Ah öyle çok içim yanıyor ki şu anda. Ölmek bile cazip gelmiyor, ölmek bile çözüm değil sanki yıkılmış umutlarıma. Ah öyle çok canım yanıyor ki, tutunamıyorum hayata, bilemiyorum ne yapacağım şimdi?
YÜZÜMDEN DÜŞEN BİN PARÇA: Çok utanıyorum kaderden. Çok yalnızım, kimsesizim kırılmış dünyamda. Işıksız, karanlıkta atıyorum adımlarımı, uçurumlardayım, acımasız bir ayrılığa teslim oldum, yürüyorum bir boşluğa doğru…
KONUŞMAK LAZIM KONUŞMAK: Yoksun işte yanımda, yoksun her zamanki gibi, çok uzaksın, çok kırdın beni, çok ağlattın, çok yaktın, çok çok çok yok ettin, paramparça ettin beni…
GÖZLERİM DOLMUŞ BOŞALMIŞ BİR KERE: Ağlamakla değişmiyor ki kader, bitmiyor ki hüsranlar, son bulmuyor ki acılar, varmıyor ki yollarım mutluluğa…
SÜTTEN KESİLMİŞ BEBEK GİBİYİM: Bir bebek. O bebek ki hayallerimin en ince nakışlarıydı, işlemiştim yüreğimin en hassas yerine, hayallerimin en tatlı dünyasına… Hiç bir acıyı yaklaştırmıyordum o dünyaya, hiçbir sancıyı hissettirmiyordum ve hiçbir şeyi layık görmüyordum şu boş dünyada, o tatlı dünyaya…
SORUYOMUSUN BAKALIM NASILSIN DİYE: Sormuyorsun ki. Sormadın ki hiçbir zaman, anlamadın, bilemedin, tanıyamadın beni. İsimsiz kaldım, sensiz kaldım, sessiz kaldım, umutsuz, yarınsız, emelsiz kaldım. Sormadın ki, hiçbir zaman… Soramadın…