Ayla Berkin
Onursal Üye
MAKSAT MAYIN TEMİZLEMEK DEĞİL!
Günlerdir Türkiye gündemini işgal eden konulardan biri de mayın temizleme işi. Mecliste ki, İsrail temizlesin, hayır İsrail temizlemesin tartışmalarına Genel Kurmay Başkanlığı da, bu işi NATO’ya havale edelim diye görüş bildirerek katıldı.
Şimdi bende şöyle bir görüş atıyorum ortaya. Hani biz Büyük Türkiye idik? Hani bizim ordumuz dünyanın en güçlü orduları arasındaydı. Güçlü bir devlettik. Peki, bu güçlü devlet, bu güçlü ordu, kendi döşediği mayınları niye yine kendisi temizlemiyor. Bunu temizleyecek güce tekniğe sahip değilse, Mehmetçik elinde o mayın bulucu aletlerle bütün gün dağ bayır niye dolaşıyor. Mayını bulduktan sonra İsrail’e ya da NATO’ya haber verip onların gelerek temizlemesini mi bekliyor. Yoksa mayını bulduğu gibi kendisi mi çıkarıyor yerinden.
Evet, bu işi biz kendimiz niye yapmıyoruz. Bu kadar acizsek, sınırlarımızı yabancı güçlere teslim edecek kadar beceriksizsek, kürsülerde ileri geri konuşmalarda yapmayın lütfen ilgili ve yetkili makamda bulunan sayın idareciler, yöneticiler ve güvenlik kuvvetleri.
Ne demek senin köylün aç bekleyecek, o mayın tarlalarında ekmek parası uğruna bir köyün yarısından fazlası bacağını o tarlalarda bırakacak ve siz bu döşediğiniz mayınları temizlemekten acizmişsiniz gibi, bu işi yabancıya vereceksiniz, üstelik temizlenen toprağın kullanma hakkını da 44 yıllığına o yabancıya devredeceksiniz.
Kusura bakmayın ama bu tam bir fiyaskodur Türkiye Cumhuriyetinin başında bulunan askeri ve sivil yetkililer açısından.
Sayın Genel Kurmay başkanım, lütfen beni yanlış anlamayın da iğneyle kuyu kazmak diye bir deyimimiz var. Mehmetçik orada iğneyle kuyu kazar gibi tek tek, karış karış o toprağı kazar, o mayınları çıkarır, fakat toprağının bir karışını dahi yabancıya vermez. Yeter ki siz emredin. Bu işi biz yapacağız deyin. Maliyetten korkuluyorsa bununda faturasını millete çıkarın. Millet toprağının İsrail’e peşkeş çekilmemesi için ekmeğinden keser devletine yardım yapar. Kaldı ki devletimiz de biraz şahsi harcamalarını kısarsa, oğullara gemicikler, şirketler aldırmazsa bu paralarla değil Suriye sınırı bütün sınırlarımızda mayın olsa yine temizlenir. Bunlar bahane değil Sayın Genel Kurmay Başkanım. Bu millet ki İstiklal savaşını her türlü imkândan yoksun bir haldeyken kazanmıştır. Sınırlarımızın yabancılara devredilmesi demek, gelecekte ki Kürdistan’ın temellerinin atılmasına zemin hazırlamak demektir. Sayın Genel Kurmay Başkanım bunu siz bizim gibilerden çok daha iyi bilirsiniz de niçin bir girişimde bulunmadan beklersiniz onu anlamış değilim.
NATO’dan yardım alınabilir, teknik teçhizat yoksa temin edilebilir, fakat doğrudan doğruya bir ülkeye gel ben yiyemedim sen ye denmez. Bu sınırlar niçin var. Niçin dikenli teller gözetleme kuleleri var ve niçin Mehmetçikten bahsederken “Onlar sınırlarımızı bekledikleri için biz güvendeyiz. Yataklarımızda rahat uyuyoruz.” diyoruz.
Peki, yarın bu sınırların kullanma hakkını İsrail’e verdiğimizde yine aynı güveni duyabilecek miyiz?
Bu konuda TSK’nin hiçbir yaptırımı olamaz mı? Bu kadar mı etkisiz konumdadır. Sanıyorum ki bu doğrudan TSK’ni ilgilendiren bir konudur. Mali yönü hükümetinse, mayınları döşemeye para bulan hükümet temizlemeye niçin para bulamıyor acaba?
Yazımın adından da anlaşılacağı gibi maksat mayın temizlemek değil bence, ABD’nin ve AB’nin istekleri doğrultusunda Ulus Devlet olmaktan çıkartılmamızla ilgilidir. Bu gün 44 yıllığına topraklarımızı kullananlar sanıyor musunuz ki o topraklardan kolay kolay çıkacaklar. Zaten sınır diye bir şey kalmıyor. İşte bu çalışmayla İsrail’in Mezopotamya’yı da içine alan genişleme ve Kürdistan’ı oluşturmasına yönelik atacağı adımlarda böylece başlamış olacaktır.
Bu konuda Muhalefete büyük iş düşmektedir. Aslında bu konu PKK konusuyla ilintili bir konudur ve Türkiye’nin Ulus devlet yapısını bitirecek bir konudur. Muhalefet burada ağırlığını koyamazsa… Gerisini yazmak bile istemiyorum…
27.05.2009
Ayla Berkin