin. cikan buhari cukurun agzina-uzerine tutacaginiz bir

kumasa emdirin. Sonra kumasi sikarak suyu cikartin. (Deniz suyunu bir kaba
koyduktan
sonra ateste kaynatip buharini beze emdirerek su temini de mumkun.)

4- Collerde: Suyun bulunabilecegi yerler;

A- Vadi iclerinde ve alcak bolgelerde. Kuru nehir yataklarindaki kivrintilarin
disa
bakan yanindaki en alcak kisimlarda. Sarp veya yeryuzune cikan kayalarin alcak
kisimlarinda, eteklerinde. Kuru col havzalarinda, ruzgârin yigdigi kum
tepeciklerinin
kenarlarindaki ana vadi tabaninin altinda. Kum yuzeyi nemli olan yerlerde...
Bu alanlarda suyun sizmasi icin yeterli derinlikte cukur acilarak suyun
birikmesi
temin edilir.

B- Kayalar icindeki oyuk ve cukurlarda. Yagan yagmur sulari birikintiler meydana

getirirler veya catlaklardan sizar, kaya cukurlarinda toplanirlar. Suyu ince bir

boru ile yahut kab ile dogrudan almak gerekir. (Serum seti borusu cantada
bulundurulmali).

C- Metal uzerinde yogunlastirma. Gece ve gunduz arasindaki sicaklik farki
metaller
uzerinde suyun yogunlasmasina sebeb olabilir. Suyu emdirmek icin kumaslardan
faydalanilir, sonra da kumas sikilarak suyu alinir.

Su bulmaya yardimci diger belirtiler: Tum izler -ozellikle suyun kit oldugu
yerlerde-
suya gider. Izlerin giderayak birbirine yaklastiklari yonde ilerlemek gerekir.
Izler,
kamp yeri isâretleri ile (ates kulleri, cignenmis arâzî, havyan gubreleri,
copler..)
belirlenebilir. Kus suruleri su birikintileri uzerinde dolasirlar. Bazi kuslar
safak
ve gun batiminda su bulunan yerlere dogru ucarlar. Bu gibi hallerde sur’atli ve
yere
yakindir ucuslari. ozellikle aksam ustleri ve sabahin erken saatlerinde kuslarin
ucus
yonleri ve civildamalari suyun yakin oldugunu gosterir. NOT: Su ihtiyacinizi
karsilayacak
belirli ve guvenilir bir su kaynaginiz yoksa, cevrenizden istifâde
edebilirsiniz.
Bu nedenle daima hazirlikli olmak gerekir. Eger bir matara, tas, teneke vs.
yoksa,
plastik yahut su gecirmez kumastan su kabi yapmak gerekir.

MUHTELIF SU KAYNAKLARI

o Yerde bulunan yogun cigden su elde edilebilir. Bunun icin bez parcalarini
yahut ince
uzun cimen demetlerini ayak bileklerinize baglayarak gunes dogmadan, cigle kapli

cimenlerin uzerinde dolasin. Su emen cimen demetleri yahut bezleri bir kaba
sikin.
Ihtiyac duyulan suyu temine kadar islemi tekrar edin. Bu yolla yaklasik 1 satte
1 lt. su toplanabilir.

o Bir agactaki delige girmekte olan ari veya karincalar, su dolu bir oyugu
isaret
ediyor olabilirler. Ince bir boru ile, kepce benzeri bir âletle yahut bez
parcalarina emdirilip sikilarak su yerinden cikarilabilir.

o Agac govdesi catlaklari, kaya catlaklari su ile dolu olabilir.

o Kirac bolgelerde kaya catlaklari civarindaki kus gubreleri catlagin icinde
veya yakininda su bulundugunun belirtisi olabilir.

o Yesil bambu kamislari cok iyi birer tatli su kaynagidirlar. Bambudan elde
edilen su duru ve kokusuzdur. Bu amacla yesil bir bambu dali asagiya egilerek
yere baglanir. Tepesi kesilir. Gece boyunca su damlayacaktir.

o Muz veya muz turu agaclarin (palmiye...) bulunduklari her yerde su elde
edilebilir. Bunun icin agaci, kokunden 30 cm. yukaridan kesin. Kokun ortasini
canakvârî oyarak bosaltin. Koklerden gelen su hemen canagi doldurmaya baslar.
Ancak ilk uc dolumdaki sularin tadi aci olur. Sonra duzelir. Bir kok ortalama
dort gunluk su ihtiyacinizi karsilayabilir. Boceklerden korumak icin oyugun
uzeri ortulmelidir.

o Bazi tropikal bolge asmalarindan da su elde edilebilir. Bunun icin asma
govdesi uzerine, uzanabildiginiz kadar yuksekte bir centik acin. Daha sonra
yere yakin kismina kadar asmayi dolanarak dilimleyin (spiral veya tirbuson
seklinde govdenin etrafinda donerek). Damlayan suyu kapta toplayin. Sivi
yapiskan, sut gibi ve aci ise kesinlikle icmeyin.

o Bitkilerin yas yumusak ozlerinden su elde edilebilir. Bitkiden bir dal kesin.
Onu sikarak yahut eserek suyunu cikartin. Akan suyu bir kapta toplayin.

o Bitki koklerinden de su elde edilebilir. Topragi kazarak kokleri cikartin.
Sonra bunlari kucuk parcalara ayirarak kabuklarini soyun. Genellikle bu
parcalara
ayrilmis koklerden su emilebilir.

NOT: Bitki ozsulari 24 saatten fazla bekletilmeden kullanilmalidir. Aksi halde
eksir ve kullanilmalari tehlikeli olur.

Su Imbigi Ve Yapimi:

Su imbikleri dunyanin her yaninda kurulabilir. Bunlar topragin yahut bitkilerin
nemini cekerler. Su imbigi tesisi icin cesitli malzemeye ve suyun birikmesi icin

de zamana ihtiyac vardir. 0,5-1 lt. su icin 24 saat beklemek gerekir Toprak alti

ve toprak ustu seklinde iki tip imbik vardir.

A- Toprak ustu Imbik: Imbigi yerlestirmek icin gunesli meyilli ve bitki ortusu
olan arâzî bulun. Bir de naylon torba gerekir. Torba hava ile doldurulur.
(Torba delik olmamali.) Icine girebilecek diken ve calilari temizleyin.
(Zehirli bitkiler bu amacla kullanilamaz. Bunlardan elde edilecek sular da
zehirli olurlar.) Ufak temiz bir tasi torbanin icine cukurluk temini icin
yerlestirin. Icine mumkun oldugunca fazla hava doldurduktan sonra agzin sikica
baglayin. Ince bir boru yahut kamisi bir ucu disarida digeri tasin olusturdugu
cukurda kalacak sekilde baglamadan evvel torba agzina yerlestirmek, acmadan suyu

disari alma imkâni saglar. Disarida kalan kamis-boru ucu kapatilir veya
baglanir.
Torba, gunesi gormelidir. Zamanla torba ic yuzeyinde yogunlasan su, yercekimi
etkisi ile tasin olusturdugu cukurlukta birikir. Kamis ile su alinir.

B- Toprak Alti Imbik: Topragin nemli oldugu dusunulen yer secilir.
(Arâzî cukurluklari). Bu yer kolay kazilabilir ve gun boyu gunes gorur bir yer
olmali ayni zamanda. Yaklasik 90 cm. capli ve 60 cm. derinligi olan koni bicimli

bir cukur kazilir. cukurun da dibi buraya yerlestirilecek kaba gore
cukurlastirilir.
Kap yerlestirilir. Bir ucu kap icinde diger ucu disarida kalacak ince boru,
yerine
yerlestirilir (Serum seti borusu gibisi yok!). Naylon bir ortu ile cukurun uzeri

ortulur ve yerinde durmasi icin kenarlarina toprak yigilir. Naylon ortunun
ortasina
tastan bir agirlik konur. Yuzeyden yaklasik 40 cm. kadar asagiya inmesi temin
edilir.
ortu yuzeyi cukurlastirilir. Tasin cukurlugu dipteki kap ile ayni dogrultuda
olmalidir
ki yogunlasan su damladiginda kap icinde dussun. Konilesen ortu cukurun kenar
yuzlerine
de temas etmemelidir. Aksi halde yogunlasan suyu toprak emer.

Kap icine uzanan boru yardimi ile biriken su icilebilir. Diger zamanlarda
borunun ucu
kapali tutulur. cukurun icine bitkiler yerlestirerek nem kaynagi olarak istifâde
etmek
mumkundur. Bunun icin acilan cukurun yan yuzlerinde ayrica cukurcuklar acilir ve

bitkiler buralara koklerinden tutturulur. Eger yegâne nem kaynagi kirli sular
ise;
cukurun kenarindan 25 cm. uzaga 8 cm. genisliginde ve 25 cm. derinliginde cukuru

cevreleyen bir hendek acin. Kirli suyu bu hendege doldurun. Kirli su ortuye ve
onu tutan topraga temas ettirilmez. Kirli su (veya tuzlu su) hendekten suzulerek

imbik icinde buharlasir, sonra da yogunlasir. Kapta birikir, kullanilir.




BİTKİSEL YİYECEKLER
a. Genel :
Hayatta kalabilmede ilk temin edilecek ihtiyaç su ihtiyacıdır. Sudan sonra en acil ihtiyaç yiyecek ihtiyacıdır. Eğer suyunuz varsa besinsiz üç dört hafta yaşayabilirsiniz. Bundan dolayı hayatta kalabilme durumunda her zaman yabani yiyecekler aranmalı ve mümkün olduğu kadar toprak üzerindekilerle yaşamaya gayret edilmelidir. Bitkisel yiyecekler, hayvansal yiyeceklerle beraber hayatta kalabilmede besin kaynaklarını oluşturur. Yeryüzünde uzmanların tahminine göre ortalama 300.000 çeşit bitki türünün yetiştiği bunlardan 120.000 çeşidinin yenilebileceği söylenmektedir. Tek başımıza kaldığımız bölgede nelerin nasıl yeneceğini bilmemiz gerekir. Onun için yenilebilir bitkisel besinleri çok iyi tanımak gerekir. Bitkisel besinler,insana dengeli bir gıda temin etmese de insanın ayakta kalmasını sağlar. Vücudun ana ihtiyaç maddeleri olan ve ona enerji ve kalori veren karbonhidratları ve proteinleri ihtiva ederler. Üstelik hayvansal besinlere nazaran daha kolay ve rahat temin edilir.

b. Yalnız Kalındığında Alınması Gereken Tedbirler :

(1) Kumanya ve su miktarını tespit edin.

(2) Yalnız kalacağınız süreyi tahmin edin.

(3) Mevcut yiyeceğinizin 2/3’sini yalnız kalacağınız sürenin ilk yarısında, 1/3’nide kalacağınız sürenin ikinci yarısında yiyecek şekilde bölün.

(4) Yapacağınız hareket ve faaliyetleri en az enerji sarfı ile yapmaya çalışın.

(5) Muntazam yemek yiyin.

(6) Eğer yabani yiyecek bulursanız bir öğün sıcak yemek yemeyi planlayın.

(7) En iyi yiyecekler şeker ve meyve gibi karbonhidrat bakımından zengin yiyeceklerdir.

(8) Daima yabani yiyecek arayın, imkan oldukça tabiattan geçinin.


c. Bitkilerin Yenilmesiyle İlgili Genel Kaideler :
Yenilebilir 120.000 çeşit bitki olmasına rağmen bunların ancak bir kısmı tümüyle yenilebilir cinstendir. Karşılaştığınız bir çok bitkilerin yenilebilecek veya susuzluğu giderebilecek birkaç kısmı vardır. Yetiştiği bölgelerde oldukça çok bulunan genellikle kabuklu veya kabuksuz olarak meyvesi olan bitkiler yemek için seçilmelidir. Ancak yemeden önce şu kaidelerin bilinmesi gerekir.

(1) Hiçbir mantar çeşidi yiyecek olarak seçilmemelidir.

(2) Şemsiye biçiminde çiçeği olan bütün bitkilerden sakınılmalıdır.

(3) Genel bir kaide olarak bütün çiçek soğanlarından sakınılmalıdır.

(4) Parlak yapraklı bitkiler zehirlidir.

(5) Sütlü öz suyu olan bitkiler zehirlidir.

(6) Bir dal üzerinde tek meyveler genelde yemek için emindir.

(7) Deriye sürüldüğünde tahriş eden bitkiler yenmemelidir.

(8) Ekim yapılan bölgelerden toplanan bütün bitkiler yıkanıp yenilmelidir.

(9) Tanımadığınız bir bitkiyi yemek için yenilebilirlik testi uygulanmalıdır.

(10) Mide boşken çok miktarda bitkisel yiyecek yemenin ishal veya şiddetli karın ağrılarına yol açacağını unutulmamalıdır. (Yeşil elma, taze böğürtlen)


ç. Yenilebilirlik Testi :

(1) Bitkiyi yaprak, sap, kök, tomurcuk ve çiçek gibi ana elemanlarına ayırın.

(2) Bitkiyi koklayarak asit ve keskin kokusu olup olmadığını tespit edin.

(3) Teste tabi tutacağınız bitkiden dirsek ve bileğin iç kısmına bir parça temas ettirin, 15 dakika süre zarfında bir reaksiyon yoksa (kaşıntı, acıma) teste devam edin.

(4) Bitkiden bir parça alarak yenecek duruma getirin ve dudak veya dilinize değdirin.

(5) Eğer 3 dakika içerisinde dudak veya dilde bir reaksiyon yoksa bitkiyi dilinizin üzerinde 15 dakika tutun.

(6) Eğer reaksiyon yoksa küçük bir lokmayı çiğneyin ve ağzınızda 15 dakika bekletin SAKIN YUTMAYIN!

(7) (15) dakika içerisinde yanma, kaşınma, acıma hissedilmezse çiğnediğinizi yutun.

(8) Yuttuktan sonra 8 saat bekleyin. Eğer rahatsızlık görülürse yuttuklarınızı çıkarın ve bol su için.
(9) Eğer 8 saat sonunda reaksiyon yoksa bitkiden iki yemek kaşığı yiyin ve 8 saat daha bekleyin.
(10) Bu 8 saat sonunda bulantı, kramp, ishal ve rahatsız edici bir belirti yoksa bu bitki yenilebilir.


Bitkilerin Yenilebilen Kısımları :
(1) Kökler:
(a) Yumruları : Bütün yumrular toprak altında bulunurlar. Kazılarak topraktan çıkarılması gerekir. Yabani patates, yer elması, mühr-ü süleyman yumrulara örnektir.
(b) Kök ve Kök Gövdeleri : Bitkilerin bu kısımları zengin nişasta depolarıdır. Kökler genellikle 40-50 cm. uzunluğunda olup yumrular gibi şişkin değildirler. Çoban düdüğü, ayrık otu, su kamışı bu guruba örnektir.
(c) Soğanları : Bütün soğan kökleri yüksek derecede nişasta ihtiva ederler. Yaban soğanı hariç pişirildiklerinde daha lezzetli olurlar. Bu guruba örnek olarak yabani soğan, yabani lale ve yabani sarımsak ,verilebilir.

(2) Filizler ve Saplar : Yenilebilen filizlerin büyümesi kuş konmaza benzer. Eğrelti otu ve bambunun genç filizleri mükemmel besin kaynağıdırlar. Her ne kadar filizlerin bazıları çiğ olarak yenilse de bazı filizler 10 dakika haşlanıp suyu süzülür, tekrar kaynatılır ve yumuşak hale geldiğinde yenir. Yabani kabak, bambu kamışı, eğrelti otu filizleri yenilebilir bitki türlerindendir.

(3) Yapraklar : Yaprakları yenen bitkiler kuzu kulağı, eğrelti otu, madımak, kadın tuzluğu, yelmik gibi bitkilerdir.

(4) Çiçek Kısımlar : Taze çiçekler salataya doğranmak suretiyle veya haşlanmış diğer yiyeceklere karıştırmak suretiyle yenilebilir.

(5) Meyveler : Yenilebilen meyveler;tatlı meyveler,sebzeler veya tatsız meyveler diye iki gruba ayrılır. Bunların her ikisi de meyvenin tohum taşıyan kısımlarından ibarettir.

(6) Zamk ve Reçineler : Bitki özsuları bitkinin dışına akıp, sert bir birikinti halinde ,kalın ve suda yumuşayıp erirse sakız ;sertse ve suda erimezse reçine adını alır. Bitkilerin bu tali ürünleri yenilebilen ve ihmal edilmemesi gereken çok besleyici bir gıda kaynağıdır.

(7) Bitki Özleri : Asmalar ve hurma ağacı gibi bitkilerin bazı kısımları ezilmek suretiyle içme suyu veya hararet giderici olarak kullanılabilir.

e. Yenilebilir Yabani Bitkiler :
(1) Sebzeler:
(a) Beyaz Hardal : 60 cm. boyunda, tüylü kökleri, soluk sarı renkli çiçekleri olan, kıraç topraklarda yetişen bir bitkidir. Taze yaprak ve çiçekleri çiğ olarak yenir.
(b) Çoban Çantası : 60 cm boyunda gül şeklinde lopları, mızrak şeklinde yaprakları olan bir bitkidir. Başak şeklinde beyaz çiçekleri vardır. Kıraç ve çorak arazide bulunur. Yaprakları kaynatılarak yenir.
(c) Çuha Çiçeği : Otlak ve gölgelik yerlerde yetişir. Gül şeklinde kırışık yaprakları, uzun saplı gövdesi, sarı ve pembemsi çiçekleri olan ve taze yaprakları yenilen bir bitkidir.
(d) Kara Hindiba : Yaprakları mızrak şeklinde uzun ve derin dişli sarı çiçekli bir ottur. Genç sürgünleri çiğ olarak salata yerine, büyük yaprakları pişirilerek sebze olarak yenir. Çayır ve yol kenarlarında çok rastlanır.
(e) Hindiba (Radika) : Mavi çiçekli, uzun yaprakları olan 50-100 cm. yüksekliğinde bir bitkidir. Taze yaprakları kaynatılarak salata olarak, kökleri kaynatılıp sebze olarak yenilebilir.
(f) Kuzu Kulağı : Yaprakları ok biçiminde ve 50-100 cm. kadar boyu olan bir ottur. Küçük, kırmızımsı yeşil çiçekleri vardır. Ekşi bir tadı olup yaprakları çiğ olarak yenir veya ıspanak gibi pişirilebilir.
(g) Kara Buğday : Otlak ve ılıman yerlerde yetişen, 60 cm. boyunda ve gövdesi kırmızı olan bir bitkidir. Küçük pembe ve beyaz çiçek salkımları vardır.
(h) Kıvrık Kuzu Kulağı : Uzun ve dalgalı kenarlı yaprakları olan, halka şeklinde dizilmiş yeşilimsi çiçekleri bulunan bir bitkidir. Taze yaprakları suyu değiştirilerek kaynatılıp yenir.
(i) Güzel Kral Henri : 60 cm. boyunda, yeşil üçgen yapraklı, küçük yeşilimsi çiçek salkımları olan, çorak topraklarda yetişen bir bitkidir. Yaprakları ve genç filizleri çiğ olarak yenir.
(j) Şişman Tavuk : 1 m. boylarında kırmızı gövdeli, mızrak şekline dönüşen yaprakları ve yeşilimsi çiçek salkımları olan bir bitkidir. Kurak topraklarda yetişir. Yaprakları ıspanak gibi pişirilir.
(k) Kuş Otu : Dağınık yayvan bir vaziyette, 30 cm. yüksekliğinde, ana gövde üzerinde çizgi halinde tüyleri olan, sivri uçlu yaprakları ve küçük beyaz beş yapraklı çiçekleri olan bitkidir. Çorak topraklarda bol bulunur. Lezzetli, taze yaprakları kaynatılarak yenir.
(l) Su Teresi : Çoğunlukla tatlı su kenarlarında bulunur. Sürüngen bir bitkidir. Karşılıklı çift büyüyen parlak yaprakları ve küçük beyaz dört yapraklı çiçekleri vardır. Yaprakları ve kökleri çiğ olarak yenir.
(m) Yakı Otu : Seyrek ormanlarda, kayalık ve çorak arazide bulunan, 1.5 m. boyunda,mızrak şeklinde yaprakları olan bir bitkidir. Parlak pembemsi çiçek salkımları vardır. Taze yaprakları, çiçekleri ve gövdesi çiğ olarak yada kaynatılarak yenir

(n) Ballı Baba : Isırgana benzer,fakat ondan daha küçük,kalp şeklinde yaprakları olan ve batıcı tüyleri bulunmayan, beyaz yada pembemsi-mor çiçekli bitkidir. Taze yaprakları haşlanarak yenir.
(o) Isırgan : Yaprakları testere dişli ve üzeri yakıcı tüylerle örtülüdür. Taze yaprakları salata olarak yenilebilir. Isırgan otu hafif tuzlu suda kaynatıldıktan sonra ıspanak gibi pişirilerek veya gözleme içi olarak yenilebilir.
(p) Sinir Otu : Uzun mızrak şeklinde yaprakları olan bitki türüdür. Çiçek açmadan önce genç yaprakları çiğ veya pişirilerek yenilir. Çayır, mera, tarla ve yol kenarlarında yetişir.

(2) Meyveler :
(a) Yabani Gül Meyvesi (Kuşburnu ) : Yağışlı, rutubetli bölgelerde yetişmez. Orman kenarlarında ve tarlalarda yetişir.2-3 m. boyunda,asılı güllere benzeyen parçalı yaprakları bulunan ,dikenli dalları bulunan bir bitkidir. Salkım şeklinde kırmızı veya portakal renginde meyvesi vardır. Sonbaharda olgunlaştığında meyvenin etli kısımları yenir. A vitamini açısından zengindir.
(b) Böğürtlen (Yabani Ahududu) : Yaprakları dikenli 2 m.ye kadar boyu olan bir çalıdır. Çileği andıran ekşimtırak siyah renkli meyveleri yenir. Orman ve dere kenarlarında bol bulunur.
(c) Ahududu : Yuvarlak ve kenarları dişli birkaç yaprağı olan, bitkinin tepesinde önce pembe sonra kehribar renginde, olgunlaşınca sarı ve çok sulu olan bir bitkidir. Olgunlaşmış meyveleri yenir.
(d) Çilek : Kenarları testere dişli ve üç parçalı yaprakları olan beyaz çiçekli bir ottur. Tadı hoş ve lezzetli kırmızı renkli meyveleri yenir. Marmara ve Ege bölgesinde yetişir.
(e) Alıç : Parçalı yaprakları olan 2-4 m. boyunda dikenli bir ağaçtır. Küçük kırmız renkli meyveleri yenir. Orman ve fundalıklarda rastlanır.
(f) Yabani Elma : Açık ormanlık arazide ve nadiren sık ormanlıklarda yetişir. Adi elmaya benzer, küçük meyveleri olan bir ağaçtır. Çiğ olarak ve pişirilerek meyveleri yenir.
(g) Yabani Kiraz (Vişne) : 24 m. ye kadar boyu olan kirazımsı bir ağaçtır. Soluk yeşilden kırmızıya doğru yaprakları, parlak kırmızı-kahverengi kabuğu ve beyaz yada pembe çiçeği vardır. Meyveleri kırmızı veya siyahtır. Meyveleri yenir.
(h) Çakal Eriği : 4 m. boyunda irice bir çalıdır. Koyu kahverengi dalları, uzun dikenli ve oval yaprakları, beyaz çiçekleri vardır. Ormanlarda ve fundalıklarda yetişir. Küçük mavi-siyah meyveleri çok ekşidir.
(i) Çitlembik : Sivri uçlu yaprakları olan 10-20 metre yüksekliğinde bir ağaçtır. Sert ve mor renkte güzel kokulu meyveleri vardır. Akdeniz iklimi olan bölgelerde yetişir.
(j) İncir : 6 m’ ye kadar boyu olan el şeklinde yaprakları olan ve her kısmında süt bulunan ağaçtır. Meyveleri sarımtırak yeşil veya siyah kabuklu olup iç kısımları yenir. Ege bölgesinde çok yetişir.
(k) Döngel (Muşmula) : Dikenli dalları uzun yaprakları olan bir ağaçtır. Küçük armudumsu esmer renkli meyveleri yenir.
(l) Kuş Kirazı : Testere dişli,yumurta şeklinde yaprakları olan 18 m. boylarında bir ağaçtır. Siyah renkli etli meyveleri yenir. Ormanlarda münferit olarak bulunur.
(m) İdris (Mahlep) : 4 m. boyunda yabani vişne ağacıdır. Siyah renkli acı meyveleri yenir.
(n) Hünnap : Yaprakları derimsi ve yumurta şeklinde olan 5-6 m. boyunda olan ağaçtır. Kırmızı renkli, yumuşak tatlı ve lezzetli olan etli meyveleri yenir. Batı ve Güney Anadolu da rastlanır.
(o) İğde : Dar mızrak şeklinde kurşuni renkli yaprakları bulunan bir ağaçtır. Uzunca yuvarlak ve kırmızı kabuklu meyvelerin iç kısmı olgunlaşınca yenir.


(3) Çaylar :
(a) Nane : 30-50 cm. boyunda yumurta şeklinde kenarları testere dişli yaprakları bulunan güzel kokulu bir ottur. Yapraklarından acı lezzette, mideye iyi gelen bir çay hazırlanır. Nane su kenarlarında ve nemli yerlerde rastlanır.
(b) Kekik : 15cm. ye kadar yükselebilen yatık dallı küçük uzunca yumurta şeklinde yaprakları güzel kokulu bir ottur. Yapraklarından hazırlanan çayın mideye iyi tesiri vardır. Kekiğin bir çok türlerine yurdumuzda bol miktarda rastlanır.
(c) Adaçayı : 30-60 cm. yüksekliğinde, boz yapraklı, mavi çiçekli bir ottur. Güzel ıtırlı kokulu yaprakları çay olarak kullanılır. Adaçayının çeşitli türlerine bilhassa güney Anadolu’da rastlanır.

(4) Ziraatı Yapılan Bitkiler: Mahsulü hasat edilmiş sebze ve hububat tarlaları zengin besin kaynağıdır. Buğday, arpa, nohut, fasulye, patlıcan, patates, mısır, pancar, turp, havuç, soğan, marul, pırasa, ıspanak, kavun, karpuz, domates vs. gibi sebze ve meyveler ile hububat ürünleri gerek çiğ olarak, gerekse pişirilerek yenir.

(5) Mantarlar : Dünyanın muhtelif yerlerinde yetişen en az 16.000 çeşit yenilebilir mantar cinsi olduğu bilinmektedir. Mantarları ılıman iklim bölgelerinde ilkbahar başlangıcında, havanın yağışlı olduğu zamanlarda ve sonbahar sonlarına doğru çam ve köknar ormanlarında çok rastlanır. Mantarların yenilebilir olanlarının tespitinde ve yenilmesinde dikkat edilecek hususlar şunlardır.
(a) Tomurcuk devresinde olan hiç bir mantarı yemeyin.
(b) Mantarları yemeden önce mantarı topraktan çıkartın ve çanak, kılıf şeklinde olanları ayırın.
(c) Toprakta yetişen ve şapkanın altında küçük kırmızımtırak delikleri olan mantarlardan sakının.
(d) Alt kısımlarında zar gibi torbacıklar veya pul pul soğanlar bulunan çizgili mantarları yemeyin.
(e) Beyaz veya renksiz süte benzer suları bulunan çizgili mantarlara dikkat edin.
(f) Ormanlarda yetişen şapkası düz kırmızımtırak renkte, alt kısımları çizgili mantarları yemeyin.
(g) Kesilmiş kütükler üzerinde yetişen sarı veya portakal sarısı mantarlara dikkat edin.
(h) Fazla olgunlaşmış, su emmiş, bozulmuş veya kurtlanmış mantarlardan sakının.
(i) Şapkalarının altları çizgili olan mantarlar yenilebilir mantarlar arasında en çok bilinenlerdendir.
(j) Kaide olarak hiç bir mantar çeşidini yiyecek olarak seçmeyin.
Mantar zehirlenmelerinde, zehirlendiğinizi hissederseniz parmağınızı boğazınıza sokarak kusmaya çalışın. Zehrin sulanıp vücuda yayılmaması için iyice kusuncaya kadar su içmeyin. Kustuktan sonra toz hali getirilmiş meşe kömürünü suyla karıştırıp için hayatta kalmaya çalışılan bir durumda zehirlenmeye karşı yegane çare, devamlı olarak iyice kusmak meşe kömürü çorbası içmek ve istirahat etmektir. Mecbur kalmadıkça mantar yemeyin.

(6) Deniz Yosunları : Deniz yosunları kıymetli bir iyot ve C vitamini teşkil ederler. Kendinize besin olarak deniz yosununu seçtiğiniz taktirde uzun süre kumsalda kalmış çürümüş veya deniz üstünde kendi kendine kopmuş olarak yüzen yosunlar olmasın. İnce ve körpe olan çeşitleri bir ateş üzerinde veya güneşte gevrekleşinceye kadar kurutulur. Sonra bunlar ezilerek bulamaç yapılıp yenilebilir.
(a) Yeşil Deniz Yosunu : Deniz marulu olarak bilinir. Temiz suda yıkandıktan sonra taze olarak çiğ bahçe marulu gibi yenir.
(b) Kahverengi Deniz Yosunları :
(I) Şeker Deniz Yosunu : Körpe sağlam tatlıdır. Çiğ olarak yenir
(II) Esmer Deniz Algı : Su altında bulunan kaya tabakaları üzerinde ve kayalık diplerde bulunur. Kısa silindir şeklinde bir gövdeye ve 30 cm. den 90 cm. uzunluğuna kadar değişen ince dalgalı, zeytini yeşil veya kahverengi bileşik yapraklara sahiptir. Deniz algısını yemeden önce kaynatın sonra onu sebze veya çorba ile karıştırarak yiyin
(III) İrlanda yosunu : Kaynatılarak yenir.
(c) Kırmızı Deniz Yosunları:
(I) Kırmızı Deniz Otu
(II) Mor Renkli Deniz Otu

f. Bitkisel Yiyeceklerin Yenilebilir Duruma Getirilebilmesi :
(1) Bazı bitkiler veya bitkilerin bazı kısımları çiğ olarak yenebilmesine rağmen bazılarının lezzetli veya yenilebilir hale getirilebilmeleri için pişirilmeleri gerekmektedir.
(2) Bitkisel yiyeceklerin lezzetini artırmak için bazı metotlar uygulanır. Bunlar suya batırma, haşlama, pişirme veya süzmedir.
(a) Yapraklar, Saplar ve Tomurcuklar :
Yumuşayana kadar kaynatılır. Suyunun bir kaç kere değiştirilmesi acılığını yok etmeye yardımcı olur.
(b) Kökler ve Yumru Kökler :
Kaynatılır, pişirilir veya kızartılır. Kaynatma zararlı maddeleri ayırmaya yarar.
(c) Sert Kabuklu Yemişler :
Suda süzmek veya suda bekletmek suretiyle acılık giderilir. Suda haşlayarak lezzeti artırılır.
(ç) Çekirdekli Tohumlar:
Lezzetlerini artırmak için kavrulur veya un haline getirilir.
(d) Bitki Özü :
Eğer bitki özü şeker ihtiva ediyor ise içindeki suyu çıkarana kadar kaynatılır.
(7) Meyveler:
Sert ve kalın kabuklu meyveler kavrulur veya haşlanır. Sulu meyveler pişirilir.




HAYATTA KALMADA BAŞARI VE BAŞARISIZLIĞIN ETKENLERİ :

a. Değişik şartlara karşı gösterilen tepki.
b. Kendiniz veya arkadaşınızdaki belirti, reaksiyonların neyi ifade ettiği.
c. Dayanma ve tahammül hududu.
ç. Yeteneklerin muhafazası ve kullanılması.
d. Arkadaşların yardımlaşma derecesi.
 
Üst