Kim Kimi Kandırıyor?..

Katılım
22 Ağu 2008
Mesajlar
204
Tepkime puanı
1
Puanları
0
Kim Kimi Kandırıyor?..

Yeter artık!..Kıbrıs müzakerelerinde liderler arasında yapılan her görüşme sonucunda adada ki mevcut zemin Kıbrıs Türk’ünün altından biraz daha kaymakta ve her seferinde Türk tarafının Sn. Müzakerecisi tarafından yapılan tavizkar açıklamalar, Rum’un eline koz olarak geçmektedir!..

K.K.T.C Cumhurbaşkanı ve Türk tarafının müzakerecisi Sn. Talat Rum lideri Hristofyas ile yapmış olduğu son görüşmeden sonra, bu seferde ‘’ Toprak konusu en zor konulardan biridir’’ diyerek geçmişte % 29 artı kabul edildiği için bu konuda taviz vermek zorundayız ‘’ mecburiyetini içeren bir açıklama yapıverdi!..

Ekonomik konuların görüşüldüğü ikili müzakerelerin hemen ertesi günü durduk yerde bu beyanatta nereden çıktı denebilir!..Ama benzeri açıklamalar ilk kez yapılmamaktadır..Özellikle Hristofyas görüşmede ele alınan konu başlığı yerine her defasında, Türkiye’nin adanın kuzeyini işgal ettiğini, Türk askerinin adayı terk etmesi gerektiğini, Türkiye’nin garantörlüğüne ihtiyaç olmadığını, Türkiye’den gelerek adaya yerleşen kardeşlerimizin geri gönderilmeleri gerektiğini, Kıbrıs’ta bir çözüm gerçekleşecekse bunun Kıbrıslılar tarafından sağlanabileceğini, Kıbrıs Türk Halkının sözde Kıbrıs Cumhuriyeti içerisinde yaşayan diğer azınlıklardan bir farkı olmadığını ve adada tek devlet, tek kimlik ve tek egemenlik çerçevesinde hedeflenenin ‘’ Birleşik Kıbrıs’’ olduğunu ifade ederek; Kıbrıs’ta yaşayan Türk’lerin elde ettikleri tüm kazanımları yok etmeyi ve Türkiye’nin Kıbrıs adası üzerindeki stratejik haklarını saf dışı bırakmayı içeren bu beyanları ile daima gündemi belirleyen ve yönlendiren olmuştur!..Kıbrıs Türk halkının müzakerecisi ise hiç bir görüşme içeriğini açıklamadığı gibi Rum liderin yapmış olduğu bu teslimiyeti işaret eden beyanlarına dahi onun anlayacağı bir biçimde yanıt vermemiştir!..

30’uncu görüşmeden sonra asıl bombayı yine Rum lideri patlatmış ve yapmış olduğu şu açıklama ile görüşmelerde ki en çarpıcı söylemini ortaya koyuvermiştir!..’’ Talat’la masada tek devlet, tek egemenlik,tek vatandaşlık ve federasyonu konuşuyoruz!..Türkiye Milli Güvenlik Kurulunun açıkladığı iki bağımsız ve eşit devletin ortaklığını değil!..’’Rum liderin bu çarpıcı açıklamasının ardından 4 tam gün geçti!.. Bu beyana karşılık olarak, ne Türkiyede ki yetkililerden, ne K.K.T.C’nin görüşmecisinden ve ne de İktidarı devr alan UBP kanadından bir yanıt gelmedi!..Sn Talat’ın toprak konusunda taviz verebiliriz açıklamasının hemen ardından Rum tarafının görüşmecisinden böyle önemli bir beyanın gelmesi çok manidardır!..Bu önemli açıklamaya yanıt verilmeyişi daha da manidar olup, bu açıklamalar dünya kamuoyunun önünde yapılmaktadır.. Dolayısı ile Rum’un her söylediği hususa cevap verilecek diye bir kaide yoktur ama bu söylem görüşmelerin omrgasını ve sonucunu içermektedir; böyle önemli bir açıklamaya yanıt verilmeyecektir de hangi konuda görüş belirtilecektir..Uluslarası bir gündemin parçası olmaya devam eden Kıbrıs müzakerelerinde böylesine önemli bir açıklama nasıl yanıtsız bırakılabilir?..Sükut ikrardan gelir!.. Ama konu vatan olunca o vatanın simge makamlarında oturanların suskun kalma gibi bir tercihleri olamaz!..Bu sözüm K.K.T.C de iktidarı devr alan yeni hükümet için de geçerlidir..Bu gün Başbakan Sn. Eroğlu toprak ve Kıbrıs Türk’ünün milli mücadele tarihi ile ilgili olarak yaptığı bazı açıklamalarla hükümetin varlığını hissettirerek Sn. Talat’ı eleştirmiş ama Rum liderin o çok önemli açıklamasına yanıt vermemiştir!..

Görüşmeler tüm hızı ile devam etmektedir!..K.K.T.C de yapılan 19 Nisan erken milletvekili seçiminin hemen ardından Rum lider ile yapılan görüşmelerde müzakereci sıfatını taşıyan Sn. Talat’a Türkiyede ki iktidarın liderinden ve Çankayadan destek mesajları gelmiş ve bu noktada başka bir tercihin asla kabul edilmeyeceği görüşü ifade edilmiştir!..Pek tabiidir ki bu açıklamalar Sn. Talat’ı rahatlatmıştır..Ama esas rahatlatılması gereken Kıbrıs Türk Halkının kendisi olup, adada ki yaşamsal haklarının da çözüm sürecine dahil edilerek geleceğinin garanti altına alınması ve eğer bir çözüme varılacak ise bu çözümün kalıcılığını sağlayan hususlarda anlaşmaya varılmasıdır..Yoksa Rum’un önerdiği şartları kabul ederek ve osmosis yolu ile kaybolup gitmek değil!..Ama Hristofyas’ın söylemleri, Sn. Talat’ın tavizkar açılımları, Türkiye’nin tüm bu yaşananlara rağmen Sn. Talat’ın arkasındayız mesajları, K.K.T.C de iktidarı devr alan Sn. Eroğlu hükümetinin tüm bu gelişmeler karşısında sadece görüşmeleri izleyerek ve bazı eleştici beyanlarla bu süreci geçireceği değerlendirildiğinde akla gelen şudur!..Gerçek olan hangisidir?..Kim kimi kandırmaktadır?..Herşey yolundadır da yoksa biz mi vehme kapılıyoruz?..Ama yaşananlar tüm çıplaklığı ile ortadadır!..Bu gerçeklerin en acı olanı ise yapılan her görüşmeden sonra Kıbrıs Türk’ünün lehine herhangi bir kazanımın olmayışı ve böyle devam edilecek olursa, Kıbrıs Türk Halkının mevcut statüsünün yavaş, yavaş ortadan kalkacağı ve‘’Birleşik Kıbrıs’ın’’ içerisinde kaybolacağıdır!..

Biliyorum ki bu yazımda ilk kez umutsuzluğa vurgu yapıyorum!..Ama benim umutsuzluğum yürütülen politikalar ve politikacılar ile ilgilidir..Ancak benim tüm umudum, 19 Nisan iradesini ortaya koyarak bu topraklar benim vatanım olarak kalacak diyen Kıbrıs Türk Halkında ve özellikle Kıbrıs Türk Gençliğindedir..

Temennim ve umudum o dur ki!..Liderler arası görüşmeler sonuçlandığında ortaya çıkacak olan tavizlerle dolu anlaşma metnini ve bu metnin doğal sonucu olarak hedeflenen ‘’Birleşik Kıbrıs Cumhuriyetini’’ Referandum günü geldiğinde, kahraman Kıbrıs Türk Halkı kendisine sorulmadan, danışılmadan ortaya çıkan bu teslimiyetçi çözüm yapısını elinin tersi ile iterek 26 yıldır yaşattıkları kendi devletine, K.K.T.C’ne sahip çıkacaktır..

İşte o zaman kimin, kimi kandırdığı daha iyi anlaşılacaktır!..


Atilla ÇİLİNGİR..
 
Üst