Mayın Tarlası...

Vedat Kuşaklı

Onursal Üye
Katılım
24 Mar 2009
Mesajlar
52
Tepkime puanı
0
Puanları
0
MAYIN TARLASI...

Mayın tarlasında yürümek veya kurşun yağmurunun altında koşmak...

İşte yaptığımız aynen budur. Yazmamdan ve yazılarımı yayıncıların yayınlamalarından bahsediyorum, e-posta adresime gelen mesajları okumaktan ve cevaplamaktan bahsediyorum.


Yazıyorum çünkü yazmam gerektiğini öz benliğim bana emrediyor. Üstelik yazmak ve yazılanları yayınlamak kesinlikle hobi, eğlence değil. Müzik, spor, bilardo, bisiklet, ata binmek değil.


Yazmak ve yazılanlara sahip çıkıp bunları yayınlamak çok başka bir şey. Özene bezene yazıyorum demiyorum, kıvranarak yazıyorum, kendimden geçerek yazıyorum. Geçmiş, gelecek ve şimdiki zaman arasında zıplayarak yazıyorum. Hiç düşünmeden yazıyorum. Çünkü duygular, düşünceler, fikirler zaten kararını çoktan vermişler, kelimeler halinde kalemle kâğıda veya klavyenin tuşları ile ekranlara nakış gibi işlenecekler. Başka mümkünü yok bunun. Tarihi bir belge olmak üzere, gelecek torunlarımıza bir not, ibret, ışık olmak üzere yazı haline gelmek için fırtınalar gibi esen duygularım, düşüncelerim, fikirlerim, anılarım bir an önce kafamdan, kalbimden, ruhumdan fırlayıp çıkacaklar ve bulunmak istedikleri mekândaki yerlerini alacaklar ve dediklerini yapıyorlar da...

Sonra günümüzün cesur yayıncıları bunları tüm dünyaya açık şekilde teşhir ediyorlar. Açık ismimle, açık fotoğrafımla ve açık e-posta adresimle. Dost, düşman, hırsız, p....venk, p...şt, terörist, mafya, alkolik, uyuşturucu bağımlısı ve satıcısı, fahişe, din adamı, tabip, bilim adamı, homoseksüel, lezbiyen, politikacı, bakan, Cumhurbaşkanı, Başbakan, orgeneral, yani her insan, mesleği, cinsel tercihi, eğitimi, yaşı, başı, kültürü, dini, mezhebi ne olursa olsun, ahlaklı veya ahlaksız her bir insan yazdıklarımı okuyabilir.

Sonra e- posta adresimi kapanlardan bana İngilizce, Fransızca, Almanca, Rusça mesajlar gelir. Uluslar arası bir loto, piyango çekilişine katılmam için davettir bu. Ya da kimisi 7500 avro kimisi 30000 dolar kazandınız, şu kişiyle irtibat kurun der. Kimisi de araba kazandığımı belirtir. Bunlar kimlik bilgilerimi, banka hesap numaralarımı ister. Kimisi de kendi banka hesap numarasını vererek babasının, annesinin, bebeğinin yakalandığı amansız hastalıktan ölmemesi için 100 bin dolara gerek olduğunu, bu parayı toparlamaya çalıştığını belirtir ve banka hesap numarasına para yatırmamızı talep eder. Çoğunu tam olarak anlamam ama rakam, dolar ve avro işareti, bank kelimesi, name (isim) gibi işaretleri alınca ben, vaziyeti çakarım ve hemen silerim.

Tahminim kara para aklamak isteyen sütü bozuk mafya emektarları eğer bir hesap numarası verirsem bu hesabı para aktarımı içinde kullanabilirler. Bunları artık hiç okumadan siliyorum ve engellenenler listesine alıyorum ama başka, farklı kimliklerle bir sildiğim düzenbaz, üç hatta beş defa daha beni yoklamaya çalışıyor.

Yazılarıma sahip çıkan yayıncım, gazetesine bir yorum sistemi getirdiyse, bazen abuk sabuk bir yorumla karşı karşıya kalabiliyorsunuz. Yorum yapan okur adeta kafa tutuyor, hesap soruyor, kibarca hakaret etmeye çalışıyor. Üstelik bunu yazıyı hiç okumadan veya yalap şalap okuyup hiç anlamadan yapmış, hani derler ya: ’’Dost, düşman alışverişte görsün!’’ aynen öyle işte... Kimisi hızını alamıyor, e- posta adresinden, mesenger veya msn denilen sistemden irtibat kurmaya çalışıyor.

Hepsinin ortak bir özelliği var bunların. Açık isimlerini, açık kimliklerini kullanmaya ödü kopan kişiler. Bir rumuzla, bir mahlasla, uyduruk bir isimle delikanlılık veya bitirim kızlık yaptığını sanırlar. Hatta kimisi beni alenen tehdit eder. Öldürmekten, dövmekten falan bahseder. Ama kimdir, nedir, belli değil?...

Ben, benim gibi yazarlar, yazılarımıza sahip çıkan yayıncılarımızın ise; neredeyse açık adreslerine, kapı numaralarına kadar, büyük babası ve büyük annesi kimlerdenmiş, ta oralara kadar, hakkımızdaki bilgiler bilinir ve çoğu tüm beşer ile paylaşılır.

Tacizciler, sahte bitirimler, palavra delikanlılar, geyik muhabbetini sanat edinmişler, ahkam kestiğini sanıp onu bile yüzlerine ve gözlerine bulaştıranlar ise; isimleri takmadır, e-posta adresleri uydurmadır, kimlikleri meçhuldür... Çünkü açıkça’’ İşte ben buyum!’’ demeye cesaretleri hiç yoktur ve hiç olmamıştır da...

Ben buyum ve buradayım. 51 yaşındayım. Ölümden küçük çocukken bile hiç korkmadım. Korumam, muhafızım hiç olmadı. Polisten, jandarmadan, savcıdan güvenlik nedeniyle hiç destek almadım. Ulu Yaratan’ın ve öz benliğimin desteği bana yeter. Az biraz kollarım, bileklerim de fena sayılmaz. Ruhsatlı silahım da hiç tutukluk yapmaz.

Eğer hakikaten niyeti olan varsa, bana tetik veya bıçak çekmeye hakikaten niyeti olan varsa; bir gün bu sayfalara fiilen bulunacağım bir güzergahı, mekanı da yazabilirim ama önce yazmam gereken ne kadar yazı varsa hepsini bitirmeliyim. Düşmanlarımı mutlu etmek için, yazılarımı bitirmeden kendimi öldürtmeye hiç niyetim yok.

Kısacası ben yazıyorum ve yazacağım. Çapulcuların veya tırışkadan ahkâm kesen geyik muhabbetçilerin paşa gönülleri olacak diye, yazmaktan vazgeçmem.

Yayıncım; göz göre göre, aptalca, seviyesi diplerde bir okur yorumunu benim yazımın altına gelmesine izin verirse orada yazmam, başka bir yer ararım kendime veya benim yayıncım dâhili, harici baskılardan veya kişisel özgüvenini, şahsiyetini, kimliğini kaybettiğinden dolayı; aylardır, haftalardır memnuniyetle yayınladığı yazılarımı gün gelirde haberim olmadan siliverirse ve bana da ‘’aman bir daha yazı gönderme, yayınlamayacağım!’’ gibilerden bir kolbastı çekerse; ben ona hiçbir yorum yapmam ve yazılarımı yayınlayacak başka bir yer bulurum.

Zaten yılda üç beş kuruş ödersem ki iş başa düşerse öderim, kendi web sayfamı yaparım ve yazılarımı orada neşrederim.

Yazmak ve yayıncılık yapmak, sandığınız gibi zevkli, keyifli, bizi mest eden bir faaliyet veya eğlence değil. Bize para kazandıran bir iş de değil.

Mayın tarlası... Kurşun yağmuru... Bomba rüzgarları... Peki, yazmak zorunda mıyız? Yayınlamak mecburiyetimiz mi var? Maalesef hem evet! Hem de hayır! Okurların açısından bakınca hayır! Bizim açımızdan bakınca evet! Bizim tarafta, biz olduğumuza göre, bizim açımızdan bakıyoruz.

Aydın, pir, hoca, ışık saçan, öğreten, bilim adamı... Geçiniz bunları! Böyle bir kuruntum, takıntım, iddiam yok, zaten olursa hem çok ayıp hem de boş bir yaygara olur.

Yazmak üzerine daha devam edeceğiz. İnanın bunun tam olarak açıklayabilirsem, anlatabilirsem; bana ve bizlere tüm okurlarımız acıyacaktır, üzülecektir. Şaşıracaktır. Teselli etmeye, moral vermeye kalkışan bile olacaktır.
 

Kartal Gözü

Dost Üyeler
Katılım
6 Eki 2008
Mesajlar
1,388
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Mayın Tarlası...

"Mayın tarlasında yürümek veya kurşun yağmurunda koşmak" :)

Fiilen yaşamadığım, yaşamayı asla istemeyeceğim, şeylerden. Bu tasvir ustalığını ancak asker veya polis kökenli bir yazar kullanır. Nedense asker ve polis kökenli yazarlarımızda benzeri tarzı görüyorum, doğal olarak da anlıyorum mesleğini.

Biraz savunma gibi olacak, bende bu site ve bir kaç sitede daha çok değişik mahlaslar kullanıyorum, bir kısmı adıma tescilli bu mahlasları veya müstear isimleri neden kullandığımı anlatmak istiyorum.

Öncelikle Milletimiz aleyhine çalışanlar ile internet ortamında çarpıştığım için kullanıyorum. Gerçek ismimi kullandığım yerlerde var. Fakat bir süre sonra ben ve benim gibi olanların yazdığı yerlerde bunlar zehirlerini akıtamadıkları için hemen alan değiştiriyorlar, izleyip yerlerini tespit ettiğimizde ise yeniden kaçıyorlar. Zaman ile biz de akıllandık, önce başka isimle katiliyor, arkasından abuk sabuk sorular soruyor sonra yükleniyoruz, ve bu şekilde devam ediyor.

Her zaman bu kadar kazasız belasız olmuyor tabi, belirttiğiniz tehditleri alıyoruz, alıyorum. Öyle siteler varki, oralara kendime ait yerlerden ve bilinen adreslerimden kesinlikle girmiyorum, özellikle ermeniler ciddi uyguluyorlar tehditlerini.

Siz elbette bu konumda olanlardan söz etmiyorsunuz. Ben de savunma maksatlı yazmadım.

Birde bu sitede hemen herkes mahlas kullanıyor, sebebi bundan bir süre önce site yöneticileri tarafından açıklanmıştı. Açıklamaya göre site faaliyetleri nedeniyle tanınarak paye almak istemedikleri için mahlas kullanıyorlarmış.

Siz elbette bu düşünceye de kızmıyorsunuz. Sizi anlamamak imkansız.

Söylediğiniz şekilde okuduğunu anlamayan, anlayamayacak olanların saçma soru ve eleştirilerinden çok, bu saçmalıkları yayınlayan yayıncılara kızıyorsunuz. Sanıyorum bu noktada yayıncılar da çok zor durumda kalıyorlardır. Yazardan yana mı, okuyandan yana mı olacaklar?

Bu yayın organını neden kurdular, yazarlar yazsın okuyucular okuyup düşüncelerini belirtsinler diye. Pek çok yayın alanında yayın denetimi yoktur, olmamalı da, yoksa üye sayısı çok azalır ve yayın organı kuruluş amacından uzaklaşır. Her şekilde okuyan bir kaç kişiden birisi birşeyler yazacaktır, hepsinin anlayabilme yeteneği olmayabiliyor ne yazık ki.

Ben biraz da bu yapıdaki insanların dikkatini çekmeyi istediğim için yazıyorum. Kitap okumuyor sa bir kaç küçük yazı ile ufkuna katkıda bulunmak istediğim, kendi okuduklarımdan edindiklerimi paylaşmaktan haz aldığım için sizin de şikayet ettiğiniz tarz cevaplardan alınmıyor, onlara kendimce açıklamalar yapıyorum. 100 kişiden bir kişi bir kaç uyarıdan sonra daha dikkatli okursa bu durum beni çok mutlu ediyor. Kendimi topluma hizmet etmiş gibi kabul ediyorum.

Anladığım kadarı ile siz uyarı konusunu yayıncının görev edinmesini istiyorsunuz, ne yazık ki bu her zaman mümkün olamıyor. Siteler, forumlar, bloglar, yayın organları okuyucu sayısını artırmak zorundalar, üye olmak isteyenlerin anlama yeteneğini ölçmek imkansız. Eğer bu şekilde bir değerlendirme de bulunulacak olsa her yayıncıda bir kaç yazar bir kaç okurdan ibaret olurlar.

Amaç daha çok kişiye ulaşmak olduğunda, daha çok kişinin anlama kapasitesini genişletmek için yazmak, yazılarımızı savunmak benim için keyf oluyor. Hele de dediğim gibi bir kişi bile daha dikkatle yazmaya başlamışsa deymeyin keyfime :)

Ha korkan yayıncı mı, boşverin gitsin, biraz da siz korkutun.

saygı ile,
 

scoutali

New member
Katılım
12 Şub 2009
Mesajlar
1
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Mayın Tarlası...

"Yaşadıklarımız bizim içindir...
Yazdıklarımız bizim için...
Belki hoşunuza gitmez kan damlayan satırlar,
Ama sonuçları sizin içindir, sizin için..."

Belki hayatı böyle seçtik biz,
Kolaycılığa kaçmadan, zor yönünden yaşadık...
Kimse bilmedi içimizde kopan fırtınaları, çünkü "Anlatmadık..."
Yalanların arasında huzuru bulamadık...

Kan tükürürken bile,
İnadı ve ihaneti hiç anlamadık,
En haklı olduğumuz anda bile,
Kendimize dost bulamadık...

Ya bizdik yanlış olan yaptıklarımızla,
Ya dünyanın düzeni...
Bıkmadık, doğru bildiğimizi söylemekten,
Ve sıyrılmak için yalanlardan bıkmadık...

Güneş, bir gün doğduğunda mezarımızın üstünde;
Biliriz, kırmızı gelincikler açacak, papatya tarlaları gibi,
Ardımızdan methiyeler düzecekler yaptıklarımıza dair,
Göz yaşları içinde torunlarımız; özür dileyecekler...

Sevgili Dost,
Yazılarını okuyorum. Bu şiiri şimdi yazdım ve sana armağan ediyorum. Belki biz olmayacağız bu dünya'da... Ancak hep merak ederim. Olacakmı acaba tepemizde bir bayrak;Al-kırmızı renkleri ile pırıl-pırıl parlayarak...
Yoksa mavi-beyaz bir direğin ucunda, mavi beyaz bir bayrağın altındamı yatacağız?
Tanrı o günleri göstermesin...
Böyle olursa mezarımın bile yeri bilinmesin...
Sevgilerimle,
Taner (Sedat)
 

Ayla Berkin

Onursal Üye
Katılım
13 Haz 2008
Mesajlar
386
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Yaş
74
Konum
Gazimagosa
Web sitesi
www.aylaberkin.com
Cevap: Mayın Tarlası...

yazmak bir Allah vergisidir de okumakta bir sanattır bence. Eleştirel de olsa, hakaret de içerse, bunlar o yazılanların okunduğunun göstergesidir ki verilmek istenen mesaj yerini bulmuş demektir. Size bir yazımdan ve yapılan yorumdan bahsetmek istiyorum. yazılarımda Cumhurbaşkanı Talat'a sürekli olarak Toplum Lideri diye hitap ederim. o yazımda da aynen bu şekilde hitap etmiştim. çok kötü bir şekilde terbiyesizce eleştirildim. Fakat ben gayet nazik bir şekilde o kişiye Cumhurbaşkanına niçin Toplum Lideri dediğimi uzun uzun anlattım. sonunda o kişi benden özür diledi ve çok mahçup olduğunu söyledi. ondan sonra da KKTC hakkında hiç birşey bilmediğini ve sayemde bir çok gerçeği de öğrendiğini ifade etti. eleştirilere cevap vermekte bir sanattır. kızmadan sizinde değiniz gibi yazdıklarınızn arkasında durarak cevap vermek lazım.
 
Son düzenleme:

Levent Akıncı

Onursal Üye
Katılım
12 Eyl 2008
Mesajlar
49
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Mayın Tarlası...

Komutanım; Durmak yok, yola devam. Kervanımız yürüyor. Aydınlatmak sizin göreviniz bunu benden iyi bildiğinizi biliyorum. Biçare cahiliye artıklarıdır size bu rahatsızlığı verenler. Önemsemeye gerek yok. Karanlıkta kahraman olmak isteyenlere verdiğiniz şu ders bile yeter. Elinize sağlık. Saygılar sunuyorum.
 

DADAŞ25

New member
Katılım
24 Ocak 2009
Mesajlar
9
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Mayın Tarlası...

Yazmak kadar, yazdıklarımızı okumak ve okuduklarımızı doğru anlamak! Bunların hepsi birbirine tamanlayan katmanların katlarıdır! Ne hazindir ki, ülkemizin geçmişte olduğu gibi, bugünde okuma yazma ile ve yazdıklarımızı okumamakla bir sorunumuz var!
Tabbi her insan yazamaz.. Nasıl ki, sesi güzel o
lan insanların şarkıları türküleri çok güzel ifade ve edayla icra ediyorlarsa, yazmak içinde bir yeteneğin olması ve içeriden bir şeylerin fışkırması gerekir diye düşünüyorum.
Fakat yazılanları okumak, yani okur olmak bir yetenekten öteye bir ilgi alaka ve heves vb gibi durumlar
la irlikte okuyan kişinin karakter özeliliği iele ve birde yetiştiği, (istisnalar hariç) ortamında çok önemi vardır!
 
Bir insan kitap okuma alışkanlığı olu
pta evinde kitaplığı bulunuyorsa, o evin yetişen yeni nesilleri okumayı sever ve bazende ilerki zamanlarda, içindeki yazma olgusunun dışa vurmasıına yardımcı olur. Okumayan insan kendini tarif edemez. Hakkını hukukunu aramada yetersiz kalır! Ülkesinin geleceği için en önemli seçme hakkında yanılgıya düşebilir!
Y
ani bir çok olumsuz etkenlerle karşı, karşıya kalarak hayatını idame ettimede başarısız olduğu gibi yaşamın olumluzluklarıda yakasını hiç bırakmayabilir? Tabii burada yine "istisnaları hariç" tutarak konuyu değerlendiriyorum.
 
Mesele; Birisi çıkar şöyle bir düşünceyi ortaya atabilir! Hani eskiden büyüklerimiz, ne yani biz okumadıkta aç mı kaldı gibi ucu açık ve bir okadar
da , okuyan çocuklar üzerinde olumsuz etki bırakacak bir somut olmayan soyut olan bir kavramdır.
Tabii ki okmayan insan aç kalmaz. Bir şeklide Yüce Yaradan rızkını verir! Ama okumak, ok
umak, yeteneği varsada yazmak, yazmak şart! Helede yaşadığımız bu dönemde buna daha çok ihtiyaç var olduğunu düşünüyorum.
 
Kesin olarak! Böyle olmasaydı
? Cebrail Alehisselam, okur yazar olmayan,"Sonsuzluğun Sahibin"den,Peygamber Efendimiz' e (sav) Ya Muhammet Allah adına "OKU, OKU , OKU" demezdi. İşte bu üç kelimenin bizlere çok şeyler öğrettiğine inanıyorum. Tabii inanlar için söylüyorum. Sealm ve dua ile..
 

DADAŞ25

New member
Katılım
24 Ocak 2009
Mesajlar
9
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Mayın Tarlası...

Okuyalım, Okutalım ki, bugünki konjüktörde bilinçli bir şekilde uzak kalmayalım.. Bugün ülkemizin sorunlarının büyük bir kısmının çözülebilirliği olduğu halde çözememişliğimizin nedeni okuyamamazlığımızdan kaynaklanmaktadır. Gelin Kıbrıs'ın sevadalılrı ve Türkiye ve Türk Cumhuriyetleri sevdalıları okuyalım, birlik olalım.. Birlikten kuvvet doğar. Yalnız kalmaktan korkma , bilgisz kalmaktan kork! Bilgili olmak kuvvettir ve aynı zamandada insanı her zaman başı dik olarak hayata kalmasını sağlar ve kuvvetli olarak toplumun karşısına çıkarır! Kuvvetsizlik bilgisizikle eşdeğr olduğu varsayımdan yola çıkarsak! İşte o zaman kafana çuval geçirirler! V

Vatanın sözkonusu olduğu yerde gerisi teferruattır. Selam ve dua ile..
 

Bülent Baysal

Dost Üyeler
Katılım
21 Ağu 2008
Mesajlar
481
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Tanrı ve Hıra Dağlarında
Cevap: Mayın Tarlası...

Tanrı Türkü Korumaktadır. Ebede kadar koruyacaktır. Çünkü Türk O'nun Alemdarıdır.
Yazmaya vira Komutanım. Saygılarımla....
 

rersan

New member
Katılım
6 Nis 2009
Mesajlar
22
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Mayın Tarlası...

Merhabalar ben bu yazı için ve yorumlar için herkese teşekkür ediyorum.Hepsini de okudum anladım ki sadece sevmek ve istek yeterli değil bazıları bu sevgilere göz koyuyor.Ne olabilir vatan, millet,ana ve baba sevgisi gibi daha çok da arttırabiliriz.Komutanım size çok teşekkür ediyorum bizi aydınlattığınız için ayrıca diğer saygıdeğer büyüklerime ve arkadaşlara da teşekkürler düşüncelerinize ve anlatmak istediklerinizin hepsine katılıyorum tabi ki tehditler savuracaklar çıkar amaçlı da kullanacaklar yapılanların hepsi yanlıştır.
Allah Türk Milletinin yardımcısı olsun. Saygılarımla iyi günler.
 

Bülent Baysal

Dost Üyeler
Katılım
21 Ağu 2008
Mesajlar
481
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Tanrı ve Hıra Dağlarında
Cevap: Mayın Tarlası...

Muhterem ve Sevgili Komutanım,

Türk'ün Otağı Kıbrıs 1974 de, mayın tarlası, kurşun yağmurları ve bomba rüzgarları olamaz. Zaten sizin de bizim de kastımız, düşüncemiz hiçbir zaman bu değildir. Belki art niyetli istihbarat meraklıları veya bazı görevliler (!) 6 ncı kol faaliyeti düşünce ve amacı ile siteye nazar atabilirler ama nüfuz edemezler bence. Buna şu kadar aydır izlediğim kadarıyla hem otağ yöneticilerimiz ve hem de sizin gibi, benim gibi, diğer bütün otağ mensubu kardeşlerimiz gibi, bu otağda bulunmaktan, naçizane katkılarda bulunmaktan, birlik ve beraberlik içinde bazı güzel umde, fikir ve hedefleri paylaşarak belli kutsal değerlere odaklanmış insanlar buna müsaade etmez. İzlediğim kadarıyla gerek Otağ Yöneticileri ve gerekse yazıları ile katkıda bulunarak tanıma şansı bulduğum üyeler, Otağ kardeşlerimiz, öngörüleri, sezileri kuvvetli, aynı ortak paydayı taşıyan Türk İnsanları. Böyle bir Otağ'da kimseye zarar gelemeyeceğini düşünüyor ve inanıyorum.

Aziz Komutan, tabii ki yazacaksınız, yazacağız, meramımızı anlatacağız. Salih Mehmet Ersoy kardeşimizin dediği gibi, "Güneşin Türk Vatanı üzerinde bir başka doğuşunu hepbirlikte göreceğiz." Bunlar sizin gibi kardeşlerimizin DEĞERLİ YAZILARIYLA olacak ve bu hizmetler BU OTAĞ'da "acımaya, üzülmeye ve şaşırmaya ve hatta teselli edilmeye değil, kutlanmaya, birlikte sevinmeye, minnet duymaya, teşvik etmeye, edilmeye, BAYRAMLARA, OTAĞ TÖRENLERİ'ne sonuçta mutlaka vesile olacaktır.

Şimdi yazacağım son sözlerim için affınızı dilerim. Muhatabım Sizi üzmek isteyenlerdir. Bunu da sizin gibi seciyesi yüksek bir kardeşime, bildiğiniz bir darbımesel olarak yazmam gereksiz ama yazmadan edemedim.

ISIRACAK İT DİŞ GÖSTERMEZ.
İTİN KURDA DİŞİ GEÇMEZ.

Saygı, Sevgi, takdir ve minnet duygularımla...
 

Vedat Kuşaklı

Onursal Üye
Katılım
24 Mar 2009
Mesajlar
52
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Mayın Tarlası...

Bu yorumları okuduktan sonra;kalem,klavye bırakmam nasıl mümkün olabilir?Teşekkür ediyorum.Sağolunuz.
 

Vedat Kuşaklı

Onursal Üye
Katılım
24 Mar 2009
Mesajlar
52
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Mayın Tarlası...

Çok teşekkürler.Türk adı ve soyadı ile daha dün bir e-posta aldım.İyi bir okurumdan sanıp açmak gafletinde bulundum.Sonra ilk üç satırından Türklerin Ermenilerle niçin dost olamayacağının hesabını sormaya çalışan ve sanki ortada bir dostluk varmış da bunu ben bozuyormuşum gibi bir ima,hava içinde olan biri olduğunu algıladım ve sonrasını okumadan hemen gereksiz olarak sildim ve adresi engelledikerim listesine aldım.Sakın onlardan korktuğumu sanmayın.Ben kendimden korkuyorum.Çok sinirlerinirim,bana yakışmayacak,size yakışmayacak yazılar yazarım veya bu şarlatanlar her kimse onları açık ve net bir yere çekerim,davet ederim ve ne olacaksa olur.Fikirleri anlamak için okumalı.Cevaplar da ipe sapa gelen cinsten olmalı.Beni anlasaydı,benim tüm mesajlarımı takip etseydi ''Kişiler arasında;ırk,dil,din,mezhep,devlet,millet farklılıklarına rağmen ; dostluk,sevgi,hürmet,samimiyet,kardeşlik,evlilik bağları tesis ve idame edilebilir ama devletler arasında,devlet politikaları arasında bunun mümkünü yoktur.Ulusal menfaatler daima ön plandadır.'' yazılarımı da görecekti.Kendilerine soy kırım yaptığımı yalan,dolan bir şekilde yüz senedir bütün dünyaya yaygara ile ilan eden;biraz zaafiyet göstersem benden tazminat,toprak talebinde bulunacağını şimdiden ilan eden bir politikanın,bu politikanın şakşakçısı devletlerinin,hükümetlerinin ben Türkiye olarak nesiyle,kimiyle dost olacağım?Ama kabahat bizde.Yüz senedir bizim yaygara kopartmamız lazımdı,''Osmanlıyı siz ve yandaşlarınız zayıflatıp çökertti,biz de korumaya çalıştık!''dememiz lazımdı.Biz lazım olan hiç bir şey yapmadık,hep lüzumsuz işler peşinde koştuk.
 

Kartal Gözü

Dost Üyeler
Katılım
6 Eki 2008
Mesajlar
1,388
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Mayın Tarlası...

Haklısınız uluslar arası arenada ermenilele yapılan fikir tartışmalarında ermeniler özellikle tahammül edemeyerek küfreden kişilerin yazılarına odaklanarak zayıflatmaya, tartışmayı dorultusundan çıkarmaya büyük özen gösteriyorlar.

Sizde karşılaşmış olmalısınız ki bu duruma meydan vermemeye özen göstermişsiniz.

O ortamda kalemini kullananlar adına size teşekkür ediyorum.
 

Vedat Kuşaklı

Onursal Üye
Katılım
24 Mar 2009
Mesajlar
52
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Cevap: Mayın Tarlası...

Yorumlar,cevaplar,katılımlar için sağolunuz,var olunuz.
Kıbrıs Türkleri o eski günleri bir daha inşallah yaşamayacaktır.
Balkanlar'daki,Batı Trakya'daki,Makedonya'daki,Kafkaslar'daki,Türkistan'daki hiç bir Türk,bundan böyle kötülük yaşamayacaktır dileğimiz ve inancımız eksik olmasın.Sadece Türk ve Müslüman değil;dünyanın hiç bir insanı kötülük,çirkinlik,yanlışlık yaşamasın.Ama;Irk,Millet olarak Türk olmayan ve Din Olarak İslam olmayan insanların menfaatleri,hak ve özgürlükleri,refah ve mutlulukları için milyarlarca çaba gösteren,didinen insan var.Üstelik Onlar bu çabalarını,kendinden olmayanların analarını ağlatarak yapıyorlar.Biz;kimsenin anasını,babasını,kızını,karısını ağlatmadan yapmaya çalışıyoruz.
 
Üst