ATAD Kararı, Uluslar Arası Hukukun İhlali, Irkçılığın Daniskasıdır!!

Salih Mehmet Ersoy

Onursal Üye
Katılım
18 Ağu 2008
Mesajlar
191
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
KKTC
GÜNEŞ DOĞARKEN
Salih Mehmet Ersoy

ATAD Kararı, uluslar arası hukukun ihlali, ırkçılığın daniskasıdır!!

Rum tarafı bir taraftan masa başında sözde bir anlaşma için arzı endam ederken, diğer yandan Avrupa mahkemelerinde hak araması, rezilliğin ve ikiyüzlülüğün daniskası değil de nedir?

Rum tarafının bu davranışına BM’in nasıl bir tavır takınacağı gerçekten merak konusudur.

Çünkü varılacak bir anlaşmanın iki bölgeli ve iki toplumlu olacağı varsayıldığına, böyle bir anlaşmanın sonunda Federal Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulması öngörüldüğüne ve bu yazdıklarımız bizzat BM ve AB tarafından da kabul edildiğine göre, ATAD’ın almış olduğu kararın son durak noktası çöp bidonundan başka bir yer olabilir mi?

Bu güne kadar dile getirdiğimiz AB ile ilgili görüşlerimizde ne denli haklı olduğumuz, ATAD’ın almış olduğu hukuk dışı ve ırkçılık kokan kararı ile bir kez daha anlaşılmıştır.

Kimse unutmasın ki, Rum tarafı AB’ye alınırken, Kuzey Kıbrıs’ın AB muktesebatı dışında olduğu yine bizzat AB tarafından açıklanmış ve kayıtlara geçmiştir.

Hal böyle iken Rum mahkemesinin almış olduğu kararı “Kıbrıs Cumhuriyeti Devleti” hukuku olarak kabul etmek, hukuk dışılığın daniskasından başka bir şey olabilir mi?

ATAD, AB’nin en yüksek yargı ve hukuk organıdır. Ancak böyle bir organın siyasi kararları baz alarak ve uluslar arası hukuku hiçe sayarak almış olduğu ve bundan böyle alacağı kararların bir geçerliliği olamaz.

Kimse yanlış anlamasın ama bu kararı alan ATAD’ın yargıçlarını, isimlerini tesbit ederek tek tek, kendi mahkememizde yargılamak, uluslar arası hukukun zedelenmemesi açısından şarttır. Çünkü 16 Ağustos 1960 tarihinde dünyaya bağımsız bir devlet olarak ilan edilen ve BM tarafından üyeliğe kabul edilen Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasına göre, bir Türk ve bir Rum arasında var olan ihtilafı, Türk ve Rum yargıçların bulunacağı bir mahkeme heyeti tarafından dinlenmesini ve karara varmasını öngörmektedir.

Hâlbuki bu gün AB üyesi olarak kabul edilen “Kıbrıs Cumhuriyeti” uluslar arası anlaşmaların çöpe atılmasından sonra sözde bir Kıbrıs Cumhuriyeti olduğu şüphe götürmez bir gerçektir.

Hal böyle olunca, ATAD gibi bir yargı organının uluslar arası anlaşmaları yok sayma lüksüne sahip olduğunu kim iddia edebilir ki? Böyle bir anlayış, olsa, olsa siyasi bir karar sonucu kabul edilen sözde Kıbrıs Cumhuriyeti’ni tanımak olur.

Ozaman sormamız gerekir, ATAD hukuku baz alan bir yargı organı mı, yoksa bir siyasi organ mı?


Bu gün sorgulamak zorunda kaldığımız husus, ATAD’ın, hukuku çiğneyerek siyasi bir karar alması ve bunu yaparken önce uluslarası anlaşmaları ve AB müktesebatını çöpe atmasıdır.

ATAD’ın almış olduğu karardan sonra Cumhurbaşkanımız Sn. M.A. Talat’ın masa başında, oluşturucu iki devlet baz alınarak, İki Bölgeli, İki Toplumlu Federal Kıbrıs Cumhuriyeti için görüşmelere devam etmesinin bir anlamı kaldı mı?

Çağrımız, tüm siyasi partilerimize şudur. Derhal bir araya gelerek ATAD’ın almış olduğu Orams davasından sonra ortak bir strateji belirlemek ve uyum içinde Cumhurbaşkanımız Sn. Talat ile iştişare ettikten sonra KKTC olarak kararımızı dünyaya ilan etmektir.

Bir kez daha vurgulamak isteriz ki, ATAD’ın almış olduğu Orams davası ile ilgili karar, hukukun çiğnenmesinden ve ırkçılığın daniskasından başka bir şey değildir.

Böyle bir kararı tanımamız söz konusu olmadığına göre, bu kararı alan ATAD yargıçlarını, hukuk temeli baz alınarak siyasi karar almalarından ve halkımızı tedirgin etmelerinden, ekonomimizi sıkıntıya soktuklarından dolayı kendi hukuk temelimiz dahilinde adalet önünde sorgulanmalarını sağlamaktır.

Benden söylemsi.
 
Üst