Hainler Hep Aynı Değişen Bir Şey Yok !

Ayla Berkin

Onursal Üye
Katılım
13 Haz 2008
Mesajlar
386
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
74
Konum
Gazimagosa
Web sitesi
www.aylaberkin.com
HAİNLER HEP AYNI DEĞİŞEN BİR ŞEY YOK!

Zaman zaman Kıbrıs tarihiden ve geçmişimizden bahseden yazılar yazarım. Bu günde yine öyle bir yazı yazmak istedim. Adanın geçmişinde yaşanan olayların nasıl bu günümüzü hazırladığını yeniden hatırlatmak istiyorum yeni yetişen gençliğimize. Bu geçmişin Adanın Rum sakinlerince Yunan Megalo ideasına göre nasıl yeniden düzenlendiğinin, Yunanistan ve Bizans artıklarınca nasıl şekillendirilerek bu günlere gelindiğini bir kez daha anlatmak istedim. Bir de Yunan Megalo İdeasına yardım eden içimizde ki işbirlikçilerin nasıl yaratıldığına kısaca değinmek istiyorum.


İnsanlar vardır, vatanı, bayrağı namusu sayan, insanlar vardır, vatanı dünya üzerinde her hangi bir toprak parçası, bayrağı da her hangi bir bez parçası olarak gören. Milliyetçi duyguları, şovenlik olarak niteleyen bu insanlar manevi duygulardan arındırılmış bir yapıya sahiptirler. Anladıkları ve bağlandıkları tek şey vardır oda, insanoğlunu en zayıf noktası olan paraya olan düşkünlükleri. İşte bu düşkünlük insanın içini kemiren bir kurt gibidir. İçini kemiren bu kurt, insanın maneviyatını tüketir. O insan yalnız çıkarlarının tutsağı olur ve çıkarlarının devamlılığını sağlayabilmek için yeni kurbanlar bulmak zorundadır. Tabi bu kurbanları da yine kendisi gibi maneviyatı zayıf, maddiyata düşkünlüğü her türlü erdemin önüne geçmiş insanlardan ya da henüz muhakeme yetisi kemale ermemiş gençlerden bulmuştur her daim.


Rumların önünde ki tek engel İngiliz idaresi altına girmiş, Kıbrıs’ta Megalo ideayı kendine gaye edinmiş Rumların önünde bayrak sevgisini kalbine gömmüş, Türk olmakla gurur duyan Şanlı tarihi ile övünen ve Türkiye’ye güvenini bir an dahi yitirmeyen Türkler ve O soydaşlarının üzerinden elini çekmeyen, her halde ve durumda onlara destek olan Türkiye’dir.


Rumlar Megalo İdea önünde ki bu engelleri kaldırmak zorundaydı. Bunun içinde Türklere ağır baskılar uygulamaya başladılar. Can ve mallarını kaybetme korkusuyla karşı karşıya kalan Türkler çok zor bir sınavdan geçiyorlardı. İşte bu sınavı kazanamayanlar, kendisini manen güçlü hissetmeyenler oldu ve maalesef Kıbrıs’ta aslını inkar eden işbirlikçiler yaratıldı bu sayede. Bu işbirlikçiler tek tek, zaman zaman da toplu olarak bu uğurda eğitilmişler, eğitimlerinin yanı sıra madden de desteklenmişlerdir. Yani kısacası Türklüğünü kabul etmeyen bu maneviyat sızlar, Rumların Türk ırkına karşı işledikleri cinayetlere, kardeşlerinin kurban edilmesine göz yuman bir hainlik, bir ihanet kuklaları haline dönüşmüşlerdi.


Ne yazık ki bu dün böyleydi. Bu günde böyledir. Dünkü işbirlikçilerin belki kendilerini haklı gördükleri, bu ihanetlerine bir neden olarak gösterebilecekleri bazı oluşumlar vardı diyelim mesela can ve mal korkusunu buna örnek gösterebiliriz. Gerçi bunların hiç birisi namusumuz olarak gördüğümüz vatanımıza, ırkımıza bayrağımıza ihaneti haklı göstermez ama hadi insanız ve çiğ süt emmişiz diyelim. Ya bu günkü işbirlikçiler neyin korkusuyla bu ihanetleri gerçekleştiriyorlar. Bu gün KKTC’de kimin can güvenliği tehlike de? Kim yerinden yurdundan sürülüyor? Kim açlığın pençesinde kıvranıyor? Kimin insan hakları çiğneniyor? Özgürlüğümüz mü elimizden alınmış? Demokrasi mi budanmış? Ne olmuş da, ne oluyor da bu insanlar bu denli alçakça bir ihanette bulunuyorlar.


O kadar demokratik ve özgürlükçü bir devletimiz var ki! O alçaklar sürekli bu saldırganlıklarıyla devlete karşı suç işlemelerine rağmen her hangi bir yasal yaptırıma maruz da kalmamaktadırlar. Ve bilinen bir başka gerçekte, bu işbirlikçilerin liderlerinin maddi sorunlarının olmamasıdır. Hatta normalin çok üstünde bir maddiyata sahip oldukları da bilinmektedir. Bu kişiler gerek devlette, gerekse özelde önemli mevkilerde bulunmaktadırlar. Öyle olmasına rağmen hala devam eden bu ihanetin hiçte sanıldığı gibi maddi nedenlerden, can ve mal korkusundan olmadığını da ispatlamaktadır.


Canı ve malı güvende olan, maddi olarak toplumda köşeleri dönmüş olanların bu ihanete iştirak etmesinin sebebi, bu kişilerin doyumsuzluklarından kaynaklanmaktadır. Maddi hırsları her türlü erdemin önüne geçmiştir bu insanların. Bunların peşine düşenlerinde ister partililer olsun, ister sade vatandaş olsun bu hainliklere ortak olarak devletlerine ihanet etmeleri de en acısıdır.


Bu yazımı 12.04.2011 tarihinde yazdığım bir yazımdan aldığım alıntılarla destekledim. Nedenine gelince, maalesef yıllardır KKTC’de bu yönde bir değişim olmadığını göstermek içindi. Dün hangi konu canımızı yakıyorsa bu günde hala aynı konu güncelliğini koruyor. Kötüler kötü olmaya devam ediyor. Bu da Türk milletinin kaderinde olan bir olgu! Zaten Türk’ün sırtını dış düşmanlar değil, hep içimizdeki düşmanlar yere getirmiştir.



Ayla Berkin

15.10.2011