Ermenilerin Katliamlarını Sakın Unutmayın

Vedat Kuşaklı

Onursal Üye
Katılım
24 Mar 2009
Mesajlar
52
Tepkime puanı
0
Puanları
0
ERMENİLERİN KATLİAMLARINI SAKIN UNUTMAYIN

1916 yılında çok katliam oldu.

Trabzon ili Vakfıkebir Kaymakamlığınca saptanan Ermeni mezalimini anlatayım.

Ben bunları, elimdeki 3 kaynak kitaptan (üçünün toplamı 2000 sayfa civarında) alıntı yaparak aktarıyorum.

T.C.Genelkurmay Başkanlığı’nın ‘’Ermeni Komitelerinin Amaçları Ve İhtilal Hareketleri (Meşrutiyet’in ilanından önce ve sonra)’’ -Genelkurmay Basımevi - 2003, bu kitaplardan bir tanesi.


‘’Ermeni çetelerinin Viçe’ye girişinde, Tahsildar Osman Efendinin evine sığınan pek çok kadın ve çocuk vahşice şehit edildikleri gibi 30 kişilik bir Ermeni çetesi tarafından bir çok ev kuşatılarak kadın ve çocukları seçilip bir dereye götürüldüğü ve orada hepsinin boğazlandığı, bu vahşilikten kurtulabilen iki kadının da yaralı iken iyileşerek olayı büyük bir üzüntü ile anlattıkları;

Of ilçesinin Kelali köyünden beş kişilik bir Ermeni çetesinin bir kadına jandarmanın gözü önünde taarruza yeltendikleri ve kadını savunmaya çabalayan jandarmanın öldürüldüğü, kadının da ırzına geçildikten sonra bir yanağının ısırılarak koparıldığı ve bu kanlı çetelerin bir çok din bilginini çeşitli aşağılamalar ve işkencelerle şehit ettikleri; mal,eşya ve hayvanlarını alıp götürdükleri, ayrıntıları kitaplar dolduracak mezalimler ve kötülükler yaptıkları resmen delilleriyle ortaya çıkarılmıştır.


Trabzon polisine başvurarak yeminli ifadeler veren kişilerin anlattıklarına göre;

Of ilçesinin Lazandos köyüne giren Ermeni çeteleri, halkın adları ve evlerin sayılarını saptayıp yazdıktan sonra, ele geçen şeylerin tümünü Rusya’ya taşımışlar ve bu köyde Dilsizoğlu Ali Osman’ın eşi Yasemin’in ağlama ve çığlıklarına karşın ırzına geçmişler, kocasını ağır yaralamışlardır.

Yine bu ilçeye bağlı Hervana köyünden Suiçmez oğlu Bican Ağanın karşısında eşinin ırzına geçtikten sonra her ikisini de öldürmüşler,

Yine bu ilçenin Purnak ve Zimleikebir, Zimleisagir köyleri halkından kaçamayan kadın ve çocukların hepsini öldürmüşler,

Alana köyü ile öteki köylerden Çakıroğlu Süleyman’ın eşinin ırzına geçmişler, Tellioğlu Emin, ilçe tahsildarlarından Ali, Hacı Mustafa oğlu Mehmet, Molla Mahmut oğlu Asker Mahmut, başka bir Mahmut’un eşlerinin ırzlarına geçilmiş ve Kemahçı oğlu Hamit, Ali oğlu Mehmet, Tabioğlu Hüseyin Ağanın kızlarının kızlıkları bozulmuş, Ömer oğlu Osman Efendi öldürülmüş ve ayrıntılarıyla anlatılması tüyler ürpertecek kötülükler, Rusların kışkırtması ve de arka çıkmaları ile Ermeni çeteleri tarafından işlenmiştir.


Rus askerlerine öncülük görevi yapan Ermeni çetelerinin mezalimi üzerine birkaç İslam’ın yeminli olarak verdikleri bilgilere göre;

Yomra bucağının Kalafka köyüne giren Ermeniler, birkaç eve toplanarak gizlenen ve durumun sonucunu bekleyen Kulakoğlu Hüseyin ve eşi Ulviye, gelini Hüsniye, Kulakoğlu Ali’nin eşi Zeliha ve daha bir çok kadın ve çocuğu bu evden alıp köy dışında bir dağın eteğinde bulunan bir dereye götürerek erkeklerini gözleri önünde boğazladıktan sonra kadın ve çocukları koyun keser gibi kesmişlerdir.

Köyde kalan Faslıoğlu Ali’nin 18 yaşındaki kızı Emine’yi ırzına geçtikten sonra öldürmüş ve kız kardeşi Hatice’nin yeni doğmuş çocuğunu havaya fırlatarak altına tuttukları süngünün ucuna saplayıp acımasızca, alçakça öldürmüş,

Kulak Hasan’ın eşleri Emine ve Mevlüde ile sekiz yaşındaki kızı Şükriye’nin ırzına geçmiş ve İspela köyünden Alemdaroğlu Hasan ile Delibaltaoğlu Hasan, Eyüpoğlu Mehmet, Hacı Ahmet oğlu Osman ve Hasan Ağayı süngüleyerek öldürmüş, bunlardan Hasan Ağanın ellerini, kollarını keserek, canlı olduğu halde ateşle yakmış, Eyüp oğlu Mustafa’nın pek küçük kızını çok acıklı biçimde ırzına geçtikten sonra şehit etmişlerdir.


Ermeniler; Rusların buraları aldıklarında kaçamayan polislerden Hasan Efendiyi ve eski polislerden Aldıkaçtı oğlu Hikmet Efendiyi çeşitli mezalim ve işkencelerden sonra asarak öldürmüşlerdir.’’

Ermenilerin katliamlarını, vahşetlerini, şeytani işkencelerini, en sinsi hayvan olan yılanlardan daha sinsice ve acımasızca saldırmalarını; ne tarih unutur, ne Allah.

Buna rağmen; bu millet niye hala tereyağı gibi üste çıkarak, hiç utanmadan, arlanmadan, sıkılmadan ve Allah’tan hiç korkmadan ’’Türkler Ermenilere soy kırım yaptı’’ diye dünyaya, insanlık alemine feryat figan ederler, hiç anlayamıyorum.

İnsan onuruyla, haysiyetiyle bağdaşacak tek bir sayfaları yoktur tarih kitaplarında.

Şimdi bunca vahşeti psikopatça, sapıkça, sadistçe yapmış o mendebur insanların torunları ile; bu vahşete, mezalime, katliama maruz kalmış Türk Milletinin torunları nasıl ve niçin dost olsun?

Üstelik o vahşi insanların günümüzdeki torunları sürekli yalan söylerken, dünya kamu oyunu aldatmaya devam ederken böyle bir dostluğun mümkünü yoktur, olmamalıdır.


Ermenilerin katliamlarını sakın unutmayın. Rusların bu katliamlara çanak tutmalarını, destek olmalarını da sakın unutmayın.

Ateş düştüğü yeri yakar! bunu da sakın unutmayın.

Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur, olmaz! Bunu da sakın unutmayın.


Daha çok yazacağım. İrade Hanım sağ oldukça, ben sağ oldukça, Allah kalem ve yürek gücü verdikçe, Ermenilerin tarihimizdeki karartmaya çalıştıkları o lanetli sayfalarını hep açacağız.

Sürekli yazacağız. Bu bizim Türklük, İslam, Kulluk ve insanlık borcumuzudur.
 

ARIKBUKA

Halkla İlişkiler
Katılım
18 Şub 2008
Mesajlar
920
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Cevap: Ermenilerin Katliamlarını Sakın Unutmayın

Ermeni meselesini ilk önce İngilizler nasıl kışkırttı? Irkçı duygularla müslüman halka uyguladıkları katliamların ayrıntılarını Rus Komutanın roporu deşifre etti.

Birinci Dünya Savaşı sırasında Rusya İmparatorluğu`nun Kafkas Orduları Komutanı Tuğgeneral Leonid Bolhovitinov, 1915 yılında merkeze gönderdiği raporda, ``sözde Ermeni sorununun İngilizlerin kışkırtmasıyla`` ortaya çıkartıldığını ve Ermeni gönüllü birliklerinin Rusya İmparatorluğu sınırları içindeki Müslüman halka karşı ``vahşi kırımlara`` giriştiğini bildirdi.


İstanbul Üniversitesi araştırma görevlilerinden Mehmet Perinçek, Rusya`nın başkenti Moskova`da bulunan Rusya Devleti Askeri Tarih Arşivi`nde (RDATA) yaptığı uzun araştırmalar sonucu, Birinci Dünya Savaşı sırasında Osmanlı İmparatorluğu ile resmi savaş halinde bulunan Rus İmparatorluğu`nun Kafkas Orduları Komutanlarından Tuğgeneral Bolhovitinov`un Ermeni olaylarıyla ilgili yazdığı 65 sayfalık rapora ulaştı.


Perinçek, A.A muhabirine yaptığı açıklamada, Bolhovitinov`un raporunun, özellikle Ermeni diasporasının Rus İmparatorluğu sınırları içindeki Müslümanlara yönelik cinayetlerin Türkiye`deki tehcire tepki olarak işlendiği tezini tamamen çürüttüğünü belirterek, şunları kaydetti:


``Diaspora, Rusya sınırları içindeki Türklere ve Kürtlere yönelik Ermeni kırımının özellikle tehcire tepki olarak yapıldığını savunuyor. Ancak Bolhovitinov`un 11 Aralık 1915 tarihinde Kafkasya Valiliği`nin Askeri İşlerden Sorumlu Yardımcısı`na gönderdiği rapordaki olayların çok büyük bölümü tehcirden önceki dönemde geçiyor. Bu da diasporanın cinayetlerin tehcire tepki olarak işlenmiş olduğu tezini tamamen çürüten son derece önemli bir belge. Bir de bu rapor ilk defa günışığına çıkan, olayların yaşandığı bölgedeki Ermeni çeteleri kullanan komutan tarafından merkezine gönderilen, bir durum tespiti yapan gizli bir iç yazışma olması açasından son derece önemli. Bu kamuya açık bir rapor olmadığı için, bunun propaganda veya kasıtlı bir amaç için yazıldığı ileri sürülemez.``


Mehmet Perinçek, Bolhovitinov`un raporunda, bu çeteleri Almanya safında yer alarak Rusya`ya karşı savaş açan Osmanlı İmparatorluğu`na karşı kendilerinin oluşturduğunu itiraf ettiğini belirterek, şunları söyledi:


``Rusların amacı savaşta bazı Türk bölgelerini almak. Bu bölgeleri aldıktan sonra burada yaşayan kişilere yönelik eylemlerin sürmesi onları rahatsız ediyor. Ermeni gönüllü birlikleri Türklere ve Kürtlere Ermenilerle eşit şekilde davranan Rusya`ya ateş püskürüyorlar ve kendilerine Türklerden ve Kürtlerden daha ayrıcalıklı davranmasını istiyorlar. Bolhovitinov raporunda, Osmanlılara karşı savaşmaları için oluşturdukları birliğin kendilerine karşı bir canavarı da yaratmalarına neden olduğuna dikkat çekiyor.``


Osmanlı ordusuyla Kafkas cephesindeki savaşı bizzat yürüten ve Osmanlıya karşı Ermeni çetelerini bizzat örgütleyen Çarlık Rusyası`nın Kafkasya Cephesi`nin üst düzey komutanlarından olan Bolhovitinov, merkeze sunduğu ``Kafkas Ordular Karargah Komutanı`` antetli 65 sayfalık gizli raporda, Ermeni gönüllü birliklerinin Kafkas Ordu Komutanlığı`na sundukları raporlardaki yanlışları ve çarpıtmaları vurguluyor.


-``İNGİLİZLERİN KIŞKIRTMASI``-


Raporuna öncelikle Ermeni sorununun tespitiyle başlayan Bolhovitinov, bu konuda özellikle ``sözde Ermeni meselesi`` tabirini kullanarak, böyle bir sorunun 1890`lı yıllara kadar söz konusu bile olmadığına dikkat çekiyor.


Ermeniler, Türkler ve Kürtlerin Osmanlı İmparatorluğu içinde tam bir uyum içinde yaşadığını, aralarında ``tipik komşuluk ilişkileri`` dışında herhangi bir sorunun olmadığını ifade eden Bolhovitinov`un, ``Ermenilerin yaşam koşulları iyi. Hatta Türklere ve Kürtlere nazaran daha refah içinde yaşamışlardır`` ifadesini kullandığı göze çarpıyor.


Raporunda, ``Sözde Ermeni meselesi, 19`uncu yüzyılın ikinci yarısında suni olarak özellikle İngilizlerin kışkırtmaları sonucu ortaya çıkmıştır`` diyen Bolhovitinov, şu tespitlerde bulunuyor:


``İngiltere, bu şekilde (Ermenileri kışkırtarak) bir yandan Türkiye ile Rusya`nın arasını açma amacı gütmüştür. Çünkü olası bir Rus-Türk ittifakı Orta Doğu`daki dengeleri alt üst edecek ve İngiltere`nin hakimiyetine büyük darbe vuracaktır. Ayrıca bu şekilde Rusya`nın Boğazlar üzerinde söz sahibi olması da engellenmiştir. İngiltere, öte yandan Osmanlı Devleti içindeki bazı güçleri destekleyerek, Osmanlı topraklarını paylaşmayı ve içişlerine müdahale etmeyi amaçlamıştır. Zayıflayan Osmanlı Devleti, İngiltere`nin planladığı şekilde Rusya için de potansiyel müttefik olmaktan çıkmıştır. Diğer taraftan ortaya çıkacak bağımsız Ermenistan da Türkiye ve Rusya arasında tampon ülke işlevi de görecektir.``


-``ERMENİLER AVRUPA DİPLOMASİSİNE KURBAN EDİLMİŞLERDİR``-


Avrupalıların yukarıda söz konusu edilen amaçlarına ulaşmak için Ermenilere ``bağımsız Ermenistan`` fikrini empoze etiğini kaydeden Bolhovitinov, Ermeni halkına bu fikrin aşılanmasında özellikle Ermeni diasporasının aydınlarının kullanıldığını, bu aydınlar aracılığıyla Osmanlı İmparatorluğu`nda yaşayan Ermenilere ``karışıklık çıkarmaları ve kan dökerek Avrupa kamuoyunu`` etkilemelerinin tavsiye edildiğini belirtiyor.


``Ermeni liderleri gerçekleşmesi imkansız Bağımsız Ermenistan fikrine kapılarak, Ermeni halkını Avrupa diplomasisi için feda etmiştir`` ifadesini kullanan Bolhovitinov, şu noktaları dile getiriyor:


``Ermeni çeteleri suni ayaklanmaları kışkırtarak ve yoğun propaganda faaliyeti yürüterek, Müslüman nüfus üzerinde her türlü tecavüzü uygulayarak, kırımı ateşlemiştir. Anadolu`da ve Güney Kafkasya`da 19`uncu yüzyılın sonlarında ve 20`nci yüzyılın başlarında yaşanan karşılıklı kırımların sorumlusu Ermeni çeteleri ve onları kullanan Avrupa diplomasisidir.``


-``KARŞIT GÖRÜŞTEKİ ERMENİLERE DE TERÖR UYGULANDI``-


Bolhovitinov, Birinci Dünya Savaşı sırasında Rus ordularında savaşmaları için kurulan gönüllü Ermeni birliklerine bunun karşılığında özerklik sözü verildiğini belirttiği raporunda, kurulan bu Ermeni örgütlerinin eylem biçimi olarak terörü benimsediğinin altını özellikle çizerek, ``Terörü, sadece başka milletlerden kişilere karşı değil, kendi fikirlerini benimsemeyen Ermenilere karşı da uygulamışlardır`` ifadesini kullanıyor.


Ermenilerin savaş sırasında Ruslara vereceği hizmete karşılık özerlik talep ettiği belirtilen raporda, adeta özeleştiri yapılarak, şu görüşlere yer veriliyor:


``Bunun (özerkliğin verilmesi) sağlanmaması durumunda Taşnaklar tarafından Ermeni gönüllülerine, Ruslara ve Tatarlara(Azeriler kastedilmektedir) karşı savaşma emri verilmiştir. Ermeniler, bu süreci bir araç olarak görmekte, daha sonra amaçlarına ulaşmak için Ruslara karşı da savaşmayı planlamaktadır. Dolayısıyla Ermeni gönüllü birlikleri, Rusya`nın da çıkarlarının aleyhinedir.``


-``ERMENİ LİDERLERDEN RUSYA`DA TERÖR EYLEMLERİ``-


Rusya tarafından Osmanlılara karşı savaşmaları için oluşturulan gönüllü Ermeni birliklerinin liderlerinin ``önemli bir kısmının Rusya`da terör eylemlerinde bulunduğu için yargılanarak ağır hapis cezalarına çarptırılan Taşnak teröristlerden`` oluştuğunu belirten Bolhovitinov, şu tespitlerde bulunuyor:


``Kafkasya Ordu Komutanının emri ile 1914 yılında Taşnaklar için çıkarılan af sayesinde bu teröristler özgürlüklerine kavuşmuştur. Taşnak gönüllü birlikleri arasında da özellikle partisel ayrımlardan dolayı büyük çelişkiler oluşmuştur. Bu çelişkiler, cinayetlere ve birbirini en ağır derecede suçlamalara kadar varmıştır. Gönüllü hareketi, milli bir mesele olmaktan çıkmış, partiler arası çıkar kavgasına dönüşmüştür.``


-``MÜSLÜMANLARA YÖNELİK IRKÇI VE VAHŞİ KIRIMLAR``-


Raporunun önemli bölümünü Ermeni gönüllü birliklerin, özellikle Rusya İmparatorluğu topraklarında yaşayan Müslümanlara uyguladığı vahşete varan cinayetlere ayıran Bolhovitinov, şunları kaydediyor:


``Birinci Dünya Savaşı sırasında işgal edilen bölgelerde Ermeni gönüllü birlikleri ırkçı duygularla Müslüman halka karşı vahşi kırımlara girişmiş, nüfusu cins, yaş ayırt etmeden ya imha etmiş, ya sürmüş; köylerini yerle bir etmiş ve mallarını yağmalamıştır. Bu uygulamalar sistemlidir. Bunların haricinde Ermeni gönüllü birlikleri içerisinde disiplinsizlik, düzensizlik, kendini beğenmişlik, entrikalar, hırsızlık, yağma olağan hale gelmiştir. Hatta Rus ordularına silah sıktıkları bile gözlemlenmiştir. Bu nedenle Rus yetkilileri, gönüllü birliklerle ilgili ciddi önlemler almak, emirler yayımlamak, Ermeni subay ve askerleri askeri mahkemelerde yargılamak zorunda kalmışlardır.``


-``ERMENİLER KAYIPLARINI SÜREKLİ ABARTIYORLAR``-


Ermenilerin, kayıpları konusunda da kendilerini sürekli yanıltığına dikkat çeken Bolhovitinov, şunları dile getiriyor:


``Ermeniler, Birinci Dünya Savaşı sırasında verdikleri kayıpları devamlı surette fazlasıyla abartmaktadırlar. Dolayısıyla Ermenilerin verdikleri rakamlara asla güvenilemez. Zaten verilen kayıpların sorumluları da daha önce yukarıda tespit edildiği gibi Ermeni sorununu suni olarak ortaya çıkaran ve karşılıklı kırımı ateşleyen Ermeni çetelerinin faaliyetleridir.``


-RUM-ERMENİ YAĞMA ÇETELERİ-


Perinçek`in arşivlerde ulaştığı, yine Bolhovitinov`a ait, 27 Ocak 1915`te Kars Valisi`ne yazılan telgrafta da şunlar kaydediliyor:


``General İstomin, Gülyabert çevresinde Ardahan`dan Ahılkelek ve Kars`a giden yol üzerinde sivil nüfusa tecavüzlerde bulunan, ürün ve yem stoklarını çalan Rum ile Ermeni yağma çetelerinin ortaya çıktığını bildiriyor. Ayrıca Merdenek ve Gelsk bölgesinde de aynı durum yaşanıyor. (?) No. 507. Bolhovitinov``


Rus Tuğgeneral Bolhovitinov, Ermeni gönüllü birliklerinin ``Türk sivil halka karşı vahşilikleri ve bunlara Kazakların katılımıyla ilgili durum hakkında`` komutanlıklardan bilgi istenmesi üzerine 17 Mart 1916`da Rusya Yüksek Başkomutanlık Karargahına gönderdiği telgrafta şunları belirtiyor:


``Bitlis Muharebesi Komutanı Tümgeneral Abatsiyev şunları bildirdi: Kazakların bu olaya katıldığını kesinlikle kabul etmiyorum. Bitlis ve çevresini birçok kez dolaştım. Bu esnada Kazakların disiplinsizliğiyle ve sivil halka zulmüyle ilgili bana tek bir şikâyet bile gelmedi. Birçoğu Türkiye Ermenisi olan Ermeni birliklerine gelince; Bitlis`in alınmasının üçüncü gününde gönüllülerin Müslümanlara yönelik kesintisiz tecavüzlerinden dolayı bu birliği şehrin dışına çıkartmak zorunda kaldım. Bunları Bitlis-Muş arasındaki konaklama bölgesine gönderdim.``


-``ERMENİ BİRLİKLERİ ÇOCUKLARI DOĞRADI``-


Türk nüfusun Ermenilerin 2 bin kişiyi katlettiği iddiasına değinen Abatsiyev, Bolhovitinov`a yazdığı raporda şunları ifade ediyor:


``Türklerin telgrafta bahsettiği, 2 bin kişinin öldüğü bence abartılı. Ermeniler tarafından sivil halkın katledildiğini öğrendiğim zaman meseleyi araştırmak için Ermeni birliğinin komutanı Andranik`i çağırdım. Andranik, bana bunun gibi olayların gayet doğal olduğunu, öyle ki aralarında zamanında Türklerin karısını, çocuğunu ve yakın akrabalarını öldürmüş birçok insanın bulunduğunu söyledi.


Tatvan`da ise şöyle bir olayın yaşandığını biliyorum: Evlerden birinde avcı taburu ve Ermeni gönüllüleri birlikte konaklamışlar. Avcı taburu, 20`den fazla evsiz Müslüman çocuğu eve alarak yemek vermiş. Avcı taburu keşfe gönderilmiş ve döndüklerinde bütün çocukları doğranmış bir şekilde bulmuş. Onların yokluklarında evde sadece Ermeniler varmış. Bu konuyla ilgili tarafımdan yürütülen soruşturma sonucunda bunu Ermenilerin yaptığını kesinlikle tespit ettim. Ama ne yazık ki suçlular ortaya çıkarılamadı. Ermeni gönüllüleri, meseleyi öyle karışık bir hale getirdiler ki, işin içinden çıkmak mümkün olmadı.``


Perinçek, Bolhovitinov`un 65 sayfalık raporunun tamamına ve bu dönemde yapılan bazı iç yazışmaların da bulunduğu belgelere yakında yayımlamayı planladığı kitabında yer verecek.




Bu da tam metni

http://yordam.manas.kg/ekitap/pdf/Manasdergi/sbd/sbd1/sbd-1-05.pdf

O dönemde düşmanımız olan bir rusun bile vicdanını sızlatan bir mezalimin tarihi.Durmayın gidin maç izleyin bu katil milletle.Size de bu yakışır.
 

halil

New member
Katılım
8 Şub 2009
Mesajlar
2
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Ermenilerin Katliamlarını Sakın Unutmayın

işte ermenilerin gerçek yüzleri sadece düşündükleride para koparmak
bazılarıda buna çanak tutmaktadır
yazılar için teşekkürler
 
Üst