ÖNERİLERİN HOŞLUĞU VE BOŞLUĞU
Güneyden yayınlanan Politis gazetesi, Kıbrıs Rum yönetiminin; Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın, yönetim başlığında, geçmişte kesin gözüyle bakılan tezlerinden caydığı ve 2004'te kabul etmiş olduğu Annan planından da sapan talepler ortaya koyduğu görüşünde olduğunu bildirdi.
Yeni Düzen gazetesinden okuduğum bu haber oldukça ilginç. Bize açıklama yapmaya çekinen Sayın Talat Rum gazetelerinde çıkan bu açıklamalara ne diyor acaba. Politis gazetesinin yazısının devamında İki liderin bu konuyla ilgili önerileri veriliyor
Hristofyas'ın yönetim önerisi
Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı'nın ortak liste ile doğrudan vatandaşlar tarafından seçileceği Başkanlık sistemi. Federal hükümetin üyeleri üst düzey başkanlar tarafından seçilir.
Cumhurbaşkanı ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cumhurbaşkanlığı görevini 2/1 oranıyla dönüşümlü olarak yerine getirirler. Merkezi hükümetin görev süresi 6 yıl olacak ve 4 yıl Kıbrıslı Rum ve 2 yıl da Kıbrıslı Türk Cumhurbaşkanlığı görevini yerine getirecek.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı'na veya hükümetin diğer üyelerine veto hakkı öngörülmez. Cumhurbaşkanı Yardımcısı her halükârda aynı görev süresinde Cumhurbaşkanlığı yapacak.
Federal hükümet üyesi Kıbrıslı Türklerin; itirazlarının dikkate alınmasını güvence altına alacak gibi görünen kararlar alma mekanizma öneriliyor. Bütün bunlar da siyasi eşitliğin; BM'nin ilgili kararlarında yorumlanan şekliyle (sayısal eşitlik değil sonuç getirici katılım) uygulanması bilinciyle yapıldı.
Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın tüm görüşmelerdeki yürütme modeli:
İsviçre'de işlemekte olan modelde Başkanlık Konseyi
4 Rum ve 3 Kıbrıslı Türk'ten oluşacak. Annan planındaki oran 4/2 idi.
Konsey'in seçimi; 25 Kıbrıslı Türk ve 25 Rum senatörden oluşacak Senato (Alt Meclis) tarafından yapılacak. Hükümetin seçimi için en az 13 Kıbrıslı Türk ve 13 Rum senatörün oyu gerekecek. Annan planında iki toplumdan oy çoklukları öngörülmüyordu. Konsey'in seçilebilmesi için Kıbrıslı Türk ve Rum oylarının ¼'ü yeterliydi.
Kararların alınabilmesi için Konsey'in; aynı topluma mensup en az iki üyesinin oyu gerekir. Son bilgi tek kaynaktan geliyor. Teyit edilmesi durumunda; Annan planındaki noktadan da saptığı anlamına gelecek.
Evet, Sayın Talat ve Hristofyas bunları öngörmüşler. Rum Basınından da olsa bir şeyler öğreniyoruz.
Bu konuda benim anlamadığım, Tek devlet, tek vatandaşlığı kabul eden birisi bu önerileri niye sunar. Acaba buda başka bir taktik mi. buda Rum'un da yardımlarıyla KKTC'de tansiyonun düşürülmesi için yapılan bir manevra mı?
Sen tek devlet ve tek vatandaşlığı kabul ettikten sonra yönetimin kaçta kaçı senin olmuş bunun kavgasını yapamaya gerek yok artık. Rum önüne ne koyarsa bununla yetinmek zorundasın. Türkiye'nin desteğinin arkasında olduğunu söyleyen Sayın Talat burada da yanılıyor. O destek sana AKP'den geliyor. AKP'de tüm Türkiye demek değildir. Asıl Anadolu'yu arkanda bulduğun an işte o zaman Rum senin onların önüne attıklarınla yetinmek zorunda kalacaktır. Yoksa şimdi sizin yaptığınız ŞEYTAN ÜÇGENİNDE KAYBOLMAKTIR.
28.10.2008