GİRİT’te de
Rüya Sanmışlardı!..
‘’ Bir rüyaydı sanki yaşananlar!..
Mehmetçik, Bayrak ve Anavatanla dolu tüm anılar…’’
( Not: Bu yazım 1974 Kıbrıs Savaşlarında tanıdığım ve hayatının büyük bir bölümünü mevzilerde ve barikatlarda geçiren Mücahit Hüseyin Dayımın özlemle beklediği özgürlüğü, vatan toprakları hayallerini ve benimle paylaştığı duygularını anlatmaktadır. Onu ve kaybettiğimiz tüm Mücahit kardeşlerimi sevgi, minnet ve şükran duyguları ile anıyorum..)
Hatırlar mısın?..Geceleri nöbet tutarken mevzilerde gün ağarıncaya kadar hep aynı şeyi düşler, aynı şeyleri söylerdik!..( Hep böyle konuşurdum hayalimde yarattığım arkadaşımla mevzide beklerken, barikatta gözetlerken Rum’u!..Yalnızlığımı yenmek, uykuya yenilmemek için!..) Rum bu gece de gelmedi..Ya yarın gece saldırırsa?..Elimizde av tüfekleri ve yetersiz fişekleri!..Ne kadar dayanabilirdik ki?..
Ama olsun..O hep beklenen var ya!.. O hep istenen, o hep umut ile saklanan var ya!..Yıllardır rüyalarımızı süsleyen Anavatana kavuşacağımız o gün var ya!..İşte bu umudun gücüydü bizi ayakta tutan..İmanımıza iman, ruhumuza ruh katan..
Dedelerin, Ninelerin anlattığı yaşanmış hikayeler ile tanıdık önce onu!..O ki tüm dünyaya nam salmış..O ki tüm insanlığı kendine hayran bırakmış..Önce sadece ismi ile tanıdık onu kendisini hiç görmeden ezberledik çehresini..Her birimiz bir yüz oluşturdu beyninde ilk görüşte tanısın diye!..Hep bize söylenen şey aynıydı.. Bizi Rum’un mezaliminden kurtaracak önce Tanrı, sonra da beynimizde yaşattığımız o kahramandı!..Kim diye sorarlardı bize çocukken senin kahramanın kim?. Kim kurtaracak seni Rum’un elinden?..Hep bir ağızdan verirdik aynı cevabı ‘’ Mehmetçik ‘’
Çanakkale de anlattılar önce onu..Yedi düvele karşı dimdik duruşunu..Vatanına girmek isteyen o güçlü ordulara karşı koyuşunu..İşte bizde böyle olmalıyız dediler Türkiye’den aramıza katılan o isimsiz yiğitler ve tüm T.M.T’ciler..
Sonra Sakarya’yı, Anadolu destanını anlattılar bizlere..Ezberledik tüm tarihimizi gururlandık, onur duyduk Türk Milletinin çocuklarıyız diye..
Hele bir de Bayrağımızı tanıdık ki!..Ay ve Yıldızı ile pırıl, pırıl..Rengini Şehitlerimizin kanından almıştır..Üzerinde dalgalandığı yer ata toprağındır.. Anavatanının eşi emsali yoktur bunu hiç unutma dediler!..
Hep böyle geçti yıllarımız barikatlarda ve mevzide.. Ben atamdan, babamdan böyle tanıdım kimliğimi..Sabahları okulda, ‘’ Kraliçemiz sen çok yaşa!..’’ diye bağırtırlarken bizleri!..Benim yüreğimin sesi: ‘’ Ben Türk’üm, Türk Çocuğuyum ‘’ diye haykırdı senelerce..
Ve o gün gelip de yıllarca beklediğimiz mevzilerde..Gökyüzünden paraşütlerle inen Mehmetçiklerle kucaklaşırken..Özgürlüğümüzü selamlamıştık şükrederken alnımızı koyduğumuz secde de..O sabah uyandığımız da ezan sesleri duyuluyordu vatan yaptığımız bu yerlerde..Artık Ay Yıldızlı Bayrağımız emanetti bu topraklara bir daha tarihten silinmemecesine..
Unutmak mümkün mü o günleri?..Göz pınarlarımda ki selleri!..İlk kez haykıra , haykıra ağlamıştım bedenim sarsılırcasına sevinçten..Artık kurtulmuştuk ölümden Rum’un mezaliminden..
Bir gün yine hatırlatırsa beynin o günleri sana, sakın unutma!..O günler son kez yaşandı bir daha gelmeyecek geri.. Özgürlüğün bedelini çok pahalı ödedik sakın ola ki bundan atmayasın bir adım geri..Eğer bir gün terk edersen yıllarca kurduğun bu hayalleri..Mevzilerde, barikatlarda bıraktığın bedelleri!..Bil ki dönüşü olmayan bir yoldasın..Yolun sonu tutsaklık..Bayrağın yok olmuş!..Ezan sesleri susmuş, çevren karanlık!..
Dost yüzlerin yerini düşmanca bakan çehreler, sana olmadık vaatlerle yol gösteren politikacıların yerini başkaları almış!..
Mehmetçik gitmiş!..Anavatanın çok uzaklarda Torosların gölgesinde kalmış!..
Şimdi ağlayabilirsin artık!..Gözlerinde yaş kaldıysa eğer?..
İster rüya dersin!..İstersen olur mu böyle bir şey?..
Bu sadece bir yazı!..Çevrende olup biteni iyi tanı!..
Unutma ki Girit’te ki Türk’ler de rüya sanmıştı tüm bu yaşananları!...
Atilla ÇİLİNGİR..