Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz..
Tarayıcınızı güncellemeli veya Chrome kullanmalısınız.
GÜNEŞ DOĞARKEN
Salih Mehmet Ersoy
"Kıbrıs Türk medyasını Avrupalılaştırıp sözde barış gazeteciliği yapacağını" açıklayan AB Sevdalılarına Çağrımdır
Lütfen yazdıklarımızdan dolayı kimse kırılmasın. Çünkü gün kırılma, darılma ve gücenme günü değil, gün birlik ve beraberliğimizi pekiştirme günüdür.
AB’nin ve genelde Batı hristiyan dünyasının aleyhimizde çevirmekte olduğu dolapları göremiyecek kadar aptal olmadığımızı dünyaya ilan etme günüdür.
Bu nedenle hakkımızı, hukukumuzu ve Kıbrıs sorunu ile ilgili haklı durumumuzu gözardı eden kim olursa olsun, onlarla içli dışlı olmak yerine, araya mesafe koyma günüdür.
Bu güne kadar AB tarafından sergilenen senaryolarla, haklı olduğumuz Kıbrıs sorununda daima arkadan hançerlenmemizin tek nedeni, bizi arkadan hançerleyenlerle içli dışlı olmamız, onları adam yerine koymamız ve devletimizi tanımamakla, önce Rum- Yunan ikilisine ancak özde Batı hristiyan aleminin otur arap kalk arabı olmamızı sağlamak için sinsi politika yürüttüklerini bilmeliydik.
Bu gün dünyanın girdiği ekonomik sıkıntı nedeniyle, özellikle Batı hristiyan dünyası, silah ve zorbalıkla elde etmeye çalıştığı kazançları, ayni zamanda yumuşak dil kullanarak ve bize yakın olduklarını sergileyen aldatıcı sözlerle önce kendilerine bağlamak ve sonra da ülkemizi kıskaç içine alarak ülkemizde birinci derecede söz sahibliğini elde ederek kendi nüfuz alanları içine almaktır.
İşte bunun adı, Batı hristiyan dünyasının sinsice kullandığı sömürgeciliğin bir başka yüzüdür.
Güney Kıbrıs Rum halkının, AB üyesi olma hevesinin tek nedeni,, birinci derecede bizimle ve anavatan Türkiye ile yaşadıkları olumsuzlukları ortadan kaldırmak veya en aza indirmek için bilinçli olarak AB’yi seçtiklerini de bilmek zorundayız. Ancak gün gelecek, bizden ve anavatan Türkiye’den korktuklarının beş beterini sömürgeci Avrupa’nın tuzağına düştükleri zaman eminim ki hanyanın de konyanın nerde olduğunu anlayacaklardır.
İktidara yeni gelen UBP ve onun başkanı Sn. Derviş Eroğlu’dan istirhamımız, AB ile olan ilişkilerimizi derhal gözden geçirmek suretiyle araya mesafa koymasıdır.
Bu arada ayni çağrımızı sivil roplum örgütlerimize de yapmak isteriz.
Hangi maksatla olursa olsun, AB ile olan ilişkilerimizi hemen dondurmak ve siyasi olgunluğu göstermek suretiyle haklarımıza sahip çıma irademizi hiçbir şüpheye mahal vermeden derhal dünyaya ve özellikle AB’ye duyurmaktır.
Bu gün ülkemizde yangın başlatan, halkımızı tedirgin eden ve uluslar arası anlaşmaları görmezden gelerek hakkımızda olumsuz kararlar alan AB ve onun organları ile içli dışlı olmamızın akıl kârı olmadığını yazmaya gerek var mı?
Dış Basın Birliği Başkanı değerli kardeşim Fevzi Tanpınar’ın ülkemizde yangına neden olan AB’yi görmezlikten gelerek “Kıbrıs Türk Basınını Avrupalılaştırma” hevesine kapılması, beni mazur görsün ama, çocuksu bir hareketten başka bir şey değildir. Ülkemizi, evimizi, yuvamızı ateşler içine sokan AB ile hala daha yakın ilişkiler peşinde koşmak, en hafif tabiriyle aptallıktır, halkımıza ve savunduğumuz haklarımıza ihanettir. Çünkü Batı, iyi niyetimizi istismar ederek, aptallığımızdan yararlanma peşinde olduğunu bilmek zorundayız.
Bizi bir kaşık suda boğmaya çalışanlarla hangi ciddi ve sağlıklı ilişkiyi kuracağımızı da cidden merak ediyorum.
Başbakanlık koltuğuna oturacak Sn. Dr. Derviş Eroğlu’na da şunu hatırlatmak istiyoruz.
Sayın Eroğlu, Annan Planı Referandum öncesi her gittiğiniz yerde biz de vardık. Siz HAYIR diyordunuz, size katılmıştık, ayni zamanda I.nci Cumhurbaşkanımız Sn. Denktaş da HAYIR kampanyasını yürütürken onu da yalnız bırakmadık. Çünkü davayı savunan siz iki yürekli insana daima yakın olmayı milli çıkarlarımız açısından gerekli görüyorduk.
Bu gün Allahın bir lütfu ile Başbaknalık koltuğuna oturmanıza sayılı günler kaldı. Lütfen halkımızı kucaklayınız, lütfen AB ile olan ilişkilerimizi gerekirse dondurma noktasına getiriniz, halkımızı ferahlatacak, rahatlatacak kararları almaktan asla korkmayınız, sizin alacağınız olumlu kararlar karşısında biliniz ki biz vatandaşlar olarak daima yanınızda olacağız. Çünkü güçlü olmak istiyoruz. Ekonomimiz güçlendikce, adil kararlarla halkımız içinde bulunduğu ekonomik sıkıntıdan çıktıkca, emin olunuz ki hiçbir vatandaşımız AB’yi ağzına dahi almayacaktır. Halkımızın AB’den kopması ve kendi ülkesinde mutlu, huzurlu ve müreffeh bir hayata merhaba demesi, emin olunuz ki AB halkımıza karşı yürüttüğü çifte standart politikasından çark edecektir.
Etmezse ne mi olur?
Canları cehennme.
Son düzenleme:
Cevap: AB Sevdalılarına Çağrımdır
Dondurma kararı Sayın Derviş Eroğlu'nun elinde mi?