Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya Chrome kullanmalısınız.
Gel Gönül...
Gel gönül...
“Felekler yandı ahımdan muradım şemn-i yanmaz mı?”
Aşkım sabrımı aşar diye korkuyorum. Ben de kalmam bu çilehanede biliyorum. Gel de şu yüreğe anlat. Gel dokun da bin ah işit…
Yandım Ey Yar! Geceler ahımla inler oldu. Dışarıda efsunlu bir bahar var. Güllerin de hali sana aşikâr. Toprak küskün yağmura. Yağmurda yağmaz oldu yokluğunda. Gündüzler zulüm, gece keder, gece gam, gece boynu büküklük, gece ölüm…
Meylim yok dünya yollarında yürümeye bu nasırlı ayaklarla. Hani kovanımda balımsın isterse kovanım yağma olsun.
Ama gel de istersen zehirim ol, ol da bu can ten evini terk edeyim. Bu gece ayın şavkı vurmasın yüzüme ve gece örtüsünü örtmesin üzerime. Bu bendeki gurbet zârı zârı inletiyor beni. Arşı tepelere verilen kızların ağıtlarından farklı benim ki.
Ben suçunu inkar etmeyenlerdenim.
Dünyaya mahkum edilişimin sebebini bilmekteyim.
‘Şayet aslından biraz ayrılsa can,öyle bekler vuslata ersin zaman!’ (Mesnevi)
Ne zaman vuslat Ey Yar!
Can bitap düştü, saçlarıma hazan düştü. Sevdama köz düştü. Lime lime etti bu hasret beni. İlmek ilmek cana dokudum da seni, gönül gözüme hayranlık düştü.
Özlem iklimlerinden dergahına sesleniştir bu, ahı feryada karışmış bir kıtmirin yanmasıdır. Gel ne olur bir gün çıkıp gel alev almadan ruhum.
Canı dişinde, özü közünde bir ağlayıştır bu. Kâlin Hâle serzenişi, Mecnunun leylaya vurgunluğu. Gel ateşe su(uuu)…
‘Herkesin zannında dost oldum ama,kimse talip olmadı esrarıma.’ (Mesnevi)
Sen benim esrarım, sen yoksuluğum, sen ahım, sen garipliğim, sen benim inşirâhımsın. Kalabalıklar içinde yalnızlığı acıya buladım gezdim biçâre.
Kirletilmiş hecelerin arasında kayboldu adın bazen, an oldu kaldım divâne. Ve utandım adın başlara tâç iken. İnfak ettim nefsi diyerek çıkıp gel(e)medim huzuruna.
Bu mağlubiyetin sonu şu demdeki halim oldu bak hanem günahla dolu geldim kapına. Gayri bildim ben kendimi, ne olur kapından geri gönderme beni.
Hatırıma düşen kelâmınla yaktım bu odu.
Yaksın beni bu ateş hissizliğime kor düşsün yansın bu gece de. Nicedir ki düşmüşüm ben bu aşka, aşkın gözü körmüş, çek şu mili, senden gayri her şeyi görmüş şu gözlere. Yüreği de koydum ortaya, sür, sür de kızgın demiri belki hissetmez de.
Maşukun sırrıyla aşık örtülü, sağ olan maşuktur aşık bir ölü.(Mesnevi)
Sır oldum Ey Yar!
Kayboldum, ben dahi kendimi kendimde bulamazken gel de beni çıkar benliğimden. Can benden çıktı artık kana boyandı.
Bir hançer yarası sırtında yangın yerinde ateşe bulandı. Ben bu yolda yandım da pişemedim. Kâr edemedim, amelim yetmedi huzuruna gelmeye ve sana hakkıyla eremedim.
Ben yandım da felekler de yandı ey yar!. Sesime bir ses sun, ruhumda hazan, dışarıda bahar.. Bir nazar ediver bu can aşkından yanar da yanar...
Bir selam...
Bir nida,
Bir meram
Ey yar...