Ey Rabbim! Benim halkim bu Kur'an'i terketti

BİLGE KAĞAN

Dost Üyeler
Katılım
18 Şub 2008
Mesajlar
3,774
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Yaş
40
Konum
Kırmızı Benizli,Alın Teri ile Islanmış Vatanımın K
46kuran.jpg


'Ey Rabbim! Benim halkim bu Kur'an'i terketti'

Ihsan ELIACIK


Kur'an, peygamberin kiyamet gunu Allah'a soyle sikayette bulunacagini soyler:


"Peygamber diyecek ki: "Ey Rabbim! Benim halkim bu Kur'an'i terketti." (Furkan; 25/30)


Ayette gecen "Kur'an-i mehcur" tabiri terk edilmis, bir kenara atilmis, birakilmis, uzaklasilmis Kur'an demek...


Peygamber rabbine hangi halki sikayet edecek dersiniz?


Kim bu Kur'an'i bir kenara atan halk?


***


Elinize aldiginiz herhangi bir mushafin uzerinde "Kur'an-i azim" veya "Kur'an-i Kerim" yazar.


Buyuk, sanli, asil Kur'an; icinde insanligin serefi ve itibari olan, kemiklesmis deger ve ilkeleri bulunan, onlari israrla vurgulayan, insanliga surekli bunlari hatirlatan (zikr), temel degerlerinin (hablun min'ennas) savunucusu, vicdaninin sesi (basairu li'nnas ) olan Kur'an demek...


Ne asil bir isim...


Demek artik soyle okuyacagiz: Kur'an-i mehcur...


"Gecip giden varsa Islam'in su cignenmis diyarindan", viran olmus yurtlarin, metruk binalarin, ot basmis evlerin orumcek baglamis duvarlarinda asili duran, artik bir manasi kalmamis, bunun icin de donup bakmaya gerek olmayan, terkedilmis, bir kenara atilmis, kendi haline birakilmis Kur'an demek...


Ne hazin bir isim...


***


"Kur'an Mekke'de nazil oldu, Misir'da okundu, Istanbul'da yazildi" diye meshur bir soz var...


Kur'an'in tarihteki serancamini adeta ozetliyor: Nazil oldu... Okundu... Yazildi...


Peki nerede anlasildi? Nerede yasandi? O niye yok?


Manidar degil mi?


***


Kendinizi bir yoklayin.


En son ne zaman Kur'an'i okudunuz demiyorum, ne zaman dedigini anlamaya calistiniz?


Yani Kur'an'i en son ne zaman terk ettiniz?


Biliyorum bir cogumuz icin trajik bir soru.


Kur'an'i terk etmek...


Ondan umudunu kesmek...


Gerek duymamak...


Heyecan duymamak...


Okudugu halde terk etmek...


Yazdigi halde terk etmek...


Konustugu halde terk etmek...


Saygi duydugu halde terk etmek...


***


Bu kitap bir cogumuz icin artik Kur'an-i azim degil Kur'an-i mehcur...


Peki, Kur'an nasil terk edilir?


Kimimiz Kur'an'i "okuyarak" terk ederiz.


Gece gunduz hatim indiririz. Bir olunun topragina okuyup geceriz. Sifa niyetine okur, fal bakar, saga sola ufurur, sifre arar, gullu yasin hatmeder, teberruken tilavet ederiz. Hafizlik yarismalarinda birincilikler aliriz. Davudi seslerimizle salonlari inletiriz. Ne dendigine hic bakmayiz cunku onemli degildir.


Onemli olan lahuti bir sesin icimizi huzurla doldurmasidir.


Iste bu Kur'an-i mehcur'dur...


Inmemistir hele Kur'an bunu hakkiyla bilin

Ne mezarlarda okunmak, ne fal bakmak icin


***


Kimimiz "saygi gostererek" terk ederiz.


Islemeli kiliflara koyup duvarlara asariz. Belden asagiya indirmeyiz. Ayagimizi ona uzatarak yatmayiz. "Abdestim yok, aybasiyim" vs. diyerek zinhar el surmeyiz. Saygimizdan peygamberin ismini bile anmayiz. Aninca da kirk cesit salavat getiririz. Oyle saygiliyizdir ki Kur'an'a, saygimizdan ne dedigini anlamayi bile saygisizlik sayariz.


Iste bu Kur'an-i mehcur'dur...


Inmemistir hele Kur'an bunu hakkiyla bilin

Ne duvarlara asilmak, ne el surulmemek icin


***


Kimimiz "yazarak" terk ederiz.


Kufi'den rika'ya, sulus'ten culus'a hat sanatinin nadide ornekleriyle bezenmis turkuaz ve altin sarisi yazmalara isleriz. Hat ve tezhip sanatinin mukemmel orneklerini sergileriz. Inceden inceye yazar, bir noktasi icin kirk divid harcariz.


Iste bu Kur'an-i mehcur'dur...


Inmemistir hele Kur'an bunu hakkiyla bilin

Ne tezhip, ne sulus, ne hat yazmak icin


***


Kimimiz "konusarak" terk ederiz.


Kur'an uzerine bol bol konusuruz. Nutuklar atar, hutbeler irad ederiz. Konusmalarimizi en guzel ayetlerle susleriz. Besmele, hamdele ve salvele ile baslar, "hur-i iyn" dualariyla bitiririz. Tefsir dersleri yapar, tapinaklarda vaaz verir, kursulerde gerdan kivirmaya bayiliriz.


Iste bu Kur'an-i mehcur'dur...


Inmemistir hele Kur'an bunu hakkiyla bilin

Ne tapinak, ne nutuk, ne vaaz dini icin


***


Kimimiz "kenarinda dolanip durarak" terk ederiz.


Emsile, bina, maksut, avamil, belegat, usul, hadis, fikih, kelam vadilerinde dolanir dururuz. 72 ilmi ogrenmek icin bina okur doner doner bir daha okuruz. Omur biter 72 ilim bitmez. Meslek kaygilarindan, kariyer hesaplarindan ilahi mesajin ozunu unutur gideriz. Peygamberin agzindan "Bu kiz cocuklari hangi sucundan dolayi olduruldu" ayetini duyar duymaz kilicini cekip "Bundan boyle kilicim bu sozun arkasindadir!" diyen sokaktaki adamin sadeligini, heyecanini, dogrudan muhatapligini hissetmeye kasinip durmaktan bir turlu sira gelmez. Halbuki is bu kadar sade ve basittir.


Inmemistir hele Kur'an bunu hakkiyla bilin

Ne meslek kaygilari ne kariyer hesaplari icin


***


Kimimiz de "acik arayarak" terk ederiz.


Kur'an'da habire acik arariz. Dorde kadar evlenmeyi emrediyormus, koleligi onayliyormus, erkege iki kadina bir hak veriyormus, kadini asagiliyormus, zina edeni taslayin diyormus, Muhammed s.a.v. cocuk yasta kizla evlenmis, hurafeyle doluymus vs. diyerek terk ederiz. Kur'an'i sonmus bir yildiz gibi goruruz. Eski caglarin kitabi muamelesi yapariz. Caga ayak uyduramadigini soyleriz. Col kitabi veya Arap dini olarak goruruz. Butun bunlari gosterebilmek icin acik ustune acik arariz.


Iste bu Kur'an-i mehcur'dur...


Inmemistir hele Kur'an bunu hakkiyla bilin

Ne erkegi yuceltmek, ne kadini asagilamak icin

Ne Araba paye vermek, ne Acemi hor gormek icin


***


Oysa bu kitap esas itibariyle "yasayan hayatin" icinde "okunur". Yasayan hayattan koptugu an terkedilmis (mehcur) olur. Cunku onun olus ve dogus tabiatinda dosdogru "yasayan hayatin" icinden gelen (kitabun qayyime) ozelligi vardir. Keza hakkinda bilgi sahibi olurken bile "metafizik bir gerilim" icinde ve "korku ve titreme" (husu ) halinde olmak icap eder. Aksi halde size kendini acmaz.


Zira bu kitap tapinaklarda degil, varolus sancisi ceken bir oksuzun magaradan sehre inmesiyle sehrin sokaklarinda, evlerinde, carsilarinda, pazarlarinda ve de giderek savas alanlarinda dogmustur. Bu nedenle onu okurken, icinden, "disarida gurul gurul akan hayatin" sesini; diri diri topraga gomulen kiz cocuklarinin yalvarislarini, kolelerin zincir seslerini, at kisnemelerini, kilic sakirtilarini, sehit feryatlarini, gazi cigliklarini duymuyorsaniz onu asla okumus olamazsiniz.


"Metinde gecmeyeni duyabilmek" iste bu bunun icin vardir.


Cunku Kuran sadece bir "metin" degildir. Onun meali de metinde gorunenin yan tarafina yazilmasi degildir. Bilakis meal, metinde gecmeyeni duyabilme cabasinin adidir. Zira uzerinde calistiginiz metin, metinlerden bir metin degildir. Bu metin oyle kolayina ortaya cikmamistir. Arkasinda yirmi uc yil boyunca esen bir ruh, dalgalanan bir heyecan ve coskun bir hareket vardir. Bunlardan nasibiniz yoksa Kuran okumak ha bir kuru emektir...


Peki, nedir Kuran?


Kuran, bilgiden ziyade esasinda bir bilinc kaynagidir. Epistemolojiden ziyade ontolojiye dahildir. Yani bilgi kaynagi olmaktan ziyade, bilgiye ulasacak olan insanogluna hitaptir. Insani cevresine tepki vermeye cagirir. Onda "Allah suuru" (takva) uyandirarak hayat yolculugunda "birlikte yurumeye" davet eder. Bu suur uyandiktan sonra bilgiye insan kendisi ulasacaktir.


Bilgi ise butun varliga sacilmistir; tarih, tabiat ve hayat... Bilgi butunuyle tek bir kisiye veya bolgeye inhisar edilmemistir. Insana dusen bunlari aramak, esasli bir hakikat arayisina girmek, tarihin, tabiatin ve hayatin neresinde ise bulup ortaya cikarmak, Cin'de de olsa gidip almaktir.


Kuran sinirli sayida bilgi verdigi yerde bile esas itibariyle suur olusturmak istemektedir. Kuran'in yazili bir metin olarak, tekrarli, kesintili, vurgulu ve dalgali akisinda bunu gormek mumkundur. Esasinda Kuran, deruni dile ve canu gonule yonelmis bir hitabettir.


Kuran, insanliga hic duyulmamis yepyeni seyleri getirmez. Bilakis bilindigi halde uygulanmayan, o cok bilenen fakat orali olunmayan, cesitli sebeplerle savsaklanan, her insanda fitraten var olan insanlik vicdanini (basairun li'n-nas) uyandirmak ister (45/20). Uyanan vicdanin hayata yansimasini bekler; iyilik, guzellik, dogruluk, durustluk, sevgi, saygi, soz, namus, adalet, erdem, vefa, dostluk, kardeslik, comertlik, yigitlik, mertlik gibi temel insanlik degerleri (hablu'n-nas) uzerinde israrla durur (3/112) ve surekli olarak bunlari talep eder. Bunlari ayni zamanda Allah'in ipi/yolu/degerleri ( hablullah) olarak vazeder (3/112).


Kuran bize hakikat arayisinda yoldas olmak ister. Yardim eder, aptalca bir yanlisliga dusmememiz icin bizi uyarir. "Allah" kavraminin pesine dusurerek, her seyden bagimsizlasmamizi saglar. Boylece bizi her tur batil bagimliliktan kurtararak ozgurlestirir. Bu anlamda Kuran isaret parmagi gibidir. Bilfiil, bizzat ve "hemen simdi" isaret ettigi yone gitmemizi ister, isaret parmaginin kendisi ile ugrasip durmamizi degil...


(Yasayan Kur'an; Turkce Meal-Tefsir, Onsoz'den, Insa yayinlari, Ist. 2007).


***

Bu Kitap'tir: her insana icin disin ogreten

Gokte, yerde, tende, canda bir Yaratan sezdirten


Bu Kitap'tir: Her kisiye benlik veren, yol acan.

Insanligin sergisine armaganlar astirtan

Bu ceragdir: Obalara, konaklara nur sacan

Bir koylunun islerini tarihlere basdirtan


Bu Kitap'tir: Yurekleri iyilikle besleyen

"El bagina girme" diyen, dost yarasin baglatan.

Bu anadir: Her oksuze "Yavrum" diye sesleyen

Nice canlari kardas eden birbirucun aglatan


Bu Kitaptir; akillara her bir seyi sordurtan

"Dusun sonra inan" diyen, dogru yollar gosteren

Bu bilgidir: Ululugun yapilarin kurdurtan

Ciplak daglar yesilleten, viran koyler senleten


Ey kardaslar! Su kucucuk armaganim atmayin;

Bir goncadir; Muhammed'in gul yapragindan derildi

Sakin, bunu yapma cicek demetine katmayin

Bu sey size ozunuzu acmak icin verildi.


(M. Emin Yurdakul, Kur'an-i Kerim)


Iste bu da Kur'an-i azim'dir...


Onu terk eden, kendini terkemistir.

kuran1.jpg
 

BURLAHATUN

Yasaklı Üye
Katılım
21 Tem 2008
Mesajlar
5,116
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
TÜRKİYE
Cevap: Ey Rabbim! Benim halkim bu Kur'an'i terketti

Çok güzel ve son derece düşündürücü bir paylaşım.Teşekkür ederim Savaş'çığım.:)
 
Üst