1683 Eylülünde meydana gelen Viyana Bozgununun sebepleri neler olabilir?

CANBULAT

-Otağ Hanı-
Katılım
21 Mar 2008
Mesajlar
4,111
Tepkime puanı
0
Puanları
36
Konum
Tanrı Dağları Yaylağım, Orhun Nehri Sulağım
1683 Eylülünde meydana gelen Viyana Bozgununun sebepleri neler olabilir?Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın kabahati var mıdır?


Her musibet bir cinayetin neticesidir ve bir mükâfatın da mukaddimesidir. O halde bu bozgun felaketinin de bir sebebi vardır. Bu sebebi, sadece, Kara Mustafa Paşa’nın bazı taktik ve şahsiyet kusurlarına yüklemek doğru değildir. Hadisenin olduğu günlerde Osmanlı Vak’anüvis’i olan Silahdâr Mehmed Efendi bu noktayı çok güzel özetlemiştir. Bu görüşlerini de esas alarak bir iki noktayı açıklamakta yarar vardır.

1) Bu sefere katılan Osmanlı ordusunun maddi hazırlığı son derece mükemmel idi. Topuyla tüfeğiyle ve de ordunun diğer donanımı ile düşman kuvvetlerine ezici bir üstünlüğü mevcuttur. Ancak asıl can damarını teşkil eden asker grubu, Allah"n bu nimetlerine şükretmesini bilmemiştir. Hatta sefer sırasında askerin ve hem de Recep, Şaban ve Ramazan ayına rastlayan mübarek günlerde, nimetin şükrünü eda edecek yerde şımardıkları ve gayri meşru fiilleri işledikleri bizzat Osmanlı tarihçileri tarafından açıkça ifade edilmiştir. Burada Kara Mustafa Paşa’nın fevkalade istikametli bir hayatı olduğunu hemen belirtelim. Silahdar’ın ifadesiyle;
"bu mertebe ihsan olunan büyük nimetlerin kadrin bilmeyüp bu kuvveti kahireyi kendü hareket ve tedbirimizle elde ettiğimizi zannettik ve Allah’ın lütfü olduğunu unuttuk; neticesinde hilâfı me’mul olarak bu hezimete maruz kaldık".

2) Maalesef, kurmay heyeti, askerin çokluğuna ve intizamına bakarak gurura kapılmış ve hem Kırım Hanı Murad Giray ve hem de Erdel Kralı Mihal’in ikazlarına riayet edilmemiştir. Onlar Yanıkkale’nin fethedilerek Viyana’nın gelecek yıla bırakılmasını ısrarla tavsiye etmişlerdir.

3) Osmanlı ordusu ve özellikle de vasıfsız insanların yeniçeri ocağına alınışları, ilk acı meyvesini Viyana bozgununda vermiştir. Çünkü askerin önemli bir kısmı, iş ciddiye binince, Viyana’ya gelinceye kadar elde ettikleri ganimetin ve servetin derdine düşmüşler ve asıl gazayı unutmuşlardır. Askerin çokluğunun değil, ölürsem şehid kalırsam gazi ruhuna sahip olmanın önemi burada anlaşılmaktadır.

4) Daha önceki gazalarda en büyük vasıfları, İslâm’ın tesbit ettiği usuller çerçevesinde harp etmek, insanların mal ve ırzlarına göz dikmemek olan Osmanlı askerleri, bu seferde geçtikleri yerlerde ciddi tahribatlar yapmışlar ve İslâm’ın bu ulvi düsturlarına tam riayet edememişlerdir. Maalesef cezasını da ağır bir şekilde ödemişlerdir

5) Elbette ki bütün bunların yanında, maddi sebepler de vardır. Bunların başında iki ayı bulan muhasara sırasında askerin yorgun ve bitkin düşmesi, harbin esasını teşkil eden atların kısmen bakımsız kalmaları ve komutanların taktik hataları ve nihayet Kırım Hanı’nın neticenin bu kadar vahim olacağını hesap edemeyerek Mustafa Paşa’ya ihanet etmesi bunlardan bazılarıdır. Ancak biz, asıl sebebin manevi sebepler olduğu kanaatindeyiz. Zira her musibet bir cinayetin neticesidir119.
 
Üst