IRAKTA MAL DAĞITIYORLAR
Duydum duymadım demeyin. Amerikanlar Irak’ta taşınmaz mal, toprak, petrol kuyuları, tarlalar dağıtıyorlar.
Savaş sonrası ele geçirilen Irak topraklarını Amerikalılar ve yerli yönetim, Amerika’dan, Avrupa’dan ve hatta Kıbrıs’tan oralara taşınmak isteyen nüfusa mal mülk veriyor, tapusu ile birlikte. Parasal yardım da var. Ve ek olarak, tarım aletleri, traktörler, araç gereç ve tohum da dağıtıyor. Yıkılmamış kalan fabrikaları da işletebilecek olanlara sunuyor.
Sakın ola gülüp geçmeyiniz. Bu gibi uygulamalar artık sadece Kıbrıs’ta değil dünyanın her yanında yer alan savaşlardan sonra ele geçirilen topraklar üzerinde moda haline gelmiştir. Kıbrıs emsal alınmıştır.
Haydi koşunuz. İşsiz güçsüz, malsız, topraksız iseniz işte talih kuşu başınıza kondu sayılır.
Biraz düşünürseniz bunun bir şakadan ibaret olduğunu anlayacak ve güleceksiniz. Kıbrıs’ta ki uygulamaya da gülmeye hazır mısınız? Yoksa, buralar başka diyarlardır ve başka insanlardır buralarda yaşayanlar. Buralarda uluslar arası hukuk ve hak anlayışı daha değişiktir. Dünkü yazımdan ve vurguladıklarımdan dolayı bana çoğu kızdı. Bazı dostlar bile “karıştırma, bırak, insanları aldattılar. Dağıttılar. Akıllı olanlar sattı savdı paraya döndürdü, köşeyi döndü. Şimdi verilen geçersiz tapulara, koçanlara kananlar, feragatname imzalayanlar, gayleyi çeksin. Kalkıp da Rum malları üzerine trilyonlar yatırtanlar, maddi ve manevi kayıpları göğüslenmeye hazırlansınlar. Bu gidişatın sonunu kestiremeyenler, düşünmeyenler, aldatılanlar şimdi anlayacaklar ne oyuna geldiklerini. Ama, hiçten servete konanların umurunda bile değildir. Bu inanılmaz durumu yaratanlar, halkı ve Türkiye’den gelenleri aldatanlar düşünsün ne halt ettiklerini de bu belalara sebep olduklarını” derlerken, çok saygı duyduğum bir, tecrübeli büyüğüm de şunları ekledi. Lütfen, okuyunuz ve düşününüz.
“A oğlum, İngilizler bu Kıbrıs’ı senelerce, asırlarca idare etti. Bizden önce de vardılar buralarda. Sömürdüler. Bakınız bakalım, Osmanlıdan Kıbrıs adasını benimdir artık kira da ödemem dedikten sonra, buralara İngiltere’den nüfus mu getirdi, İngilizlere, İskoçlara, İrlandalılara Kıbrıslıların tapulu topraklarını, mallarını mı dağıttı? İsteseydi o da yapmaz mıydı, yapamaz mıydı? Ama, yapmadı, çünkü, ister sömürgeci ister kolonici desinler, İngiliz kanunlara uydu. İstese kanun da yapardı, bütün Kıbrıs topraklarını Britanya’dan ve başka kolonilerinden taşıyabileceği insanlara dağıtırdı. Yapmadı. H...n beyin dedikleri tam yerinde. Hatta, İngilizler giderken-hoş tam olarak gitmedi ya, Ağroturu, Dikelyayı kendine sakladı- Evkafın mallarını kullandı veya kullanılmasına engel oldu veya zarar yaptı diye o zamanki liderlerimize bir buçuk milyon İngiliz poundu ödedi. Zannedersem Dr. Küçük, Denktaş ve Örek de kendilerine teminat verdi bir daha ne İngiliz’den ne de yeni Kıbrıs yöneticilerinden başka para istemeyecekler diye.
Amerika yahut başka devlet, Rusya bile savaştığı, mağlup ettiği insanların mallarını, topraklarını alıp da Ruslara, başkalarına mı koçanladı. Bizimkiler çok yanlış yaptı. Savaşı kaybetti Rumlar diye onların mallarını kimseye tapulamamalıydı. Biz de güneyden kaçtık, can güvenliği yoktu. Ama bıraktığımız güzelim bahçeleri, evleri, malları Rum idaresi ne kendi göçmenlerine, ne Yunanlılara ne de başkalarına tapulamadı. Hatta bizi davet ediyor, geliniz malınıza oturunuz, mal zaten sizindir. Geliniz buyurunuz diyorlar. Onlar kullanımlarına verdi. Hatta sembolik kira da ödemelerini emretti. Bir de vasi tayin etti, mallarımızı idare etsin diye. İnşallah bir gün, ömrümüz yeterse anlaşma olur da mallarımıza kavuşuruz”.
Şahsen ben bu söylenenleri mantıki buluyorum.
Orams davasını ele alıp da binbir fikir yürütenler, her konuyu milliyetçilikle, kahramanlık ve cesaret duyguları ile değerlendirmeye kalkışanlar, bir de hukuk, hak ve dünya uygulamalarına göz atsınlar. Kendi mallarını başkalarının başka birilerine, kendi izin ve onayları olmadan koçanlamalarına, EVET OLUR, kabulümüzdür derler mi? Canın yongası denilen mallarından vazgeçerler mi, yoksa her türlü yasal yoldan mallarını geri almayı mı denerler.
Daha fazla uzatmaya gerek yok.
Yaşlı, feleğin binbir çemberinden geçmiş, İngiliz sömürge idaresini de görmüş, Kıbrıs Cumhuriyetini ve KKTC olgularını da yaşamış, büyüklerimizin de görüşlerinin alınmasını salık veririm. Geçmişte onlarında görüşleri alınmalı değil miydi?
Geçmişteki hatalar yüzünden yeterince cezaya çarptırıldık, tazminatlar ödedik. Türkiye ödedi, Tazmin Komisyonumuz ödedi... Bırakınız Allah aşkına insanlarımız bir de mahkemelerde, hapishanelerde ezilmesinler Rumun tapulu malları yüzünden. Dünya mahkemelerinin, ABADın kararlarını, değerlendirmelerini tanımayız havasından vaz geçiniz.
Eğer Amerika, kendi kendini Dünyanın polisi, terörle mücadelenin şampiyonu ilan eden süper güç, Irakta, Afganistan’da mal mülk, otel, petrol kuyuları vs. dağıtmaya başlarsa, o zaman, buralarda Rum mallarını dağıtanlar da, alanlar da doğruyu, hukuki olanı yapmış sayılacaklardır.
ALANLARIN, KAPANLARIN, YAĞMALAYANLARIN, KÖŞEYİ DÖNENLERİN YANINA KALACAKTIR.
AMERİKAYI İZLEMEYE DEVAM EDİNİZ. ÇÜNKÜ O DA DÜNYAYA GARANTİ VERMİŞTİ, HER ÜLKEYE ÖZGÜRLÜK, DEMOKRASİ VE BARIŞ GÖTÜRECEKTİ.
GÖTÜRDÜ DE. FÜZELERLE, BOMBALARLA, KAN VE GÖZYAŞI DÖKTÜREREK. BİLMEM O ZAMANKİ BUSH YÖNETİMİ GERİYE BAKIP DA ŞİMDİ NE DİYOR.
05 Mayıs 2009, Salı
Yazar Özcan Özcanhan