Cevap: Türk birliği kurulmalidir!
Hernekadar iktidarda hükümetlerde bulunsa, inanin bir devleti siyasi iktidar yönetmez.
Komplo teorisi gibi gelecek ama standart bakistan çikip baska bir pencereden fikirlerimi belirtmeye çalisacagim.
Hani hep deriz ya Türk'lerde ebed-müddet devlet anlayisi vardir.
Türk'ün devleti yikilmaz. Türk'ün herzaman devleti varolmustur. Türk'ún devletini kirklar meclisi, o görúnmeyen ama varoldugunu bildigimiz ulular meclisi tarafindan yónetilir.
Tamam bu tanitim hamasetini kisa keselim.
Simdi cumhuriyet kuruldugundan beri iktidarlar ne kadar bozuk plak gibi ötmüs olsalarda, ne kadar yanlis siyasetleri gütmüslerse de, yinede hiçbirsey görúndúgü gibi degildir. Dünya koskocaman bir satranç masasidir. Bu portrede oynayan 2 taraf vardir, 2 el vardir, 2 beyin vardir, masa vardir, sandalye vardir, satranc tahtasi vardir ve satranc tahtasindaki piyondan vezire, filden sah'a kadar degisik kuvvetteki taslar vardir. Biz dogru tespiti yapip önce konumumuzu belirlersek eger, günümüz dünyasina ve onun içinde Túrk devletinin pozisyonuna vakif olur, Türk devletinin yerini dogru belirledik mi biz Turancilarinda yerini dogru saptamis oluruz.
Ben diyorum ki Türk devleti degisik zamanlarda degisik görevlerde ve pozisyonlarda bulunmustur. Türkiye devleti hernekadar satranç tahtasindaki bir tas pozisyonuna sokulmaya çalisilmissada yinede hiç o kategoriye düsmemistir. Türkiye bu çizdigim portrede ya oyunu oynayan beyin olmus yani en üst makamda olmustur, yada bence bugún oldugu gibi bu portrede ki masa durumuna düsmüstür. Evet benim fikrim biz bu portrenin masasiyiz, üzerine oturulup oyunlarn oynandigi, üzerimizde bu denge savasinin yasandigi masayiz. Bu öyle bir konum ki ya oyunculara kizip ayagimizi kirip satranç tahtasinin dökülmesini saglariz, ya da bizim úzerimizden bize faydali oyunlarin kurulmasina müsade ederiz.
Simdi oyunu oynayan beyinler ve yönlendirdikleri elleri ile bu taraflar akilli bir taktikle satrançta paslasiyorlar, ne birbirlerine saldiriyor nede oyun kuruyorlar, óylece bos hamlelerle zaman ve firsat kolluyorlar. Bu bir savas ve oyun masada kazanilir ama bu 2 taraf oyunu satranç tahtasinda ki taslarla degil, denge unsuru olan biz masaya birakiyorlar adeta. Ne yapalim o halde? Bence hamleleri iyi degerlendirip, mümkún mertebe masayi yikmayalim çúnkü o son ihtimaldir henúz o duruma gelmedik.
Peki diger Türk devletleri bu portrenin neresinde! Bence onlar satranç tahtasindaki birbirinden farkli taslardan bazilarini olusturuyorlar. Bir önemli nokta ise, Türk devletleri sadece 1 tarafin taslarini olusturmuyor, iki taraftada degisik taslari olusturuyorlar. Biz 2 tarafinda kazanmasindan fayda ve zarar görecegimizi biliyoruz ama oyunun oynanmasindan da vazgeçmemiz dúsünülemez. Bazen oynayan taraflardan birisi ayaga kalkiyor ve sandalyelerden birisinin yúkü hafifliyor, bu bizi rahatsiz ediyor çúnkú bizim sirtimizda satranç tahtasi ve üzerindeki taslar var ve sürekli ayni agirligi yüklenmisiz ve sandalyelerden yükün kalkip onlarin rahatlamasi bizi hosnut etmez.
Biz bu oyunu bozacagiz bozmayada, satranç tahtasini devirecegiz devirmesinede, bir veya birkaç ayagimizi kirip dengeyi bozarak devirmek istemiyoruz, arada titreyip sarsintilar çikarip taslarin yerinden oynamasini sagliyor bu sekildede bu tahtayi deviremiyoruz simdilik.
Umut ediyorum öyle bir silkeleniriz ki, bu sarsintiyla masanin üstündeki tahtayi devirdigimiz gibi, yanimizda duran sandalye ve sandalye üzerindeki oynayan taraflarida birlikte deviririz. Aksi takdirde gün gelir masayi atip yeni masa almaya kalkarlarsa, satranç tahtasinda bile yer bulamayabiliriz.
iste bu noktada artik kendi masamizi, taraflarimizi, sandalyelerimizi, oynayan elleri, oynatan beyinleri, tahtayi ve üzerindeki taslari kendimiz olusturacak yeni dengeyi kurmak gibi ihtimalimiz dogar, bu bu noktada elzemdir çúnkü bulundugumuz ortamdan atilmisizdir.
Türk birligini kurmakta bence aynen bu sekilde, biz dedigim gibi masayiz ama kurulu düzende tas olmaktan vazgeçip bizimle yeni masayi kurmak isteyen kim var onu iyi sorgulayalim.