RUMLAR HEP ESKİDE YAŞAR. HATIRLATMAK GEREK...
"SOYKIRIM DİRENCİNİ" tarih boyunca etkili ve diri tutmak için "Megali İdea" yemini hiçbir zaman unutulmamıştır. Megali İdea'nın 8.inci maddesi Kıbrıs'ın Yunanistan'a ilhakı yani ENOSİS'dir. Daima ENOSİS'i uygulamak için, onu destekleyen yeminlere, kararlara ve milli bildirilere başvurulmuştur. Bu cümleden olmak üzere Filiki Eterya Cemiyeti 1894 yılında "Megali Etniki Eterya" (yani Büyük Milli Birlik) adını almıştır. Etniki Eterya'nın uygulama planı yine "Megali İdea" olarak kalmıştır. Yayınladığı 17 maddelik ilk bildirisinin 1. maddesi ise " EZELİ ve EBEDİ DÜŞMANIMIZ TÜRKLERDİR," şeklindedir. Bildirinin son ve bağlayıcı 17.inci kavil (bağlayıcı söz) maddesi ise, "Tanrı'nın yardımı ile Megali İdea kesin olarak gerçekleşecektir," şeklindedir.
Tesalya, Epir, İyonya Adaları ve Girit adası Osmanlı'dan koparılıp Yunanistan'a bırakılırken, "Magali İdea'nın süratle gerçekleştiğini gören Rumlar, Girit'i kendilerine örnek alıyorlardı. Girit olaylarından esinlenerek aynı yöntemlerle Türkleri Kıbrıs'tan göçe zorlamak için planlar yapmakta, aynı yöntemlerle bir gün mutlaka Kıbrıs'ın Yunanistan'a ilhak edileceği inanç ve hayaline kapılıyorlardı. Kiliselerde, okullarda, kulüplerde Rum çocukları ve gençleri hep bu ideal, bu emel doğrultusunda yetiştirilmekte, milli düşüncelerini ve Helenizm ülküsünü hep bu inanç içinde şekillendirmekteydiler.
"Girit olaylarından esinlenerek aynı yöntemlerle Türkleri Kıbrıs'tan göçe zorlamak için planlar yapılmakta, okullarda, kiliselerde, kulüplerde Rum halkı kışkırtıcı telkinlerle yetiştirilmekte ve kışkırtılmakta idi. (1)=A.C. Gazioğlu Enosis Çemberinde Türkler Sayf.88)
Her zaman Emperyalist Batı Dünyası arkalarında olmuş, Yunanistan ise her türlü sivil ve askeri yardımlarda bulunmuştur.
İngilizlerin Ada'yı kiralamalarından sonra Türklerle Rumlar arasında çekişmeler ve kavgalar sıklaştı..Türklere yapılan sarkıntılık ve aşağılamalar Ada'nın her tarafına yayıldı. Basit olaylardan toplumlararası geniş kavgalar çıkmaya başladı. Eskiden problem yapılmayan şakalar bile kavga sebebi oldu.
1894 yılı Lefkara köyünde bir Türk genci köy içindeki kuyudan su almaya giden bir Rum kızının yanağını sıktığı bahanesi ile Rumlar, önceden hazırlıklı ve tertipli olarak Türklere saldırdı. Birçok Türk yaralandı. Polis kuvvetleri karmaşayı zor bastırdı. İngiliz hükümeti olayla ilgilenmedi. Türklerin başına gelen felaket yanlarına kaldı.
Olaylar zaman içinde adanın her yanında kendini göstermeye başlar. 1895 yılında Lefkoşa Tahtakale mahallesinde, Vadili köyünde, Paşaköy, Afanya, Hamid Mandıraları,, Limasol'da Türklere yapılan saldırılar, tahrik, korkutma, sindirme olayları olarak yaygınlaşır. (1)
17 Nisan 1895'de Kıbrıs'ta Kadı Mustafa Fevzi ve Müftü Ali Rıfkı, Rumların sokaklara dökülerek Türkleri inciten taşkınlıklarda bulunup, aşağılayıcı sözler söylediklerini ve bir Rum öğretmenin bestelediği "TÜRKLERİ YUMUŞAK KILIÇLARLA ÖLDÜRELİM ve ONLARDAN İNTİKAMIMIZI ALALIM" "şarkısını söylediklerini, İngiliz komisere şikayet konusu yaptılar. (1)
Aynı slogan 1963 KANLI NOEL olaylarından sonra aşırı kuvvet kullanarak Türkleri adadan yok etmenin mümkün olmadığını fark eden Makarios tarafından da kullanmış ve "TÜRKLERİ EFENDİCE ÖLDÜRÜNÜZ" sloganını geliştirmişti.
Bütün bunları anlatmadaki maksadım, Rum- Yunan ikilisinin ENOSİS'i gerçekleştirmek için ne kadar sapık ve keskin bir fikrin esiri olduklarını göstermek içindir. Kıbrıs'ta Bitmeyen Soykırımın nedeni, bu sapık ve keskin ideolojinin derinliklerinde yatmaktadır.
Bu bakım'dan Kıbrıs'ta barış olacaksa Rumlar, Kıbrıs Türk Toplumuna evvela bir demet çiçek göndermeliler. Demete ilişik kartta şunlar yazılı olmalıdır. "Kendi toprakları üzerinde özgür ve egemen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni kabullenir ve kutlarız." Gerisi kolay.
Kıbrıs'ta barış ancak Rumların böyle bir özverisi ile kurulabilir. Yoksa Annan Planı zemininde, AB müktesebatında, Birleşmiş Milletler gözetiminde Kıbrıs'ta varılacak bir anlaşma Ada'ya nifak sokacak, yine iki halkı birbirine düşürecektir. Tabiidir ki BM tarihinde kurulmuş en başarılı Barış Gücü olan Türk Silahlı kuvvetleri de Ada'dan çekilmiş ise, Kıbrıs Türk toplumunun vay haline. "Yes be Annem" çocuklarına ve Birleşik Kıbrıs ve AB'cilere duyurulur.
Hoşça kalınız. 2 Eylül 2008
Hüseyin Laptalı