Aşk Çiçeği

Katılım
22 Ağu 2008
Mesajlar
204
Tepkime puanı
1
Puanları
0
AŞK ÇİÇEĞİ…


‘’Aşk Çiçeğini Soldurmadan, Sonsuza Kadar Gönüllerinde Yaşatanlara…’’



Öyle bir anı yaşarsın ki ruhunda, nasılı ve nedeni olmaz! Hiç ummadığın bir anda gelir ve bulur seni! İçin bir anda ürperir, şaşarsın… Etrafına bakarsın o anın heyecanıyla, kalbin yerinden fırlayacakmışçasına çarpar, kıpkırmızı olan sadece duyguların değildir, bu kızıllığı bedeninde de yaşarsın… Ateş basar her yanını, bakışların önce kıvılcımlar saçar, sonra çakmak, çakmak bakan buğulu gözlerinle o anı yaratanı ararsın!

O buğulu gözler bazen onu dalgaların sesinden tanımak ister, bazen denizin o engin sessizliğinde… Ufka dalan bakışlarınla ararsın onu! Aslında o duygularınla yanı başındadır göremesen de… Sonra dalgaların çığlığına beste yapan martılar beliriverir ansızın… Onlarla birlikte çığlık, çığlığa onu çağırırsın… Yüreğin sıkışır, nefes dahi alamaz, ya da nefesine nefesini katacakmış gibi donar kalırsın… İşte o an çıkar karşına yosuna çalan ela gözleri… Bir ışık gibi aydınlatır yüreğini… Rengârenk bakar sana ılık, ılık doyumsuz duygular yaşarsın… Ona bir ad takmak istersin! Ararsın, ararsın hangi tanımı yapsan; bu yetmedi der yeni bir sıfat takarsın! Sonra birkaç damla gözyaşıyla onu öz benliğinle sararsın…

Bazen onu arayan gözler hiç beklemediği bir yerde bulur! Aslında mevsimlerin tüm gizemi ondan sorulur! Baharın ilk adıdır onu anlatan… Ah o bahar akşamlarının gizemli kuytularında yaşanan… Bahar dallarının renk armonisi bile yetersiz kalır onun rengi karşısında… Kiminin yüreklerini dağlar, kimilerini ise umusuzluğa boğar! O doyumsuz görüntüsü ile dolum, dolum dolarken gönlümüzden içeri, ilk kıvılcımıyla tutuşur duyguların kökleri…

Yaz akşamlarının bir başka olur tadı onu ararken! Tam bulduğum dediğin anda bir mevsimliktim ben diyerek gider, hoşça kal bile demeden… Önce neye uğradığına şaşarsın! Sonrada, bardaktan boşanırcasına yağan bir yaz yağmurunun ilk damlalarıyla onu uğurlarsın…

Kış mevsiminin o saf ve beyaz örtüsü ile kaplandığı zaman duygular… O an çıkar karşına, sımsıcacık ateşi ile yanarsın… Bir kardelen yaratırsın düşlerinde! Onun sihrine kanarsın! Düşlerinden uyandığında ise; o soğuk kış örtüsünü gözyaşlarının sıcaklığı ile sularsın…

Ya sonbaharda ne demeli? Onu, sararan hangi yaprağın gizeminde izlemeli? Yerkürenin renkleri solarken, o ilk renginin canlılığı ile tomurcuklanıp meydan okur doğaya… Her yanı sararıp, solmuşken toprak ananın; o ise canlılığın, tazeliğin simgesi olur ilk doğuşa…

Kimi zamansa beynimizin içi uğuldar, düşüncelerimiz kilitlenir, hangi kelimeyi sınasan yetersiz kalır! O mu dersin? Uymaz! Bu mu dersin? Duymaz! Onu kelimelerinle yaratır, cümlelerinle sararsın… Tam işte bu, o dur dersin! Ama yanılgıya düşersin… Bu yanılgına; yalnızlığın eşlik ederken, akıl tanelerin de yetersiz kalıyorsa eğer! Tam o anda dökülür gözyaşların, filizlenen duygulara hayat verir yeniden…

Aslında o evren yaratıldığından beri vardır… O hayatımıza anlam katandır… Yaşadığımız sürece bizimle yaşayacak olandır…

Onu görememek, onu bulamamak hiç olur mu? Sadece bakma! Görmeye çalış gayret et… Göremiyorsan eğer, gönül gözüne sor o göstersin yerini; onun seni izleyen o güzel gözlerini…

Onu buğulu bakışlarda ara… Öz benliğin ile sarmalayıp, ıslattığın gözyaşlarına sor… O ilk kıvılcımla tutuşan duygu köklerin anlatsın sana onu… Eğer hala bulamadıysan adını! Yaz yağmurunun ilk damlalarına, sonrada kış mevsiminin o saf beyazına sor… Ama sakın sanmayasın o bir kardelen değil, inanma onun bir gecelik sihrine!

O, yerkürenin tüm renklerine ve canlılığına meydan okur… O, çoğu zaman beynin içerisine kilit vurur, akıl tanelerine yön verir, hayatımızın unutulmazı olur…

Bu unutulmaz olanı anlatmaya bu yazım da yetmez! Çünkü hayatımıza bir kez doğar, ama kıymeti bilinmez! Hoyratça kopartırız onu kökünden çoğu zaman… Sonra ağıtlar yakarız o solan renklerinin ardından… Yeniden doğması için duyguların her çeşidi ile sulasak da o güzel kökleri, dönmez o zarif çiçek bir daha geri…

Kelebeklerle bezeli bir mabede gömeriz onu… Beynimiz, kalbimiz ve beş duyumuzla selamlarız son kez… Unuttuğumuzu sanırız, unutmuş gibi yaparız, kıymetini anladığımız da ise daima geç kalırız…

Hala bulamadınız ise ‘’O’nun’’ sıfatını! Dinleyin kalbinizin sesini! O ses hecelesin onun adını, göstersin silinmeyen gönül resmini…

Bu resim sizi anlatır ve sizinle yaşayan, sizinle özdeşleşen o gerçeği... Bu gerçeğin adı:
‘’ Aşk Çiçeği’’ dir... Sonsuza kadar kalplerimizde yaşar onun izleri…


Atilla ÇİLİNGİR
 
Son düzenleme:

KÜLTEGİN

Genel Koordinatör
Katılım
18 Şub 2008
Mesajlar
1,731
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Konum
Tanrı Dağlarında
Cevap: Aşk Çiçeği

Sayın Paşam yüreklerimize su serpiyorsunuz, keskin kaleminizden böyle güzel anlamlı cümlelerin dökülmesi bizlere onur verir.
 

Türkiye Sevdalısı

Dost Üyeler
Katılım
26 Eki 2010
Mesajlar
190
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Tanrının emanet verdiği bedende
Cevap: Aşk Çiçeği

Sayın Komutanım,

Günün koşuşturmalarından yorulduğumuz ve siyasi ortamından bunaldığımız anlarda sizin duygu yüklü yazılarınızla soluklanıyor ve size, bizlere ayırdığınız bu güzel dakikalar için çok teşekkür ediyoruz. Duygu yüklü bir şiir, bir yazı, bir anı bizleri adeta bir alemden başka bir aleme taşıyor. Yaptığımız bu yolculukta, şu an hayatta olmayan sevdiklerimiz ve sevenlerimizle geçirdiğimiz mutlu günleri anarak hatalarımızı, pişmanlıklarımızı görüyor ve her şeyin zamanında ve yerinde güzel olduğunun bilinciyle geleceğe daha sıcak ellerle sarılıyor, elde ettiklerimizin kıymetini daha iyi anlıyoruz. Keşke tekrar yaşayabilsek o günleri demekten de kendimizi alamıyoruz. Bu, zaman zaman bizlerin öz eleştirimizi yapmamız için tanrının bize verdiği ruhani güzelliktir, ilahi aşktır, ilahi sevgidir, ilahi vefa borcudur.

En derin saygı ve en içten sevgilerimle
 
Son düzenleme:
Katılım
22 Ağu 2008
Mesajlar
204
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Cevap: Aşk Çiçeği

Vatan Sevdalısı Dostlarım,
Değerli 'KÜLTEGİN VE TÜRKİYE SEVDALISI'';

Yüce Türk Ulusunun ve T.C Devletinin yurttaşı olmaktan gurur duyan,ülkesinin bölünmez bütünlüğüne inanan, bu uğurda herşeyi göze alan, Türk'ün bayrak olmuş vatan sevdasına sahip yüreklerin/yüreklerimizin içinde sakladığımız tüm aşlarımıza seslendiğim bu yazım ile ilgili yorumlarınıza kalb-i şükranlarımı iletiyorum...
Bizler sadece vatan sevdasının değil aşk ve ruh dünyasının da duygu yoğunlukları ile yoğrulmuş bir neslin evlatlarıyız...
Bizler, sadece tarihe damgasını vurduğumuz kahramanlıklarımızın destanları ile değil;
aşıklarıyla, ozanlarıyla, yazarlarıyla, sanatçılarıyla, mimarlarıyla, devlet adamlarıyla ve devlet adabıyla da insanlığa örnek olmuş ve tam 607 yıl bu mührü taşımış bir neslin de torunlarıyız...
Yüreğimden taşan bu insani ve ruhani duyguları kaleme alarak sizlerle paylaştığımda; eğer bir nebze de olsa sizleri, duygu alemimizin başka bir boyutuna taşıyabiliyorsam ne mutlu bana...
Sevgiyle selamlıyorum
Atilla ÇİLİNGİR
 

Efs@ne

New member
Katılım
15 Kas 2010
Mesajlar
14
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Aşk Çiçeği

Oldukça değişik bir yazı, Atilla bey için.
 
Katılım
22 Ağu 2008
Mesajlar
204
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Cevap: Aşk Çiçeği

Efsane Nic'li Değerli Kardeşim,

Bu yazım çeşitini ilk kez yazmıyorum...Hayata,doğaya,sevgiye ve aşka dair yazılmış pek çok yazılarım daha var...Ama bu yazdığım yazılar da benim kalemimden çıkıyor, vatan, millet ve bayrak sevgilerini anlatanlar da...
Önemli olan yürekten gelenleri okurlar ile paylaşabilmekte...Kalemim yeri gelir keskin kılıç gibidir. Yanlış yapanı doğrar bitirir! Yeri gelir tüy gibi hafiftir kadife satıh üzerinde gezinir, gönüllere seslenir...Sevginin ve aşkın her çeşidine...Gerçek ise okunandan ne anlaşıldığı ile ölçülür...
Selamlıyorum...
 
Son düzenleme:
Üst