Nasıl Yaşarız Rum'larla?...Bayraksız Ve Egemensiz!..

Katılım
22 Ağu 2008
Mesajlar
204
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Nasıl Yaşarız RUM’larla?..
BAYRAKSIZ VE EGEMENSİZ!...

‘’ Ey BAYRAK!..
Uğrunda veremediğimiz canı,
Gölgende yaşatmaya hakkımız yok…’’

‘’ Yer Gazimağosa limanı..1571 yılından beri Türk’ün ayak izlerini taşıyan bu tarihi limanda, İstiklal Marşımızın eşliğinde gönderinden indirdiği ‘’ Al Sancağını ‘’ son kez selamlayarak katlayan ve kılıfına koyan ‘’ Komutan ‘’bu durumun hüznünü yaşarken, terk etmek zorunda bırakıldığı Yavru Vatan topraklarında huzur içerisinde yatan ‘’ Şehitlerin ‘’ mezarlarından toplanarak doldurulan ve Anavatanlarına götüreceği o aziz kemik torbalarına gözü yaşlı ve boynu bükük bir şekilde bakar!..Bu evlatların Türkiye’deki yakınlarına, analarına ve babalarına vereceği cevabın ne olacağını düşünmektedir. Türk askerinin ada dan ayrılışını son kez izleyen gözü yaşlı Kıbrıs Türk’leri ise çaresizlik içerisinde el sallarlarken!..Geleceklerini ‘’ Birleşik Kıbrıs ‘’ çatısına emanet ederek bu milli davamızı sonlandıranların; henüz onlar için hazırladıkları geleceğin, Rum’un ve Barış Gücü askerinin insafına bırakılmanın ne demek olduğunu bilmeden gelecek nesillere ne söyleyeceklerinin hesabını yapmaktadırlar!..’’ Güle, güle Mehmetçik..’’
‘’ Komutan ‘’coşkun dalgalarla geldiği Mağosa sahillerine ufuk hattından son bir kez daha bakar!..Kızgın ve mağrur bir ses tonuyla şöyle mırıldanır: Elveda Kıbrıs..Ama bir gün mutlaka!..’’
( Bu giriş paragrafı Kasım 2006’da yayımlanan,‘’Elveda Kıbrıs.Ama bir gün mutlaka!..’’isimli kitabımdan alınmıştır..)
Bugün Kıbrıs Milli Davamızda gelinen noktadan gelecek döneme baktığımızda, ata yadigarı bu vatan topraklarında Kıbrıs Türk Halkının vermiş olduğu istiklal savaşına ve varoluş mücadelesine rağmen!..Bir gün yazımın giriş bölümünde ortaya koyduğum böyle bir tablo ile karşılaşmayacağımızı kim garanti edebilir?..
Ya sonrasını!..
‘’ Ve sonunda anlaşma olmuştu!..Hristofyas ve Talat ikilisi 1963 yılında bozulan ortaklığı istedikleri yola sokmuşlardı!.. ‘’ Birleşik Kıbrıs ‘’ adını taşıyan bu yolun sonunda devleti yeniden oluşturmuşlardı!..Kıbrıs Cumhuriyetinin varlığı artık adanın Kuzeyini de içine almış olarak yoluna devam edecekti..Tek taraflı olarak AB’ye alınan Rum’lar en sonunda istediklerini elde etmişler ve Kıbrıs Türk’ünü 1960 da kurulan Cumhuriyet ortaklığının da gerisine götürerek ‘’ Kıbrıslılık ‘’ kavramı içerisinde bir toplum statüsüne geriletmişlerdi!..
50 yıllık direniş yıkılmış ve en sonunda ‘’ Birleşik Federal Kıbrıs Cumhuriyeti ‘’ kurulmuştu..Kıbrıs Türk Halkı şaşkın, kızgın ve kırgındı!..Kendilerini yöneten siyasi yapıya ateş püskürüyordu!..Ancak bu sonucu hedefleyen iktidardaki yöneticiler ve Rum işbirlikçileri mutlu ve mesuttu!..Artık ada da hedeflenen sona ulaşılmıştı!..Bundan sonra Kıbrıs Türk Halkının üzerine kol kanat geren Anavatanın ne garantisi, ne de 34 Yıldır Kıbrıs Türk Halkının varlığı ve güvenliği için ant için Türk Askeri ada da olmayacaktı!..Ama ne çıkar?..Sonunda Kıbrıslıların oluşturduğu bu Cumhuriyet, AB üyesi değil miydi?..AB’ye üye bir devletin topraklarında yabancı askerlerin işin neydi?..Onlar artık AB’nin kanatları altında değiller miydi?..Artık Kıbrıs Türk’ü de Avrupa vatandaşı olmuştu!..Hem de Türkiye’den önce!..Bundan böyle istedikleri ülkeye vizesiz gidiş hakları, seyahat ve çalışma özgürlükleri, ihracaat ve ithalat olanakları, her türlü ticari kolaylıkları olacaktı!..
Ama ya kimlikleri!..Egemenlikleri!..Özgürlükleri!..Ya geride bırakılan mücadele yıllarına feda edilen anaları, babaları, evlatların mezarları ‘’Şehitliklerimiz!.’’.Ata yadigarı toprakları!..Yıllardır yaşattıkları, özgürce havasını soludukları devletleri K.K.T.C!..Ve uğruna kan ve can bedeli ödeyerek göndere çektikleri Ay Yıldızlı Bayrakları!..Bunlar artık olmayacak mıydı?..Siyasiler başarmıştı!..Ama Kıbrıs Türk Halkı bu teslimiyeti kabul edecek miydi?...’’
Yazımda tırnak içerisine aldığım iki hayali bölüm, iki senaryo sundum sizlere!..Bu yazdıklarım; günümüzde yaşadığımız kritik sürecin nelere mal olabileceğini anlatmak içindi!.. Hiç şüphem yoktur ki!..Kabul edilmesi asla mümkün olmayan bu iki tablonun oluşmasına Yüce Türk Milleti ve onun ayrılmaz bir parçası olan Kıbrıs Türk Halkı hiçbir zaman müsaade etmeyecektir..
Ancak tarihin sayfalarını araladığımızda 1571 yılında adayı hakimiyeti altına alan ve tam 307 yıl boyunca Kıbrıs adasında yaşayan, herkese hak ve adalet dağıtan, medeniyet ufkunu açan Osmanlı, 1878 yılında ada’yı terk ederken; İngiliz idaresine ve himayesine bırakılan ada Türkleri işte ilk paragraftaki acı gerçek ile karşı karşıya kalmamış mıydı?..Osmanlının güçsüzlüğü nedeniyle ata yadigarı Kıbrıs adasında ki vatan toprakları ve Kıbrıs Türk Halkı İngiliz’in ve Rum’un insafına bırakılmamış mıydı?..
1960 yılında kurulan Kıbrıs Cumhuriyetinin iki kurucu ortağından birisi olan Kıbrıs Türk Halkı 1963 yılında Rum’lar tarafından tek taraflı olarak bu ortaklıktan atılmamış mıydı?. Toplu mezarlara sokulmuş, köyleri yakıp yıkılmış ve tam 11 yıl boyunca ada da her türlü insanlık dışı baskılarla karşı, karşıya kalmamış mıydı?..Tüm bu mezalimleri yapan Rum’larla bugün yeniden bir arada yaşanabilir miydi? Yazımın ikinci bölümünde ortaya koyduğum senaryoda belirttiğim gibi artık ada da Türk askeri de olmayacak ve Anavatan Türkiye’nin garantörlük hakkı da bulunmayacaktı!..
Kıbrıs adasında istenen yeni çözümün ortaya çıkaracağı gerçek görüntüler işte bu iki senaryoda saklıdır!..Temennimiz asla ve asla böyle bir tablo ile Kıbrıs Türk’ünün karşı karşıya kalmamasıdır..Ancak düşüncesi bile ürkütücü olan bu tarihin tekerrürü ile karşı karşıya kalınacak olunursa!..Kıbrıs adasında 34 yıldır var olan barış bir daha geriye gelmemek üzere kaybolacaktır!.. Böyle bir sonuç ile karşı karşıya kalmak, milli davamızdaki kazanımlarımızın ve milli menfaatlerimizin ne kadarının AB süreci için feda edilebileceği ile doğru orantılıdır!..
Sonuç olarak K.K.T.C ‘de yaşayan her vatandaş mevcut sürece bakarak geleceğini düşünmeli;ailesinin ve kendi geleceğinin Rum’larla birlikte mi?..Yoksa 25 yıldır yaşatmış olduğu devleti içerisinde mi?.. Sürmesi kararını çok iyi değerlendirmelidir!..Yapacakları bu değerlendirmede onlara yol gösterecek en önemli klavuz yaşanan tarihi gerçekler ve bu gerçeklerin ortaya koyduğu sonuçlardır!..
Bu sonuçların en önemlisi tek bir cümle ile ‘’ Rum’lar ile birlikte tarihin hiçbir döneminde dostça yaşanamadığıdır..’’ Ne ortaklık devletinde ne de bir başka şekilde!..
34 yıldır ada da var olan gerçek, Kıbrıs adasında taraflar arasında yaşanan anlaşmazlıkların 1974 yılında çözüldüğünün en önemli kanıtıdır..Ada üzerinde bilinen emperyalist emellerini gerçekleştiremedikleri için ABD’nin, İngiltere’nin ve yeni yetme AB’nin taleplerinin yerine getirilmesi adına, bu gerçek neden görmezden gelinmektedir?..AB’ye üyelik süreci bahanesi ile yaşanan onca acı dolu yıllar, göçler ve Şehitler neden göz ardı edilmektedir?
Hristofyas ile yeniden başlatılan müzakere sürecinden elde edilebilecek bir tek çözüm vardır o da Rum’a teslimiyettir!..Böyle bir sona ise Kıbrıs Türk Halkı’nın ezici bir çoğunluğu asla evet demeyecektir..Kıbrıs Türk Halkının kan ve can bedeli ödeyerek elde ettiği tüm kazanımlarını savunmak için Cumhurbaşkanı seçildiği gün yemin etmiş olan baş müzakereci Sn. Talat, halkının ada da ki var oluş nedenlerini ortadan kaldıracak olan her türlü Rum dayatması karşısında bu yeminin gereğini yerine getirmek durumundadır..Bu yeminin en önemli gerekçesi K.K.T.C’nin yaşatılmasıdır..Kendisi her ne kadar tek kimlik, tek devlet ve tek egemenlik söylemleri ile çözüm yolunda ilerleyeceğini ifade ediyorsa da!..K.K.T.C’nin sokaklarında halk artık Annan Planı dönemindeki söylemleri haykırmamaktadır!..
Kıbrıs Türk Halkı son dönemde yaşadığı çok büyük ekonomik zorlukları bile göz ardı edercesine Vatanına dört elle sarılmış Rum’larla birlikte nasıl yaşarız?..Bayraksız ve Egemensiz diye haykırmaktadır!..
Kıbrıs Türk Halkının bu sesine kulak verilerek dünya kamuoyuna verilebilecek en önemli mesaj, K.K.T.C’nin varlığı olmalı ve bu gerçeğin tanınması için her kesimce azami gayret gösterilmelidir..Rum’un ve temsilcisi Hristofyasın anlaması gereken yegane gerçekte budur. Kıbrıs Türk’ü bu gerçekten hiçbir neden uğruna vazgeçmeyecektir..


Atilla ÇİLİNGİR
 

Kartal

New member
Katılım
12 Kas 2008
Mesajlar
44
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Vatansız, Bayraksız,Egemensiz ve Devletsiz!..

Atilla Çilingir'in yazısında söz ettiği bu kitap bence Kıbrıs'ta yaşam hakkını savunan her Vatansever Kıbrıs Türk'ünün okuması gereken bir kitap.. Bu yazının girişinde alıntısı yapılmış olan kitabın son bölümü ise bu dönemde Rum'un hedeflerine ulaştığı an ortaya çıkacak gerçekleri çok çarpıcı bir şekilde ortaya koymuş!..Vatansız, Bayraksız,Egemensiz ve Devletsiz kalmanın ölümden bir farkı olmasa gerek..Sevgi ve saygı ile..
 

Larnakalı

New member
Katılım
29 Şub 2008
Mesajlar
2
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Nasıl Yaşarız Rum'larla?...Bayraksız Ve Egemensiz!..

" Elveda Kıbrıs . . . ama bir gün mutlaka " sanki Kıbrıs elden gitti ama bir gün geri alınacakmış gibi bir izlenim yaratmıyor mu acaba ? ? ?
 
Üst