SSCB dağıldığı dönemde ne cumhurbaşkanımız ne de başbakanımız Türk kardeşlerine yaklaşamadılar bile.Türk devletleri kurulma aşamasında heyetler gönderdiler, yardım istediler, biz devlet olmayı bilmiyoruz,bizi teşkiletlendırın,devlet kurumlarımızı kurun, bize danışman verin diye adeta yalvardılar.Ama biz ne yaptık, yüz çevirdik.Neden?Çünkü hepsi komunistti.Abd babamız (!) diyordu ki, dünyadaki en büyük tehlike komunizm, uzak durun, değilse döverim.Bizim çok bilirler de korktular göbek bağımız kesilecek diye.Adamlara bol nasihat verip gönderdiler.Adam gibi ilgilenmediler bile.Şimdi bu ülkeler ulaşılmaz ve kıymetli oldular.Dün onlar bize yalvarıyordu yardımcı olun diye bugün biz yalvarıyoruz doğalgaz verin, boru hattı yapalım diye.Akılsız başın cezasını milletim çeker.
Oktay Sinanoğlu kitaplarının birinde bir konudan bahseder.Adını doğru hatırlıyorsam Türk Dünyası Matematik Olimpiyatları (yada Konferansı).Tamamı Türk olan milletlerin matematik gibi evrensel bir dil üzerinde konuşup tartışabilecekleri bir platform.Ancak bu etkinlik başlayınca Sn. Sinanoğlu çok kızar ve şaşırır.Çünkü ortak anlaşma dili ve yayımlanan tüm metinler ingilizcedir.Sn. Sinanoğlu kürsüye çıkar ve Türkçe konuşur.Olması gerektiği gibi yani.Bu bir duruştur.Saçmalıklara karşı bir duruş.Hepimizin içinde olması gereken bir başkaldırı.Herşeyden önce dilimiz.Aynı dili konuşamazsak aynı hedefe yürüyemeyiz.