Dışa Bağımlı Türk Tarihi

KÜLTEGİN

Genel Koordinatör
Katılım
18 Şub 2008
Mesajlar
1,731
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
Tanrı Dağlarında
Özet : Bir anlamda İkinci bağımsızlık savaşını yapmaktayız,: Bu savaş, kitle halinde , ancak Ulusal bilince sahip olmakla yapılabilir. Fakat, Dışa bağımlı Türk tarihi bu bilincin mutlak oluşmasına engeldir. Bu tarihle yetişmiş tarihçilerimizin bu kısır döngüyü kırmaları imkânsızdır Bu nedenle

· Uygulanmakta olan SEVR, Anadolu’nun halklara ve devletlere bölünme tehlikesi karşısında SUSKUNDURLAR

· BOP’i çürütecek Öz ve Ulusal kültürümüzü bilmemektedirler.



Yapılacak iş , Öz, Ön-ata, Ön-türk kültür ve tarihini kısacası

· İslâm öncesi tarihimizi bilmektir.

Bu konuda 60 yıldanberi yapılan çalışmalarla EVRENSEL UYGARLIKLARIN KÖKENİNDEKİ ÖN-TÜRK KÜLTÜRÜ’ meydana çıkmıştır .Sorun, bundan sonra halkımız ve tüm dünyaya bu bilgileri yaymaktır ; tek ve mutlak araç televizyon’dur.



Atatürk , Bağımsızlık savaşı + Lozan barış antlaşmasının tam bağımsızlığımız için eksik olduğunu biliyordu.Bu eksik, ancak Ulusal kültür ve tarihimizi ortaya çıkarmakla sağlanabileceği için Türk Tarih Tetkik Cem’iyetini kurmuştu. Fakat, Dışa bağımlı tarih çerçevesinde kalan bu kuruluş görevini yapamadı .

Bu eksikliği, resmî tarihçilerimizin bilmedikleri ve bilmedikleri için karşı çıktıkları “İslâmiyet öncesi ÖN-Türk kültür ve tarihi” tamamlamaktadır.

………………………………………………….



Ön-Türk kültür ve tarihi, çok değişik açılardan incelenebilir ve çeşitli amaçlar için kullanılabilir.

Güncel ve ulusal olan içinde bulunduğumuz ikinci bağımsızlık savaşıdır ; bu bizim DAVA’mızdır.

Dava’ya hizmet ne şekilde olacaktır ?



Bir bağımsızlık savaşı için önce, bu savaşı benimsemiş olan halk gereklidir.

Halkımızı inceleyelim : Halk iki büyük guruba ayrılmıştır :

· Dinliler – lâikler, aydınlar …Dinliler, Türk Kültürüne açık ya da kapalı karşı ya da kayıtsızdırlar . demek ki, Ön-Türk kültürü onlara hitab edemez.



Öyleyse, lâikler, bizim için esas sınıf, yani bağımsızlık savaşını BİLİNÇLİ bir şekilde yapacak olanlardır. Halkın BİLİNÇ sahibi olması ise, onun,

· Tarihini,

· Kültürünü kısaca tarihsel kimliğini bilmesi tanıması demektir.



Gazetelerde halkın ULUSAL BİLİNCE SAHİP olması için çağrılar yapılmaktadır.

Bu da, Tarihsel kimliğini bilmekle elde edilir.

Okutulan öğretilen Türk tarihine karşın halkımızda neden ULUSAL BİLNÇ ;

İşte sorun buradadır çünkü, Tarihimiz

· Batı tarafından

· Onun çıkarlarına göre kaleme alınmış, devamında,

· Türk tarih araştırmacıları bu tarih ile yetiştirilmiş sonuçta,

· Bu tarihle yetiştirilmiş olan tarihçiler ve araştırmacılar

· 200 yıldır Batının işlediği ve işlemekte devam ettiği menfi propaganda etkisiyle

· batıya körü körüne inanmış ve sonuçta

· Kendi tarihini ve dolaylı olarak kendi öz kültürünü reddeder hâle gelmiştir.

Buna Batı’nın zaferi diyebiliriz ki, o

· Ulusal bilincin oluşması için gerekli ZEMİNİ YOK ETMİŞTİR.

Batı buradan ,

· İKİNCİ BÜYÜK ADIMINI ATMIŞ ve aşağıdaki menfi propagandayı hücrelerimize, sinsice yerleştirmesini bilmiştir :

· Türkler, tarihe gözlerini yeni açmış genç bir ulustur,

· Uygarlıklara şimdiye kadar hiçbir katkıda bulunmamışlar,

· Tek nitelikleri İYİ SAVAŞÇI olan Türkler,bu sayede

· Gittikleri yere hemen egemen olmuşlar

· Fakat, uygarlıktan nasibini alamamış olduklarından

· Gittikleri yerde bir süre sonra erimişler.

· Tarihe yakan, yıkan, katleden bir halk olarak geçmişlerdir.



İşte Aydınlarımızın Türk tarih ve kültürü hakkında bildikleri bu DIŞA BAĞIMLI,

Batı tarafından

· KENDİ ÇIKARLARI İÇİN BİZE YAKIŞTIRILMIŞ TÜRK TARİH VE KÜLTÜRÜ’dür.Bu şartlarda , ULUSAL BİLİNÇ’ten mahrum kalan aydınlarımız artık, bağımsızlık savaşı için gerekli

· Dayanak noktasından yoksundurlar.

Bu ulusal felâket bu kadarla da kalmamaktadır :

· DIŞA BAĞIMLI , YAKIŞTIRMA Türk tarih ve kültürüne samîmi olarak inanmış ve savunucu olmuş olan tarihçilerimizin artık

· Sevr şartlarını bilimsel olarak yırtmalarına hiçbir imkânları yoktur

· doğu illerimize günümüzdeki gibi, çıkarları gereğince bir devlet kurmaları için, tüm yöreyi Tarihsiz bırakmış olan Batıya söyleyecek itiraz edecek hiçbir sözleri yoktur ; SUSMAKTADIRLAR. Artık,

· Doğuya 1070’de geldiğini ileri sürecek hiçbir halka itiraz edemezler ; Batılıya göre bu yöreye 1071’de geldiğimize göre…

· BOP’yi, Öz-Türk tarih ve kültürüyle çürütmelerine imkân yoktur. Çünkü, Batı,

· “Senin kendine özgü bir kültürün yoktur, sen ancak İslâm sayesinde adam oldun” dediğine ve tarihçilerimiz de bunu kabul ettiklerine göre…

AB’ye girmek için,

· Asya kökenli bir halk olduğumuz ve bununla öğüneceğimiz yerde

· AVRUPALI OLDUĞUMUZU GÜLÜNÇ BİR ŞEKLİLDE İDDİA etmek…içinde bulunduğumuz durumdur.



Tarihsel Kimliğimize sahip olmak için ne yapılabilir :

Tüm dünya ülkeleri arasında bu zavallı, silik, eksik utanılacak tarihimizden kurtulmak,

· BATININ BİLDİĞİ ve KORKTUĞU İÇİN

· İslâm öncesi tarihi yok sayan

· Bizi, TARİHİMİZİ İNKÂR edecek hâle getiren Batıya cevap vermek ve

· zaman ve mekân’da büyük yeri olan Tarih ve kültürümüz ortaya çıkarmak için temel şartları ortaya koyabiliriz :

· Türk Kültürü ve tarihi

· Doğduğu yerde

· Doğduğu dilde incelenir

Bunun için de,

· 41 lehçe ya da Türkçeden oluşan Türk dilinden,

· Araştırmalar için hiçbir işe yaramayan Bizim Türkçemiz ve

· Yapay bir dil olan Osmanlıca dışında kalan 39 Türkçe,

araştırmalar için ilk temeli oluştururlar.



Tarihçi ve araştırmacılarımız

· bu seviyede Türk diline vakıf olmadıklarından

· yani araştırma yapamadıklarından

Batıda,

· batılıların kaynaklarından Türk tarih ve kültürünü çıkarmağa çalışmışlardır.

Günümüzdeki Türk tarih ve kültürünün, zavallılığının esasını burada aramak gerekir.



Fakat…Türk dillerinden 7’sini, anadili gibi, okuyup, konuşup yazan, Orta Asya, halk kültürünü, masalları, hikayelei, müzik ve halk oyunlarıyla bilen, matematik disiplininden gelmiş bir Orta Asya çocuğu, Kâzım Mirşan, Batının

· Bilmediği ya da bilmek istemediği

· Büyük bir Türk Kültürünü, Ön-Ata / Ön-Türk kültürünü ortaya çıkarmıştır :



Araştırmaları bugün sayısı 600’e varan GÖRSEL BELGLERE dayanmaktadır ; bunlar :

· Kayaüstleri, Mağara duvarları, bakır , demir, tunç, cam,tahta, kilim, halı, elişleri vb.. çeşitli malzame üzerine yazılmış ÖN-TÜRKÇE yazılardır.

Bu yazıtlardan öğrendiğimize göre , - çok kısa olarak –

· Yazıyı icad eden Türklerdir. Latin alfabesi, Türk oldukları 4 ay önce batılılarca tespit edilmiş olan Etrüsk alfabesidir.

· Yerleşik uygarlıktan gelirler yani, İlk kentleri kurmuşlar,

· İlk siyasal kuruluşları gerçekleştirmişler

· 80binlerde Orta Asya kişisinin, inandığı İNSAN ÜSTÜ KUDRET’ten tek tanrı kavramına varmışlar ve bu inancı kuramsallaştırmışlardır.Buradan,

· Tanrı, varlık, doğum ölüm kavramlarına varmışlar,

· Ölümden sonra yaşama (reincarnation) inancını ilk kere düşünmüşler

· Ölü yakma , ateş kültü merasimleri sonraki uygarlıklara geçmiş,

· Su baskınları, Kuraklık gibi jeo-fizik olaylarla yayıldıkları yerlere yazılarını ve yazıların içeriklerini ÖN-TÜK KÜLTÜRÜNÜ taşımışlar ve ilk kere okullar açmışlardır.



· Su baskınlarından kaçıp yüksek yaylâları izleyerek 13 binlerde DOĞU ANADOLU’ya varmışlardır

· Orta Asyadan kuraklıktan kaçıp su yollarını izleyerek QUT-YAK’a , Avrupaya –en aşağı - 8binlerde varmışlardır.

Bu Ön-Türk Kültürünün,Evrensel kültürün kökenin oluşturduğunu 3 cilt kitapta yayımladım

· Kitap 1 A – Asya Uygarlıkların Doğuşu

· Kitap 1 B- Anadolu’nun esas sahipleri Ön-Atalarımız

· Kitap 2 . KÖKENİNDEKİ ÖN-TÜRK KÜLTÜRÜNÜ BİLMEYEN AVRUPA BİRLİĞİ

(Kitaplarımın , Kan ve ırk’la hiçbir ilgisi yoktur. İşlediğim ve tüm kıtalarda izlediğim Ön-Türk Kültürüdür.)



Sayın Banu Avar ,

Size, bu 2’nci kitabımı, gerekli gördüğünüz şekilde bir belgesel yapmanız için öneriyorum.



Konu’nun işleyiş tarzı

Avrupa’ya acıyınız çünkü ,

1- Yazı’sı

2- Dil’i,

3- Din’İ dışardan gelmiştir.(belgelere dayalı olarak-tümü görsel)



Avrupa, tarihte geç kalmış ve ancak 2700 / 3000 yıldan beri tarihte yer almıştır.

Kültürünün kökeninde Ön-Türk Kültürü

1- yazısı

2- dil’i

3- dini, Ön-Türkler tarafından kendilerine Orta Asya’dan taşınmıştır.(tüm belgelere sahibiz)

· Tuna deltasında yola çıkan Ön-Atalarımız, su yollarını ve yüksek vâdileri izleyerek ve

· Geçtikleri yerlerde siyasal kuruşlar oluşturarak(görsel)

· Fransa, ispanya ve Portekiz’le Atlantik’e varmışlardır. Bu geçtikleri ve yayıldıkları yerlerde mağaralara yerleşmişler ve mağara duvarlarına yazılar yazmışlardır.



Yazı söz konusu olduğuna göre,

· Asya’da yazının damga sistemine dayanarak doğuşu (görsel)

· Bu damgaların, halı ve kilimlerde, el işlerinde renkli görüntüleri

· Ayni damgaların, kiliselerde, haç şekli, papanın âsâsı halinde ortaya çıkışı(görsel) .

· Mağaralardaki yazılar (kökeni gizemli şekiller ??- görsel),

· Etrüsk Uygarlığındaki yazılar…Lâtin alfabesi/görsel)

· Yunan uygarlığındaki Tanrılar ve onların Ön-türkçe adları yazılarıyla birlikte – halı ve kilimlerdeki damgalarla karşılaştırılmaları (görsel).



Bu kısaca verdiğim bilgileri kitaptan tamlayabiliriz.

Bilimsel araştırmacı(Paris- Centre national de la recherche Scientifique/Sorbonne 6’ncı seksiyon)dan
 
Üst