Rum - Yunan İkilisi, Kıbrıs Türk Halkına Ne Ödeyecek?

Yazımın girişinde tırnak içine almış olduğum cümle, K.K.T.C’DE yayınlanan Volkan Gazetesi genel yayın yönetmeni, araştırmacı-gazeteci ve yazar, Sn. Sabahattin İsmail Bey’e aittir.

Ne kadar doğru bir tespit… Kıbrıs dendiği zaman 1878 yılından beri hiç bitmeyen ve hiç eksilmeyen sorunların yaşandığı bir ada parçasıdır ilk akla gelen! Bulunduğu coğrafya itibariyle, ülkemizi jeostratejik, ekonomik ve politik yönden birinci dereceden etkileyen bir konuma sahip olan bu ada parçasında, son 50 yıldan beri yaşananlara baktığımızda ise bedel ödeyen taraf daima Kıbrıs Türk Halkı ve Anavatanı Türkiye olmuştur. Ödeten ise Rum-Yunan ikilisi ve ardında ki bilinen güçler!

Kıbrıs adasında, 307 yıllık hâkimiyetimizin ardından, Ata yadigârı bu vatan topraklarının serdarlığını yaparak, o coğrafyada Türkoğlu Türk olarak yaşayabilmenin mücadelesini yapan Kıbrıs Türk Halkının; vatan belledikleri O Gazi topraklar için ödemiş olduğu bu bedelleri şöyle bir hatırlayalım:

Kıbrıs Türk Halkı; 50’li yıllarda, adada ki var oluş mücadelesinde; İngiliz’in ve Rum’un her türlü ambargosuna, yaşam hakkının gasp edilmesine göğüs germiş, hiçbir neden yokken sadece Türk oldukları için Rumlarca katledilmesinin acısını yaşayarak ve tüm bunların bedelini ödeyerek 60’lı yıllara gelmiştir.

1960 yılında kurulan Bağımsız Kıbrıs Cumhuriyetinin iki Anayasal kurucu ortağından birisi olan Kıbrıs Türk Halkı, uluslar arası camianın da onaylamış olduğu bu statüsüne rağmen; yine Rum-Yunan ikilisinin ortaya koymuş olduğu hukuk tanımazlık sonucunda; 1963 yılında, bu ortaklıktan zorla atılmıştır. O dönemde bir gece içerisinde, Rumların gerçekleştirdiği ve 103 Türk köyünün yakılıp yıkılması sonucunda yaşanan göçler, yüzlerce insanımızın hunharca katledilmesiyle yaratılan insanlık ayıpları ve suçları tarih sayfalarında yerini almıştır. Tarih sayfalarından bu acımasızlıkların sesi hala duyulmaktadır…

Rumların, Akritas isimli planla uygulamak istedikleri ve hedefinde Kıbrıs Türk Halkının topluca öldürülmek istenmesi olan bu insanlık ayıbı, bir ‘’soykırım’’ olayıdır ve suçtur. Anavatan Türkiye’nin müdahalesi olmasa, Rum’lar tarafından bu ‘’insan kasaplığı da’’ gerçekleştirilecekti! Kıbrıs Türk Halkı o yıllarda Rum’un yaşattığı acımasızlıkların bedelini; hem malı, hem de canı ile ödemiştir.

15 Temmuz 1974 tarihinde, Yunanistan’da ki cunta yönetiminin de desteğiyle, Kıbrıs Cumhuriyetinin Cumhurbaşkanlığı görevinde olan Makarios’a karşı gerçekleştirilen darbe sonucunda; adada yaşanan iç kargaşa sonrasında yönetime el koyan E.O.K.A katili Nikos Samson canisi, hedefini Kıbrıs Türk’ünün adadan yok edilmesi olarak açıklamıştır… Bu hedefin nasıl uygulandığı da, 20 Temmuz 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı sonrasında ortaya çıkarılan ve kardeşlerimizin topluca katledildikleri katliam çukurları ile ispatlanmıştır. Bu dönemde de bedel ödeyen Kıbrıs Türk Halkıdır…

24 Nisan 2004 Annan Planı referandumu öncesinde yaşananları, kimileri hala duymazdan, ya da görmezden gelmeye devam etse de! O dönemde yaşananları sağır sultan dahi duymuş, görmeyen gözler bile görmüşçesine tanıklık etmiştir! Bu tuzak plan öncesinde; Kıbrıs Türk Halkına vaat edilenler, yaşatılan/yaşanan ayıplar, artık çok iyi bilinmektedir. Kıbrıs Türk’ü; AB’ye üye olacaksınız, ambargolar kalkacak, Avrupa vatandaşı olacaksınız sözleri ile kandırılmış; içerisinde ne olduğunu dahi bilmediği bu tuzak plana ‘evet’ demiştir. Kurgulanan senaryonun gereği olarak, bu plana ‘hayır’ demesine rağmen Rum tarafı da, AB’ye üye yapılmıştır. Kıbrıs Türk’ünün AB’ye üyeliği ise pembe bir hayal olarak kalmıştır. Kıbrıs Türk Halkı, AB tarafından kendisine önerilen her hususu yerine getirmesine rağmen, AB’nin dışında bırakılarak bedel ödeyen taraf olmuştur...

Sonrası ise malumdur! Kıbrıs Türk Halkı, hala Rum-Yunan ikilisinin ve ardında ki malum güçlerin türlü oyunları ile ambargolarla süren bir hayat yaşamaktadır. Yani Kıbrıs Türk Halkı hala bedel ödemeye devam etmektedir…

Mayıs 2008’den beri taraflar arasında devam eden müzakerelerin hedefinde, sözde bir anlaşma vardır. Geçen bu iki yıl içerisinde, anlaşmaya varmak adına pek çok konu başlığı görüşülmüş ama henüz bir sonuç alınamamıştır! Kasım ayının ikinci haftasında, Türkiye’nin AB ile yürütmekte olduğu müzakerelerin ilerleme raporu açıklanacaktır!

İşte bu rapor öncesinde, Türkiye ve Kıbrıs Türk Tarafı geçtiğimiz yaz ortasından beri devamlı atak yapmakta ve Rum’lardan bir adım önde olabilmek adına sürekli olarak, ‘yeni açılım adımları’ atmaktadır!

Çok az da olsa yazılı ve görsel basınımız vasıtası ile öğrenebildiğimiz bu ‘açılımlı adımlardan’ en önemli olanı, Kıbrıs’ta hedeflenen çözümün en kritik başlığı olan ‘mülkiyet’ konusunda atılan adımlardır!

Bu konuda ile ilgili ilk açılımlı adım; Kıbrıs’ta taraflar arasında ki mülkiyet konusunun, Türkiye’de uygulanan ‘’Toki’’ benzeri bir model önerisi ile atılmıştı! Ancak Rum kesiminin lideri Hristofyas tarafından kabul görmedi!

Geçtiğimiz hafta başında Ankara’da T.C ve K.K.T.C yöneticilerinin bir araya gelerek yapmış oldukları Kıbrıs görüşmelerinde, yeni bir açılımlı adım daha atıldı! Gazete başlıklarına yansıyan bu adımın içeriğinde; Türkiye’de Bankalar Birliğinin desteğiyle kurulacak bir komisyon aracılığı ile verilecek kredilerle Rum’a ait toprakların bedelinin ödenmesi! Ama ödenecek olan bu bedelin bir kısmına, halen o mülkün sahibi olanların da katkı vermesi! Bu noktada K.K.T.C iki yıldan beri faaliyet gösteren mal tazmin komisyonu önemli bir rol üstleneceği haberleri duyuldu!

Anlaşılan o dur ki, bu son açılımın içerisinde saklı olan yegâne şey; Kıbrıs Türk Halkının 36 yıldır kullanmakta olduğu toprağı ve mülkü için yeniden bir tazminat ödeyecek olmasıdır! Hem de K.K.T.C’nin eş değer mal yasası uyarınca vermiş olduğu tapulara rağmen!

Sanki 1963 yılında Rum’un acımasızca uygulamalarıyla, toprağından, evinden ve malından vazgeçerek göç etmek zorunda kalan Kıbrıs Türk Halkının o dönemde ödediği bedel yetmemiş gibi!

Sanki 1974’te adada neredeyse yok edilmek istenen Kıbrıs Türk Halkı o dönemin bedelini ödememiş gibi!

Sanki Kıbrıs Türk Halkı, 27 yıldan beri yaşatmış olduğu K.K.T.C’nin bedelini kanı ve canı ile ödememiş gibi!

Kim ne derse desin! Kim hangi açıklamayı yaparsa yapsın! Bankalar birliğinin ve banka kredilerinin konuşulduğu bu yeni adım, Rumlar tarafından da onaylanacak olursa! Verilecek olan bu kredilerin mutlak surette bir muhatabı olacaktır! Ödenecek malın bedeli, halen bugünün şartlarına göre, Güneyde ki Türk malı ile eş değer kabul edilmediği sürece, bu muhataplardan bir tanesi de; kredi verilen mülkün bu günkü Türk sahibi olacaktır! Bu açılımın, en yalın hali ile anlatımı budur!

Pekiyi Güney Kıbrıs’ta Rumlara terk edilmek zorunda kalınan Kıbrıs Türk’ünün toprağının, mal ve mülkünün hesabı nasıl yapılacaktır? Hangi güncel kriterler esas alınacaktır, Rum tarafının beş para etmez değer ölçüleri mi? Yoksa günümüzün mal değer ölçüsü mü?

Sadece bu mu?

Ya o dönemde katledilen insanlarımızın manevi tazminatları Rumlardan istenmeyecek midir? Kurucu ortağı olduğu 1960 Kıbrıs Cumhuriyetinden Rumlar tarafından silah zoruyla dışlanan Kıbrıs Türk’ünün o dönemden beri hakkı olan ve adaya yapılan dış yatırım desteğinden kendi payına düşen ekonomik değerlerin hesabı sorulmayacak mıdır?

Ya Osmanlı Vakıflarının tarihsel ve hukuksal mirasının hesabı ne olacaktır? İki de bir Maraş konusunu gündeme getirerek, bu bölgenin kullanım hakkını talep eden Rum liderine; burası bize ait vakıf malımızdır neden denilmemektedir? Bu uluslar arası haklılığımız, BM ve AB’nin önünde neden savunulmamaktadır?

36 yıldan beri adada barış vardır. Kıbrıs adasında ki barışın yegâne teminatı T.C ve Türk Askeridir. Bu barışı korumak adına 1974 yılından beri Türk Milleti de bedel ödemiş ve ödemeye devam etmektedir.

Ancak ödenen bu bedelin karşılığında Kıbrıs Türk Halkının varlığı, özgürce yaşam hakkı sağlanmıştır. Şehitler vererek göndere çekilmiş olan ve bugün nazlı, nazlı dalgalanan Ay Yıldızlı Bayraklarımız; ödenen bu bedelin simgesi, şanlı tarihimizin gururu ve onuru olmuştur.

Günümüzde Türk askerini ve Türkiye’nin garantörlüğünü istemeyen Rum-Yunan ikilisinden ödenen bu bedelin karşılığı da misli ile talep edilmelidir.

Yukarıda belirtmiş olduğum gerçekler çerçevesinde, 50’li yıllardan beri daima bedel ödeyen taraf olan Kıbrıs Türk Halkının ve Anavatanı Türkiye’nin yöneticilerinin, Rum- Yunan ikilisine şu soruyu sorması zamanı gelmemiş midir?

‘’ Adada dili, dini, örf ve gelenekleri farklı iki ayrı halkın varlığını kabul ediyor musunuz? Rum Ulusal Konseyinin ve Kilisenizin hedef gösterdiği ve göreve gelen her yeni Rum Liderinin, devir teslim töreninde yapmış olduğu yemin metninde var olan: ‘’ Anavatan Yunanistan’a ‘’ bağlanmak için var güç ile çalışılması andından yani Enosis’den vazgeçecek misiniz? 46 yıldan beri, Kıbrıs Türk Halkına yaptıklarınızın bedelini ödeyecek misiniz? ‘’

Tam yazıma son verirken, yeni bir bedel talebi de AB’den gelmiştir!

Türkiye’nin AB ile yürütülen müzakereler sürecinde ki kilitlenmenin aşılabilmesi için 2010 yılı ilerleme raporu açıklanmadan, ‘hal ve gidiş’ karnemizin notları belli olmadan önce! Kıbrıs konusunda Ankara’dan bir jest beklentisi haberi manşetlere düşüvermiştir!

AB’nin beklentisi, Türkiye’de ki limanların ve havaalanlarının Kıbrıs Rum yönetimine açılması ile ilgili olarak en azından bir liman ve bir hava limanının, Güney Rum kesiminin kullanımına açılmasıdır! Neyin karşılığında? AB ile K.K.T.C arasında uçak seferlerinin başlaması karşılığında! Sanki Kıbrıs sorunu gökten geleceklerle çözülecekmiş gibi!

Sonuç olarak, Kıbrıs Türk Halkının ve Türk Milletinin, Kıbrıs konusunun tarihi akışı içerisinde ödemiş olduğu bunca bedel ortada dururken, Rum- Yunan ikilisinin ödeyeceği bedelin ne olduğunu sormak hakkımız değil midir?

Hem de K.K.T.C Devletinin 15 Kasım 2010 tarihinde, 27’nci kuruluş yıldönümünün kutlanmasına çok az bir süre kalmış ve o gün devlet büyüklerimizin vereceği mesajları merakla beklerken!


Atilla ÇİLİNGİR
7 Kasım 2010

Cevap: Rum - Yunan İkilisi, Kıbrıs Türk Halkına Ne Ödeyecek?

Sayın Atilla Çilingir Komutanım,yazınız yeniden bizleri canlı tutmak ve cesaret vermek adına mükemmel hazırlanmış.Tüm dünyanın bilmesi gereken tarihi gerçekleri yine gözler önüne sundunuz.Ayrıca yazınızla ilişkilendirebileceğim Sayın Makbule ÖTÜKEN'in 26.01.2009 günkü yazısını tekrar dönüp okudum ve herkesin de tekrar okumasını istirham ederim.Sizleri Allah başımızdan eksik etmesin.Saygılar sunarım.

Cevap: Rum - Yunan İkilisi, Kıbrıs Türk Halkına Ne Ödeyecek?

Değerli kahraman silah arkadaşım Atilla Çilingir, Kıbrıs söz konusu olunca dünyanın biz ana ve yavru vatanı karşısına alıp ne gibi dolaplar çevirdiğini biliyoruz. Ancak çok çabuk unutan toplum olduğumuz nedeniyle bir çok meziyetlerinden bir tanesiyle ,yani mükemmel yazarlık yeteneğinle bilgi birikimini ve bizzat yaşadıklarını paylaştığın ve bizleri aydınlattığın için sonsuz sevgilerimi ve saygılarımı sunuyorum..

En içten saygılarımla..
Fevzi MORAY

Cevap: Rum - Yunan İkilisi, Kıbrıs Türk Halkına Ne Ödeyecek?

Kahraman Komutanım

Gazi Atilla ÇİLİNGİR

Aydınlatıcı yazınıza, haklı sitemlerinize ve sorularınıza sonuna kadar katılıyorum.Bir konu sürekli beynimi kurcalıyor Komutanım.İstiklal Savaşı Gazisi madalyası var,Kore Savaşı Gazisi madalyası var(Kore devletinin gönderdiği).Neden Kıbrıs Barış Harekatı Gazisi madalyası yok Komutanım?Şanlı ordumuzun hiçbir neferinin madalya müptelası olmadığını biliyorum.Ama ortada tarihsel bir durum varsa ve bu savaşsa,üstelik zaferle sonuçlandıysa,mutlaka bu olayı sembolize edecek bir madalyanın olması gerekir diye düşünüyorum.Sanki bir şeyler bilinçli olarak unutturulmaya çalışılıyor.Çanakkale ve Kurtuluş savaşlarındaki teknolojik imkansızlıklara rağmen bir çok savaş ve hücum videosu günümüze ulaşmışken,niçin Kıbrıs Barış Harekatıyla ilgili bir savaş videosu bulunmamaktadır ya da varsa bile ortaya çıkartılmamaktadır?İngiliz gazetecilerin harekat sabahı görüntülediği paraşütçülerimizin dışında hiçbir video görüntüsü hatırlamıyorum şanlı harekatımızla ilgili...Neden 20 Temmuz isimli bir sinema filmi yapılmaz?Cüneyt ARKIN'ın, oyuncak tüfeklerin ucuna maytap yakıp ateş ediyormuş görüntüsü verdiği filmlerden bahsetmiyorum.Milyonlar harcayıp,tarihsel bir gerçeği çok kaliteli oyuncuları da kadroya alarak film haline getirebilirler ve bu filmi en azından her 20 Temmuzda ulusal kanallarımızda ya da sinemalarda vizyona sürebilirler.Kıbrıs Barış Harekatında yaşananlar ve Türk askerinin canı pahasına,o kavurucu sıcaklarda,soydaşları için nelerden vazgeçtiği,her 20 Temmuzda bir kere daha hatırlanır.Fakat unutturmaya çalışıyorlar,Kıbrıs Barış Harekatını bile unutturmaya çalışıyorlar Komutanım.

Saygılar sunarım Komutanım

Cevap: Rum - Yunan İkilisi, Kıbrıs Türk Halkına Ne Ödeyecek?

Bizler KKTC şartsız olarak Rum ve Yunun canilerine teslim etsek dahi üstüne bütün KKTC vatandaşlarımızın canını kanını da isterler.​

Elini masaya vuracak erkeğin anası ölmüştür.
Arkadaş ben burayı kanımla yoğurarak aldım.
Bir çöpünü dahi vermem diyecek adam kalmadı.​

Bakın İsrail haksız olduğu halde ne yapıyor.
Bizi idare edenlerin aklında şahsen benim şüphem vardır.
Diyecek bir söz bulamıyorum...

Saygı ve selamlarım ile..

​

Cevap: Rum - Yunan İkilisi, Kıbrıs Türk Halkına Ne Ödeyecek?

Yazdığnız yazılar hafızaları tazelemeyi ve milliyetçilik duygularını harekete geçirmeyi sağlayan yazılar.Bende o etkiler oldu.K.K.T.Cnin 27. kuruluş yıldönümü adına bu yazıları geçmişini bilmeyen hatırlamayn gençlere de ulaşdırın.Yazılan bu bilgiler boşa gitmesin.Bunları duymaya bu gerçekleri bilmeye en çok Kıbrıslı Türk gençlerinin ihtiyacı var.Sonuçda gelecekde sizin oturduğunuz,siyasilerin oturduğu bu yerlerde bizler otaracayık.Özellikle başda Atilla Çilingir'in paylaşdığı bu bilginin gençlere ulaşdırılması gerekir.gelecekde sizin yerlerinizde oturacak olan gençlerinde miilli duyguları kuvvetli gençler olabilmesi için bence bu şart.Şimdiki nesil Kıbrıs konusunda gerçekden bilinçsiz ve duyarsız bir nesil.Söylenen yanlışlara çok çabuk inanan bir nesil.Arkadaşlarımdan biliyorum bunları.Türk tarihi beni ilgilendirmez deyebilecek gadar duyarsızlar.Çünkü bu gerçekleri bilmiyorlar kimisi de görmezden geliyor çünkü akılları yanlış düşüncelernan çelinmiş.Bunu düzeltmekde milli duyguları yüksek olan büyüklere düşer.Gelecekde K.K.T.Cnin var olabilmesi için daha fazla gence ulaşılmalı bence.

Cevap: Rum - Yunan İkilisi, Kıbrıs Türk Halkına Ne Ödeyecek?

herkeze sevgi ve saygılarla yaklaşan kurban bayramınızıda en içten dilek,temeniler ile hayırlı olmasını dilerim.zaten israil,rumlar,yunan hep alıyor vermesine gerek yok ki adayı tamamen alcakken vermeye başladık kimse sesini çıkarmadı bir baktık harekat avrupa birli,amerika,israil adına durduruldu asker de ada halkıda şaşırdı,ama onlar sevindi o zamanın Türkiye cumuriyeti hükümeti başbakanı sevindi bir yunan bayragı açıp rumları mutluetmediği kaldı niye ödesinler ki adamlar ada da ki sınır kapılarını açtırdı.ibadet haneleri açılıyor restorasyonları yapılıyor kimin parasıyla bizim ibadetleride serbest ada daki Türk esrleri ya restorant ya içkili bar eglenceyeri gecekulübü lokanta kimin sesi çıkıyor bizim paramızla ihya oluyorlar vatandaşım da gidiyor askeri ücrete onların köleliğni yapıyor ne ne zaman bir şey ödemelerine gerekyok ki biz vergilerimizle ödüyoruz zaten allahaşkına adaya neden çıkarma harekatı yapıldı onları ihyaetmek için mi?sayın ecevite sormalıydı o izin vermedi ise rahmetlinin ruhumu adaya o ingilteredeyken mi?çıkarmayaptı?hala ödeyecegiz ödüyoruz da onlar biz bedel ödemeyiz adayı teslim edelim olsun bitsin diyorlar peki o zaman allah resulu (sav)efendimiz adaya neden sefer düzenledi yapmasaydı islamı tebli için adaya sahabesini göndermeseydi ya allah için ada halkı sabelerin kabirlerine sayipçıkmıyor adamlar burnumuzundibinde sahabe kabrini yok edecek dipkarpaz da ama yer bizim biz sahabenin yerine savaşmışız kazanılmış hakımızvar gidiyoruz onlardan izin alıp uzmanlar toplancakmış sonrada tahribat var mı diye bakacakmışız ya böyle saçmalık varmı adamlara aç bakalım sen bizim kültürmirasımıza sayip çıyormusun yoksa deformemi edip yok etmeye çalışıyorsun diyemiyoruz onlar bize hiç bir şey ödemezler sesimiz ortak bir görüşle onlara karşı islami görüşle allah ve resulünün (sav)efendimizin insanlık lailaheillallah deyinceye kadar emrolundum görevim budur düşüncesi ile hareketedip karşılarına durulmadıkca kesinlikle biz bedel öderiz işte örnek misal ayasofya,fenerrum,van akdamar,sümela,antalya merkez üsleri (arkadaşlar sıcak denizlere ineceklerdiya indiler bir türlü yanmadı etrafı yok oldu orası hala sağlam itfayeciler zehirlendi bir de reklamlarını yaptık kutsal ruhları koruyormuş o rayı meryem anamızı zina ile suçlayanlar mabede almayıp sokmamayanınmı yanın da yer alıp hala mı bedel ödeyeceğiz kendimize soralım )daha ödesinler izmir de ayrı bir dert agorası,artı havraları,dönme sabataysevi evi bunlar ayakta esnafta rezilik içinde kadife kale desen o ayrı pkk üssü bornova da misyonerler satanisler av peşinde bir de kiliselerin sebileri var müslüman gelenegini kendilerine maletiler halkta denize düşen insan misali yılanın agzıda ya da önünde.kıbrısta da durum aynıdır.tahmin ediyorum.görür gibiyim.annem ve ablam kardeşlerim gittiler her şey pahalı askerler portakal ekmek yiyorlarmış ulaşım desen yok ama turisler askeri ücrete ihya ediliyormuş.ne ödesinler vergilerimiz len zaten ödeniyor her şey.bir de hatırlatalım fuhuş sek törüylen kızlarımıza da sayip oluyorlar almanyada bir tanemiz siber keklimiz var güzelerimiz meşhur bilmem yerin kızları ile şeyleri meşhurdur derler.adamlar soruyorlar utanmadan yeşil kart ve pasaport isteyen varmı!!!!!!!bedava......!!!!aaaaaa ........!!!!!yeti .....!!!!dur diyeniniz yok mu????burasını ne zanettiler dün buralar onlar yüzünden 3.7,4.7,4.9 gitti geldi merkez de ege denizi sonumuz gölcükmü yoksa....!!!

Cevap: Rum - Yunan İkilisi, Kıbrıs Türk Halkına Ne Ödeyecek?

Değerli Yörük, Cüneyt Evladım;
Kıbrıs Barış Harekatı ile ilgili olarak, bir gazeteci arkadaşımız, gerçeklere dayalı ciddi bir film senaryosu hazırlamakta olup; bu senaryonun içerisinde benim 1974 Kıbrıs Savaşlarını yazmış olduğum ikinci kitabımdan da, bizzat yaşadığım bir gerçekte yer alacak...Yakın bir zamanda çekimine başlanacak olan bu film ile ilgili haberim senin bu arayışına ve tespitine yanıt olacaktır...

Sevgiyle selamlıyorum...
Atilla ÇİLİNGİR

Cevap: Rum - Yunan İkilisi, Kıbrıs Türk Halkına Ne Ödeyecek?

Sevgili KARA BUDUN (Cüneyt) kardeşim,

Herşeyden önce sana hoşgeldin diyerek seni tekrar aramızda görmekten mutluluk duyduğumu söylemek isterim. Sesimiz sesinle bundan böyle daha gürleşerek çıkacaktır.

Yorumunda öyle güzel bir noktaya temas etmişsin ki, bu güne kadar devletimizin bunu düşünememesine çok üzüldüm. Gerçekten her türlü takdirin üzerinde olan Kıbrıs gazilerimize ve şehitlerimize bunu düşünememekle en büyük saygısızlığı yaptık. Senin de söylediğin gibi, şanlı ordumuzun hiç bir neferi madalya heveslisi değildir. Kıbrıs savaşında görev yapan her neferimiz Türk kardeşlerimizin güvenliğini sağlamak amacıyla bu savaşa katıldılar ve hiç bir karşılık beklemeden seve seve canlarını verdiler, gazi oldular. Ama bizler ne yazık ki şehitlerimizin ailelerine ve gazilerimize hak ettikleri saygının ve minnet duygumuzun bir ifadesi olan o madalyaları devlet olarak veremedik.

Değerli Gazimiz, sevgili komutanımız, Sayın Atilla ÇİLİNGİR' in gerçeklere dayalı bir film senaryosunun hazırlandığı ve bu senaryoda yaşamış olduğu gerçeğin de yer alacağı müjdesi bizler için büyük bir mutluluk kaynağı. Filmin bir an önce gerçekleşmesini özlemle bekleyeceğiz.

Sevgilerimle

Cevap: Rum - Yunan İkilisi, Kıbrıs Türk Halkına Ne Ödeyecek?

Kıymetli büyüğüm "Türkiye Sevdalısı",

Cevabi yazılarınız için çok teşekkür ederim.

Kıymetli büyüğüm,1957 senesinden 1974'e kadar,Kıbrıs dağlarında çobanlık yaparak,saçını sakalına karıştırıp bu kutsal dava için ömrünü vakfederek,1974 harekatına kadar Türkiyeyi görmeden,evlenmeden barklanmadan,bir abdal gibi Kıbrıs dağlarında yaşamış ulaklarımız da Türk Silahlı Kuvvetleri mensubuydu.O yiğitler hiçbir zaman hatırlanmamayı bir madalya olarak görebilirler,çünki onlar için,kutsal dava için ve canımız soydaşlarımız için böylesi daha hayırlı diye düşünülebilir.

Fakat,canımız soydaşlarımız için,o zamanki teknolojik imkansızlıklar yüzünden,anasını babasını bile telefonla arayamadan,son kez seslerini duyamadan,bir cehennem sıcağı sabahında hem havadan atlayıp,hem de denizden çıkıp can teslim etmek pahasına,hem de yüce DEVLET'imizin emriyle hareket eden TSK mensuplarımızı,bir nişanla onurlandırmayan yine yüce DEVLET'imizdir...

O zamanki diplomatik kargaşadan kaynaklanan akıl tutulmasının bitmesini ve Kıbrıs Barış Harekatı adı altında bir madalya tasarlanmasını istiyorum yüce DEVLET'imizden...Bunu Gazilerimiz,Mücahitlerimiz ve Şehitlerimiz adına istemek,bir TÜRK genci olarak en büyük hakkım...

Mübarek Kurban Bayramınızı kutlar,saygılar sunar,ellerinizden öperim.

Cüneyt....

Cevap: Rum - Yunan İkilisi, Kıbrıs Türk Halkına Ne Ödeyecek?

KAHRAMAN KOMUTANIM

GAZİ Atilla ÇİLİNGİR

Kıbrıs Barış Harekatı filminin yapılacağı müjdesini verdiğiniz çok teşekkür ederim.Sitemizde,gençleri kırmadan,her türlü sorularına anında cevap veren büyüklerimiz olduğu için çok mutluyum.

KAHRAMAN KOMUTANIM

Mübarek Kurban Bayramınızı kutlar ellerinizden öperim.

Cüneyt....

Cevap: Rum - Yunan İkilisi, Kıbrıs Türk Halkına Ne Ödeyecek?

Değerli Cüneyt Oğlum,

Ben de bayramınızı kutluyorum...Özellikle Ülkemizin geleceğini emanet edeceğimiz ''Türk Gençliğinin'' çok önemli olduğunun altını bir kez daha çiziyorum... Özellikle gençlerimize e bu otağda bulunupta; herhangi bir hususta bilgi talebinde bulunan herkese; bilgi dağarcığımız elverdiği sürece,gerçekleri ve doğruları anlatmayı bir görev addediyorum...
Sevgilerimle.
Atilla ÇİLİNGİR