19 Mayıs Gençleri Yetiştiriyormuyuz ?

Makbule ÖTÜKEN

Onursal Üye
Katılım
24 Kas 2008
Mesajlar
532
Tepkime puanı
0
Puanları
0
19 MAYIS GENÇLERİ YETİŞTİRİYORMUYUZ ?

Türk ulusunun Mustafa Kemal’in önderliğinde kutsal bir isyana kalkışının yani Kurtuluş Savaşının başlangıç noktasıdır 19 Mayıs 1919.


Büyük Ulusumuzun emperyalizme, manda ve himayeye hayır deyişinin üzerinden tam tamına 93 yıl geçti. Türk Milletinin, büyük Önder’in kumandasında Samsun’dan başlayan hürriyet ve bağımsızlık yürüyüşü düvel-i muazzama ‘ya karşı kükreyişi, kararlı, azimli mücadelesi 23 Nisan 1920’de ‘egemenlik kayıtsız ve şartsız milletindir’ kararıyla noktalanmıştır.


19 Mayıs 1919; yanmış yıkılmış bir cihan İmparatorluğunun yeniden bir Devlet, bir Cumhuriyet olarak hayat bulacağının dünyaya ilk haykırılışının adıdır


Kuşkusuz İmparatorluk yıllarca süren savaşlardan yorgun düşmüş, yokluklar içindeki bir Milletin, kendi yaralarını kendinin sarması, yeniden toparlanması, ‘hasta adam’ konumundan genç ve dipdiri Türkiye Cumhuriyeti olarak yeniden doğması bir mucizeydi. Bu mucizeyi gerçekleştiren Büyük asker Mustafa Kemal ve esarete, köleliğe, boyun eğmeyen bir iman ve inanç gücüne sahip Türk Halkıdır.


Kurtuluş Savaşları kuşkusuzdur ki bir kere kazanılır. Kazanılan özgürlük ile bağımsız ve egemen bir halkın üzerinde sonsuza kadar yaşayacağı bir vatanın elden çıkması; felaketlerin en büyüğü olduğu gibi yeniden kurtuluş mücadelesi vermenin imkânsızın da ötesi bir şey olacağı, dünya da ki benzer örnekleriyle sabittir.


Bugün her şeyiyle mükemmelliğe ulaşma yolunda önemli mesafeler kat eden bir Anavatan Türkiye Cumhuriyeti Devleti var. Onun verdiği kurtuluş mücadelesi, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Halkı olarak bize vazgeçilmez örnek oluştururken, varlığı ve desteği bize güç ve güven vermektedir.


Mukavemet ve mücadele yıllarında esin kaynağımız olan Atatürk Türkiye’si; Oradan gelen sivil asker yön gösterici büyüklerimizi saygı ve rahmetle yâd ederken, hayatta olanlara sağlık ve esenlik dilemek boynumuzun borcudur.


Peki, onlara minnet ve şükran duygularımızı her fırsatta tekrarlamak yeterli midir? Onlara olan vefa borcumuz sadece bununla mı sınırlı kalmalıdır?


Uzun soluklu mücadeleler sonucu Kurduğumuz Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti Halkıyla birlikte nasıl geliştirilip yüceltilecek?


Devletimizi idame ettirmek, geleceğe taşımak için Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün“bağımsızlık benim karakterimdir” özdeyişini benimseyen bu idealle yetişen gençlerimiz var mı? Var ise yeterli mi? Onları emperyalizmin tutsağı yapacak siyasi odaklara karşı dayanıklı kılmak için nasıl bir eğitim ve öğretim sistemi uyguluyoruz? Eğitimi verenlerin savundukları; Kıbrıs Türk Halkının kayıtsız şartsız egemenliği mi? Yoksa ‘birleşik Kıbrıs’ gibi gençlerimizle birlikte bizi zamanla azınlık haklarına razı bir kafa yapısına mahkum etmeyi amaçlayan mantalite midir?

Sözün özü gençlerimizi 19 Mayıs 1919 Ruh ve idealiyle yetiştirme de başarılı mıyız? Yoksa BM, AB öyle emretti! Dünya ülkelerinin bizi Devlet olarak tanımalarını yasakladı! Tanınmamız imkânsızdır. Devletimizi tanımazlar diye kendi kedimizi; dolayısıyla gençlerimizi ‘cam kavanoz sendrom’una mı hapsediyoruz?


Bu bilimsel bir gerçektir: Görünmez engeller; susturulmak, uşaklaştırılmak istenen halklara; kendi öz güvenlerini yitirmeleri için konulur. Cesaret ve motivasyonları bozdurulur.


Yapılanların farkına varan, ortamdan rahatsız olan milletler, özgür kalmak için hamle yaptığında, görünmeyen bir güç onları engeller... Böylece, toplumda yavaş yavaş "yapamayız, hiç boşuna denemeyelim" düşüncesi hâkim olur. Halklar kabuğuna çekilir. Hak etmediği kadere razı olur.

Oysa biz zoru yenmek için yaratılmış Türk Ulusunun Kıbrıs adasındaki uzantısıyız. Türk Milleti ve Kıbrıs Türk Halkı için bu imkânsızdır, bunu başaramayız diye atalete ve yılgınlığa yenik düşmek söz konusu değildir. Çağ açıp çağ kapatmış Fatih Sultan Mehmet’in, ‘Çanakkale geçilemez’ dedirten özgürlüğe ve bağımsızlığa âşık ve tutsak bir Ulusun Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ndeki varisleriyiz.


Yeter ki bu inançla donatılmış gençler yetiştirelim. Yeter ki 19 Mayıs’ları; bu idealin inanç, kararlılık ve coşkusuyla kutlayıp analım.


Haydi, 19 Mayıs Gençleri! Tüm engellemelere, tüm ambargolaşmalara rağmen; Atatürk idealleri ile donanmış olarak; sporun her alanın da, sanatın her dalın da bilim ve tekniğin tüm gelişmişliğinde engelleri yıkınız! Size güveniyoruz. Bayramınız kutlu başarılarınız devamlı geleceğiniz umutlu olsun!
 
Üst