Askerlik
Toplumumuzda gelenekselleşmiş köklü bir geçmişe sahip olan askerlik kutsal bir görev olarak değerlendirilir. Asker olmak onurlu ve erdemli bir insan olmayla özdeşleştirilir. Özellikle kırsal kesimde askerliğini yapmayan kişiler hoş karşılanmaz, sözleri dikkate alınmaz.
Topluma bu denli önem verilen bu görevin başlangıcında ve bitişinde diğer geçiş dönemlerinde olduğu gibi çeşitli törenler yapılmaktadır. Uğurlama ve karşılama törenleri bölgesel farklılıklar göstermektedir.
Yurdumuzun her yöresinde yaygın olarak yapılan uygulamalardan biri, pusulası (askere çağrı mektubu) gelen gençlerin akrabaları ve arkadaşları tarafından sırayla yemeğe davet edilmelidir. Bu yemek yalnızca asker adayına verildiği gibi, ailesiyle birlikte ağırlandığı da olmaktadır. Yemek sırası ve sonrasında eğlenceler yapılması da yaygın bir uygulamadır.
Kars'da askere gidecek kişi köy ve şehirdeki akrabalarını ziyaret edip, "Allahaısmarladık" demekle bu ziyaretler sırasında kendisine harçlık ve yolluk olarak hazırlanan çöreklerden verilmektedir.
Silifkenin Kırtıl köyünde ise askere gidileceği günün akşamı, askere gidecek olanlar, kız ve erkek arkadaşlarını eve davet eder, geç saatlere kadar eğlenirler, mengi oynanır. Askerlerin ceplerine uğur parası denilen harçlıklar konulur.
Ankara - Kızılcahamam - Verimli köyünde yaşlı erkekler ve kadınlar "Uğur parası" adı verilen parayı verirken "Benim için nöbet tut, buna karşılık" diyerek gencin gönlünü almaktadırlar.
Seydişehir'de uğurlama töreninde kadınlar hazırladıkları çöreği üçe bölerler. Bir parçası kurda kuşa yem olsun diye suya atılır. Bir parçası delikanlının gömleğine sarılarak sandıkta saklanır. Bir parçası da yemesi için delikanlının yolluğuna konur. Her izine geldiğinde gömleğe sarılı parçadan bir bölümü koparılarak gence yedirilir. Asker uğurlamasından sonra kadınlar bir pınarın başında toplanarak yemek yerler. Yemek yerken tahta kaşık kullanılmaz, tahta kaşık kullanılırsa delikanlıların askerde çok dayak yiyeceğine inanılır.
Eskişehir - Seyitgazi - Şükranlı köyünde askere gidecek genç nişanlı ise nişanlı evinin odununu gitmeden önce asker adayına kestirirler, zorluklara alışsın diye.
Yaşamının bir bölümü ile ilgili bu denli zengin uğurlama törenlerinin yanında, karşılama törenleri de zengin uygulamalara sahne olmaktadır.
Silifkenin - Kırtıl köyünde asker terhis olduktan sonra kına alıp getirir. Köye geldiği günün akşamı kendisine hoşgeldine gelenlere hazırlanan kınadan yakılır. "Asker kınası" adı verilen bu kınanın yakılması uğurlu sayılır.
Askerlikle ilgili konulardan birisini de askerde yoğun özlem ve hasret duygularıyla yazılan asker mektupları oluşturur. Asker mektupları genellikle selamla başlayıp, durum anlatıldıktan sonra bir mani ile biter.
Mektuplarda bütün akraba ve tanıdıklara selam söylenir. İletişim araçların yaygın olmadığı dönemlerde tek iletişim yolu olan mektuplarda, evli olan askerin baba evinde olan eşine duygularını açıkça ifade edememesi, mektubun başka kişilerce de okunacağı düşüncesi ile kimi zaman şifre içerikli maniler yazdığı da görülür.
Yürü mektubum yürü
Haberini al da gel
Bir iken iki olduk
Üç olduk mu sor da gel
Diyerek, manide çocuğu olup olmadığı üstü kapalı bir biçimde sorduğu gibi.
Durum bildiren bu tür mektuplar dışında bir de mizahi asker mektupları vardır ki bu tür mektuplar daha çok arkadaşlar arasında yazılmaktadır.
Askerliğin bitip eve dönülmesinde de büyük bir coşku yaşanır, eğlenceler düzenlenir. Akrabaları ve arkadaşları on onbeş gün ziyaretine gider ve bu sürede evde misafir gibi ağırlanıp, iş yaptırılmaz. Bazı yörelerde bu ziyaretler sırasında gence hediyeler verildiği de olur.