Kerkük’ün Türk Varlığı

Gök Yeleli Bozkurt

New member
Katılım
29 Nis 2008
Mesajlar
1,947
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Bozkurtlardan Birine Sorun


Irak topraklarında tarih boyunca birçok medeniyetler kurularak, bu topraklar bu yurtlar hep Türklerin olarak, Türklerden kalarak yüce bir tarihe sahip olmakla uygarlık üstün gelişmeler her bir alanda sağlanmıştır,
Bu topraklarda bir millet olmadan önce Irak’ın kuzey güneyinde Türk Sümerler medeniyeti var olmuştur. Ondan sonra Irak Türkleri tarafından altı Türk devleti kurulmuştur bunlardan Celayirler,
Ak koyunlu, kara koyunlu, ilhanlılar, Irak Selçuklu Devleti, Atabeylikler Irak tarih boyunca bu dönemlerde Irak Türkleri üstün başarılarla görevlerini yerine getirmişlerdir
Irak Türkleri bu vatanın, bu toprağın, Türkmenelinin, Kerkük Türk şehrinin sağlam milli Türkçülük davasına tarih boyu canlarını, kanlarını vererek sahipleri olarak İslam’ın ilk dönemlerinden 673 yılında Irak’a girmeye başlayarak,
Türkmenler o günden itibaren Irak’ın toprak savunmasında özellikle “Sugur” dediğimiz düşman sınır hatlarında görevlerde bulunmuşlardır, kendilerine tarih öncesi vatan edindikleri bu aziz toprakları canları pahasına binlerce şehit vererek kurumuşlardır....



Irak Türkleri kucak açmış oldukları bu kutsal vatan toprağında milli kimliklerinin olgulaşmasına ve gelişmesine katkıda bulunmuştur. Irak halkının üçüncü önemli unsurunu teşkil eden Türkler bu vatanın oğulları olarak.
Türk Sümerlerden sonra, İslam’ın ilk dönemleri diyebileceğimiz 673 yılında Irak’a girmeye başlayan Irak Türkleri yiğit atılgan savaşçı olarak Irak’ın tüm toprak yerlerini savunmada kanlar canlar binlerce şehitler vererek, topraklarını milletlerini prensiplerini satmadılar ana yurtları Kerkük’e, Erbil, Musul ve tüm Türkmeneline sarılarak bir karış topraklarını düşmanların girmesine yasakladır.
Irak Türkleri İslam ordusunda Emevi döneminde ve Irak valisi Ubeydullah bin. Ziyad, onlara inanarak Türklerden 4000’ini Basra’ya yerleştirmiştir, o zaman ülkenin iç ve dış güvenliğini Türklere bırakmıştır..
Abbasiler ilk döneminde Türklerin Irak’a girişleri devam ederek, ülkenin en önemli ve hassas sınır bölgelerde görev almaya başlamışlardır, Bu bölgelere yerleşen Türkler Irak’ın güney, orta ve kuzeyinde kesimlerine yerleşerek, vatanlarını topraklarını kurarak, tüm muhtelif Müslüman kardeşleriyle karşılaşarak uzun yıllar kardeşçesine yaşadılar tüm insanları sevdiler yardım eli uzattılar onlara. Ayrıca Irak Türkleri uzun süre İslam Devletine ve İslamlara hizmet yardım ettiler.
Bağımsız idareler beylikler, devletler, İmparatorluklar kurdular. Böylece Türkler uzak ve yakın her yerde kahraman, yiğit savaşçılar, atılgan korku bilmeyen askerler ve tanınan siyasetçiler, Din bilgin, feylesoflar, devlet adamları olarak vatanları Irak’ın her bir yerine dünya yüzünde tanındılar meşhur oldular.

Irak Türklerinin yerleşim yerleri bölgeleri 35 yıl Baas rejimi tarafından yerle bir edilen Türkmenelinin başkenti, baş tacı, göz bebeği sayılan ilk önce Kerkük gelmektedir, Kerkük şehri kimliğini kaybetmeden Saddam rejimin acımasız politikasına karşı yıkılmadan binalarca erlerini, yiğitlerini, gençlerini liderlerini şehit vererek bu kutsal toprağını savunarak tüm peşmergeler, Amerika, müttefik devletlerini önce Saddam’ın uzaklaştırma, Araplaştırma asimilasyon, soykırım, katliam politikasına karşı ayrıca Saddam’ın uşakları Talabani, Barzani Kerkük Türk şehrini 600 bin Kürdü sokmasına reğman yoğun olarak, Kürtleşme politikası boş kafayla tehditleri karşında Kerkük yüzlerine bağırmakla, Türklüğünü tüm dünyaya belli ederek dayanarak durdular milli davalarının haklarını canlarıyla savundular.

Saddam’ın sonu gelmesiyle bu iki peşmergeninde sonu yakınlaşmaktadır, bu iki Amerika uşakları Türk milletini iyice bilmeli tanımalı ve Kıbrıs savaşını bir an olsa bile hatırlamalı, artık büyük Türk ordusunun sabrı tükenince başlarına neler geleceklerini iyi biliyorlar, ve tüm dünya güçleri Türk milletinin büyük atılgan yiğit kahraman korku bilmeyen bir millet olduğunu tarih boyunca bilmişler, görmüşlerdir tanımışlardır, Yüce önder Atatürk’ü yetiren bu millet binlerce liderler, başbuğlar, erler yetirmiş ve yetiştirmektedir.

Irak Türklerinin yaşadıkları yoğun olarak, Türk şehirleri Kerkük, Erbil, Musul, Diyale, ayrıca Başkent Bağdat, Vasit, Babil Hilla, Necef, Irak’ın güneyinde çok sayıda Türk bayat, Karakol, Tatar, Nakip, Şehli, Celali aşiretleri yaşamaktadırlar, Saddam döneminde bu aşiretler nüfusları Arap olarak yazılmıştır.

Bunun yanında Kerkük’e bağlı Tazehurmatu ve Tuzhurmatu, Kümbetler, Leylan, Beşir Tavuk (Dakuk) Karatepe, Yaycı, Tokmaklı, Kızıl yar, Çardaklı, Kifri, Altunköprü, Bastamlı, Amirli, Yengice, köyleri ve yüzlerce Türk ilçe, köyleri bulunmaktadır. Diyale şehri ona bağlı kızılar bat ve Mendili ilçesi, Adana köy, Delli Abbas, Kara han, Şehreban, Kazaniya ve adını yazmadığımız daha nice köy ve ilçe bulunmaktadır.
Yoğun Türk nüfuslu olan Musul ona bağlı Telafer, Selamiye, Reşidiye, Kara koyunlu, Muhallebiye, Kara yatak, Şenif ve yüzlerce Türk ilçe, köyler Türk tarihlerine bağlıdırlar.

Başta Türkmenlerin yoğun olarak ve tarih boyunca yurt edinen uğrunda canlarını vererek şehit olanların ve Türk milletinin simgesi, gönlü, baş tacı Kerkük’tür. Türk şehri Kerkük’ün eski adı Karhā olarak geçmektedir şehrin ortaya koyulmuştur.

Kerha önemli bir şehriydi. Bunun yanında Kerkük’ün adı Kerhini diye Yakut el-Hamevî’nün Mucemu’l-Buldān adlı yapıtında yazılmıştır, Yakut el-Hamevî’ söylediğine göre: “Kerhini Dakuk ile Erbil arasında güzel, sağlam bir kale imiş, Yakut’un Kerhini dediği kaleli şehir olarak Kerkük olduğu tarihi belgelerle kanıtlamıştır.

Kerkük ve Kerhini arasında benzerliği görünmektedir. Kerhini Kerkük adının verildiği dönemi ise Ak koyunlu Türkmen Devleti dönemidir, bu dönemde Kerkük, Kerhini olarak geçmektedir. Şehrin bu iki adı yıllarca değişmeden Kerkük, daha eski olan Kerhini yerine kollanılmıştır.

Türkler bu bölgeye damgalarını vurarak, kendileriyle özdeşleştirdikler bölgelerin başında Türkler gelerek Kerkük ve çevresine o dönemlerde Kerkük bölgesine yerleştikleri tarih ise M.1055–1258 yılları arasında tarihi olarak kaynaklara dayanarak ışık tutulmuştur.

Her türlü kaynakların bu dönem hakkında vermiş oldukları bilgileri bir araya toplarsak bölgenin Türk bölgesi olduğunu ve bu yerlerde bu topraklarda Türk’ten başka hiçbir millet yaşamamıştır, Saddam döneminde ve Saddam’dan sonra tüm hızlı Araplaşma, Kürtleşme politikaya karşı Kerkük şehri ve tüm Türkmeneli toprakları, yerleri bölgeleri Türklük duygularından, dillerinden vazgeçmeden kanlarını vererek şehit olarak haklarını savunmuşlardır.

Irak Türkleri Türkmeneli bölgesinde varlıkları 1055 yıllarının çok öncesine dayanmaktadır. Çünkü bu tarihten önce de özellikle Şehrizor ve Kerkük’te Türkmenlerin varlıkları göz önündedir
Irak Türkleri başta, Şehrizor ve Kerkük olmak üzere, bölgenin tamamına hüküm sürmüşlerdir.

İbnu’l-Esir bu konuda şöyle demektedir: “Selçuklular 433/1099 yılında Şehri zor’a gelerek Türkmenlerden büyük bir ordu kurarak toplu biçimde toplayarak onlara silah ve savaş kurallarını öğretmiştir.

Askerlerinin birçoğu Türkmenlerden oluşarak, Muizuddevle’nin Irak Bağdat’ta girişiyle Muizuddevle kuvvetiyle Irak’a giren Türkmenler burada kendilerinden önce yerleşmiş Türkmenlerin bir bölümü topluma karışarak, öteki bir bölüm ise asker olarak onlara Devletin yardımına katılmışlardı.

Buveyhiler devrine kadar gelen Türkmenler güney ve orta Irak’ta yerleşmeleri yanında kuzeyde Samarra, Musul, Kerkük, Erbil, Stratejik önemi olan şehirlerde yerleşmişlerdir Selçuklular devrine gelince tam olarak 1055 tarihinde Tuğrul Bey komutasında Türkmenler Irak’a girdiler.

“Selçuklular devri Irak toplumu için en önemli devirlerden sayılmaktadır.
Bayat oymakları kabilesinin Irak’a Selçuklularla beraber geçmişlerdir. Kuzey Irak’ı kendilerine barınak yurt seçmişlerdir. Ayrıca Bayat oymakları Kerkük’e yerleşip burayı vatan edinmişlerdir. Kerkük bölgesinde oturan Türkmenlerin çoğu aslen Bayat oymaklarındandır.

Güneyde ise Türk bayatlar kardeşleri ile birlikte yaşayarak Bayatlar o derece onlara karışarak bir bölümleri
Saddam rejiminin onlara dillerini unutulmuştur. Bunun yanında orta kuzey bölgesinde yerleşen Türkler ana dillerini muhafaza etmişlerdir, arıca bölgelerindeki halkların dillerini de öğrenmişlerdir. Irak Türkleri her bir bakımdan bilgili efendi insanlar hiç kimseni öldürmediler kimseye silah çekmediler her zaman vatanlarını, topraklarını sevindiler canlarıyla kanlarıyla korudular milli Türklük davalarına bağlandılar tüm Türk milletiyle kan kardeş olarak dünya Türkçülük davası kendi davası olarak savundular,

Türkiye için Al bayrak, Türk toprakları için her an duygulandılar, coştular canları, kanlar vermeye her an hazır oldular ve hiçbir zaman yollarında davalarından dönmeyecekler.
 
Üst