Andımız Olsun Ki; BU TOPRAKLAR BİZİM…

Katılım
22 Ağu 2008
Mesajlar
204
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Andımız Olsun Ki;
BU TOPRAKLAR BİZİM…


( Bu yazım; Çanakkale zaferimizin 95’inci yıl dönümünde; vatan ve vazife uğruna seve, seve hayatlarını feda eden Şehitlerimize ithaf edilmiştir…)

‘’ Bu memleket tarihte Türk’tü, halde de Türk’tür ve Ebediyen Türk olarak yaşayacaktır…’’
( 1923 Mustafa Kemal ATATÜRK )

Milletleri birbirinden ayıran birçok sebepler vardır! Bunların başında dil, din, ırk, ülkü, bayrak ve vatan birlikteliği gelir. Bir milletin zevk ve heyecanı karakteristik olarak farklıdır. Milletleri birbirinden ayıran en önemli sebep; bir milletin doğup büyüdüğü çoğalıp yayıldığı ‘’ Vatan Topraklarıdır. ‘’ Bu toprakların aynı iklimini, aynı kültürünü paylaşan ve tarihi aynı olan insanlarda çok esaslı benlikler teşekkül eder.
Türk milleti yukarıda sıraladığım tüm bu özellikleri asırlardan beri sinesinde barındıran; milliyetçi duruşu, vatan ve bayrak sevgisi ile tarihe damgasını vuran ender uluslardan bir tanesidir. Ama aynı zamanda atalarından devir aldığı hoşgörü, adalet ve medeniyet duygularının genetik özellikleri ile de millet yapısının içerisindeki değişik din ve dili paylaşan vatandaşlarına da her zaman saygılı olmuş, kol kanat germiştir. Yurdumuzun her bölgesinin farklı kültürel zenginlikleri, örf ve adetlerindeki değişiklikler, ana dilimiz olan Türkçemizi kullanırken vurguladığımız lehçe farklılıkları ve daha birçok zengin niteliklerimiz olmasına rağmen bizi birbirimize bağlayan, yapıştıran en önemli özelliğimiz; vatan, bayrak ve ulus sevgimizdir. Dili, dini, ırkı ne olursa olsun bu vatan topraklarında yaşayan herkes birinci sınıf vatandaştır. Tüm yurttaşlar tek bir kimlikle bu vatanın ve Türk milletinin ayrılmaz bir parçasıdırlar.
Tabiatı bütünleyerek sanat eserleri yapan insanlar, bu sanatın esas malzemesini kendi yurtlarından alırlar. Onun içindir ki milli sanatlarda; milli yurtların, milli iklimin ve milli benliğin çok büyük bir etkisi vardır.
Kuzey rüzgarı alan Karadeniz kıyılarındaki Türk halk musikisi ile lodosa karşı olan Batı Anadolu’ da ki halk musikisi arasında büyük bir fark vardır. Birincisi kısa, kurak ve oynak seslerle örülüdür. İkincisinde ise Aydın zeybeklerini yaratan ağırbaşlı tempo vardır. Birincisinde Karadeniz raksının çevik sıçrayışlarını, ikincisinde Aydın efelerinin heybetli hareketlerini görürüz. Bunu gibi Eğin türkülerinin de uzun yollar, aşılmaz dağlar karşısındaki insan hasretlerinin terennümleri çıkar karşımıza.
Anadolu’nun bağrı yanık türküleri ve yöresel oyunları ile tüm dünyaya ezberlettiğimiz folklor zenginliğimiz, halk ozanlarımızın dizelerine tanıklık eden bu topraklarda; ayrıca kelimelerimizi ören hecelerin, cümleleri ören kelimelerin, yan yana gelişinde de dil musikisi dediğimiz bir ses ahengi buluruz. İşte tüm bu farklı zenginlikler, Türk milletinin ve vatan topraklarının ta kendisidir…
Raksın hareketleri, musikinin sesleri gibi dilin ahengi de toprakla, iklimle ve milli benlikle ilgilidir. İşte tüm bu özellikleri ile öne çıkan Türk milleti, tarih boyunca hür ve bağımsız yaşamayı her türlü değerin üzerinde görmüş, hürriyeti ve bağımsızlığı uğruna seve, seve hayatını feda eyleyerek; vatanım dediği bu topraklardan ve bu toprakları kutsayan Ay Yıldızlı Bayrağından asla vazgeçmemiştir. Ve hiçbir güç ulusumuzun bu en önemli niteliğini baskı altına alamamıştır. Dünya var olduğu sürece Türk milletinin vatan, millet ve bayrak sevgisinin önüne hiçbir eklenti yapılamayacaktır…
Üzerinde yaşadığımız bu şerefli toprakların asıl sahipleri, bu vatanı kazanmak ve korumak yolunda savaşırken Şehit düşen, uzak ve yakın atalarımızdır. Her biri şimdi bir vatan parçası olmuş kahraman atalarımızı, onların aziz hatıralarını hafızalarda yaşatacak ciltler dolusu kitaplar yazılmıştır ve yazılacaktır da…
Anadolu’ya ayak basan atalarımızdan bugüne kadar geçen yüzyıllar boyunca vatan, vazife ve bayrak uğruna seve, seve hayatlarını feda eyleyen tüm korkusuz kahramanların bu ülke uğruna kanlarını akıtırken ağızlarından çıkan tek bir cümle vardır! ‘’ Vatan sana can feda.’’ Bu son cümle ile vatan toprakları ile hercümerç olan tüm Şehitlerimizin üzerini sarmalayan Ay Yıldızlı Bayrağımız, dünya var olduğu sürece bu onurlu ülkenin semalarını süslemeye devam edecek ve hiçbir güç, ‘’ Şehitlerimizin’’ kanı ile renklenen o gurur timsali sancağımızı asla gönderinden indiremeyecektir…
Tarih; Türkün Anayurdunda, bu gerçeği hep böyle yazdı ve böyle yazmaya da devam edecektir…
Şehitler geçiyor birer, birer tarih sayfalarının üzerinden, kimisi Çanakkale’den, kimisi Dumlupınar’dan, kimisi Sakarya’dan, Kıbrıs’tan, Kore’den…
Yer küre sarsılıyor kainatı kaplayan Allah, Allah seslerinden…
Savaş meydanlarının yiğit askerlerinin sesidir bu, benzemez hiçbir askerin sesine…
’’Mehmetçik’’ demişler adına yüreğindeki vatan sevgisi benzemez hiçbir sevgiye.
Şehitler geçiyor birer, birer sevdiklerinin önünden!
Millet haykırıyor: ‘’ Şehitler ölmez vatan bölünmez nidaları ile…
Şehitler ses veriyor hep bir ağızdan:
‘’ Andımız Olsun ki Bu Topraklar Bizimdir. Emanetimizdir sizlere…’’
Ve ülkemin semalarını kanımızın al rengine boyayan Ay Yıldızlı Bayrağımızla sarmaladığımız o cansız bedenleri ’’ Ölümsüzlüğe’’ uğurlarken,
Gök kubbe şu mısralarla doluyor aniden:

‘’ Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü
Kız kardeşimin gelinliği Şehidimin son örtüsü;
Işık, ışık dalga, dalga bayrağım;
Senin destanını okudum, senin destanını yazacağım…

Sana benim gözümle bakmayanın
Mezarını kazacağım
Seni selamlamadan uçan kuşun
Yuvasını bozacağım…’’

Ey Bayrak!
Uğrunda veremediğimiz canı
Gölgende yaşatmaya hakkımız yok…

( Tüm Şehitlerimizi, minnet duyguları ile anıyor ve aziz hatıraları önünde saygı ile eğiliyorum…)

Atilla ÇİLİNGİR
18. Mart. 2010
 
Üst