Gençlik Ruh Sağlığı

CANBULAT

-Otağ Hanı-
Katılım
21 Mar 2008
Mesajlar
4,111
Tepkime puanı
0
Puanları
36
Konum
Tanrı Dağları Yaylağım, Orhun Nehri Sulağım
Genç Gelişimi
Gençlik dönemi çocukluktan erişkinliği dek uzanan dönemdir. Başlangıç ve bitiş sınırları kesin olmamakla birlikte 10-20 yaşları arasını kapsar. Bu dönemde erkek ve kızlarda bedensel, ruhsal, cinsel, bilişsel yapıda değişiklikler olur.
resim_147.jpg
Gençlik belirtilerinin görülmesinde kişiler arasında farklar vardır. Ortaokul lise yıllarına denk gelen ergenlik dönemi sırasında, organizmada gerçekleşen fizyolojik ve biyolojik değişiklikler, bu çağa çocuk olarak giren bireyi dönemin sonunda genç bir yetişkine dönüştürür.
Kızlar ergenlik dönemine erkeklerden yaklaşık iki yıl önce girerler. Kız ve erkeklerde boy uzaması görülür. Kızlarda boy uzar, kilo artar, koltuk altı, genital bölgelerde kıllanma olur. Yağ dokusu gelişir. Bu nedenle kızlar kilo aldıklarında sık sık yakınırlar. Ancak bu normal bir gelişmedir. Deride yağlanma olabilir. Bunun sonucunda sivilceler oluşabilir. Dengeli ve sağlıklı beslenme, spor, kilo ve ergenlik sivilceleri konusunda sorun yaşayan gencin gelişimine olumlu etkiler. Gençlik döneminde kızlarda adet görme başlar. Adet görme vücudun normal işlevlerinden biridir.
Erkeklerde de boy uzaması görülür. Koltuk altında, genital bölge ve göğüs bölgesinde kıllanma görülür, sakal ve bıyık çıkmaya başlar. Ses kalınlaşır. Kas dokusu gelişir. Üreme organlarında gelişme ve penis sertleşmesi başlar. Bu dönemde cinsel gelişmenin hızlanması nedeniyle kız ve erkek ergenlerin bilgilendirilmeleri son derece önemlidir. Kendindeki değişimlerin farkında olan genç bu değişimi daha iyi anlayabilmek için bilgi edinmek isteyecektir. Bu bilginin çevreden öğrenilen eksik, yanlış bilgiler yerine ailede verilmesi daha ergenin gelişimini olumlu etkileyecektir.
 

CANBULAT

-Otağ Hanı-
Katılım
21 Mar 2008
Mesajlar
4,111
Tepkime puanı
0
Puanları
36
Konum
Tanrı Dağları Yaylağım, Orhun Nehri Sulağım
Genç-Aile İletişimi

Onları gözlemleyin
İlk gençlik döneminde ortaya çıkan sorunlar fark edilmezse, ileride çeşitli zeka problemlerine ve psikolojik rahatsızlıklara yol açabiliyor...
resim_093.jpg
Gençlik dönemi, bireyler için için çok önemli yılları kapsıyor. Çünkü ileride şekillenecek tüm ruhsal ve psikolojik sorunlar, bu yıllarda başlıyor ya da ortaya çıkıyor.

İşte bu yıllarda çocuklar üzerinde etkin bir kontrol mekanizması kurulur ve takipleri yapılırsa, birçok problemin önüne erkenden geçmek imkanı önümüze çıkıyor.
Okul Dönemi
Memory Center Ergenlik Bölümü uzmanlarından Dr. Ahmet Çevikaslan, anne ve babaların bu konularda dikkatli olmaları gerektiğini hatırlatıyor: "Birçok ruhsal ve gelişimsel hastalık, erken çocukluk çağında veya okul döneminde kendisini göstermeye başlar. Örneğin otistik bozukluk, zeka geriliği, konuşma bozuklukları, özel öğrenme güçlüğü, dikkat eksikliği-hiperaktivite bozukluğu, tik bozuklukları ilk belirtilerini 6 yaşından önce verirler.
Ayrıca, daha çok erken erişkinlik döneminde karşımıza çıkan depresyon, iki uçlu mizaç bozukluğu, şizofreni, kişilik bozuklukları, yeme bozuklukları, vb. erken yaşlarda kendilerini hissettirirler.
'Tedbir Alınmalı'
Dolayısıyla, çocukluk çağında ortaya çıkabilen bu problemlerin erken tanınması ve tedavi yardımı aranması, daha ileride çıkabilecek daha büyük problemlerin önüne geçme fırsatı verecektir.
Aksi takdirde; bu problemlerin yeterince önemsenmemesi ve profesyonel yardım alınmaması ya da alınan yardım ve tedavinin yetersiz kalması, çocuk büyüdükçe daha zor durumlar için zemin oluşturacaktır.
 

CANBULAT

-Otağ Hanı-
Katılım
21 Mar 2008
Mesajlar
4,111
Tepkime puanı
0
Puanları
36
Konum
Tanrı Dağları Yaylağım, Orhun Nehri Sulağım
Genç ve Okul
Okul hayatının en önemli devresi, ergenlik yıllarına rastlıyor. Geleceğini belirleyen gencin bu dönemi atlatması için, ona yardımcı olmak gerekiyor.
a_08.jpg
Uzmanlar, ergenlik çağında gençlerin yaşadığı stresin öğrenme ve okul hayatındaki başarıyı çok fazla etkilediğini belirtiyor.
Ergenlikte yaşanan bu stres doğru yöne kanalize edilebilirse, hem başarı hem de öğrenme kendiliğinden geliyor. Zaten okul hayatında başarılı olan gençlere bakıldığında, bunların ergenlik stresini yenebilen ve bu konuda başta ailesi olmak üzere çevresinden sürekli destek alan bireyler olduklarını görüyoruz.
Memory Center doktorlarından Uzman Çocuk Psikiyatristi Ahmet Çevikaslan, ailelere ve öğretmenlere çok önemli ipuçları ile yol gösteriyor:
'Öğrenme Şekilleri Farklıdır'
"Beyin ağı, herkeste değişik biçimde kurulmuştur. Bu nedenle, her bireyin öğrenme şekli farklılıklar oluşturur. Anlatılanlar arasında, beynin onu kavrayabilmesi için belirli aralıklar ve süreler olması gerekir. Tüm bilgiler arka arkaya sürekli gelirse, bilgi aktarımı ve hafızaya kaydetme gerçekleşmez. Eğer bir öğrenci anlatılanları kendi öğrenme tarzına göre ayarlayamazsa, öğrenmesi gereken şey onun için stres kaynağı olur.
 

CANBULAT

-Otağ Hanı-
Katılım
21 Mar 2008
Mesajlar
4,111
Tepkime puanı
0
Puanları
36
Konum
Tanrı Dağları Yaylağım, Orhun Nehri Sulağım
Sınav Kaygısı

Sınav öncesi öğrencilerin üzerinde büyük bir yük vardır.Dersler birikip ağırlaşmıştır, beklentiler yüksektir. Nasıl başaracağını bilememektedir.
Bu gerilim içerisindeki genç çoğu zaman karamsarlığa düşer , ümitsizlik duyguları gelişir. Daha sonra mücadeleyi bırakıp yenilgiyi kabul eder.
Pek çok zeki genç bu nedenle başarılı olamamaktadır. Sınav öncesi olumlu düşünce gücünü kullanmayı başarabilen genç ise zorluğu aşmayı başarabilmektedir.
Yapılan araştırmalar sınav öncesi kaygı düzeyinin ameliyat öncesi kaygı düzeyinden bile yüksek olduğunu göstermiştir.
Kız öğrencilerde erkek öğrencilere göre sınav stresi daha yüksek çıkmaktadır. Bunu önemli bir nedeni onlara okumak için verilen şansın az olması olabilir.
Sınav gerilimi yaşayan bir gencin en çok söylediği sözler şunlardır.
“Yemek yiyemiyorum, uykularım kaçıyor, hayattan zevk alamaz oldum, başaramazsam ölsem daha iyi, kazanamazsam mahvolurum”.
SINAVA VERİLEN ANLAM
Sınav kişiliğin değerlendirilmesi değildir.Öğrencinin bilgi ve çalışmasının değerlendirilmesidir.
Öğrenci başarılı ise iyi öğrendiği , başarısız ise iyi öğrenemediği ortaya çıkar. İyi insan veya kötü insan olduğu ortaya çıkmaz.
BAŞARI BASKISI
Sınavda başarısız olunabileceği düşüncesi başaramamak korkusuna dönüşür. Başaramama korkusu kaygı düzeyini yükseltir.Kaygı düzeyinin yükselmesi beyinde stres hormonları salgılatır.Stres hormonları öğrenme yeteneğini düşürür.Böyle bir kısır döngü ile başarısızlık ihtimali yüksektir.
Çözüm başarıya verilen anlamda yatar.
“Başarırsam hayatımın önemli bir dönüm noktasını aşacağım.Başarısız olmam aptal , beceriksiz bir insan olduğumu göstermez.Daha fazla çalışmamın gerektiği ortaya çıkar”, denilmelidir
 

CANBULAT

-Otağ Hanı-
Katılım
21 Mar 2008
Mesajlar
4,111
Tepkime puanı
0
Puanları
36
Konum
Tanrı Dağları Yaylağım, Orhun Nehri Sulağım
Gençlerde Yeme Bozuklukları

Zayıflama Gayreti
Gençlik yaşındaki gençler, çevrenin etkisiyle kendi vücutları konusunda yanlış yönlendiriliyor. Sonuçta, ciddi sağlık problemleri ortaya çıkabiliyor
resim_038.jpg
Gençlik çağındaki çocuklar kendi iç dünyalarında yaşadıkları sıkıntılardan başka, dışarıdan ve çevrelerinden gelen etkilerle de yanlış yönlendirilebiliyorlar.

"Günümüzde çocuklar ve ergenler, tüketime dayalı birçok sektörün hedef kitlesi haline gelmiştir."
Kendisine henüz bir hedef koyamamış ya da geleceği ile ilgili sağlıklı plan yapamamış genç, çok çeşitli etkenler karşısında bocalayarak bunalıma girebiliyor.
Özellikle bu yaşlarda meydana gelen fiziksel değişimler, gençlerin kendi vücutlarıyla sorun yaşamalarına neden oluyor. Arkadaşlarının ya da basın yayın organlarının etkisiyle kendi vücudunu beğenmeyen genç, başta diyet olmak üzere birçok yola başvuruyor ve zaman zaman ciddi sağlık sorunlarıyla da karşılaşabiliyor.
Uyarılar...
Memory Center'ın Uzman Çocuk Psikologu Hande Sinirlioğlu da bu konulara dikkat çekerek, anne ve babaları uyarıyor. Çevreden gelen psikolojik etkilerin çocukları olumsuz yönlendirdiğini belirten Hande Sinirlioğlu, anne ve babaların bu yanlış yönlendirmeler konusunda çok dikkatli ve uyanık olmaları gerektiğini belirtiyor. Hande Sinirlioğlu, gençlerdeki değişimlerle ilgili şu bilgileri vererek anne-babaları uyarıyor:
Günümüz toplumunda çocuklar ve ergenler, tüketime dayalı birçok sektörün hedef kitlesidir. Doğal olarak, hem gıda hem de güzellik endüstrisi bütün pazarlama olanaklarını bu gruplar için kullanmaktadır. Bir yandan marka haline gelmiş bol kalorili popüler fast-food zincirleri beslenme alışkanlıklarında dengesizliğe yol açmakta, diğer yandan ise kitle iletişim araçlarının güzelliği santimlik ölçülere indirgeyen anlayışı, sürekli olarak gençliği baskı altında bırakmaktadır.
Bir de bunların üzerine gencin kendi bedeni ile uğraşma merakı eklendiğinde, neredeyse aç kalma sayılabilecek diyetlerin ergen kültürünün bir parçası haline gelmesi daha kolay anlaşılabilir.
 

CANBULAT

-Otağ Hanı-
Katılım
21 Mar 2008
Mesajlar
4,111
Tepkime puanı
0
Puanları
36
Konum
Tanrı Dağları Yaylağım, Orhun Nehri Sulağım
Gençlerde Alkol ve Madde

Günümüz dünyasında madde bağımlılığı ve madde kötüye kullanımı insanlık üzerinde din,dil,ırk,güçlü güçsüz ayrımı yapmadan hem toplumların hem de kişiliklerin yaralandığı zarar gördüğü çok geniş açıdan incelenmesi gereken bir insanlık sorunudur.
resim_044.jpg
Bireysel açıdan ele alındığında karşımıza çıkan durum sebepleri ve nedenleri anlaşılır davranılması zararlı ve belli bir noktadan sonra kişilik kaynakları ile dayanmayı aşan ve insanı kölesi haline getiren bir karmaşalar yumağıdır.Küçük açılımlar şeklinde incelenecek olursa özellikle genç insanların bağımlılık kavramı ile nasıl ve nerede karşılaştıkları,nasıl bağımlı oldukları ve kurtulma yolları basit biçimde şöylece ortaya konabilir.
Madde Bağımlılığının Nedenleri?
Madde bağımlılığı bir ihtiyacın sonucunda ortaya çıkar ve maddeyi kullananın kişiliği ile çok ilgilidir.Özellikle bilinçli kullanıcılar maddenin ruh hali üzerinde yarattığı etkiyi de bilidikleri için kullanırlar ve madde hakkında daha az bilgisi olanları da bu yolla etkilerler.Sonuç olarak madde karşılaşılan sorundan kaçmak ve sanal olarak yapay sorunsuz bir dünyaya kaçıştır.Kısa süreli olsa da...
Yapılan araştırmalar göstermiştir ki madde kullanan insanlar belirli sosyal problemleri ortak yaşadıklarından dolayı daha kolay bir araya gelebilmekte ve birbirlerini etkileyebilmektedirler.
 

CANBULAT

-Otağ Hanı-
Katılım
21 Mar 2008
Mesajlar
4,111
Tepkime puanı
0
Puanları
36
Konum
Tanrı Dağları Yaylağım, Orhun Nehri Sulağım
Gençlerde İntiharlar

Ülke Almanya, 70 yaşın üzerinde yalnız yaşayan iki eş, bir gün bir not bırakıyorlar ve birlikte ölümü seçiyorlar. Notta , “34 yıldır kapıcıdan başka kapımızı çalan olmadı, artık yaşamak anlamsızdır” cümlesi yer alıyordu.
Ülke Türkiye, yer İstanbul. Bir kutu ilaçla yaşamına son veren 17 yaşındaki genç şu notu bırakıyor: “Beni sevmediniz, beni anlamadınız, bana yardım etmediniz, hep kendiniz için yaşadınız. Şimdi bensiz kalın ve görün. ”
Dünya Sağlık Örgütü ( WHO ) intiharları geleceğin sağlık sorunu olarak ilan etti. Sanayileşmiş ülkelerde intiharla gelen ölüm, ilk üç ölüm nedeni arasına girdi.
İntihar olayları ülkelerin gelişmişlik düzeyi ile ters orantılı bir tablo çiziyor. Batılı düşünürler bunun nedenini araştırma konusunda ciddi arayışlar içerisindeler. Modernleşme ve aydınlanma ile insanlık ilerleme ve gelişmeyi çok hızlandırdı. Fakat buna paralel olarak mutluluk , doğru orantılı gitmedi. Toplumsal düzenler insanın mutlu olması için oluşturulur. Son iki yüz yıldır oluşturulan toplumsal düzen ve kabullenilen yaşam felsefesinde hangi yanlışlar vardı?Postmodernizmde bunun sorgulaması yapılıyor. İnsan odaklı yaşam felsefesi diyebileceğimiz postmodernizm şu sorulara cevap arıyor. ”Hayatın ve ölümün sırrı nedir?, ne için yaşıyoruz?, hayatımın sonu ne olacak?, sonsuzluğun sonu nedir?”Bu sorulara verilen cevap “Hayat yaşamaya değer veya hayat bir anlamsızlıktır” sonucuna götürür.
İNTİHAR HIZI ARTIYOR MU?
Son yıllarda intihar olaylarında rastlanan artış tesadüfi değildir. Biyolojik, psikolojik ve sosyolojik pek çok nedenleri vardır.
İntihar olgularındaki artış sadece Türkiye’de değil bütün dünyada birinci sağlık sorunu olmaya başladı. Genç yaş grubunda olması dikkati çeken diğer özelliktir.
İntihar hızı Japonya, Almanya, Finlandiya, İsviçre’de 100.000 de 25 , ABD. ve İngiltere’de 100.000 de 12 iken Türkiye’de 100.000 de 2 civarındadır. Bu, senede 1300 intiharlı ölüm demektir.
Bugün intiharla ölüm İngiltere’de trafik kazalarında ölümden fazladır.
Türkiye’de bir yılda 5-14 yaş arası 40-50 çocuk canına kıymaktadır.
 

AŞİNA

Dost Üyeler
Katılım
20 Şub 2008
Mesajlar
2,406
Tepkime puanı
0
Puanları
0
Emeğinize sağlık. Gerçekten çok aydınlatıcı ve bilgilendirici olan çok önemli konuyu bizimle paylaştığınız için çok teşekkür ederim. :):)
 
Üst