Ert’den Maria Sordu

Özcan Özcanhan

Onursal Üye
Katılım
9 Nis 2009
Mesajlar
62
Tepkime puanı
0
Puanları
0
ERT’DEN MARİA SORDU

ERT den (Elliniki Radio Tiligorasi- Elen Radyo Televizyonu) Maria Psaras sordu ben cevapladım.
REUTERS haber ajansının KKTC muhabiri Simon Bahçeli’nin aracılığı ile evimde gerçekleşen görüşmemizde, araştırmacı gazeteci, bayan Maria Psaras Kıbrıs sorunu ve ada üzerinde yaşayan Kıbrıslı Rumlar ile Kıbrıslı Türklerin kavgaları, aralarındaki nefret ve kin duyguları, oynanan İngiliz oyunları, nüfus aktarmaları ve adanın bölünmesiyle ilgili bir dizi soru sıraladı. Verdiğim yanıtların bir kısmı onu ve beraberindeki ekibi şaşırttı.:
-Osmanlı ve ingiliz dönemlerinde iki halk iç içe yaşıyordu, doğrudur. Birbirleri ile evlenerek aileler kurdukları da doğrudur. İki halkın sürtüşmeleri ve ayrılığa doğru yol almaları ada Rumlarının Kıbrısı Yunanistana ilhak girişimleri ile başladı. İngilizler aralarına nifak tohumları serpti ve iki halkı birbirine düşürdü. Yüzden fazla köyden, kasabadan Türkler kaçırıldı, daha güvenli Türk bölgelerine sığındı. Yunanistana ilhaka (ENOSİSe) en büyük engel olarak görünen ada Türklerini sindirme , ezme ve yok etme hareketi başlatıldı. EOKA-Makarios-Grivas (yani Diğenis) hata üstüne hata işleyerek Kıbrısı kana buladı. Çok can ve mal kaybına, gerginliğe, ayrılığa neden oldu... dediğim zaman üç gazeteci susmayı tercih etti. Lafı Türkiyenin müdahalesine “istila ve işgale” getirdiler. Anlatmaya devam ettim..
-1963 de ortaklık Cumhuriyetini bozan ve hükümeti ile bütün organlarını silah zoru ile ele geçiren Rumlardır. 21 Aralık 1963 akşamı Zeki Karabülük ile bayan arkadaşı Cemaliyeyi gözlerini kırpmadan Rum polisleri, EOKAcılar ve ajanları öldürdü. Ertesi gün olayı protesto etmeye çalışan Türk öğrenciler kurşunlandı. Cumhurbaşkan Muavini Dr. Küçük , Başpiskopos ve ayni zamanda kıbrıs cumhurbaşkanı olan Makariosa koştu Rum silahlı saldırılarını protesto etti ve durdurulmasını istedi. Onunla Makarios, İçişleri Bakanı Polikarpos Yorgacis ve Polis Kumandanı alay etti.... daha sonra Rumların Küçük Kaymaklıya (Omorfitaya) saldırları akabinde çarpışmalar yangın gibi bütün adayı sardı...
Bununla kalınmadı, 1964 Ağustos ayında Koççina, Mansura, Tillirga saldırıları yer aldı. 1967 de Geçitkale (Kofinu) muhasara altına alındı..Türkler Limasol-Lefkoşa yolunu kesmişti.... 1964 de Türk hava gücünün müdahalesi, Geçitkale katliamından sonra Türk ültimatomu, Grivasın adadan uzaklaştırılması ve normalizasyona dönüşü, Ay Vasıl (yılmazköy) toplu mezarı, öldürülen, kaçırılan Türkleri, Yorgacisin kurdurttuğu barikatları, yaptırdığı işkenceleri anlattım..
15 Temmuz 1974 e kadar iki halkın ayrıldığını, gergin bir havada, az da olsa temaslara başlandığını dile getirdim. Türkiye garantör ülke olarak Yunan Cuntasının Makariosa karşı giriştiği kanlı darbe sonunda kan dökülmesini durdurmak ve anayasal düzeni yeniden ihdas etmek için askeri harekat yaptığını, Diğer Garantör ülke olan İngilterenin Türkiyeyi Yunanistana karşı yalnız bıraktığını ve oynanan oyunları nakletmeye çalıştım...
Onlar sordu ben söyledim. Çektiklerimizi anlatırken zaman zaman gözlerimden yaşlar akmasına şaştırlar. Onların da çok kaybı olmuş. Türk harekatına silahlı karşılık verilmeseydi o kadar can kaybedilmeyecekti. Türkler havadan dağıttıkları bildirilerle kaç kez uyardı.. Başbakan Ecevit kaç kez anlattı..Ateş etmeyiniz, biz savaş için gelmedik, aranızdaki kan döküşünü durdurmaya, Kıbrıs cumhuriyetini savunmaya geldik diye ilan etti dedim.. Cuntanın Kıbrıs Cumhuriyetini lağvettiğini Elen Kıbrıs Cumhuriyeti kurduğunu ve tetikci Samsonu Cumhurbaşkanı ilan ettiğini.... “O Makarios ine negros..makarios öldü” ilanını sık sık radyodan duyurduğunu anlattım...
Sordular. Evet, dedim, savaştan kaçanlar yer değişen insanlar oldu. Esas nüfus mübadelesi anlaşma sonucu BM nezaretinde yapıldı, Rumlar kuzeyde, Türkler de güneyde gayri menkullerini ve bütün varlıklarını bırakarak yer değişti dedim. Bulunan toplu mezarları sordular. Söyledim. Birçok köyde Rum-Yunan askerleri ve paramiliterleri sivil ,masum Türkleri katledip toplu mezarlara gömünce ikinci askeri Türk harekatı başlatıldı ve 16 Ağustosda ada ikiye bölündü...anlattım, anlattım. O heyecan ve üzüntü içinde savaşın getirdiği kin ve nefret sonucu Rumlarında öldürülmüş ve bazı toplu mezarlara gömülmüş olabileceğini kabul ettim. Yakalanan iki Rum gencin serbest bırakılması için yardımcı olduğumu, bazı Türk esirleri de bazı Rumların kurtardığını kabul ettim.. ve dedim ki, artık Kıbrısta benzer acı olaylar yaşanmaması için süratle bir çözüm bulunmalıdır. Tarih kitaplarında Türk düşmanlığı aşılanmasına son verilmesi gereğine işaret ettim. Kaydettiler, görüntüler aldılar.. Tümünü burada yazacak yerim yoktur...
Umarım Yunanlı meslektaşlar, hazırlayacaklarını söyledikleri belgeseli çarpıtmaz ve gerginlik, uyuşmazlık yaratmak için, Türkiyeyi ve Kıbrıs Türklerini suçlamak için kullanmaz. Barışa ve çözüme katkı koyarlarsa ne mutlu kendilerine.
** NİCE YILLARA SKMG**
Star Kıbrıs Medya Gurubu ikinci yaşını idrak ediyor. Kurucularını ve bütün çalışanlarını candan kutlar ciddi yayıncılık prensiplerini sürdürmelerini dilerim.

*** ERT ekibi ile Özcanhan ***

0000591r.jpg

 
Üst