Kastamonulu Şerife Bacı

DELİKURT

Dost Üyeler
Katılım
12 Haz 2008
Mesajlar
1,103
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
Turan
Kastamonulu Şerife Bacı


19652.jpg


Millî Mücadele yıllarına bir göz atacak olur isek; bu yılların milletin varlığı ile yokluğu noktasında var olmak için geçen her alandaki mücadelelere sahne olduğu görülür. Basın yayından eğitime, ticaretten tarıma kadar ya her şeyi ile kendi tercihleri doğrultusunda hareket edecek bağımsız bir millet olacak veya birilerinin diktesine girecek ve dümen suları doğrultusunda hareket edecektik. Bu bakış açısında görülen bir kısım mütareke basını, misyoner okulları, mandacılar ile diğer yanda “Ya istiklâl ya ölüm!” diyen “İstiklâl-i Tam” diyen millî duruşa sahip bir kesim de mevcuttu. Öncelikli kavga bu kesimelr arasında oldu. Daha sonra milletin kendi menfaatlerini görmesi ile kavga asıl mecrasına yani sömürgeciler ile savaşmaya gelmişti. Bu noktada da görev bütün millete düşüyordu.

Bütün Anadolu geçmişinden bugüne millî duyguları yoğun yaşayan insanların yerleştiği memleketlerden birisi olmuştur. Anadolu’da erkeği kadını aynı duygularla ve aynı inançla yüklenmiştir. Cephede vatanı, milleti, namusu, dini için erkeği süngü süngüye çarpışırken Anadolu’da analarımız, ninelerimizin boş durması, olaylara tepkisiz kalması düşünülemez. Nitekim Anadolu’nun hemen her yerinde Millî Mücadele bayraklarını taşıyanlar veya en büyük destek Anadolu kadınından gelmiştir. Kastamonu’da Şehit
ŞerifeBacı, Halime Çavuş, ve diğerleri. Bu kervanın birer yolcusudurlar.
Şerife adı Kastamonu yöresinde dillere destan olmuş bir addır. Bizim ailemizde de bu adla halam vardır. Adı yaşatmak kadar fikri yaşatmak da önemlidir. Şerife bacıyı bu derece önemli kılan ve gönüllere yerleştiren fikir ise Mehmet Akif Ersoy’un “İstiklâl uğruna ya Rab ne güneşler batıyor” dizesinde geçtiği gibi seve seve batmasını adadığı bir davadır. İstiklâl uğrunda İnebolu’ya üstün gayret ve özveri ile gelen cephaneyi kağnılar ile Ankara’ya oradan da cephelere, oğluna, kocasına, kardeşine Anadolu kadını taşımış, elinden gelen gayreti göstermiş, gerektiğinde de şehitlik şerbetini içmiştir. ŞerifeBacı da en güzel bir ifade ile vazifeşinaslığın ender örneklerinden birini göstererek soğuk kış günü donarak şehit olmuştur.
İnebolu’ya gelen cephaneyi ve naklini Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün cephede “Gözüm Sakarya’da, Dumlupınar’da, kulağım İnebolu’da” sözleri gayet güzel açıklamaktadır. İnebolu-Ankara yolunun adının İstiklâl Yolu olarak adlandırılması için imza kampanyaları da yapılmıştır. Bu önemine baktığımızda Kastamonu’nun erkeği cephede süngü süngüye ölüm kalım savaşı verir iken arkasında bıraktığı eşi, bacısı, anası da imece usulü ile İnebolu’dan cephaneyi Ankara’ya taşıyordu.
ŞerifeBacı bu analardan sadece birisidir.
Tarih 1921 Aralık ayı mevsim kışın en çetin hüküm sürdüğü günlerdir.
Şerife Bacı İnebolu’dan aldığı cephaneyi Kastamonu’ya taşımaktadır. Kağnıda cephaneler sırtında çocuğu vardır. Hava yağışlıdır. Cephanelerin ıslanmaması gerekir. Fedakar birer anne olan Anadolu kadını ve burada Şehit Şerife Bacı, Millî Mücadele uğruna gelecekteki çocukların yaşaması için, çocuğunun üzerindeki battaniyeyi alır cephane üzerine örter. Kastamonu Kışlası önüne kadar gelmiştir. Cephane yerine ulaşmıştır. Hem cephaneyi hem çocuğunu korumak uğruna her ikisi de şehit olmuşlardır.
Şerife Bacının anısına Kastamonu Valiliği önünde bir heykeli yapılmış, bir heykeli de Ankara Kızılay’dadır. Seydiler Belediye Başkanlığı Cumhuriyet’in 50. yılında belediye binası önüne Şehit ŞerifeBacı’nın rölyefini yaptırmış, ana caddeye de adını vererek ismini ölümsüzleştirmiştir. ŞerifeBacı hem Seydiler’in ham Kastamonu halkının hem de Türk Milletinin kalbindeki yerini almıştır. Böyle analarımız oldukça istikbâlimiz de istiklâlimiz de açık olacaktır.


800px-Inebolu2007_0101_135102a.JPG

 

CilekeS

Dost Üyeler
Katılım
24 Eki 2008
Mesajlar
25
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Konum
istanbul
Web sitesi
www.turanfm.com
paylaşımınız için teşekkürler.
''böyle analarımız oldukça, istikbalimizde istiklalimizde açık olacaktır.''
 
Üst