Hristofyas Karamanlis Bakoyannis Üçlü Korosu

Özcan Özcanhan

Onursal Üye
Katılım
9 Nis 2009
Mesajlar
62
Tepkime puanı
0
Puanları
0
HRİSTOFYAS KARAMANLİS BAKOYANNİS ÜÇLÜ KOROSU

Ne güzel nağmeler işittik seçkin triodan, bilmem farkında mısınız. Kıbrısı geçtiğimiz günlerde ziyaret eden Yunanistan Başbakanı Karamanlis, Dışişleri Baklanı Bakoyannis ve de Kıbrıs Cumhurbaşkanı Hristofyas demeç üstüne demeç patlattılar. Onları Stefanu, Hristofyasın sözcüsü, Dışişleri Bakanı Kiprianou takip etti. Belliki kendisinden öncekilerin buzikilerini (Yunan halk türkülerini-meyhane havalarını) çok iyi bellemişler.
Sıraladılar ithamlarını ve Türkiye ile Kıbrıs Türklerine çağrıda bulundular. Tehdit bile savurdular. Türkiyenin Avrupa Birliği serüveni Kıbrıstan geçermiş. Kıbrısta bir çözüm bulunmasına Türkiye yardımcı olmalıymış. Türkiye Kıbrıs Cumhuriyeti ile ilişkilerini düzeltmeliymiş, AB ye karşı yükümlülüklerini yerine getirmeliymiş, deniz ve hava limanlarını kıbrıs bandıralı gemilere ve uçaklara açmalıymış, Kıbrısın hakkı olan özel ekonomik bölgelerinde aramalar yapmasına müdahale etmememiliymiş, tacizlerde bulunmamalıymış.
Kıbrısta varılabilecek bir anlaşma Kıbrıs Cumhuriyetinin (federal/konfederal) tek egemenliğine, tek kimliğine, tek uluslararası temsiliyetine, iki kurucu ilin varlığına ve AB prensiplerine göre siyasi eşitliğe dayandırılmalıymış.
Kendileri Türkiyenin AB üyeliğine karşı olmadıkları ve hatta desteledikleri beyanatlarında yer almış. Ancak, neyi vurguluyorlar bakınız. Destekleriz, ama, Türkiyeye açık çek tanımayız. Türkiyenin arzu ettikleri ve istedikleri olmazmış. Aday ülkeler kendi şartlarını ortaya koyamazmış. AB şartları geçerliymiş.....
İyi, güzel de, Yunanistanın ve Kıbrıs Rumlarının hiç mi yükümlülükleri ve sorumlulukları yoktur ?
Türkiyenin ve Kıbrıs Türklerinin kayıtsız şartsız kendilerine ve AB ye teslim olmalarını mı istiyorlar.
Çok beklerler.
Çünkü, Kıbrıs Türkleri de, Türkiye de kendi çıkarlarını, güvenliklerini, ekonomilerini ve geleceklerini garanti altına almayan hiçbir uzlaşmaya, anlaşmaya imza atmayacaklardır.
Şu anda, TC Cumhurbaşkanı Gül, Başbakanı Erdoğan, KKTC Cumhurbaşkanı Talat, hatta UBP Başkanı ve Başbakan adayı Dr. Eroğlu, BM gözetimindeki Kıbrıs müzakerelerinin devamını, bir hakem tayinini, müzakere sürecine bir zaman sınırı getirilmesini desteklediklerini açıklamış durumda. Fakat ne Yunanistan ne de Hristofyas bunları kabule yanaşmıyorlar. Nedeni malum. Zamanın leyhlerine işlediğine inanıyorlar. Türkiyenin aleyhine AB den rapor çıkmasını, Türkiyeye ve Kıbrıs Türklerine baskı uygulanmasını bekliyorlar. Bilmiyorlar mı ki baskı ile empoze edilebilecek herhangi bir çözümün ömrü uzun olmayacak.
Adanın yeniden gerginlikler, sıcak çatışmalar ve kan dökülmesine sahne olmasının kimseye yarar getirmeyeceğini de mi düşünemiyorlar ? Adanın bölünmüş kalmasından korktuklarını söylüyorlar. Hristofyas Kıbrısı yeniden birleştirmek için uğraşıyormuş.. Böylesi politikaları ile mi ada birleştirilecek? Ünlü gazeteci Lukas Haralambus kendilerini kaçıncıdır uyarmıyor mu? İzlemekte olduğunuz bu politika ile adanın taksimini ebediletiriyorsunuz demiyor mu? Ama, ona kulak veren yok. Karoyanın, Omirunun, Kutsunun, Predikesin, Başpiskopos Hrisostomosun, Lissaridesin Kıbrıs Rum halkını ve Yunanistanı badirelere, maceralara sürüklemekte olduklarını da mı göremiyorlar?
Tekrar ediyorum. Bu gidişat kıbrısı ikiye taksime değil, dörtlü besşli taksime götürecek. Şöyleki, güzelim adamız İngilizler, NATO, Amerika, Yunanistan ve Türkiye arasında paylaşılacak?
Yok mudur Kıbrısta ve Yunanistanda bu tehlikeyi kavrayacak, ileriyi görebilecek politikacılar, siyasi liderler?
Bizim için, Kıbrıslı Türkler açısından mesele yok. Çünkü , biz adanın aramızda paylaşılmasına dünden razıyız. Yeterki, şu anda kontrolümüzde olan coğrafya parçası bizlere bırakılsın. Yeteki Kuzey Kıbrısta bizler egemen olalım, kendi geleceğimizi, kendi yönetimimiz altında kendimiz tayin edelim.
Karamanlis, Dora Bakoyannis, Hristofyas, Markos Kiprianou ve Stefanos Stefanu ile Rum siyasi parti liderleri bir an önce karara varsınlar, gerçek tehlikeleri görsünler. Görmezler, göremezlerse, adama gösterenler çıkar, unutmasınlar. Yalnız onlara değil, bizlere de gösterecekleri çok şey olan süper güçler bulanık sularda boşuna avlanmazlar.

Yazar Özcan Özcanhan
29 Nisan 2009, Çarşamba
 
Üst